VİKİNG SAVAŞÇISI

By biyazar

72.2K 4.9K 1.2K

O bir Türk ama aynı zamanda bir Viking Savaşçısı... Asya arkadaşına hediye etmek için aldığı antika bir saat... More

BÖLÜM 1 - SAAT
BÖLÜM 2 - ÖLÜM UYKUSU
BÖLÜM 3 - KRAL BJORN
BÖLÜM 4 - YENİ AİLE
BÖLÜM 5 - SAVAŞ
BÖLÜM 6 - YAZI / TURA TANRILARIN KUMARI
BÖLÜM 7 - MERHAMET
BÖLÜM 8 - ZORLU YOLCULUK
BÖLÜM 9 - İNFAZ
BÖLÜM 11 - İFTİRA
Bölüm 12 - Venire
Bölüm 13 - DÜĞÜN
Bölüm 14 - TUZAK
BÖLÜM 15 - HÜKÜM
BÖLÜM 16 - İNTİKAM
BÖLÜM 17 - PİŞMANLIK
Bölüm 18 - ASYA
Bölüm 19 - KUTLAMA
Bölüm 20 - HAZİNE

BÖLÜM 10 - TUTSAK

3.3K 312 69
By biyazar

Ragnar bu sözler karşısında donup kalmıştı. Onun haklı olduğunu kabul etmek zorundaydı. Venire her zaman haklı olurdu. O çok zeki bir adamdı. 15-16 yaşlarındayken girdikleri zorlu bir savaşta bulmuşlardı birbirlerini, orada defalarca birbirlerinin hayatlarını kurtarmışlardı ve eve döndükleri zaman Tanrıların huzurunda bir yemin etmişlerdi. Son nefeslerine kadar birbirlerini koruyacaklar hatta gerekirse canlarını bile vereceklerdi.

Ragnar Venire'in yüzünü kaşından itibaren yanağına kadar kaplayan yaraya baktı. O yaranın olduğu günü dün gibi hatırlıyordu. Ragnar'ı boynuna inecek bir balta darbesinden kurtarırken almıştı. Ragnar bunun üzerine hüzünlendi...


Asya Ragnar'ın belinde asılı duran baltayı tek bir hareketle aldı ve Ragnar'a uzattı. Bu hareketi Ragnar'ın düşüncelerinden aniden sıyrılmasına sebep olmuştu.

"Ragnar bir karar vermek." dedi Asya ve öylece bekledi.

Venire hayatı boyunca böyle bir şeye şahit olmamıştı. Kadının bu hareketi karşısında inanılmaz derecede afallamıştı. Bırakın Ragnar'a kafa tutmayı ona cevap bile vermeye korkan kadınlara o kadar alışkındı ki... Bu kadın hem ona kafa tutmuş hem de ölüme meydan okumuştu.

Ragnar'a baktı. O da en az Venire kadar şaşkın görünüyordu. Venire bu kadına hayran kalmıştı.

Ragnar da bunu fark etmiş olacaktı ki ona bakarak sertçe boğazını temizledi ve gitmesi için kapıyı işaret etti. Bu kadınla tek başına uğraşacaktı.

Bunun üzerine Venire istemeye istemeye evi terk etti. Ragnar kardeşinin kadına bakışlarından rahatsız olmuştu fakat bu sonra çözmesi gereken bir sorundu. Şimdi çok daha büyük bir problemi bulunuyordu. Gerçi Venire onun yerine bu problemi çözmüş sayılırdı ama yine de Ragnar bu kadınla ne halt edeceğini bilmiyordu.


Ragnar ilk olarak Asya'nın elinden baltasını aldı. Zavallı kadın o kadar komik görünüyordu ki hayatında hiç balta tutmamış olduğu her halinden belliydi ve kendini sakatlayacaktı. Baltasını yerine koyarken onu bu hareketi karşısında azarlaması gerektiğini biliyordu.

"Bir daha asla bana ait olan bir şeye dokunmaya cüret etme. Anlaşıldı mı kadın!"

