VİKİNG SAVAŞÇISI

Bởi biyazar

72.2K 4.9K 1.2K

O bir Türk ama aynı zamanda bir Viking Savaşçısı... Asya arkadaşına hediye etmek için aldığı antika bir saat... Xem Thêm

BÖLÜM 1 - SAAT
BÖLÜM 2 - ÖLÜM UYKUSU
BÖLÜM 3 - KRAL BJORN
BÖLÜM 4 - YENİ AİLE
BÖLÜM 5 - SAVAŞ
BÖLÜM 6 - YAZI / TURA TANRILARIN KUMARI
BÖLÜM 7 - MERHAMET
BÖLÜM 9 - İNFAZ
BÖLÜM 10 - TUTSAK
BÖLÜM 11 - İFTİRA
Bölüm 12 - Venire
Bölüm 13 - DÜĞÜN
Bölüm 14 - TUZAK
BÖLÜM 15 - HÜKÜM
BÖLÜM 16 - İNTİKAM
BÖLÜM 17 - PİŞMANLIK
Bölüm 18 - ASYA
Bölüm 19 - KUTLAMA
Bölüm 20 - HAZİNE

BÖLÜM 8 - ZORLU YOLCULUK

3.7K 286 78
Bởi biyazar

Ragnar kadının çığlığını duyduğunda olduğu yerde durmuş ve ne olduğunu anlamak için beklemişti. Zaten yol boyunca gözü hep onun üzerindeydi, kadın o kadar ufak tefek ve narin görünüyordu ki bu yolu kaldıramayacağı en başından belliydi. 

Ragnar onu kasabada bırakırsa birileri tarafından mutlaka öldürülecekti ama yanına alırsa en azından bir şansı olabileceğini düşünmüştü. Nitekim öyle de olacaktı... Ata binmeyi becerebilseydi ve biraz daha sabredebilseydi. 

Onun atından düşeceğini hiç tahmin edememişti ve bu olduğunda kendisini zayıf ve yumuşak göstermeden bir savaşçı gibi durumu idare etmesi gerekiyordu.

Çünkü normal şartlarda Ragnar Lothbrook yoluna böyle insanlarla devam etmezdi... 

Adamlarından birinin o daha kararını vermemişken harekete geçmiş olması Ragnar'ın işini kolaylaştırmıştı. 

Yaralı bir kadını atına alacak biri varsa o da tabi ki krallarıydı. Ragnar böylece hem savaşçısına haddini bildirmiş hem de kadına yardım ederken zayıf görünmemişti... 

Zavallı Sigrid, gerçekten de kadını öldüreceğini düşünerek kafayı yemek üzereydi. Aslında Ragnar onu bu kadar üzmeyi amaçlamamıştı ama bundan pişman da değildi tabi... Onlar birbirlerinden nefret eden ezeli düşmanlardı ve ikisi de bunun farkındaydı. Bu durumu değiştirmek için de çaba göstermeyecekti.

Ragnar kadını yerden alıp sırtına attıktan sonra atının yanına yürüdü. Herkes sıradaki hamlesini merak ediyordu ve onları şaşırtmayı seviyordu. Kadını atının üstüne atıp kendi de atına bindi ve atına ilerlemesi için komut verdi. 

O sırada Sigrid yine çığlık çığlığa onun arkasından koşmaya başlamıştı.

"Tanrı aşkına bu kadın hiç susmayacak mı?" diye kendi kendine sinirli bir şekilde söyleniyordu. Ragnar mecburen atını durdurup ona doğru döndü. Bıkmış bir yüz ifadesiyle 

"Yine ne var kadın!" diyerek Sigrid'e  çıkıştı.

" Onu bir eşya gibi taşıyamazsın lanet olası herif!" 

Sigrid eline koluna hakim olamıyordu. Bir kızıl kadına doğru bir Ragnar'a doğru sallayıp duruyordu. Sinirden kendini kaybetmişti. Bir erkek nasıl bu kadar kalın kafalı olabilirdi. Baygın bir kadın bunca yolu baş aşağı sarkıtılarak mı gidecekti gerçekten?

