Shadow // Jenlisa

By lovenliza

1K 134 531

Bazen; bazı şeyleri kabullenmek zorunda kalırsın. *kapak tasarımı bana aittir.* More

1. Bölüm (Giriş)
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm

2. Bölüm

203 27 179
By lovenliza

Hızlıca gözlerimi açtım ve yataktan kan ter içinde kalktım. Kalbim göğüsümden çıkacak  gibi hızlı atıyordu. Tüm vücudumdaki damarlar atmaya başladı. Onları hissedebiliyordum.

Ama bana az önce ne olmuştu? Hayır bu gerçek miydi? Nasıl?

Bir rüya görmüştüm ve tek hatırladığım şey bir yerdeydim ve bağırıyordum. Sonra... bi ses duymuştum. Evet bir ses. İşte bu kadar.

Ama yine de düşünmeden duramıyordum. Hani bazen deja vu yaşarsınız ya; ben sanki deja vu değil de gerçekten oradaymışım, başka bir hayata geçmişim gibi hissediyordum.

Uzun bir süre yatakta bunları düşündükten sonra kendimi toparlamaya karar verdim.
Bacaklarımı yatağın diğer tarafına attım ve gözlerimi ovalayıp sehpanın üstündeki tokayı alıp hızlıca topladım.

Terliklerimi giydim, ve bir kaç kez aynada kendime baktım. Fena değildim. En azından uykusuzluktan kalan göz torbalarım yoktu.

Aynanın önündeki dudak parlatıcımı aldım, dudaklarıma sürdüm. Son olarak da boynuma parfüm sıktım.

Sonunda kendimi dinç hissedebilmiştim.
Ama keyifli hazırlanmam annemin seslenişiyle son buldu.

"Kızım, hadi kahvaltıya! Sana en mükemmel kahvaltıyı hazırladım. Buna bayılacaksın."
Annemin yaptığı her şey lezzetli olurdu ve kahvaltı için de baya uğraşırdı. Beni mutlu ediyordu.

"Tamam anne, geliyorum." Anneme cevap verdikten sonra tuvalete girdim. Yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım.

Annemin yanına indim.

"Anne sen harikasın!" Yaklaşıp yanaklarına öpücük kondurdum. Onun da yüzüne hemen gülümseme yayılıvermişti. Masaya geçtim.

"Güzel kızım, fark ettim ki bu aralar fazla konuşmuyoruz. Derslerin nasıl gidiyor?"

Bu soruyla birlikte yüzüm düşmüştü çünkü son zamanlarda derslerle aramın pek iyi olduğu söylenemezdi. Normalde çok çalışkan bi öğrenciydim ama bu gidişle kötü bir yola gidiyorum gibi görünüyordu.

"Şey, iyi." Sahte bir gülümseme.

"Ah hayır Jen! Yalan söylediğini biliyorum. Ama neden böyle? Sorun nedir? Bana anlatmadığın bir şeyler olabilir mi?"

Dudaklarını büzdü ve bana endişeli gözlerle baktı.

"Peki... şöyle ki; son zamanlarda kendimi biraz durgun hissediyorum. Nedenini bilmiyorum ama hiçbir şey yapasım gelmiyor. Bu kadar uzun süre devam edemem biliyorum, haklısın. Ama deniyorum, yine deniyorum. Sonra ise sendeliyorum. Anlıyor musun?" O sırada lokmaları ağzımıza tıkıyorduk ama annem beni can kulağıyla dinliyordu.

"Tabii ki anlıyorum kızım. Bunları bana her zaman söyleyebilmeni istiyorum tamam mı? Çünkü ne olursa olsun ben senin annenim ve desteğe ihtiyacın olduğunda her konuda yanındayım. Bunu unutmamalısın." Gülümsedi.

