23.Bölüm

659 78 0
                                    

Valizi ile kapının önüne çıktığında bir daha bırakıp gittiği eve baktı. Bu seferki gidişi daha bir koymuştu genç kıza. Yıkık dökük dağılmış hissediyordu. Ruhu çok fazla yara almıştı. Erkam'ı bir yere kadar anlıyordu ama...

Aması vardı işte... Nasıl ona fahişe derdi. İlki olan adam nasıl onu bu şekilde suçlayabilirdi anlayamıyordu. Camın arkasında belli belirsiz görünen Erkam'ın gölgesine kaydı gözleri.

Annen   para için fahişe olurken..

Senin ondan farkın ne?

Aklına gelen sözleri ile tekrar midesi bulanırken hızla çekti gözlerini oradan. Arkasını dönüp aynı hızla ilerleyip arabaya bindi. Erdal'ın anlam verememiş şekilde şaşkınca bakan gözlerindende gözlerini kaçırıp pencereden dışarıya baktı. Salıncağın da takılı kalan gözleri onun kaybolması ile yola odaklanmıştı.

Araba ilerlerken ne yapacağını düşünüyordu Gamze. Akan göz yaşların haddi hesabı yokken öğrendiği gerçekler onu fazla hırpalammıştı. Şimdi yapması gereken tek şey babasının masum olduğunu kanıtlamaktı. Ah birde Timur belası vardı. Onunda geçmişinden birşey çıkmasını dört gözle bekliyordu. Babasına neden böyle bir iftira atmıştı.

"Nere gideceğiz Gamze Hanım?" dediğinde Erdal düşüncelerden sıyrılıp ona baktı.

Nereye gidecekti? Evi olarak kabul ettiği adam onu fena halde hırpalamıştı. Kedinden birkez daha tiksindi. Bulanan midesini durdurmak için derin bir kaç nefes aldı. Eli yanındaki çantasına giderken hala titrediğini gördü. Çantasını alıp zorda olsa telefonunu eline aldığında aydınlanan ekranla duran göz yaşları tekrar akmaya başlamışt. Burnunu çeke çeke elini ekranın üzerinde gezdirdi. Erkam ile Kıbrıs tatilinde çekindiği fotoğrafı okşamıştı. Sonra tekrar hatırladığı cümleleri ile hızla kapattı telefonu.

"Telefonunu verebilir misin?" dediği sırada ona uzatılan mendili alıp burnunu ve gözyaşlarını sildi. "Te- telefonumun şarjı bitmişte" dedi yutkunarak o fotoğrafı görmeye dayanamıyordu.

Hiç sorgulamadan ona uzatılan telefonu eline aldı. Ezbere bildiği numarayı tuşlayarak derin derin soluklar alarak kendini sakinleşirmeye çalıştı.

"Efendim?" diyen Sanem'in uykulu sesini duyduğunda boğazına yumru oturmuş ve azalan yaşlar yeniden hızlanmıştı.

"Be- benim Sanem" diyebildi. Ona uzatılan bu kez kutusuyla mendil olmuştu. Erdal dikiz aynasından ona bakarken tebessüm etmeye çalışarak ama beceremeyerek boşvermişti. Kutu peçetenin içinden birkaç peçete almıştı.

"Cemre?-"

"Sanem herşeyi öğrendi. Erkam o... Erkam" dedi ama gerisini nasıl getireceğii bilememişti.

"İşt kuzum sakin ol." dedi hızla yattığı yataktan doğrulurken.Kendisine birşey yapmasından korkmuştu."Nerdesin? Hemen söylede geleyim oraya."

"Ben ben arabadayım geliyorum. Otelin konumunu bu numaraya atar mısın?" dedi kendi için endişelenen birilerinin olduğunu bilmek nedensizce mutlu etmişti.

"Tamam. Kapatıyorum" dedi ondan bir yanıt beklemeden telefonu kapatıp Erdal'a uzatmıştı. Midesi tekrar bulanırken elini karnına bastırdı.

"Erdal arabayı durdurur musun?" dedi hızla. Midesinden ağzına gelen sıvıyla hızla elini dudağına götürmüştü bu kez.

Erdal dikiz aynasından arkadaki yıkılmış kadına baktığında yüzünün solgunluğu ve eliyle ağzını tutuğunu gördüğünde hızla arabayı kenara çekip durdurdu. Arabadan hızla inen kadınla arabanın törpüdo gözüne koyduğu suyu ve yan koltuktaki peçeteyi eline alarak oda arkasından indi.

Sen Kırıkları (Kırık Kalpler Serisi )  Where stories live. Discover now