Gizem-k

☘☘☘

Gizem-k

          İç geçirmelerimi satın alın.
          Kuşkularımı alın.
          Size bir külah yüz buruşturması mı vereyim?
          Her şeyi sattığımda
          Kendimden uzakta yeniden doğmaya gideceğim
          bir hintkirazıyla çok yumuşak bir öpücük 
          adsız birkaç nesne arasında.
          Umutlarımı satın alın.
          Gerçekliklerimi alın.
          Bir külah gülücük mü vereyim? 
          Ben dört mevsim satarım.
          
          

Gizem-k

Göğsümün ortasındaki ağırlığı başka bir ağırlıkla kaldırmaya çalışıyorum. 

mazelll

@ Gizem-k  sana sarılınca...
Reply

Gizem-k

@ mazelll  cem adrianın deyişi gibi sana sarılınca...
Reply

mazelll

@ Gizem-k  bana sarıl unuttun mu sarılınca geçiyo
Reply

Gizem-k

Zamanın gecenin kollarında uyuduğu bir gece
          Boğazıma attım elimi 
          Boğazımı sıkmak için
          
          Söküp atılamayacak bir ur 
          Kapladı avuçlarımın içini
          
          Avuçlarımın içinde bir ur
          Tırnaklarımı saplıyor ve çekiyorum bir soluk
          Boğazımda kan damlayan bir oluk
          
          Bu ur, bu yara
          Bu kan,
          Kimden sorulur?
          
          Zamanın,
          Gecenin kollarında uyuduğu bir gecede
          Boğazımdaki oluktan kan fışkırıyor
          Avuçlarım uru sıkıca korurken
          
          Avuçlarım urumu da korurken
          Ellerim boğazımı sıkıyor 
          Boğazım oluktaki kanla boğuluyor
          
                                         27.lX.19

Gizem-k

DİRİLİŞ SAATİ
          
          Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede 
          Karanlığı emip emip de gebe kalan 
          Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan 
          Herkesin 
          Veba girmiş bir şehrin hem halkı 
          Hem seyircisi olduğu bir günde 
          Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke. 
           
          Her damlası bir zafer müjdecisi 
          Bir posta eri gibi 
          Yağmur yüzümüze değince 
          Çıkacağız yola 
           
          Çıkacağız yola 
          Hesap günü gelince 
          Yağmur yzümüze değince 
          Güneş bir mızrak boyu yükselince.
          
          Erdem BEYAZIT

Allahsevsinyeter

          Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da haya. 

Allahsevsinyeter

@ Gizem-k  evvett. 
Reply

Gizem-k

@ Allahsevsinyeter  18. Sone bu. 
Reply

Gizem-k

Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen 
          Herkesin perde perde çekildiği bir akşam 
          Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun 
          Ağzında eriklerin aceleci tadı 
          Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası 
          Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. 
          Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor 
          Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı 
          Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen 
          Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun. 
          Uzak dağ köylerine vuran ay ışığı 
          Kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa 
          Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr 
          Sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun. 
          
          Sakarya Caddesi'nde sarhoşlar 
          Rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin 
          Yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar. 
          Yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum 
          Uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun. 
          Örseler acıyla düştüğü yeri 
          Susarak büyüyen adamların sevgisi. 
          Ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek 
          Bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik 
          Sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun. 
          İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk 
          Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını. 
          Sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun 
          Herkesin simsiyah kesildiği bir akşam 
          Yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun. 
          
          Sen bende, gözlerinin anne ışığıyla 
          Bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.
          
          Susarak büyüyen adamların sevgisi :)