𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / �...

By MarianaDean

3.3M 153K 42.9K

Tamamlandı. Dövmeli Kız: Boynundaki dövmenin aynısının, benim göğsümde nasıl gözüktüğünü görmek ister misin... More

•0.1°
•0.2°
•0.3°
•0.4°
•0.5°
•0.6°
•0.7°
•0.8°
•0.9°
•1.0°
•1.1°
•1.2°
•1.3°
•1.4°
•1.5°
•1.6°
•1.7°
•1.8°
•1.9°
•2.0°
•2.1°
•2.2°
•2.3°
•2.4°
•2.5°
•2.6°
•2.7°
•2.8°
•2.9°
•3.0°
•3.1°
•3.2°
•3.3°
•3.4°
•3.5°
•3.6°
•3.7°
•3.8°
•3.9°
•4.0°
•4.1°
•4.2°
•4.3°
•4.5°
•4.6°
•4.7°
•4.8°
•4.9°
•5.0°
•5.1°
•5.2°
•5.3°
•5.4° 𝓲𝓷𝓼𝓽𝓪𝓰𝓻𝓪𝓶
•5.5°
•5.6°
•5.7°
•5.8°
•5.9°
•6.0°
•6.1° 𝐹𝒾𝓃𝒶𝓁𝓁𝓎
✘ YENİ KURGU
BİTTİK

•4.4°

47.1K 2.2K 355
By MarianaDean


●●●

"Ee, oha ama!"

Ege ve Edis'in verdiği tepkiyi abartılı bulup suyumdan bir yudum aldım.

"Edis, bu kız ben deli edecek en sonunda kuzen. Az önce Dövmeli Kız'ın hattını çöpe attığını mı söyledi bu?"

"Aynen, alıp sinirle çöpe attım dedi Ege. Cidden Duygu iyice mala bağladı. Hayırlı olsun."

Yanlarında ben yokmuşum gibi konuşmaları sinirlerimi bozarken, sandalyenin sırt kısmında olan yastığı düzelttim.

"Ona yazmam başlı başına hataydı zaten. Ne bekliyordum ki altı üstü onun boynundaki dövmeyi kalbimin altına yaptım. Yıllardır yanında olan benden hoşlanmayıp, anonim bir kızdan mı etkilenecekti?"

Şu şişesinin kapağını sımsıkı kapattıktan sonra sağa sola yatırıp oynarken konuşmuştum.

Ona yazdığım hattı çöpe atmıştım. Bana mesaj atmış mı diye bakmamışım bile. Çünkü bakarsam, kesinlikle ona bir şey yazardım. Bu ne kadar sağlıklı olurdu? Duygu iken ona sinirlenip, Dövmeli Kız iken ona aşık gibi mi davranmalıydım?!

Bana iyi gelmiyordu, ben ona iyi gelmiyordum. Biz olamıyorduk, bla bla bla.

Ne vardı sanki? Velet aklımla Yiğit'e aşık olmaya çalışmasaydım. Eninde sonunda olacağı buydu. Çek acıyı babam, çek.

"Gerizekalı olmak yerine mesaj atmış diye kontrol etseydin ya bari ahmak kız. Belki bir şey yazmıştı. Zaten 2 gündür telefonlarıma bakmıyor."

Huzursuzca nefes verip, arkasına yaslanan Ege'ye dikkatli gözlerle bakıp yüzünü inceledim.

"Kimse konuşmadı mı Yiğit'le yani? 2 gündür?"

Parmaklarım ile sayı belirtip, belimi yasladığım yastıktan ayırıp, oturuşumu dikleştirdim.

"Konuşmadı benimle. Ekin ile konuştuğunu biliyoruz sadece onda da evine ziyarete gitmiş Ekin, anca öyle konuşmuşlar."

Ege'nin söylediklerini aklımda tartarken, neden Ege ile konuşmadığını düşünmeye başladım.

Ege ile 8 yıldır arkadaşlar ve her şeyini onunla konuşurdu. Ama...

"Ama o iyi değil mi?"

Edis'in sorusu üzerine Ege'ye döndüğümde omuzlarını ben bilmiyorum anlamında kaldırıp indirdi.

"Hem Yiğit'in, hem Ekin'in 2 gündür okulda olmaması pek tesadüfmüş gibi gelmiyor."

Mırıldanmam ile çalan zil bizi günün ilk dersine girmemiz için sınıflara gitmemizi bildiriyordu.

