isntaren

bir burukluk hissi var, 
          	ağlatmıyor ama saatlerce boş duvarı izletiyor.

isntaren

yaşamın,
          sana, bilmediğin, anlamadığın bir dilde; 
          yabancı, tanımadığın bir üslupta, 
          şarkı söyleyen biri gibi gelecek: 
          söylenen şarkı seninle ilgiliymiş, 
          senden söz ediyormuş, 
          sana söyleniyormuş gibi bir duygu duyacaksın hep; ama,
          hep de, bilmediğin, anlayamadığın bir dilde, 
          sana yabancı, 
          tanımadığın bir üslupta olacak duyduğun...

isntaren

bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, 
          kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, 
          kendimi bir yer edinemiyorum, 
          kendime bir yer... 
          kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, 
          ölü ben'im kendini izlesin her yandan, 
          o tuhaf sır içinden! 
          paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. oyuncağı panik olan sayrı yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.

isntaren

çok dayanırım, savaşırım. 
          öyle çok savaşırım ki vazgeçemeyeceğime inanırsınız. 
          ama bir gün gelir karşıma otursanız, ağlasanız, bağırıp çağırsanız duymam. 
          kahve uzatsanız görmem, kalkıp çarpsam yanmam, acınızı bile duymam. 
          ben komple silerim, kafamdan yeryüzünden gözümün önünden silerim.