Asya buna karşılık olarak başını sallamakla yetindi. Ragnar sözlerine devam etti.

"Gidin ve Tanrılara canınızı bağışladıkları için şükranlarınızı sunun. Ama bu sizi rahatlatmasın. Hayatlarınızın benim için hiç bir kıymeti yok ve yaşayacaklarınız ölmekten daha iyi şeyler olmayacak..."

Ragnar bir süre düşündükten sonra sözlerine devam etti.

"Şimdi beni iyi dinle. İkiniz de gözüme gözükmeyeceksiniz. Bu evde yaşayacaksınız ve diğer kadınlar gibi siz de benim hizmetimde çalışacaksınız. Ta ki ben sizden kurtulana kadar.. O gün gelinceye dek en ufak bir sorun çıkarırsanız..."

Ragnar duraksadığında Asya hayır anlamında başını iki yana salladı.

Bunun üzerine Ragnar devam etti.

"Güzel... Ve sana gelince küçük hanım"

Pencereye yönelmiş dışarıya bakarak konuşuyordu. Eliyle kasabayı işaret etti

"Onların yanında benim karımsın ve buna uygun davranacaksın ama hepsi bu...

Endişelenme, çok yakında bu saçmalığa da bir son vereceğim. Ama o güne kadar bana aitsin."

Ellerini arkasında birleştirmiş Asya'ya doğru yürüyordu. Yanına yaklaştığında kızın suratına doğru eğildi. Asya onun nefesini yanağında hissedebiliyordu. O kadar yakındı ki...

Keskin buz mavisi gözlerini kızın altın sarısı gözlerine kilitlemişti ve

" Anlaşıldı mı?" dedi. Bir an bile gözlerini kırpmadılar. Asya da ona aynı şekilde karşılık verdi

"Evet anlaşıldı." dedi.

Bunun üzerine Ragnar ardından kapıyı sertçe çarparak evden ayrıldı. Asya derin bir nefes aldı. Az önce neler olmuştu? Neler yapmıştı öyle? Yere yığılmamak için kendisini zor tutuyordu. İşte o an aklına geldi.

Sigrid...


Asya onu tamamen unutmuştu. Koşa koşa yanına gitti. Sigrid iki büklüm olmuş yerde oturuyor ve hala ağlıyordu. Asya onu ilk defa bu kadar perişan görüyordu. Hemen ona sarıldı ve sakin bir ses tonuyla olanları anlattı. Canlarının bağışlandığını ama ikisinin de artık birer tutsak olduğunu anlatmaya çalışıyordu ki Sigrid bağışlanma kısmında sevinçten kendini kaybetmişti ve gerisini dinlemeye gerek duymamıştı.

Asya da bunu önemsemedi birbirlerine sarılmış bir halde öylece durdular... Uzun bir müddet o şekilde kalmış olmalıydılar ki hava aydınlanmaya başlamıştı. Onlar kasabaya geldiklerinde gece yarısı olduğunu tahmin ediyordu. Artık herkes güne başlamaya hazırlanıyordu fakat Asya ve Sigrid için daha şimdiden fazlasıyla uzun bir gün olmuştu bile...

Asya onları nelerin beklediğini merak ediyordu. Ragnar ölmekten daha iyi şeyler olmayacak derken neyi kast ediyordu? Neyse ki bu soruların cevabını alması çok da uzun sürmeyecekti. Onlar kendilerini toparlamaya çalışırken evin diğer hizmetlileri ortaya çıkmaya başlamıştı. Muhtemelen konuşulan her şeyi duymuşlardı ama ne olursa olsun o Ragnar'ın karısıydı ve ona bir şey söylemeye cesaret edemezlerdi.