"Çok teşekkür ederim anneciğim..." Elimdeki çay bardağını masaya geri koydum ve elimi annemin elinin üzerine koydum. Ben de ona  gülümsedim ve birbirimize gurur duyan bakışlar attık. Anneme gerçekten çok bağlıydım ve onu aşırı seviyordum.

•••

Kahvaltımızı ettikten sonra odama geçtim.
Raflara bakınıp devam ettiğim kitaplardan birini seçtim. Şu an aklıma başka yapılabilecek bir şey gelmiyordu.

Yatağıma süzüldüm ve kitabı okumaya başladım. Sakince kitabı okuyordum. Ama sonra fark ettim ki odaklanmakta zorlanıyordum. Bu neydi şimdi?

Ani sıkıntıyla kitabı yatağa fırlattım.
Neden hâlâ o lanet rüyayı düşünüyordum ki? Neden?

Bir rüya bi insanı bu kadar fazla etkilememeliydi.

İçime sıkıntı girmişti ben de bu yüzden odamdaki camı açmaya gittim. Hava daha sabah olmasına rağmen hafif bi karanlık vardı.

Sadece benim odama doğru gelen bi karanlık. Bu tür havaları hiç sevmiyordum. Hele kötü bi anımdaysam. Beni daha da kötü edip tüm modumu alıp götürüyordu.

Kollarımı camın önüne yasladım. 3. Katta oturuyorduk. Bu katta ben ve annem, alt katta abim sehun ve en alt katta ise ablam jisoo oturuyordu.

Neden hepimiz ayrı yaşıyoruz değil mi?

Çünkü ben, ablam ve abim daha çok küçükken babam bizi terk etmişti. O zamanlar paramız yoktu. Sefil bir hayat sürüyorduk. Bu kelime ne kadar doğru olur bilmiyorum ama öyleydi. Çok zor geçiniyorduk. Babam da sürekli iş değiştirmek zorunda kalıyordu. Gün geçtikçe her işten atılmaya başladı.

Bu da onu sinirlendiriyordu. Eve gelince tüm sinirlerini aileye salıyordu. Anneme işkence uyguluyordu. Biz ise... ağlayıp öylece bakıyorduk. Abim ve ablam her seferinde benim için endişeleniyordu.

Çünkü ben en küçükleriydim ve psikolojim onlardan daha çabuk bozulabilecek br haldeydi. İşte o anlardan sonra tüm hayatım değişti. Okulda içime kapanık bir tip olmuştum ve kimseyi yanımda istemiyordum.

Bu tavırlarım ailemi de sıkmıştı. Ama ben sadece insanım. Ben duygularımı kontrol edemezdim onlar beni ediyordu.

En sonunda annem ve babam zorla da olsa boşanabilmişti.

Annem tüm hayatını bize adamıştı. Tüm geleceğini, parasını, kabiliyetini, canını...

Annem bizim için her şeydi bu yüzden.

Zamanla sessiz bi kız olsam da kendimi sadece derse vermiştim. Böylece annem ve diğerlerinden güç alıp bir katkı sağlamaya çalışıyordum.

Biz de ailece toplanıp bazı kararlar almıştık.
Ev katlarını bölüşüp herkes o kısma göre katkı sağlayabilirse geçinebileceğimizi düşünüyorduk. Yani herkes kendi cebinden.

Ben ise şu an hâlâ okuduğum için annemin yanında kalıyordum, durumlar böyleydi...

•••

Pencereden derin düşüncelerle bakmaya devam ederken dalgınlığım yüzünden kendimi geriye atmıştım. Çok büyük bir şimşek çarpmıştı.

Hızlıca camı kapadım.

'Kararmış bulutlardan nefret ediyorum!'

Yatağıma geri geçtim ve telefonu elime alıp bildirimlere baktım. Sınıf grubuna bir sürü şey atılmıştı.

***

// SINIF GRUBU //

*kook kişisi bir fotoğraf gönderdi.*

3 çocuğun trajik ölümü facialara sebep oldu!

