ceset

Katil denildiği zaman akla direkt erkek profili çiziliyor, ama kadın katiller de var ve bir tanesi içimizde. Yirmi yaşını henüz bitirmiş babasının prensesi annesinin kıymetlisi olan güzelim genç kız..Ve ondan büyük güçlü tehditkar erkek kuzeni. Beş yıl önce başlamış bu eziyet, akraba ziyaretine gelen erkek kuzeni evde kimsenin olmayışından faydalanıp tecavüz etmiş, daha dünyayı insanları yeni yeni çözmeye başlayan çaresiz küçük kızımızı. Ardı arkası kesilmeyen tehditler, susması için öldürürüm diyen bakışlar ve daha fazla gerçekleşen tecavüz olayları. Televizyon da bu tür olaylara denk gelen genç kızın ailesi "vah yazık, nasıl kıyıyorlar Allah yardım etsin kızlara" derken o ağzını açıp "bende o kızlardanım" diyemiyordu. Birgün öyle bir cesaret geldi ki, bu sefer o cani adam onun canını değil kendisi bunca zaman yaşadıkları sebebi olan pislik kuzeninin canını yakacaktı. Geldi o gün yine gizlice açıldı kapı yatağına adımladı, üstü çıplaktı yakalanmamak için işini çabucak hallederdi. Bugün o yastığın altında olan bıçak saplanacaktı bir tarafına. Usulca girdi yatağa eli orda burda dolaşırken genç kızın elide yastığın altında ki bıçağı buldu, öyle bir hızda sapladıki sırtına nasıl olduğuna kendisi bile şaşmıştı. Yatakta bu sefer kendisinin tertemiz kanı değil pisliği içinde taşıyan caninin kanı vardı.. 

En ufak kokuyu algılayan burnumuz bugün yanan bir ateşin değil güzel kokan bir çiçeğin değil yeni fırından çıkmış kekin değil cesetin kokusunu aldı. Çürümüş beden kokusu genzimizi yakıp geçerken midemizin bulanmasına neden oluyordu. Bir apartmanın 6.dairesinde kalan henüz bir yılı dolmamış yeni evli cicim aylarını yaşayan çiftimizin hikayesi! Sözde aşk evliliği,gördüm beğendim deli gibi tutuldum, ama biz insanoğlunda öyle bi duygu vardırki geriye kalan bütün duyguları arkasında açmış olduğu uçsuz bucaksız kuyunun diplerine yollar ve kayalarla kapatır o kuyunun ağzını. Sadece dört gün önce yemeğe giden çift, garsonun gelip yanlışıkla güzel kızımız eline çarpmasıyla başladı bu kötü duygu yani kıskançlık. Kendine ait olana kimse dokunamazdı ama o gün biri dokunmuştu, siparişler iptal edildi eve gelene kadar sessiz yolculuk aslında kıyametin geleceğinin haberiydi. İçindeki öfke ve kıskançlık birlik olup genç adamı hızla mutfağa götürüp ekmek bıçağını almasını sağladılar. Aynı şekilde hiç bekletilmeden defalarca kes neden öldürüldüğünü bile anlamayan kadına saplandı. Bir defa değil iki defa değil üst üste defalarca kes artık bıçaklanacak yer kalmayana kadar devam etti. En nihayetinde yorulmuş olacak ki durdu ellerinde aşık olduğu kadının kanı beyninde "o yoksa bende yokum" düşüncesi. Tam şah damarının üzerine derince attığı bıçak darbesiyle yere yıkıldı.. Bu işlenmek için işlenmiş olan cinayetin ardında kalan ise, dört gündür haber alınamayan karı kocanın cansız bedenlerinden gelen çürük insan eti kokusuydu.... 

Flaşlar patladı bugün. Flaşlar çok sevilen herkesin hayran olduğu biri için üst üste patladı. Evet bugün cinayete kurban giden bir ünlüydü. Tek suçu güzel şan şöhretle güzelliğine güzellik katan biriydi. Ama bir sorunu vardı, kimsenin hatta onun bile bilmediği peşinden sinsi bir yılan gibi gelip en sonunda canını yakmak için zehirli diliyle soktuğu bi bela..Şizofreni olan katil, sevgili ünlümüzü beyninde onu öldürmesi için yalvaran bi ruh oluşturmuştu. Cinayet tarihinide o günü kendisi değil  o ruh seçmişti, tabi bu kendi için öyleydi. Kurbanın kaldığı siteye girdi. Evine odasına sızdı. Yatağında melek gibi uyuyan bu güzelin artık gerçek bir melek olması lazımdı...