Sigrid kendini sakin olmaya zorlarken Ragnar ona tekrar kükredi

"Ne yapacağımı sana soracak değilim kadın!" 

Bunun üzerine Sigrid biraz düşünmek zorunda kaldı. Zıtlaşarak bir yere varamayacaklardı ikisinde de viking inadı vardı ve damarına basıldıkça Ragnar daha da sert olmaya başlıyordu. En azından onu öldürmemiş ve atına almıştı. Sigrid sadece bunun için bile minnettar olmalıydı. Bu yüzden üzgün bir şekilde Ragnar'ın gözlerinin içine baktı ve konuşmaya yumuşak bir ses tonuyla devam etti

"Ragnar... Onu kurtardığın için sana minnettarım. Ama göremediğin bir şey var. Şu haline bir bak zavallı kızcağız perişan durumda ve sen onu bunca yolu atın üstünde baş aşağı sarkıtarak götürmeye çalışıyorsun. Kız zaten tükenmiş durumda bunun üstesinden gelebileceğini mi düşünüyorsun?"

Ragnar bu kez onu dinliyor gibiydi fakat Sigrid'e değil uzaklara gözünü dikmişti.

Bunun üzerine Sigrid devam etmeye karar verdi.

"Daha insancıl bir şekilde taşınmalı. Yalvarırım sana Ragnar Lothbrook."

Ragnar bunu düşünüyordu. Gerçekten düşünüyordu fakat yine de anlamamıştı. Daha önce hiç atında birini taşımak zorunda kalmamıştı bu yüzden başka nasıl taşıyabilirdi bilmiyordu. 

Sigrid sözlerinde haklı olsa da bunu ona itiraf etmeyecekti. Hala onun ezeli düşmanıydı. Bir süre öylece birbirlerine bakarak beklediler. İkisi de birbirlerinin aklından neler geçtiğini anlamaya çalışıyordu. 

Sonunda Ragnar atından aşağı indi. Başıyla onayladığını ifade etti. Sigrid mutluluktan havalara uçmak üzereydi derhal elleriyle göz yaşlarını sildi ve kızıl kadını atın üzerinden aldı. Ragnar'a ata binmesini söyledi ve daha sonra kadını atın üzerine oturttu. Bacaklarını iki yana açtıktan sonra kızın baygın bedenini Ragnar'ın göğsüne yaslayarak sabitledi. At üzerinde bir kadın böyle taşınırdı. 

Fakat Ragnar onun bu yaptıklarını şaşkınlık içinde izliyordu. En sonunda Sigrid dizginleri Ragnar'a verdiğinde, dizginleri tutmak için kollarını kadına dolamak zorunda kalmıştı. Böylece baygın bile olsa attan düşmeyecekti. Fakat bu durumda yanlış olan bir şeyler vardı. Ragnar'ın kesinlikle hoşuna gitmemişti. 

Sigrid ise yaptığı işten çok memnun görünüyordu. İşini bitirdiğine kanaat getirdiğinde atına doğru yürümek için arkasını döndü. 

Ragnar ise atını hareket ettirdiğinde kadın da kıpırdamıştı. Sırtı Ragnar'ın göğsünde başı da onun omzuna gömülmüştü. Ragnar onun saçlarındaki kan ve tuzun karışımı olan savaş kokusunu çok rahat bir şekilde alabiliyordu. Bunun üzerine

"Tanrı yardımcım olsun..." diye düşündü. 

Kahrolası Sigrid, onun yüzünden bu yolculuk genç savaşçı için bir hayli zorlu geçecekti. 

'Onu orada ölüme terk etmeliydim.' 

'Onu orada bırakmalıydım. Hepsi sadece baş belaları. Tanrı aşkına' diyerek hayıflanıyordu. Ama bunun şu anki durumda kimseye bir faydası yoktu... Bu yüzden uzun bir müddet bu şekilde yollarına devam ettiler.