Bu saatte, bu kafayla, bu ders programını işlemek kanser olmama sebep olmazsa iyiydi. Çünkü yaptığımız tek şey soru çözmek...

▪▪▪

"Duygu, bak bana geçen sefer gibi hırsız aksiyonlarına girme. Yüreğimizi ağzımıza getirtme. Kapıların kilitlendiğine emin ol."

Annemin 29. kez tekrar ettiği cümleleri onaylayan sesler çıkarıp arabaya binmelerini izledim.

"Kendine dikkat et kızım."

El sallayan babama gülümseyip arabanın kapının önünden ayrılmasını izledim. Annemin babasının, yani Mafya Lideri dedemin ziyaretine gideceklerdi.

Kendisi biraz huysuz, biraz otoriter olduğundan sebep tek seferde söylediği cümle hemen yapılmalıydı.

Hoş, beni de çağırmıştı ama sınav bu. Şakaya gelmez değil mi? Yine evde tek başımaydım, yine sınavlara çalışmalıydım.

Arabanın gözden kaybolmasıyla bahçe kapısının kilidini kapatacakken, gözlerim Yiğit'in ışığı yanmayan odasına takıldı.

"Gidip, hâl hatır sorsam ne olur ki?"

Düşüncelerimi sesli şekilde dile getirirken ikileme düştüm.

"Mal mısın Duygu? Ona konuşmayalım, selamlaşmayalım, evlerimize dahi uğramayalım, diyen sen değil miydin?"

Düşüncelerim birine girmek için fırsat kollarken bahçe kapısının kilidini açıp, Yiğit'in evine adımladım.

"En fazla trip atar, gider yaparım. İnsanlar seni arıyor telefonlarına niye bakmıyorsun diye. Keyfimden gitmiyorum ya evine."

Kendi, kendime telkinler verirken derin bir nefes alıp giriş kapısını ittim.

Buradan dönüşü yoktu. 2-3 basamağı hızla inip, üzerime çeki düzen verdikten sonra yuvarlak düğmeye basıp zilin çalmasını sağladım.

"Ben baktım."

İçeriden duyduğum ses ile kapının açılması bir olmuştu.

"Aa, Duygu'cuğum. Hoşgeldin!"

Sinem teyzenin neşeli çıkan sesine gülümsediğimde, hemen konuştum.

"İyi akşamlar Sinem Hanım. Nasılsınız?"

"Allah'a şükür iyiyiz, gelsen içeri Duygu. Kapıda mı konuşacağız?"

Eliyle beni içeri davet ettiğinde başımı olumsuz anlamda sallayıp elimi arkaya doğru uzatıp, ışıkları yanan evimi gösterdim.

"Teklif için teşekkürler ama eve gitmem gerek. Ben size Yiğit'i soracaktım. Nerede acaba? 2 gündür okulda da yoktu. Arkadaşlarımızdan hiçbiri telefonlarına da ulaşamıyor Yiğit'in."

Gözlerimle, Sinem teyzenin bedeninin imkan verdiği kadar içeriyi tarıyordum. Yiğit'i görmek adına.

"Ha, Yiğit numarasını değiştirdi. Ondan ulaşamamışsınızdır. Fenerbahçe ile ilgili birkaç konu için Ekin ile beraber şehir dışına gittiler. Size haber vermediler mi?"

Meraklı bir hâlde bana bakan Sinem teyzeye şaşırmış bir hâlde baktım.

"Şehir dışınagittiler?"

Acıyla söylediğim kelimelere üzüntüm yansımış olacak ki Sinem teyze beni teselli etmek için konuştu.

"5 günlüğüne canım. Üzülme, geri gelecek. Ben sana bizim keratanın numarasını vereyim, konuş onunla."

Sinem teyzeye olan bakışlarım neşeli bir hâle gelince Sinem teyze hızla içeri girip, 1 dakika sonra elinde bir kağıtla gelmişti.

"Buyur, Duygu'cuğum."

Minnetle gülümseyip, üzerinde telefon numarası yazan kağıdı Sinem teyzenin elinden aldım.

"Çok teşekkürler Sinem Hanım. Ben daha fazla sizi rahatsız etmeyeyim. Tekrardan iyi akşamlar."

Heyecanlı çıkan sesime tebessüm eden Sinem teyze bana bakmaya devam etmişti.

"Aslında sana bir şey sormak istiyorum Duygu. Yanlış anlama ama."