2 gün önce çocuk parkında oynayan 3 çocuk salıncakların üzerinde ölü bulundu! Olayı gördüğünü belirten tanıklar kafaların karışmasına neden oldu. Söylenene göre çocuklar ilk önce birbirlerini sallayıp gülüp eğleniyordu. Ama bankın üstünde oturan kadınlar birbirleriyle muhabbet ettiğinden bazı anları hatırlamadığını söylüyordu. Daha sonra ise kafalarını çevirdikleri ve bir gölgenin oradan 1 saniyeliğine görünüp gittiğini ardından da çocukları o şekilde gördükler ve daha sonra koşup oradan kaçtılar. Peki bunlar doğru mu? Çocuklar nasıl öldü? Tüm bu söylenenler kafa karıştırmak için bi kurgu olabilir mi?

Kook: Ne diyor bunlar ya?

Namjoon: Valla abi ben de bilmiyorum.

Rosie: Saçmalıyorlar bence ama yapmak istedikleri o olsa sizce bu tür şeyler mi söylerler? Haha.

Suga: Yeni uyandım gençler olay ne?

Jimin: Sen sonra benim eve gelsene ben sana anlatırım.

Suga: Ha... ok.

Nayeon: ödev varmış knks. Bekleyin atıyorum.

Momo: ATMA! Oof, ben yazarken attı bile.

Dahyun yazıyor...


-Mesajları biraz okuduktan sonra kapattım.-

•••

Sınıftakilerle bi muhabbetim olmadığından hiçbir şey yazmamıştım. Sadece son zamanlarda Rosé ile selamım vardı o kadar.

Belki arkadaş edinsem bir tek o beni anlayabilirdi... ama diğerleri asla.

Şu attıkları haber birden aklıma gelmişti. Çok saçma ama bi yandan da uzak gelmiyordu.

Ne olmuş ki iki üç insan onlara gölge gibi gelen bir şey gördüyse?

3 saat sonra

Bir kaç saat annemle vakit geçirmiştim.
Onu yalnız bırakınca üzülüyordum.

Ama sonunda tekrardan odama gelebilmiştim. Yapacak bir şey de yoktu ama...

Yerime oturup odamdaki televizyonu açtım.
En sevdiğim kanal açıldı ve izlemeye çalışıyordum. Çalışıyordum çünkü ekran gidip geliyordu.

'Of.'

Böyle bir gün geçmez ki.

Ardından tuvalete gittim. İşimi hallettikten sonra aynada kendime bakıyordum.

Yaklaştıkça gözüme bir şey çarpıyordu.
'Bu da ne böyle?'

Yüzümün üstünden büyüyen toparlak bir şey görüyordum? Bu ne demekten başka bir şey yapamıyordum çünkü gerçekten şoka girmiştim.

Sonra ise vücudumda bir baskı hissettim ve aniden ağzımdan çıkan ufak çığlık... ağzımı kapattım. Canım acıyordu.

Gözlerim. Göz kamarlarım kırmızılaşıyordu.

Ses de çıkarmamam gerekiyordu çünkü annem duyarsa buraya gelir ve görmesini isteyemezdim.

Yüzümdeki yumru vücudumun üstünde gezmeye başladı. Kabarcıklaşan bir şeyler kıpırdıyordu. Kanım fokurduyordu sanki.

Sonra ise kulaklarım tıkandı ve hiçbir şey duyamayacak hâle gelmiştim. Çığlık atmamam lazımdı ama bana ne oluyordu?

Kulaklarımın içinden yavaşça bi titreşim gelmeye başladı. Fısıltı şeklinde bir ses.

Ne dediği bile belli olmuyordu. Çok korkuyordum. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum.

Sonra ise aynadaki yansımama baktığımda yüzümün bulanıklaşmaya başladığını gördüm. Gerçekten hiçbir şey yapamıyordum. Bu da bir rüyaydı değil mi?

Değil miydi?

