Defalarca ihanete uğramıştı insanlar tarafından dünya. Ve her seferinde bir intikam yarışı başlamıştı aralarında. Sonra barış, sonra yine savaş... Hırslarının kurbanı insanoğluna yine, yeniden bir ders veriyordu. Bu kez onların en önemli şeylerini elinden almıştı; geleceklerini. Geleceğe sahip çıkacak bir nesil yoktu, olamıyordu. Sadece şanslı olan çok azı tadabiliyordu anne babalığı. İnsanlık yok olmakla karşı karşıyaydı, onlar da bilime sığındı. İlk önceleri masummuş gibi görünen bu sığınış, zamanla bir kaçışa ve de beraberinde bir savaşa yol açmıştı. Bilim insanoğlunu ele geçirmiş, onu kendine esir etmişti. Şanslı olanlar artık birer avdı. En kıymetlilerini korumak için her iki taraf ne kadar ileri gideceklerdi? "Yaşamak için çok geç, ölmek için çok erkendi."