"Öpmek utandırıyor mu seni? Gözünü yum hadi, Ben de gözümü yumunca gündüz gece olacaktır. İki gönül bir olunca aşk şöleni başlar şimdi: Korkma, oyna: Oyunumuz gözden ırak kalacaktır. Üstüne uzandığımız şu hareli menekşeler
Ne isteriz bilmez, ne de ele güne bir şey söyler.
"Canım dudaklarındaki o doyum olmaz bahardan Belli, meyven olgun değil, ama tatmak gerek seni Vakti akıllıca kullan, uzak durma fırsatlardan; Güzellik, yaratılmışken heba etmesin kendini. Kıvama erdiğinde toplanmayan güzel çiçekler
Çok geçmeden çürüyerek kendilerini yok eder.
"Yüzüm çarpuk çurpuk olsaydı, kaknem, bitik ve bozuk,
Hâlim gudubet, kaba saba, huyum kötü, sesim tiz, İçim geçmiş, iğrenç, aksırıklı tıksırıklı, soğuk;
Gözlerim yarı kör, kısır, cılız, kuru ve mecalsiz
Sana uygun olmam diye tereddüt edersin belki Ama bende hiç kusur yok, niçin tiksiniyorsun ki?
"Benim alnıma iyi bak, bir tane kırışık yoktur, Gözlerim mavi, ışıl ışıl; bir şey kaçmaz onlardan,
Bir bahardan bir bahara güzelliğim büyür durur, Etim yumuşak ve dolgun, şehvetim sıcak buhardan.
Pürtüksüz, nemli elimi tutarsan kendi elinle Avcunun içinde erir, belki de görünür öyle.