heartmistt

yaşananlar sikti yaşamımı.

responsex

canımın içinden daha ötesin. 

responsex

umrunda değildi zaten yakışıp yakışmaması. kirpiklerini kesmene hâlâ ağız dolusu küfredebilirim. hayatımın en güzel manzarası hep senin gözlerindi. acıya bu kadar boğulmuş olman yeri geldi senden çok beni boğdu. yine de her günün sonu sen varsan aydınlığa çıktı. şimdi yoksun. yolumu aydınlatan ışığımı kendinle beraber götürdün. gel. sandığının aksine ben geceleri sevmiyorum. kafamda binbir fırtına kopuyor alkan. binbir kıyamet birbirini kovalıyor.
Reply

responsex

nasılsa yoksun diye sana söylemediklerimle dolduracağım burayı biraz. bu şiiri ilk okuduğumda nefret etmiştim, ne hissettirdiğini hâlâ unutamıyorum. yokmuş gibi davrandığın kalbinin acısına somut bir şeyle tanık olmak nasıl bir şeydi bilemezsin. nazlıdan çok nefret etmiştim. kan revan içinde olsan ah demeyecek sen yazmışsın. zor. bizim gibi olmak zor. zaten kolayı sevmezsin. kolay kazanılan kolay gider çiçeğim derdin. artık kolay da olsa bir şeylerin gelmesine ihtiyacım var. ilk sen gel. sen varsan diğerleri mühim değil. benim sana olan sevgim senin defneye olan sevgin gibi. onu kaybetmeye yaklaştıkça ne halde olduğunu görüp anlam veremediğim çok zaman oldu. insan, alenen zarar gördüğü bir yerde durmak için neden bu kadar inat eder diye düşündüm. bazı yerler öyleymiş alkan. o seni bıraksa da sen elini ondan çekemiyormuşsun. ellerim sana uzanmak için yaratılmış, başka bir şeye uzanmak haram sanki. hayatım senin iyiliğinin üzerine kurulmuş ve sen dünya üzerindeki tüm iyiliklere karşı vârolmuş birisin. benim trajedim de bu. derin sularda yok olma ihtiyacına hep öfke duydum hep. mumla aranacak kadar iyiyken cesedinin bir karış yer kaplamasına değer görmedin kendini hiçbir zaman. en çiçekli günlere gündüzlere layıkken geceye hayran bir adamsın. okyanuslardan hep nefret ettim alkan. senin içinde boğulma sevdan yüzünden. gecelerden iğrendim. yalan yok sevdim de. her okyanusun ucu sana çıkacak her geceyi sen aydınlatacaksın diye. çok sigara içmeyi senden öğrendim. içmediğimi söylediğim çoğu gün en az senin kadar içmiş oluyordum. bazı şeyleri halletmeyi senin yöntemlerinle denedim. hallolmadı. saçlarını sıfıra vurmak en çok sana yakışıyor ama her vurduğunda hep kötü durduğunu söyledim içinin yansıması gibi geliyordu gözüme. saçlar anıları saklar derler, hiçsizliğin ortasında kalmışlığını görmek istemedim. 
Reply

responsex

benim kalbimin kapısı her defasında sana çıkıyor. 
Reply

aataraksiya

durulmayan suyumdan dalgamı aldın. el çekilmişlğimi aldın. yerden saçlarımı, ayağıma batmasın diye kırıkları, parmağımdaki kıymığı. gözümün önüne düşen kirpiği aldın. dağınık tüm parçaları aldın. çok güzeldin. bir miktar dikkatimi aldın. üstüne kokusu sinecek kadar, bir parçası kalacak kadar. ama her seferinde kalbimde kelebek uçuracak kadar sarılmanın tarihini aldın. bak, sen her yarayı öpecek kadar cesur, her şeye tahammül edecek kadar babasın. aniden bir şey oldu baktım çok güzel ev sahibi olmuşum. elini tutunca anladım. çok güzelim ev sahibiyim. köşelere saksılar yerleştirecek kadar. uyanıp bileklerini öpecek kadar buralı olmuşum. hayatımda ilk defa bir şeye sahip oluşum ellerinden geçmiş. bu cümleleri unutsam bu hisleri unutmam. zaten senin adınmış o uzun çizginin adı. avucumdaymış dümdüz. yolummuş. unutmam. bak şu kadar dünyam; evimiz. altı harfe sığdım. bazen şehre sığmazsın ama altı harf, kedisi gibi kıvrıldım, bazen annesi gibi topladım, çocuğu gibi dağıttım. hayatımda ilk kez çok güzel bir şeye bulaştım, hayatımda ilk kez çok güzel bir renge boyandım. hayatımda ilk kez solmadım çünkü koparılmamışım. yakınlığına ama asla sınırı geçmeyişine. uzanışına ama asla çekip almayışına. çarpsan da kırmayışına minnettarım.
          seninle kendimi anladım. yaşamak istiyormuşum. sevmek istiyormuşum. sonsuz çocukluk kahkaham. hiç bozmadım. hiç bozulmadın hiç sarsılmadın. dağ gibi dev gibi göğsümde bir çocuk yanımda koca adam hiç  incitmeyen bahar, bahçe, orman. sen geldin nasıl tüm dünyayı affettim ellerimi sevdim. şimdi seninle; yüzüm tertemiz kalbim boşluksuz. yol arkadaşım küçücük bir çocuk yol arkadaşım kocaman bir adam.

aataraksiya

sinirlenince seni aramak geliyor içimden. kaybolunca seni aramak. beni yatıştır, beni bul, beni tut. düşeceğim yoksa. çok uykuluyken, hiç uykum gelmezken lastik gibi uzayan gecelerin ortasında üşüyünce, ısınınca ama en çok üşüyünce. ellerim uyuşunca, dişlerim birbirine vurunca, burnum kızarınca seni aramak geliyor içimden. derdim çok ama azken de aramak istiyorum seni, derdim yokken de. hep iyi olmak için değil. bazen de iyiyim demek için. öleceğimi bilsem sesinle ölmek için. ağlayacaksam, güleceksem, acıksam seni aramak geliyor içimden. çok yorgunum şimdi. seni aramak geliyor içimden. omuzlarım çöktü, canım cıktı, ağrı kesiciler hiçbir işe yaramadı. seni arasam böyle olmazdı. seni arayamadım. biri beni mahvetti psikiyatriden randevu almaktan son anda vazgeçtim seni arasaydım bunların hiçbirine meyletmezdim. elim kitaplara gitmiyor, midem bulanıyor. kaçacak bir yer arıyorum, seni arayamıyorum. mutsuzluk kanserden hızlı yayılıyor. saçlarım dökülüyor, kirpiklerim dökülüyor. seni aramak için nedenim çok. üç büklüm oldum. dizlerimi karnıma çekebildiğim kadar çekiyorum. katlanarak yok olmaya çalışıyorum. dünyada daha fazla yer kaplamak istemiyorum. elimdeki her şey ucuz bir parfüm gibi hızla uçtu üzerimden. bir seni aramayı deli gibi istemek kaldı elimden. ya o da giderse.
Reply

aataraksiya

varlığım varlığına bağlı.
Reply

aataraksiya

senin gibi bir adamın varlığından haberdar olsaydım yıllar önce doğar sana yıllar önce rastlar yıllar önce… bilmiyorum. sen ki başını dizime yaslayıp geçmişteki tüm hatalarını anlatırken sesi çatallaşan adam. seni sevmemek mümkün mü? donuk bakan gözlerin için üzgünüm. göğsünde bir cenin gibi kıvrılıp uyuyamayacağım her gece için üzgünüm.
Reply