Orta yaşlarda olduğunu tahmin ettiği bir kadın yanlarına gelip onlarla konuşmaya başlamıştı. Yalnız öyle yoğun bir aksanı vardı ki Asya onu anlayamıyordu, Sigrid anlıyor gibi görünüyordu. Omuz silkti bu yeterliydi nasıl olsa Sigrid ona bir şekilde anlatırdı. Kadın onlara peşinden gelmelerini işaret etti. Evi gezdiler ve neyin nerede olduğunu detaylıca onlara gösterdi.

Daha sonra ufak tahta bir merdivenle alt kata indiler. Burada bir kaç şilte ve derme çatma dolaplar bulunuyordu. Asya Sigrid'e döndü

"Sigrid burası ne olmak?"

Sigrid kadını dinledikten sonra

"Burası bizim kalacağımız yer." diye yanıtladı onu.

Tabi ki diye düşündü Asya. Onlar birer hizmetçiydi başka nerede yatacaklardı ki.

Bu durum yukarıdaki devasa yatağı da açıklıyordu.

Evi öğrenme kısmı bittikten sonra sıra işleri öğrenmeye gelmişti. Asya ile Sigrid bütün bir günü kadının etrafında pervane olarak geçirmişlerdi. Kadın tabi ki halinden çok memnundu. İşlerin çoğunu onlara yaptırıyordu. Akşam üzeri olduğunda yemek hazırlıkları başladı ve su taşınması gerekiyordu. Kadın nedense bu görev için -çelimsiz olmasına rağmen- Asya'yı uygun görmüştü. Asya'nın da ona itiraz etme gibi bir lüksü yoktu tabi ki, Ragnar'a söz vermişti. Neyse ki kuyu yakındı evden bile görülebiliyordu fakat tam ortalarında askerlerin talim alanı bulunmaktaydı. Oradan geçemeyeceği için mecburen onların etrafından dolanacaktı bu da yolu ne yazık ki uzatıyordu.

Asya kadının ona uzattı iki kovayı aldı ve kuyuya doğru yürümeye başladı. Askerler bu saatlerde talimlerinin sonuna gelmiş olmalıydılar ki hepsi oldukça yorgun görünüyordu. Onların tam ortalarında hiç de yorgun görünmeyen aksine hala onlara bağırıp çağıran Ragnar yer alıyordu. Asya artık bu adamın insan olmadığı kanısına varmaya başlıyordu.

Talim alanının etrafından geçerken Asya kılıç seslerinin azaldığını fark etti ve başını istemsizce o tarafa doğru çevirdiğinde askerlerin dikkatlice ona baktıklarını fark etti. Asya buna anlam verememişti. Yanlış anladığını düşünerek sağına soluna baktı fakat etrafta ondan başka kimse yoktu.

Evet işte şimdi hepsi birden ona bakmaya başlamıştı... Asya bu durumdan oldukça rahatsız oldu ve adımlarını sıklaştırdı o esnada hızla ona doğru yaklaşmakta olan biri olduğunu fark etti. Dönüp baktığında Ragnar'ın -her zamanki gibi öfkeyle- ona doğru yürüdüğünü gördü. Asya içinden 'Tanrılar yardımcım olsun' derken buldu kendini. Artık onların kültürüne o kadar adapte olmuştu ki onlar gibi dua etmeye bile başlamıştı.


"Sen ne yaptığını sanıyorsun burada?!" Ragnar karşısında dikilmiş öfkeyle bir ona bir de askerlere bakıyordu. Asya açıklama yapmak için ağzını açsa da

"B-Ben su almak." diye kekelerken buldu kendini.

"Derhal eve dön. Bir daha da oradan çıkayım deme!" Fakat Asya buna itiraz etmek zorundaydı.

"Ama biz yemek yapmak. Ben su almak."

"Tanrılar yardımcım olsun beni delirtiyorsun kadın. Kim gönderdi seni!"

Asya kadının adını hatırlamak için düşünürken Ragnar öfkeyle hızlı hızlı soluyordu. Nihayet

"Boda." diyebildi. Bunun üzerine Ragnar derin bir iç çekti...

