Sen Kırıkları (Kırık Kalpler...

By azram_36_GS

25.6K 2.6K 165

√~TAMAMLANDI~√ Düzenlendi... Yaş farkı vardır. Geçmişin intikamı ile süslenmiş HAYATLAR.... Erkam Karlı yand... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6.bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13. Bölüm
14.Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
2O. Bölüm
21. Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
FİNAL
Son Söz Ve Hikaye Tanıtımı

22. Bölüm

654 81 0
By azram_36_GS

Film sonuna doğru dizlerine başını koyan adama odaklanmıştı. Gözlerine baktı derince neler yaşamıştı bu adam? Kendi kanadığından daha çok kanamıştı. Ne acılar çekmiş ne çok kayıplar vermişti?

Onu suçladığı günler geldi aklına. Her ne kadar onu suçlamış olursa olsun onu tanımaya başladığı andan itibaren anlamıştı. Bu adamı sevdiğini. Şimdi ise korkuyordu onu sonsuza kadar kaybetmekten delicesine korkuyordu.

Saçlarını yavaş yavaş okşarken kendi saçlarıda onun yüzünde salınıyordu. O kırlarla dolmuş saçlarında ne görmüş geçirmişlikler vardı daha kim bilir. Tek tek sevesi geldi saçlarını. Ve fırsat bulmuşken öylede yaptı.

Elini yumuşak saçlarına dalırdı. Onu hala sevgiyle izleyen adama çevirdi bakışlarını. Yüzüne kondurduğu samimi gülüşüyle aynı yavaşlıkla kafasını eğip dudaklarına derin bir öpücük bıraktı.

"Gözlerinde gördüğüm acını nedeni ne güzelim? Tam mutlu değilsin gibi. Mutlu edemiyor muyum seni?" dedi merakla aslında bu anı konuşarak boşa harcamak istemesede dayanamamıştı.

"Çok mutluyum Erkam. İnan senin yanındayken hiçbir yerde olmadığım kadar mutluyum. Acı herkeste var. Acı ruhumuzla bir olmuş. İstesekte kovamayız." dediği anda filmde çalan şarkı ile ikiside susup dinlemeye koyulmuştu.

Deyin ona ara sıra hal sorsun
Söyleyin bir gece vakti buyursun

Başımı dizine koysun uyutsun oy oy
Uyutsun oy oy
Ölene kadar uyutsun

Saçlarını buram buram savursun oy oy
Yüzüme kadar savursun

Gamze'nin yüzüne kadar gelen saçlarını şarkının sözleri ile birlikte savurmuştu Erkam. Burnuna gelen kokuyu derince koklayıp ciğerlerine yollamıştı. Şarkının devamında ise kendide eşlk etmişti. Gamze hayranlıkla izlerken hanesine bir anı daha eklemiş oldu. Erkam'ın o güzel sesini işledi bir bir zihnine.

Başımı dizine koysun uyutsun oy oy
Uyutsun oy oy
Ölene kadar uyutsun

Deyin ona derdi bende taht kursun
Söyleyin içime acı doldursun

Kokusundan versin ömrüm kurusun oy oy
Kurusun oy oy
Ölene kadar kurusun

Türkünün bitimine kadar devam etmişti bakışları. Sanki bir an bakmasa yok olacakmış gibi hissediyordu Gamze.

Erkam'ında ondan bir farkı yoktu aslında. Bu küçük kadının hangi ara benliğini bu kadar sardığını anlayamamıştı. Onsuz bu ev ona boş ve anlamsız gelirken şu iki gündür bu ev onu kendine çekiyordu adeta. Hemen işinin bitmesini ve eve dönmeyi dört gözle bekler olmuştu.

Dudaklarına gelen ateşli öpüşle ikiside kaybolurken yukarıya çıkmak bile çok uzak gelmişti onlara. Şehvetin tutkunun harmanlanmış bedenleri zevkle birleşmişti.

Birbirlerinin sonu olacaklardı... Birgün gelecek Cemre boğulacak Efkan yanacaktı...
...