Artık delirecek gibi hissediyordum ama derin derin nefes almaya başladım. Ve bunu yaptığımda; vücudum gerçekten normale dönmüştü artık.

'Az önce neler yaşadığının farkında mısın Jennie?!' Kalbim hakim olamayacağım derecede hızlı atıyordu. Hemen soğuk suyu açıp yüzüme on kez falan su vurdum.

Kendime inandırmaya çalışıyordum.
Gerçek değil.
Gerçek değil.
Gerçek değil.

'Gerçek.'

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Son yaşadıklarımı unutup aklıma gelene dek saatler geçmişti. Ama ben yine de odanın içinde dönüp duruyordum.

İyi olmam gerekiyordu. Belki de psikoloğa gitmeliydim?

Tam hızla dönmeye devam ederken annem odaya girdi.

"Kahve yaptım, ister misin?"

"Hayır anneciğim teşekkür ederim."

"Kızım iyi misin yüzün baya bi solgun görünüyor." Neden bunu dedin ki şimdi?

"Oh, öyle mi? Hiç."

"Ben anlarım bir şey olmuş sana."

"Sadece stres, sınav stresi falan filan. Öyle işte. Gerçekten iyiyim."

"Yalan söylediğin anlaşılıyor ama. Her neyse seni sıkmayacağım. Kendini rahat hissedince anlatabilirsin... gece oldu istersen oturma odasına gel beraber televizyon izleyelim ha? Ne dersin?" Kafamdakileri atabilmeme belki yardımcı olabilirdi, kafa salladım.

"Pekâlâ. Ben gidiyorum sen arkamdan gelirsin o zaman." Ufak bir bakış atıp sırtımı sıvazladıktan sonra ilerledi.

Ben de onun ardından geliyordum ama kendimi çok korkunç hissediyordum. Ya buralarda bir şey varsa? Ya ben-  of ne diyorum...

Oturma odasına geldikten sonra birlikte televizyonun karşısına geçtik.

Annem yine komedi olan bi film açtı.
En sevdiğim oyuncular vardı ve bu yüzden kendimi filme verebilmiştim. Anneme sarılıyordum ve de o bana sarılıyordu. Birlikte güzel bi gece daha geçirmiştik.

•••

Saat artık çok geç olmuştu, annem bu saatlerde uyuyor olurdu ama ben ayakta olurdum. Bu sefer durabilecek miyim?

Biraz idare etmeye çalışmıştım ama bu ne ladar sürecekti, hep böyle korkak mı olacaktım?

Bu sözle birlikte hırslandım ve yine tuvalete girdim. Annem uyumuştu.

Kapıyı kilitledim.

Ne yaptığımın ben de farkında değildim ama karşı da koyamıyordum.

Gözlerimi yine aynaya diktim... Burada bir şey vardı. Kolumda hissettiğim hafif acıyla birlikte irkildim.

Yavaşça tişörtümü araladım.
Ve gördüğüm şeyle birlikte korkum iki kat artmıştı.

Kanlı bir şekilde; kolumda 'selam' yazıyordu.

İstemsizce gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

Sonra birden ışıklar kendi kendine kapanmıştı. Yaşadığım şoku daha atlatamamışken bir de bu mu... kafamı oraya buraya çevirirken ışık birden yanıp sönmeye başlıyordu.

İçimden sayısızcs küfür ediyordum.

Aynaya kafamı çevirdim ve gözlerim kıpkırmızıydı ve ten rengim siyaha doğru değişmişti. Deliye dönecektim.

Kendimden korkuyordum.
Kolumdaki bu yazı ise nasıl olabiliyorduz? Aklım almıyordu.

Vücudumun her zerresi yanıyordu.

•••

Aynada yazılan yazıları gördüğümde kendimi geriye doğru, duvara atmıştım.

Bu kimdi ve benden ne istiyordu?

'Beni sadece geceleri görebilirsin.'

Ağlarken nefeslerimi de düzene sokmaya çalışıyordum ve bu beni iyice yoruyordu.

