fuckitiloveyou1952

"Tut elimden gidelim benden,
          	Seni aldım ben gecelerden,
          	Yandığım kadar ölür müyüm ben?
          	Öldüğüm kadar yanar mısın sen?"

fuckitiloveyou1952

**ACINI YALNIZLIĞINLA YATIŞTIR**
          
          Her yeni bir korkunun eskiyi deştiğini hayal ettir,
          Gözlerini kapattığında gördüğün tek şey karanlık bir yalnızlıktır.
          Çürümüş bedenler için kazılan mezarlar kadar anlamsızdır,
          Acını yalnızlığınla yatıştır.
          
          Bütün özgürlüğün bir hainin kollarına aşık oluncaya kadar gerçektir,
          Kalbini doğrulara açtığında gördüğün tek şey karanlık bir yalnızlıktır.
          Jiletle kollarında yeni yaralar yeşert, duvarlara adını kendi kanınla yazdır,
          Acını yalnızlığınla yatıştır.
          
          Külden olan ruhun için içilen şeref şaraplarından biri öfkedir,
          Dünyanın ihanetine kızmak için dudaklarını araladığında gördüğün tek şey karanlık bir yalnızlıktır.
          Saçlarını kestir, kulaklarını kapattır, bir keleşi eline al ve aklına eziyet ettir,
          Acını yalnızlığınla yatıştır.
          
          Bu dünya için gerçek olamayacak kadar güzel düşlere tutundun,
          Saatin her haraketinde ellerini açtığında gördüğün tek şey karanlık bir yalnızlıktır.
          Kadere inanır mısın günahkar, gözlerin gözyaşlarıyla kaplıyken bir rahibenin şeytanla sevişmesine şahitlik ettin,
          Acını yalnızlığını yatıştır.

fuckitiloveyou1952

Canlarımmm,
          Keyfiniz nasıl?
          Bugün gerçektende yazarınızın kendiyle hem gurur duyduğu, hem hüzünlendiği, hem sevindiği ve daha bir çok duygu karmaşısı içinde olduğu haliyle karşılaşıyorsunuz.
          Gerçekten kendimle gurur duyduğum, yapabileceklerimin sınırı olmadığını anladığım ve eğer kalpten inanırsan, herşeyi başarabileceğimden emin olduğum  bir gün. 
          Ben bugün sınıf üzre birinci, okul üzreyse üçüncü yeri tutarak kendime olan güvenimi bir daha tazeledim. Bilir misiniz bilmem, ama Azerbaycanda dokuzuncu sınıfta çocuklar bir imtahana giriyorlar ve bir diploma alıyorsunuz, kırmızı renkte. Ve ben o kırmızı diplomanın sahibiyim, hem de birinci ve üçüncü olarak.
          İnanıyordum, başarabileceğime inanıyordum. Çok dalga geçildi, üzerime gelindi, en kötü anlarım bu okul yılı içerisinde oldu ama ben asla pes etmedim. Bir gün bile kendime olan güvenimi yitirmedim. 
          Ve size söylemek istediğim şey şu; Asla ama asla kendinize olan güveninizi yitirmeyin, diğerleri sizi zorlayacaktır, herşey sizi zorlayacaktır ama başarının yolu zorlanmaktan ibaretdir.
          Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için<333

fuckitiloveyou1952

Merhabalar.
          Öncelikle uzun zamandır bölüm gelmediği için çok çok özür dilerim. Ama inanın bana gerçekten geçerli sebeplerim vardı.
          Saf Kandan Güller kitabımın üzerinde bir tadilat yapmak istiyorum. Onu yenilemek ve karakterlerin üzerinden bir daha geçmek istiyorum. Şu an kitabım spotane bir şekilde ilerliyor, güzel bir plan çıkaracağım ve bölümleri yeniden yazıcağım. Aynı zamanda bölümlerdeki yazım yanlışlarını düzeltip, size daha iyi bir okuma keyfi sunmak için bana yardım edebilecek birini bulacağım. 
          Kitabı yayından kaldırmayacağım ve bölümleri silmeyeceğim. Ama youtube'dan aktif olacağım, SKG hakkında ve okuduğum diğer kitaplar hakkında bazı videolar yapacağım ve yükleyeceğim. Beni orada takip edebilirsiniz. 
          Anlayışınız ve toleransınız için çok teşekkür ederim.
          Sizin karşınıza yenilenmiş bir şekilde çıkacağıma söz veriyorum.

fuckitiloveyou1952

"Duvarları, yıkım ve dökümle örülmüş bir evde yaşıyorsanız, mutluluğun ne olduğunu anlayamazsınız. Mutluluk, sizin için yıkılmak üzere olan bir duvara sırtını yaslamaktır. Duvarın öndeki görüntüsüne aldanır ve sırtınızı yaslardınız, duvarın üzerinize yıklıcağını tahmin edemeden. Bir aptal gibi davranıp o mutluluğu kabul etmek ise, en çaresiz insanların yapacağı şeydi. Çünkü aile sevgisine muthaç olan insanlar, duvarın yıkılıcağını bilerek o duvara yaslanırlardı. Ve aile sevgisine muhtaç olan, aile sevgisine muthaç büyümek zorundan kalmak, en büyük çaresizliktir."
          İçimden geldi:)

fuckitiloveyou1952

Bana uzatılan ele gözlerimi indirdim ve tek kaşımı havaya kaldırdım. Ona şüpheli gözlerle baktığım da ofladı. "Hadi, neyi bekliyorsun?" dedi. Umursamaz tavrı karşısında kaşlarıç daha da havalanadı.
          
          "Kim olduğunu söylemeni." dedim. Aydınlanmış gibi bana baktı ve elini kıvırarak göğsüne doğru ilerletti. Bir bacağını diğerini arkasına aldı ve karşımda eğildi. Sanki, bir referans yaptı.
          
          "Sevgili Rosheen, ben artık senin hizmetinde biriyim."
          
          Dudaklarım kıvrıldı ve gülüşümü saklamak için dudak üstümü kaşıdım.
          
          "Yani, tam olarak ne yapıcaksın?"
          
          "Prensle nasıl sevişmen gerektiğini öğreteceğim." dedi pervasızca. Pat diye söylediği şeyin üstünden gözlerim irileşti ve kaşlarımı çattım. Etraftaki askerlere hızla kafamı çevirdiğim zaman bizi duymadıklarını anladım. Hızla merdivenlerden inerken karşısında durdum. Ondan uzun olduğum için başını kaldırmalı oldu. Gözlerine şaşkınlık, aynı zamanda da bir hayranlık yerleşti. "Vay be, bu kadar uzun olduğunu tahmin etmemiştim. Prens gerçekten, kedi olalı bir fare yaklamış."
          
          Hayret içinde ona bakarken nasıl bu kadar rahat ola bildiğini düşündüm. "Ne saçmalıyorsun be?" dedim. Sırıttı, gülüşü sinirlerimi daha da çok bozuyordu. Elimi burun direğime atdım ve sıktım. Gözlerimi açtığımda yüzüne sertçe baktım. "Adın ne?"
          
          "Agni. Agni North benim adım. Senin yardımcınım." 
          
          "Peki, yardımcım Agni, sen bana neyi öğreteceksin?"
          
          "Seviş-" diyeceği an elimi dudaklarına bastırdım ve konuşmasını engelledim. Telaşla etrafa baktım ve kısık bir sesle konuştum. "Sus, lütfen sus. Saçmalıyorsun."
          Yeni bölümden bir alıntı!