--------

Asya'nın bilinci yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Gözlerini açmadan önce biraz beklemeye karar verdi. Bu esnada etrafı hakkında bir takım bilgiler edinmeye çalışıyordu. Hava hala soğuktu ama bayıldığı zamanki gibi üşümüyordu. Göz kapaklarına vuran her hangi bir ışık olmadığından gece olduğu çıkarımını yapmıştı. Ağaç dalları çatırdıyordu ve Asya'nın bedeni sarsılıyordu. At üzerinde olduğunu düşünüyordu. Fakat bir terslik vardı. Sırtını sert bir yere yaslamıştı.

Sert ve sıcak bir yere... 

Derken belini sıkıca saran bir şey olduğunu fark etti ve yakınlardan gelen ter kokusu.

" Aman Tanrım!"

Bir hışımla gözlerini açıp doğruldu ve etrafını incelemeye koyuldu. Bütün bunlar nasıl olmuştu ? Asya hiç bir şeye anlam veremiyordu. Tek hatırladığı karanlıkta düşüyor olduğuydu ve sonra. Sonra kendini burada bulmuştu. Gözleri Sigrid'i aradı. 

Hemen arkalarından geliyordu ve yüzünde yola ilk çıktıklarında olan kin ve nefret ifadeleri artık yoktu. Asya bunu şaşkınlıkla fark etti. Sigrid huzurluydu...

İşte o an taşlar yerine oturdu. Asya kimin atındaydı?

Cesaretini toplayıp başını çevirmeye karar verdi. Göreceklerine kesinlikle hazır değildi fakat bunu yapmak zorundaydı. 

'Ya şimdi ya hiç kızım.' diye düşündü.

Ve onu gördü... 

Ragnar Lothbrook'un atında yolculuk ediyordu. Asya şaşkınlıktan kendini kaybetmişti ve Ragnar kollarını ona dolamamış olsa kesinlikle attan düşmüş olacaktı. Yine...

Bu vahşi barbarın atında ne işi vardı? Ragnar ona neden yardım ediyordu? Asya onun yardımını istememişti ki... 

Genç kadın bu durumdan oldukça rahatsız olmuştu. Hemen kendini topladı, sırtını dikleştirdi ve olabildiğince ondan uzaklaşmaya çalıştı. Tabi bu ne kadar mümkün olabilecekse.

Ragnar da onun ne yapmaya çalıştığını fark etmişti fakat o da bu durumdan hoşnut olmadığı için ona engel olmadı. 

Asya bir süre sessizlik içinde yolculuk ettikten sonra daha fazla dayanamadı ve cesaretini toplayarak Ragnar'a döndü.

"Earl Ragnar. Ben binmek benim at."

Ragnar onun berbat Keltçesini anlamayı başarmıştı fakat ona izin vermeyecekti. Bu yüzden sadece "hayır" anlamında başını sertçe iki yana salladı ve yola bakmaya devam etti.

Ragnar'ın krallığına çok az bir yol kalmıştı. Ama dimdik bir dağın yamaçlarında karlarda bata çıka ilerliyorlardı. En ufak bir dikkatsizlikleri hayatlarına mal olabilirdi. 

Neyse ki Ragnar doğup büyüdüğü bu toprakları avcunun içi gibi bilirdi. Bu yüzden bu kadının burada tek başına at süremeyeceğinden adı gibi emindi. Tanrı aşkına düz yolda bile atın üzerinde duramamıştı. 

Buna asla izin veremezdi. 

Dönemeçte dizginleri sıkmasıyla kadının sırtı Ragnar'ın göğsüne yaslandı ve genç kadın kaskatı kesildi. Ragnar onun her zerresinde rahatsızlığını hissedebiliyordu fakat ikisi de sesini çıkarmadan yola devam ettiler. 

Uzun bir sessizlikten sonra Asya şansını tekrar denemeye karar vermişti.

"Ragnar. Ben iyi olmak. Lütfen atımı sürmek?"