Gamze kanepeden doğrulduğunda saatin sabaha karşı dörde geldiğini görmüştü. Gözlerini ovuştururken tekrar uyuyamayacağını anlamıştı. Bir müddet uyuyan adamı izledi. Onu hiç bıkmadan ömrünün sonuna  kadar izleyebilirdi. Yerinden yavaşça doğrulup Erkam'ın üzerinden sıyrılan battaniyeyi üstüne doğru çekip örttü.

Güzel bir duş almak için aşağıdaki misafir banyosunu kullanmakta bir sakınca görmemişti. Soğuk suyu bu sefer sıcağa ayarlamış buharlar çıkan suya bedenini bırakmıştı.

Erkam'ın kullandığı vücut jelini burdada gördüğünde hiç düşünmeden eline alıp suya karıştırmıştı. Küvet geniş ve sıcak su bayağı rahatlatıcıydı onun için. Vücudu sıcak su ile gevşerken ruhu Erkam'ın jeli sayesinde huzur bulmuştu adeta. Gözlerini katıp anın güzelliğine bırakmıştı kendini.

Erkam gözlerini açtığında havanın yavaş yavaş ağardığını görmüştü. Gözlerini ovalarken uyku sersemliği de azalmıştı. Kanepeden doğrulurken kaşlarını çatarak baktı etrafına. Gamze yoktu. Boğazını temileyip seslendi.

"Gamze?" ikince defa daha seslendiğinde evdeki sessizlik ile çatılan kaşları daha da çatılmıştı.

Aşağıdaki odalarda onu bulamadığında yukarıya doğru ilerlemişti. Odalarına doğru ilerlerken yanındaki açık kapıdan gözüne çarpan bedene baktı.

Bu oda küçük Cemre'ye ait ve bozmaya el vermediği odaydı. Üzerinde yatan kadına baktı. Onu burada görmek kendisini şaşırtsada bedeninin yarı çıplak oluşu daha da kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu aslında.

Odaya yavaş adımlarla girdiğinde saçlarının nemli oluşu ve üzerinde çoğu yerlerini açıkta bırakan bornozu manzaranın güzelliğini ortaya koymuştu. Hiçbir kadının başaramadğını başarmış ve kendini her haliyle etkileyen kadın bu haliylede büyülemişti kendisini adeta.

Odadan çıkarak hızla odalarına ilerleyip dolabı açtı. Elbiselerini orda göremeyince yine çatılmıştı kaşları. Neden yerleştirmediği bir muammaydı. Kapının arkasında duran genç kadının valizini gördüğünde onu eline alıp yatağın üstüne koydu. Tekrar dolaba ilerleyip kendine birkaç parça çıkarıp üzerine geçirdi. Altındaki eşofmanı değiştirme gereği duymamıştı.

Yatağa doğru ilerleyip valizi açtı. Eline gelen rahat ve bol eşofmanları bir kenara bırakıp iç çamaşırlarını bulmak için valizi karıştırmaya başladı. Eline gelen çantaya kısa bir bakış atıp kenara bıraktığı sıra yataktan kayıp düşmesi bir olmuştu. Oraya bakamadan eline değen iç çamaşırlarıda aldı.  Onlarıda alıp diğer ayırdığı kıyafetlerin üzerine bıraktı.

Düşen çantayı almak için eğildiğinde içinden düşenlerle kaşları tekrar çatılmıştı. Kimlik kartına baktığında gördüğü isimle başından aşağı  kaynar sular dökülmüş gibi hissetti.
Yerdeki ters bir şekilde duran resim olduğunu düşündüğü kağıt parçasını eline aldı. Çevirdiğinde gördüğü yüzle ikinci bir şok dalgası sarmştı bedenini.

Sedat Akay ve yanında küçük kızı Cemre ile çekilmiş bir fotoğraftı bu. İkisinin gülen yüzlerine bakarken sinirle buruşturdu resmi. İçine dolan kandırılmışlık hissi ve aldatılmışlık hiisi ile elindeki resmi ve diğer eşyaları alıp hızla ilerledi geldiği odaya.

Yeni uyanmaya başlayan Cemre gözlerini ovuştururken hızla odaya giren adama baktı. Kızgın suratını gördüğünde neden kızgın olduğunu anlayamamıştı.

