lilihtinmyvein

Gözlerimde geçmişin emareleriyle gecenin karanlığını izlerken bir sürü anın içinden akıp gidiyordum. 'Korktun mu sen?' dedi adam kızını kollarıyla sararken. 'Senin yanında baban var neden korkuyorsun?' 
          	
          	Burnumun direğinin sızladığını, gözlerimin cayır cayır cayır yandığını ve boğazımdaki o yumruyu hissettim. Ağlayacak mıydım? Hayır. Artık ağlamıyordum. Artık ağlayamıyordum. Babam için tüm yaşlarımı tüketmiştim, şimdi sadece bir çölden ibarettim.
          	
          	'Benim babam var de,' diyerek dudaklarını kızının yanağına bastırdığında bile dikkatle onları izliyordum. Gözlerim gökyüzünü en tepesine çıktı, derin bir nefes ciğerlerime dolsa da kor ateş olup ciğerimi deldi geçti.
          	
          	Bir çocuk babasını yanında olduğunu bildiğinde tüm dünyayı karşısına alabilir miydi?

lilihtinmyvein

Gözlerimde geçmişin emareleriyle gecenin karanlığını izlerken bir sürü anın içinden akıp gidiyordum. 'Korktun mu sen?' dedi adam kızını kollarıyla sararken. 'Senin yanında baban var neden korkuyorsun?' 
          
          Burnumun direğinin sızladığını, gözlerimin cayır cayır cayır yandığını ve boğazımdaki o yumruyu hissettim. Ağlayacak mıydım? Hayır. Artık ağlamıyordum. Artık ağlayamıyordum. Babam için tüm yaşlarımı tüketmiştim, şimdi sadece bir çölden ibarettim.
          
          'Benim babam var de,' diyerek dudaklarını kızının yanağına bastırdığında bile dikkatle onları izliyordum. Gözlerim gökyüzünü en tepesine çıktı, derin bir nefes ciğerlerime dolsa da kor ateş olup ciğerimi deldi geçti.
          
          Bir çocuk babasını yanında olduğunu bildiğinde tüm dünyayı karşısına alabilir miydi?

lilihtinmyvein

An itibariyle 8000 olmuşuz?? MAHİ yayımlanmaya başladığından beri her daim bizimleydiniz, bu hikâyenin köklerini sağlamlaştırdınız. Bu yüzden her birinize minnettarım, iyi ki varsınız ve iyi ki yollarımız bu hikâyede kesişmiş. Belki bu sayı bazılarınız için çok küçüktür fakat benim için her bir rakamı ayrı ayrı kıymetli, tıpkı sizler gibi. Bu yola çıktığımda beni aydınlatan şey ufak bir kibritten ibaretken şimdi her birinizin desteğiyle bir meşaleye dönüştü, bunu yaratan da sizlersiniz.
          
          Yirmi altıncı bölümden ufak bir alıntıyla ben de size teşekkür etmek istedim. Daha da büyümek, kocaman olmak dileğiyle. Her biriniz tek tek, çok kıymetlisiniz. En kısa zamanda yeni bölümle buluşmak dileğiyle. İyi geceler. 

lilihtinmyvein

26. SAKAT KALMIŞ RUHLAR, DİMDİK BEDENLER 
          
          "Bazen suskunluk, kullanılabilecek en büyük silaha dönüşebiliyor, Andaç. Küçüksün fakat her şeyi anlayabilecek kadar da zekisin. En başından beri senin göründüğün kadar saf olmadığını biliyordum."
          
          "Herkesin yerin altına gömdüğü ve hiç el sürülmemiş bir yanı vardır." Gözlerinin mümkünmüş gibi en içine baktım. "Benim yerin altındaki yanımı gömdüğüm toprağı eşelediler. Bana el sürmediler, beni paramparça edip yeniden o toprağa gömdüler."
          
          "Eve gitmeden önce sana olan davranışım hiç bilmediğim bir duyguyu kalbime bıraktı. Bunun ne olduğunu çok düşündüm, her şeye rağmen yine yanıma gelip dikilesiye kadar çok, çok düşündüm. En sonunda buldum."  Bir şey dememi beklemediğini gözlerindeki ifadeden anlayabiliyordum. Hiçbir zaman onunla diğerleriyle olduğum gibi samimi olma fırsatı bulamasam da şu an buradaydım ve yanımda Çağan'dan başkası yoktu. "Pişmanlık."
          
          "Sorun değil."
          
          "Evet, bu bir sorun." Yorgun bir şekilde ellerini yüzüne kapatıp gözlerini ovuşturdu. "Vuslat'ın kalan tek yanı sensin. Bu yüzden daha da kıymetlisin. Sadece bir an, bunların sorumlusu olarak hissettiğim anların birinde, sana dediklerimden dolayı da sorumlu hissediyorum. Ben-"
          
          Ellerimi dostça onun omuzlarına bastırdım. Yüzümden hiçbir şey okunmuyor, yüzünden hiçbir şey okunmuyordu. Sadece aramızda ördüğümüz bağların ilmikleri vardı. "Her şeyi değiştirebileceğini düşünüyorsun. Eğer daha dikkatli olsaydın, olanları fark edip önleyebilirdin, değil mi?"
          
          "Bunu yapardım."
          
          "Ben fark ettiğim hâlde onun vurulmasını önleyemedim. Namlunun hedefindeki bendim, Yiğit'in bakışlarını hâlâ hissedebiliyorum. Ağır ağır namlunun Vuslat'a doğru dönüşünü, Tuncay'ın Yiğit'e seslenişini ve Yiğit'le Vuslat'ın burun buruna gelmesini, silahın patlamasını..." Gözümden bir damla yaş çeneme doğru aktı ve sesim gittikçe kısıldı. "Onun hiç dizlerinin üstüne düşmeyeceğini zannederken olduğu yere yığılıp kalmasını... Ben de gördüm, Çağan. Ama hiçbir şey yapamadım."
          
          ●
          

lilihtinmyvein

MAHİ'nin düzenlenen ikinci bölümü, GELECEKTEN UZANAN EL, şu an yayımda! Duyuruyu görmeyenler için GİRİŞ ve GELECEKTEN UZANAN EL bölümlerinin düzenlenmiş hâllerine ulaşabilmeniz için iki bölümü de güncelledim. İleride düzenlenecek bölümlerde de aynı şekilde yeniden yayımlanacak ve yeni hâline ulaşmak isteyenler bildirime tıklayarak bölüme gidebilirler.
          
          Yine belirtmek isterim ki, düzenlenmiş ve düzenlenecek bölümler OLAY AKIŞI DEĞİŞTİRİLMEDEN yeniden yazılmaya başlanmıştır. 
          
          Hepinize keyifli okumalar dilerim. :)

lilihtinmyvein

Herkese merhaba,
          
          MAHİ'nin GİRİŞ bölümünün düzenlenmiş hâli yayımda! Yeni hâlini okumak isteyenler ilk bölüme giderek okuyabilirler. Oy vermeyi ve yorum yapmayı ayrıca düzenlenen bölümlerden haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayın.
          
          Hepinize keyifli günler. ^^