Asya bu sözleri söyledikten sonra bütün cesareti uçup gitmişti ve söylediğine pişman olmuştu. Çünkü Ragnar'ın bedeni bu sözler üzerine öylesine gerilmişti ki...

Dizginleri tutan elleri birazdan kangren olabilirdi. Öyle sıkı tutuyordu ki Asya'nın nefesi kesilmişti. Evet bu adama her aklına geleni söyleyemeyecekti. Bunu öğrense iyi olacaktı.


Ragnar bir şeye bir kere hayır derdi ve o konu bir daha açılmazdı. Bu kadın onun sınırlarını ne kadar zorladığının farkında mıydı acaba? Hayır kesinlikle değildi. Ragnar onun yabancı olduğunu hatırlattı kendine ve sinirini yatıştırmaya çabaladı. Derin bir nefes alıp yine sadece başını sallamakla yetindi.

Eğer ağzını açarsa ona kükreyeceğini biliyordu. 

Adamlar, kadınlar ve Sigrid arkalarında onları usul usul takip ediyorlardı. Ragnar arada göz ucuyla onlara baktığında Sigrid'in sürekli onları göz hapsinde tuttuğunu fark etmişti.

Sigrid ise şaşkınlığını gizleme gereği duymuyordu. Ragnar genç kadına gerçekten kibar davranmış hatta onunla konuşmasına, sorular sormasına bile sesini çıkarmamıştı. Kadın onun emirlerine karşı çıktığında bile bir şekilde sakinliğini korumayı başarmıştı. Bunlar Sigrid'in hiç de alışık olduğu şeyler değildi... 

Bu esnada Ragnar'ın kasabası görünmeye başlamıştı. Asya bu küçük yerleşim yerini incelemeye koyuldu. Karlar altında görüntüsü onu adeta büyülemişti...

Kadının evine olan ilgisi Ragnar'ın içten içe hoşuna gitmişti. Bu yerleşim yerinin her bir tuğlasını kendi elleriyle koyarak sıfırdan inşa etmişlerdi. Şimdi bir yabancının gözünden evine bakmak gurur duymasını sağlıyordu.

Ragnar ve adamları kasaba duvarlarına yaklaştıklarında gözcüler hemen onların geldiğini haber verecek şekilde garip sesler çıkaran bir alete üflemeye başlamıştı. Asya hayatı boyunca hiç böyle bir şeye şahit olmamıştı.

Orada yaşayan herkes bir anda Ragnar'ın yolunun etrafında iki sıra halinde dizilmeye başlamışlardı. Genci, yaşlısı, çocuğu demeden hepsi onu karşılamaya gelmişlerdi. Ragnar halinden memnun görünüyordu. 

Sonra birden her şey değişti...

Kapıdan geçtikleri esnada bazı kadınlar koşa koşa onlara doğru geldiler ve saçma şeyler atmaya başladılar. 

Bu olduğunda Ragnar kaskatı kesildi. Asya bunu fark edip neler olduğunu anlamak için ona döndüğünde Ragnar'ın Sigrid'e onu öldürecekmiş gibi baktığını gördü. 

Sigrid ise özür dilercesine arkasından bir şeyler mırıldanıyordu... 

Sonra Asya onlara ne attıklarını fark etti. Buğday taneleriydi bunlar. Eski zamanlarda bereket getirdiğine inanılırdı. 

Ve...

Düğünlerde gelin ve damadın üzerine atılırdı. Asya'nın nefesi kesilmişti.

"Aman Tanrım!" 

Bütün bunlar çok fazlaydı...




Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

2.3M 72.7K 54
Babasının borcu yüzünden genç kızı alı koyan Karahan başına büyük ama tatlı bela alır... Genç kız Karahandan küçük olmasına rağmen yalnız adama eş ol...
2.4M 103K 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofre...
1.2M 98.6K 47
Gelecekten, geçmişe engebeli bir serüven! 27 yaşında olan Feride gittiği Topkapı Sarayında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Gözünü açtığında...
73.5K 3.4K 30
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...