Ta ki suratına atılan buruşmu kağıtta ki babası ile olan resmi ve kimlik kartı kucağına düşene kadar.
Hızla yerinden doğrulup üzerindeki kaymış havluyu düzeltti acaleyle.

"Erkam... Erkam dinle beni lütfen." dedi elini onun eline doğru uzatırken adeta yalvarmıştı.

Erkam hızla elini onun elleri değmeden çekmiş ve bir kaç adım gerilemişti. Yüzündeki iğrenme ve hayal kırıklığını gören Cemre kalbinde oluşan sızıya engel olamamıştı.

"Sen ne iğrenç bir kadınmışsın. Ben Cemre'yi bu kadar kirlenmiş bir kadın olacağınu hiç düşünmemiştim. Sırf para için mi yattın altıma? " dedi sinirle saçlarına ellerini daldırarak etrafına attığı bakışları tekrar ona döndüğünde kafasını iki yana salladığını görmüştü. Ama ona inanmak isteyen yanı öfkeli yanına  yenik düşmüştü. " Ah ne bekliyordum ki?" dedi onunla değilde kendi kendine konuşuyormuş gibi görünüyordu.

"Erkam inan bana öyle-"

"Siz Akay kadınlarının para için yapmayacağı hiç birşey yok değil mi? Birilerinin  altına yatmak sizin geninizde var. Sende annen gibi bir fahişeymişsin. Annen o adamların altına sırf  sırf para için yatarken senin ondan farkın ne? Sana dokunan bedenimden tiksiniyorum. " diyerek onun gözlerine aynı iğrenmişlik hissi ile bakan adama attığı bir adımıda yarım kalmışt.

Sende annen gibi bir fahişeymişsin.

Annende  para için yatıyordu adamlarına altına..

Senin ondan farkın ne?

Beyninde dönen kelimelerle midesi ağzına gelmişti. Ne demek annen gibi sende fahişesin? 

Ben annem gibi fahişe değilim!diye bağırmak istedi. Tek sahip olduğu bu adamken üstelik.

Onun huzur bulduğu bu adamın bu kadar kıracağını bilememişti. Tamam onu kandırmıştı. Ama o da sütten çıkmış ak kaşık değildi değil mi? Erkam'ın yüzündeki iğrenmişlik ifadesinin kendi yüzünde oluştuğuna emindi.

Erkam acı çektiği kadar acı vermek isteişti. Ve bunuda başarabildiğini onun çöken omuzlarından anlamıştı. Kalbi acı çekerken onu üzdüğü için üzülen diğer parçasını görmemeye çalıştı.

Cemre ise sessizliğnden yararlanıp  yavaşca çıktı odadan. Diğer odaya girdiğinde gözlerinden akan yaşlarda daha da çoğalmıştı. Üzerine kıyafetlerini hızla geçirirken yeni yeni aydınlanmaya başlayan havaya baktı. Hava aydılanıyor ruhu ise karanlığa gömülüyordu. Boğuluyordu adeta. Ona kendini açıklamayak kadar kırgındı.

Söylediklerini tekrar hatırlarken bulanan midesi artık isyan bayrağını çekmişti. Kendini lavoboya atıp içindekileri çıkarmaya başlamıştı.

"Ben fahişe değilim." diye fısıltı ile döküldü dudaklarından kelimeler. Oysa bağırmak istiyordu.

Yorgun düşen bedenini yan tarafındaki duvara dayarken ağlamaya devam etti.

Lanet olsun sana Cemre!

Lanet olsun sana anne!!

Lanet olsun sana Erkam!
diye haykırmak istesede dudakları susmuş. Beyni bağırmıştı sözcükleri.

Şimdi Cemre boğuluyordu. Ve Efkan yanıyordu...

....

Continue Reading

You'll Also Like

Mahperi By Nefha

General Fiction

544 70 4
"Hadi güzelim eşyalarını al" Hiçbir şey söylemeden arkamı dönüp odama girdim. Yün çantamın içine babamın bana küçükken aldığı kelebekli not defterini...
707K 43.8K 48
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
369K 8.9K 47
Bir kalbe iki sevda sığar mı? Heja & Azat& Rojgül'ün hikayesini seversiniz umarım Kuma kitabıdır bunu bilerek okumaya başlarsanız sevinirim
113K 7.1K 29
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen