DİKKAT! BAZI BÖLÜMLERDE KÖTÜ İÇERİKLER BULUNMAKTADIR! LÜTFEN ETKİLENECEK OLANLAR OKUMASIN! ( SONUCUNDA YAŞANABİLECEK EN UFAK BİR ŞEYİN BİLE SORUMLULUĞU BENDE DEĞİLDİR! ) Bazen kaybolmak isteriz. Görünmez olmak... Bu gecenin damlalarının sahibi de bunu istiyordu. Kaybolmak... Karanlığa bağırıyordu kalbinin en derin kuytularından. '' Koru beni, yok et gece, karanlığınla sar beni! '' Oysaki bir o kadar da iyi biliyordu, karanlık beklemediğin her şeyin habercisidir. Seni yaralayadabilir, seni saradabilirdi. Bunu bildiği halde aşıktı o kara gökyüzüne. Bir gün, onu saracağından o kadar emindi ki, kendisine bile bu kadar güvenmiyordu oysaki. Her gece gökyüzüne bakarak söylediği sözler..bazı damlalara ev sahipliği yapardı. Bilirdi, bu damlalar olmayı bile dilediğini. Bazen her şey değişirdi. Tıpkı hayatına o gecenin vücut bulmuş halinin gelmesiyle ruhunun ve benliğinin değişeceğini göreceği gibi. Karanlığın vücut bulmuş hali olan bir çınardı o. Güçlüydü evet, ama kitaplardaki gibi biri değildi. Siyah gözleri, siyah saçları yoktu, aksine, siyah denemeyecek her şeye sahipti. Karanlık gibi değildi daha çok, gökyüzünün güneşle ışıdığı anları vat eder gibiydi. Ama sanmayın ki o aydınlık. Hayır. Onun tutkuları vardı. Onun resimleri, aynı zamanda sözleri. Kelimelerle de oynardı bu çınar, boyalarla da, sayılarla da. Ama hayatında oynamayı başaramayacağı kadar zor bir varlıkla karşılaşacaktı. Onlarda bulunan her bir özellik, her bir gizli arzu, onları birbirine çekecek geceyi vat edecek. Bu gece de kara damlalarla süslenecek. Hiç ışığı olmayan damlalarla... Şimdi soruyorum size, Uçsuz bucaksız ve kapkaranlık bir geceye hazır mısınız?
16 parts