♪ Lana Del Rey -
Hope is a dangerous thing
Sabah Jaemin ile olan konuşmadan sonra uyuyamamıştı genç kadın.
Zaten son aylarda hiç uyumuyordu ki, alışmıştı artık.
İleride bir gün belki bir bebekleri olur diye düşünerek bu evi büyük almışlardı.
Şimdi o duvarlar Jisu'nun üstüne geliyordu, açık mavi ve pudra pembe olan duvarlar arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordu.
Ve çocuk odası olur diye boş bıraktıkları oda da çaresizce ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu.
Tam o sırada telefonu çaldı, aslında açmak istemiyordu fakat arayan kişi ısrarlıydı.
Kim olduğuna bakmak için eline aldı, eski iş yerinden en yakın arkadaşı Minhyuk arıyordu.
"Jisu, sana bir şey söylemeliyim..."
Eski dostunun sesi titriyordu.
Bu onu deli gibi korkuttu.
"Dinliyorum seni."
Kalbi tekliyordu Jisu'nun.
"Jaemin, ile ilgili kötü bir şey var..."
Minhyuk birkaç saniye durdu, bunu ona nasıl açıklayacağını bilemiyordu.
"Buraya gelebilir misin hemen?"
Jisu nefessiz kaldı o an, tüm kan vücudundan çekilmişti.
Zemin ayağının altından kaydı.
Gözlerini sıkıca yumdu ve her şeyin bitmesini diledi.
Jisu ne olduğunu adı gibi biliyordu.
Artık insanların da öğrendiğini bilmek gururunu çok incitti.
Na Jaemin alenen aldatıyordu kendisini, Jisu artık onu affetmek için uydurduğu saçma sapan, aptal yalanlarına bile inandıramayaktı aklını.
"Bu aşkı öldürdün Jaemin, içinde benimde olduğum evi yıktın, sana sevmeyi öğrettiğim kalbe başkalarını aldın. Bu evliliği kurtarmam için elimdeki tüm yalanlarını da aldın, artık bir anlamı yok..."
Girdiği ağlama krizini sakince sonlandırdı ve üzerine ceketini alarak evden çıktı.
Evden çıktığı gibi, Jaemin'in de kalbinden çıktı.
Na Jaemin, Jisu'yu her anlamda kaybetti o gün.
Daha sonralarda bu günleri deliler gibi özleyeceğini bilse belki de bu aptallığı yapmazdı...
┬──┬
fin du cinquième chapitre
Ꮚ