Sahte rakimdan düştüm efendimiz, galiba kör oldum. İnanılmaz bir enerji yarattım. Tuzluk, kapatılmış kahve falı, ütü suyu, ceza kanunu... Hiçbir şey kalmamış gibi olduğu için oldu bu, hiç acımıyormuş gibi. Acım uzakta kendini çekiyor komiser, ben burada balkabağından bir pranga ile dolaşıyorum.
Manevi acının yanında fiziksel acı nedir ki! Dehşet ve merhamet, yasalar böyle yapılmıştır! Dört tarafım çıplak ve soğuk taş duvarla çevrili, adımlarım özgürlükten, gözlerim ufuktan uzak. Her günümü meşgul eden tek eğlence, kapımda ki gözetleme deliğinden süzülen ışığın karşıda ki karanlık duvara yansıttığı beyazımtırak şeklin ağır ağır hareket etmesini hep aynı düzenle izlemek. Biraz önce söylediğim gibi, burada bir yandan suç ve ceza düşüncesiyle bir yandan da cinayet ve ödül düşüncesiyle başbaşayım.
Zihnimim ondan kaçmak istediği her yerde, her şekilde, her gölgede karşıma çıkıyor. Bana yönetilen her söze bir nakarat gibi karışıyor, geceleri kabuslarıma giriyor, beni korkutuyor, bana nefes aldırmıyor ve beni detone ediyor.