Etrafıma bakındım ve orta tonda bi sesle aynaya dönüp konuştum.

"O zaman neden şimdi gözükmüyorsun?"

Aynada hareket eden kırmızı renkteki harfler beni panikletiyordu.

'Çünkü daha beni kabul etmedin.'

"Ne?"

'En yakın zamanda beni kabul etmek zorunda kalacaksın ve ben de o zaman sana neden burada olduğumu anlatacağım.'

"Eğer kimsen beni rahat bırak!"

'O kadar kolay mı sandın? Sanki ben burada kendi isteğimle varım... ×('

"Git buradan!"

'Ah üzgünüm ama her gece tekrar geleceğim. Adın... adın Jennie idi değil mi?'

"Ne?! Sen benim adımı nereden biliyorsun?"

'Sana fazla uzak değilim Jen... belki derinin biraz altında. Belki gözünün korneasında. Belki kanının her hücresinde. Bana inanacak mısın ki?'

"Ç-çok korkuyorum."

'Kör olduğunda nasıl karanlığa alışıyorsan sen de buna zamanla alışacaksın.'

•••

Bu şey her neyse beni çok fazla korkutuyordu. Bir gün içerisinde bu kadar şeyin olması artık her şeyin değişmesi demekti. Artık ne içinde olduğunu bilmediğim şeye devam etmem gerektiği demekti.

O zaman bu şeye inanmalıydım.
Artık bir kaçışı yoktu.

Yere çöküp normale dönmeyi beklerken saat geçmişti. Psikopat gibi hissediyordum. Yarın sabah ne olacaktı? Bu halim ne olacaktı? Annem benim intihara kalkıştığımı sanarsa ne olacaktı?

Tüm bunları düşünürken gizli kişiden bir işaret gelmiyordu. Gitmiş ise ben neden düzelmiyordum?

Ama o da ne?

Birden vücudum çekilmeye başlamıştı.
Tüm derim geriliyordu ve sanki kızgın demiri her yerimde gezdiriyorlardı.

Artık kendimi tutamıyordum.

Avazım çıktığı kadar bağırdım.

Neden kendime hakim olamıyorum?

'Ahhhhh!' Kemiklerim kırılıyormuş gibi kıvranıyordum.

Bağırırken öyle ses çıkıyordu ki boğazım yırtılacaktı sanki. Tam da merak ettiğim şey oluyordu. Annem uzaktan bana son hızla koşup yaklaşıyordu.

Ama yanımda belirdiğinde tüm ışıklar açıktı  ve aynada hiçbir şey yoktu, yansımama baktığımda ise... her şey normaldi.

"Kızım burada ne işin var? Uyandım ve su içerken seni burada yerde sürünürken gördüm. İyi misin? Saat gecenin 4'ü."

"Yere düştüm..." anlamaya çalışıyorum...

"Tamam ama dikkat et. Ben tekrar yatıyorum iyi geceler."

"İyi geceler."

Gitmişti ve ben yerde diz çökmüş hâlde öylece durup karşıya bakıyordum...


Ne?







_____________________________________________

Merhaba bu bölümün sonuna geldiniz. Bu kitap için çok heyecanlıyım umarım siz de zamanla seversiniz.

Yazarken yanlışlarım, eksiklerim, mantık hatalarım olduysa affola.

Lütfen kitabın şu anlık gidişatı hakkında yorum yapın.

Fazla uzatmayacağım, lütfen bol bol yorum yapıp oy atmayı unutmayınız.

Hepinizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın.💗🎀


Continue Reading

You'll Also Like

156K 6.6K 35
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
150K 13.5K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
The 42 By alex

Fanfiction

53.6K 7.7K 17
"Bizden ne komşu, ne düşman, ne de arkadaş olur." university & dorm au! ! 15.01.2024
84.7K 7.2K 16
"Bir pişmanlık mı bin pişmanlık mı..?" ||Angst||