Sesindeki ciddiyet, her ne kadar yüzündeki tebessüme zıt da olsa Sinem teyzeye döndüm.

"Tabi ki, buyrun."

Ellerini birbirine kenetleyip bana baktı.

"Yiğit ile aranızda ne tür bir ilişki var? Sakın yanlış anlama arkadaş mısınız yoksa sevgili misiniz diye demiyorum."

Yüzüme bakıp durakladı, nefes verip devam etti.

"2 gündür de ruh gibi geziyor ortalarda. Dün de Ekin ile beraber evden gittiler. Onun için endişeleniyorum. Geçen akşam yemeğinde senin ismin geçtiğinde yemek yemeyi bırakıp masadan kalktığı gibi evi terk etti. Şimdi de ona ulaşamadığını söyledin. Aranız iyi mi?"

Az önceki neşeli halinden eser kalmayan Sinem teyzeye ne demem gerektiğini düşünüyordum.

Aramız iyi mi?

İyi değilse kötü?

O kadar da kötü değil, normal?

"Bilemiyorum Sinem teyze. 12 yıldır tanıyoruz Yiğit ile birbirimizi. Size yalan söylemeyeceğim, bizim pek anlaştığımız söylenemez. Sürekli kavga ederiz, arada birbirimizin varlığını unutup selam bile vermeyiz birbirimize. Son günlerde de konuşmamız pek iyi bitmedi."

Suratı daha da düşen Sinem teyzeye olumlu bir şey söylemek istedim.

Üzgün hâlinin bana, Serra teyzeyi hatırlatması kalbimden bir şeyler kopardı.

Neşeli çıkmasına özen gösterdiğim sesim ile devam ettim.

"Ama merak etmeyin, o kısa sürede iyi olacak. Elimden geleni yapacağım."

Yüzünde ufacık bir rahatlama gördüğüm Sinem teyze ile gülümsedim. Sanırım olmuştu.

"Neyse, seni de huzursuz ettim sorularım ile. Üşütme sen, hadi evine bakalım kuzu."

Bana kuzu demesi ile tebessüm edip, başım ile selam verdikten sonra evime doğru adımladım. Sinem teyze de eve girmemi görene kadar beni izlemeye devam etti.

Kendimi eve attığım gibi, kapıyı kilitledim. Sanki kilitli kapılar beni acılardan koruyacakmış gibi. Hızla odama çıktım.

Saf kötü hissediyordum şu an. İçim kötüydü benim.

Hâli ve tavırları Sinem teyzeyi endişelendirecek kadar farklı bir boyut almışsa, o iyi değildir ki. Ruh gibi geziyor da demişti.

'Geçen akşam yemeğinde senin ismin geçtiğinde yemek yemeyi bırakıp masadan kalktığı gibi evi terk etti.'

Kulaklarımda yankılanan kelimeler ile avuç içlerimdeki sızı artmaya başlamıştı.

Kitaplığımın 3. rafında gördüğüm ahşaptan yapılmış ufacık pinokyo minyatürüne bakarken sinirle dudaklarımı birbirine bastırdım.

"En az senin kadar sinir bozucuyum."

Avuç içimdeki sızının artması ile yumruğumun aniden açılması elimdeki kağıdın yere düşmesine sebep olmuştu.

"Adımı bile duymak istemeyen sana, seni arayıp sevdiğimi nasıl söyleyebilirim ki ben, Yiğit?"

Yanan gözlerimi kapatmam ile ıslanan kirpiklerim, bugün sulanmak istiyorlardı anlaşılan.

"Sürekli övdüğün o aptal hislerin, bir beni mi hissetmiyor. Sana, 'seni sevmiyorum' dediğim her an yalan söylemiş olduğumu hissetmen bu kadar mı zor Yiğit?!"

Çocukluk aşkımı hissetmen bu kadar mı zor Yiğit?

●●●

Siz bekler; Duygu&Yiğit,
Ben yazar bambaşka bir şey...

Sevgilerle💚

Continue Reading

You'll Also Like

123K 3.9K 39
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz nie peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öde...
550K 19.4K 12
Doğum gününde ailesini kaybeden Almira Dolunay Soylu aylar sonra abisine gelen bir telefon çağrısıyla hastanede bebeklerin, nedeni belli olmayan bir...
1.7M 91.6K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
3M 83.3K 54
Kitabım mafya konuludur , şiddet ve 18 sahneler olacaktır duyar kasmaya gelmeyin lütfen , bu şekil de okumak isteyen herkesi beklerim