Üstümde tarif edemediğim bir ağırlık hissettim, gözlerimi açamıyordum. Ellerimi kıpırdatmaya çalıştım, eş zamanda bileklerimden derin bir sızı ulaştı kanıma. Bedenimin hiçbir yerini hareket ettiremediğimi uyuşmuş bacaklarımdan da fark ettim. Gözlerimi açmaya çalıştım ama karanlıktan başka bir şey göremiyordum, o an kafama dank etti. Gözlerim bağlanmıştı. Yavaş yavaş hafızam yerine geldi. Başıma aldığım sert darbe yüzünden bayılmış olmalıydım, üstelik o katil tarafından taşınmıştım. Peki şimdi neredeydim?! Panik bedenimi de zihnimi de ele geçirirken boğazımın, yıllardır su içmemişim gibi kuruduğunu hissettim. Dudaklarımı kıpırdattım, fazla susamıştım. "Su..." sesimin çıkıp çıkmadığından emin değildim, panikten dilimi yutacağım resmen. Bu sefer gerçekten ayvanın büyüğünden yemiş olmalıydım, katili artık görebilecektim. Sert adım seslerinin yaklaştığını fark ettiğimde kalbim küt küt atmaya başladı, zar zor düzene soktuğum nefes alışverişlerim yine oynaşmaya başladı. "Küçük hanım susamış mı?" Duyduğum ses bütün tüylerimi diken diken ederken nefesimi tuttum. "Kimsin sen?" Bir katil edasıyla güldü. "Sen de biliyorsun, katilin... 0536*******: daha çekeceğin o kadar acı varken gözyaşlarını tüketmeye çalışman beni delirtiyor çünkü. HER ÇARŞAMBA VEYA CUMARTESİ YENİ BÖLÜM!