ve evet, birini çaresizce sevmek çok acıdır. görmek istersin, göremezsin. dokunmak istersin, dokunamazsın. için gide gide saatlerce izleyemezsin. bu da senin imtihanın olur çıkıverir ya!
sabredersin, o kadar çok sabredersin ki artık tükenirsin. ama yine de bir aptal gibi beklersin. belki bir gün gelir diye. belki bir gün sarılırım diye. sonra bu 'belki bir gün'ler çoğalır. çoğalır da çoğalır... seni bitirmeden durmaz.
kalp ağrıların başlar. bazen çok sık atarken bazen kriz geçirtecek derecede yavaş atar. bazen duruyormuş gibi de hissedebilirsin. bu çok olağan...
unutmak istersin ya bu anlarda. hatta bir ara unutursun da. ama sonra karşına onun gibi biri çıkar, tüm unuttukların boşa gidiverir. ah, bu çok kötüdür... bu diptir, bu en zorudur. bu, ölüm gibi bir şeydir ama kimse ölmez.
içindeki bu aşkı alması için Allah'a dua eder bir halde bulursun kendini. "Allah'ım nolur, içimdeki bu aşkı al. dayanamıyorum. yardım et." der ağlarsın ya. yaşayan bilir.
yine de her şeye rağmen bir 'ama' kelimemiz vardır ya. çok çektirir sana ama sen yine de onu -çaresizce- sevmeye devam edersin. kendini böylesine güzel bir işkenceden alıkoymazsın asla. çünkü onu sevmek çok güzeldir.
unutma; kalbine dokunabilenler, onu kırabilirler de...