"Kaderin oynadığı bir oyun değil bu. Bir tesadüf de değil. Bizim birbirimize ihtiyacımız var. Ya birlikte hayata tutunuruz ya da bu binadan birlikte atlar, ölürüz." Kış ayında yağan tane tane karın altında, bir binanın en üst katında, ölüme kucak açan Emre'e aşkımızı anlatıyordum. "Sen bana geldin ama ben sana gelemedim."Emre'nindudaklarından fısıltıyla dökülen sözcüklerle ona baktım. "Seni seviyorum." dedim. Çaresizdim. "Hayata tutunman için ne yapabilirim?" Emre'e bakıp dudaklarından dökülecek olan sözcükleri bekledim sabırsızlıkla. Rüzgar saçlarımı savururken, bana sonsuzmuş gibi gelen o kısacık zamanda onu hayatta tutmak için her şeyi yapabileceğimi anlamıştım.