"Ah Angroboda... Yaşlı cadıdan da bu beklenirdi."

Asya onun yüzünde ilk defa ufacık bir tebessüm gördüğüne yemin edebilirdi.

Bu esnada genç kadın kuyudan su çekip kovaları doldurmaya çalışıyordu. Hem kovalar onun taşıyabileceğinden biraz ağırdı hem de soğuktan elleri donmaya başlamıştı bu yüzden oldukça zorlanıyordu. Ragnar da bunu fark etmişti ve bu onu daha çok sinirlendirdi.

"Ah Odin... Bu kadını başıma bela ettiğinize inanamıyorum." Daha sonra alaycı bir şekilde sözlerine devam etti

"Ragnar Lothbrook'un karısı daha kuyudan su bile çekemiyor." Ragnar onu kenara çekip kovayı kuyudan çıkardı ve diğerini de aynı şekilde doldurduktan sonra eve doğru yürümeye başladı.

Ragnar zerre kadar umrunda olmasa da genç kadın bu sözler karşısında incinmişti. Fakat bu Ragnar'dı duygusuz bir barbardı. Asya onun sözlerine kulak asmaması gerektiğini öğrenmeliydi. Tabi ki Ragnar yine onu arkasında bırakıp gitmişti. Asya karlarda bata çıka ilerlerken bu adamın bir gün onu beklemesi gerektiğini öğrenip öğrenmeyeceğini merak ediyordu.

Eve dönüş yolunda askerler yine ondan tarafa bakıyordu ki Ragnar bunu fark ettiğinde onlara ters bir bakış attı. Bunun üzerine hepsi çil yavrusu gibi dağıldılar. Asya hem şaşırmış hem de buna mutlu olmuştu. Bir gün öncesine kadar onu öldürmeye çalışan adamın yanındaydı ama ilginç bir şekilde kendisini güvende hissediyordu...


Sonunda eve varmışlardı. Ragnar iki eli de dolu olduğundan kapıya tekme atarak açtı ve içeri girdiğinde kovaları bir kenara fırlattı hiç beklemeden kükremeye başladı.

" ANGROBODA!!"

Asya bu öfkenin yöneltildiği kişi olmadığı için çok şanslı olduğunu düşündü. Tam arka tarafa doğru seyirtmeye çalışıyordu ki Ragnar onu da yerine çiviledi.

"Bekle!"

Asya da olduğu yerde kalakalmıştı şimdi. O sırada yaşlı cadı koşa koşa yanlarına geldi.

"Bir sorun mu var efendim?" diye nazikçe sordu, ellerini kucağında birleştirmişti. Sabahki hanım ağa tavırlarından hiç eser yoktu şimdi.

"Var Angroboda!! Karımın kuyuda ne halt ettiğini açıkla hemen. "

Boda'nın yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Derhal mantıklı bir açıklama yapması gerekiyordu.

"Ama efendim onu diğerlerinden ayırma demiştiniz..."

Evet bu açıklama mantıklı diye düşündü Asya fakat Ragnar da çok zeki bir adamdı.

"Dedim. Fakat bu evin içinde geçerli dışarıda değil. Bundan sonra dışarıda gezmeyecek.

Onun bütün sorumluluğu sana ait anladın mı Boda?"

Ragnar'ın sesi oldukça kararlıydı. Kadının tabi ki emirlere uymaktan başka çaresi yoktu.

"Anladım efendim." diyerek odadan ayrılmaya yeltendi. Ragnar'ın bu kadını ne diye koruduğunu anlamıyordu ve buna çok sinir olmuştu.

O esnada Ragnar ikisine de

"Yemek ne zaman hazır olur?" diye sordu. Asya da Boda'ya baktı. Boda ikisinin yerine cevap verdi

"Bir saate hazır olur efendim" dedi. Bunun üzerine Ragnar yine evden ayrıldı.

Bu adam evde sadece yemek yiyip uyuyordu. Asya yeniden Boda'nın peşine takıldı ve yemek için hazırlıklara yardım etti. Ragnar gelmeden yemek hazırlanmıştı.

