Yaşamadığı bir geçmişi anımsayan tuhaf bir kadın, lahidin içerisinde dirilmiş eski bir mutant mumya ve zamanı yönetebilen taşlar yapan antik kahramanlar. Hangisi gerçekti? Zamandan zamana sıçrayan deri ceketli bir suçlu mu? Yoksa interpol tarafından aranan bir mutant örgütü mü? Gerçek yerine ulaşacaktı ve o zamana kadar tarihin isli sayfalarının her yerinde görünen o, deri ceketli kadın işini yapmaya devam edecekti. Ta ki mutantlar uyanıp dirilinceye, dünya kocaman bir kaosa sürüklenene kadar. "Beni bulamazsan üzülme, Eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları, açtığım yolları, İşlediğim heykelleri bulacaksın. Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, Parmak izlerimiz değecek birbirine..." (Likya şiirleri) "I'm not lost I'm exploring." *Olaylar ilk iki bölümden sonra gelişmektedir.*