Ragnar'ın yemek yediği ufak bir masası vardı. Toplandı haricinde yemeğini orada tek başına yiyordu ve o geldiğinde sofra hazır olmalıydı. O sofraya oturduktan sonra hizmetçilerden biri sırayla yemekleri servis ediyordu.

Ragnar sofraya oturduğunda Boda yemek dolu kaseyi Asya'nın eline tutuşturdu. Nedense yemek götürme işi Asya'nın başına kalmıştı. Tam bunun sebebini sormaya hazırlanıyordu ki Boda onu kolundan tutup içeri doğru çekiştirdi. Bunun üzerine Asya eli mahkum bütün akşam Ragnar'a servis yaptı ve kendisi bir lokma bile yemek yiyemedi.

Bu adam tek başına bir ordunun yiyeceği kadar çok şey yiyordu. Asya onun hızına yetişemiyordu.

Nihayet servis işi bittiğinde hizmetçiler de mutfaktaki işleri bitirmiş yatmaya hazırlanıyorlardı. Asya bütün gece yol gelmiş daha sonra canını zor kurtarmış ve sonrasında bütün gün ev işi yapıp üstüne bir de yemek servisi yapmış ve bütün bunlar olurken iki lokma yemek yiyememişti. Artık ayakta duracak gücü kalmamıştı ve diğer hizmetçiler gibi o da Ragnar'ın yanına gidip ona iyi geceler diledi, bir isteği olup olmadığını sordu. Tam arkasını dönüp gidecekken Ragnar ona

"Bekle." dedi. Asya olduğu yerde durup ona döndü ama şu an hiç onunla uğraşacak mecali yoktu.

"Sen burada yatacaksın" dedi Ragnar. Asya'nın şaşkınlıktan ağzı açık kaldı.

"Peki siz nerede yatmak?" diye sordu. Çünkü sadece bir tane yatak vardı.

"İkimiz de burada yatacağız. Merak etme bende nefret ediyorum bu durumdan ama buna mecburum. Ragnar'ın karısından ayrı yattığı duyulursa benim de ve dolayısıyla senin de sonun olur..."


Asya kendisini şuracıkta vursa daha iyiydi. Bu barbar herifle aynı yatakta yatmaktansa ölmek daha iyi bir fikir gibi görünmüştü gözüne.

Ragnar kadının hala orada dikildiğini görünce sinirlendi.

"Şuraya yatacak mısın? Yoksa zor mu kullanayım kadın?" diye bağırdı.

Asya'nın artık yapabileceği bir şey yoktu. Kaderine çoktan razı gelmişti zaten.

Yatağa doğru yürüdü, sadece çizmelerini çıkarttı ve yatağın ucuna kıvrıldı. Neyse ki devasa bir yataktı ve aralarına mesafe koyabilirdi.

Ragnar'ın ise hiç bir şey umrunda değildi. Zırhını, gömleğini, çizmelerini çıkarıp sadece ince bir pantolonla yatağa yattı. Asya bu mesafeden bile onun sıcaklığını hissedebiliyordu. O yattığında Asya yatağın biraz çöktüğüne yemin edebilirdi...

Ragnar iki dakika içinde uykuya dalmıştı bile. Asya da derin bir iç çekip uyumaya çalıştı. Bunu başarması oldukça zor olacaktı ama o kadar yorgundu ki uykunun tatlı kollarına hemen teslim oldu.


"Umarım yakın zamanda tüm bunlar bir son bulur..."


Uykuya dalmadan önce aklından geçen son düşünce bu olmuştu...


- DEVAMI İÇİN YILDIZLAMAYI UNUTMAYIN :) :) --

Continue Reading

You'll Also Like

217K 3.6K 27
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı.Bir an kalbim duracak gibi oldu. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açt...
7.3M 268K 46
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
2.4M 103K 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofre...
178K 15K 40
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...