Pup // Cashton

By girlslimshady

5.5K 407 4.3K

Calum'ın masum kahverengi gözleri bir yavru köpeği andırıyordu. More

🖤 Prologue 🖤
1- Wait, Are You A Puppy?
2- Take Him Home
3- Getting Along
4- Special Love
5- Why Are You Here?
6- You're All I Have
7- Something Big For Him To Say
8- Hurts +
9- Cuddly, Cute, But Also Horny
10- A Present For Ash
11- Crossing The Lines Once More? +
12- Own Me Completely +
14- Make Daddy Cum, But Twice +
15- Some Problems In Heaven +
16- He's Gonna Find Me
17- I Don't Have A Choice
18- Promise
19- Holding On For Dear Life
20- Hesitate
21- In Rut +
22- Time To Take This Situation In My Own Hands +
23- My Turn To Take Care Of You
24- Maybe It's Just The Beginning, Who Knows?

13- Irresistable Feeling

229 16 138
By girlslimshady

How about some fluff cınım

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

"Çok tatlı oldu!"

Ashton makası kenara bırakıp Calum'ın yanaklarını sıktı. Uzayan saçlarından rahatsız olduğunu fark edince onun için kesebileceğini söylemişti. Hatta önündeki birkaç tutamın rengini bile açtılar.

Ashton aşırı sevimlilikten krize girmezse eğer, muhtemelen işleri birazdan biterdi.

"Aynaya ne zaman bakacağım?"

"Ben kurutmayı bitirdikten sonra Puppy."

Alt dudağını sarkıttı. Çok merak ediyordu. Bu hareketin genelde Ashton'ın üzerinde etkisi olurdu ama şuan hiçbir işe yaramıyordu. Kurutma makinesiylesinin ısısını biraz düşürerek kulaklarına da tuttu. Anlaşılan bitmesine az kalmıştı.

"Şimdi bakabilir miyim?"

"Biraz daha beklemen gerekiyor..."

"Peki ya şimdi?"

Ashton başka biri yapsa sinir bozucu gelecek sabırsızlığına güldü. Yaptığı her şey şirin oluyordu. Saçlarını elleriyle son bir kez düzelttikten sonra sandalyeyi aynaya doğru çevirdi. Calum'ın heyecanla sandalyeden kalkıp Ashton'ın üstüne atlaması en fazla üç saniye falan almıştı. Boynuna sarıldı.

"Beğendin mi?"

"Çok beğendim, teşekkür ederim!"

Yüzünü boynuna gömmeden hemen önce yanağına ıslak bir öpücük bırakmıştı. Ashton Saçlarını okşuyordu. Yatak odalarında yaşanan... Şeyin üzerinden birkaç gün geçmişti. Calum hala oturmakta zorlanıyordu ama daha mutlu olamazdı. Ashton yanındaydı, Ezra artık yoktu, yeni bir ailesi ve arkadaşları olmuştu. Üstelik vücudundaki yaraların büyük bir çoğunluğu da iyileşmişti. Kısacası her şey mükemmeldi.

"Seni seviyorum..."

"Ben de seni Pup."

Saçları arasından geçen eli yavaşça yüzüne doğru yol alırken Calum ona gülümseyerek başını boynundan kaldırdı. İşaret ve orta parmağını daha önce hiç tatmadığı yerin üzerinde dolaşıyordu. Kıpkırmızı dolgun dudakları.

Onca fiziksel temasa rağmen nasıl olduysa hiç öpmediği dudakları.

Tıpkı teni gibi pürüzsüzdü.

Yaklaştı. Nefesini tutmuştu.

Calum'ın çikolata rengi gözleri titreyerek kapandığında yüzündeki gülümseme küçülmüştü. Minik ellerinden birini Ashton'ın yanağına çıkardı. Kalbi göğüs kafesini zorluyordu.

Ancak,

Dudağının kenarında hissettiği hafif baskı ve sıcak nefesi Harry gürültülü bir şekilde banyonun kapısını açınca kayboldu.

"Ashton kapı çaldı!"

Ashton ve çocukları biri geldiği zaman kapıyı açmak yerine onu çağırmaları için tembihlemek.

Hızla birbirlerinden ayrıldılar. Ashton sahte bir şekilde öksürerek boğazını temizledi.

"Ben, kapıya bakayım. Sonra banyodaki saçları süpürürüz..."

Calum zaten düzgün olan saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. Onun gelmesini beklemek yerine sandalyenin altına serdikleri örtüyü topladı. Süpürgeyi zaten banyoya önceden getirmişlerdi. Bir saniye için durup ellerini göğsüne yerleştirdi. Hala nefeslerini düzenlemeye çabalıyordu.

Vay canına, diye düşündü. Bu gerçekten yaşanacak mıydı?

Yaşansaydı ne olacaktı?

Korkmuştu. Cidden çok korkmuştu. Ama korktuğu merak etmediği anlamına gelmezdi, öyle değil mi?

"Yüce İsa..."

Bu esnada Ashton merdivenlerden aşağı inerek kapıya ulaştı. Eğer çalmak için biraz daha güç kullanılsaydı muhtemelen kırılırdı.

"Ezra?"

"Konuşmamız lazım."

"Ah hayır, hiç sanmıyorum."

Kapıyı iktirdiğinde Ezra ona izin vermedi.

"Ashton."

"Dinlemek istemiyorum! Ne hakkında konuşmak istiyorsun ki!? Açıklama falan mı yapacaksın? Böyle bir şeyin ne çeşit bir açıklaması olabilir?"

"Bak, sadece- bekle. O boynundaki de ne?"

Ashton Calum'ın boynunda bıraktığı ısırık izini hatırlayınca sırıtmamak için alt dudağını dişledi.

"Seni ilgilendirmez."

"O küçük fahişe yaptı değil mi!? Seni baştan çıkarıp benden çalmaya çalıştı!"

"Kes sesini. Bana kalırsa burada kimin fahişe olduğunu tartışmaya gerek yok."

"Onu bitireceğim, göreceksin! Ölmek için yalvaracak!"

"Tamam. Bittiyse hayatımdan siktir olur musun?"

Bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıyı çarptı. Calum'ın hemen arkasındaki duvara yaslanmış ikisini beklediğinden habersizdi. Mutlu mu olmalıydı yoksa üzülmeli miydi, ne düşünmesi gerektiği konusunda kararsızdı. Fakat tatmin olmuş hissediyordu. Kapı kapanır kapanmaz kendini belinin etrafına sarılan kollara bıraktı. Ancak Calum onu kendisinden her anlamda daha büyük olduğu için vücudunu birdenbire bırakınca taşıyamadı. Birlikte yere çöktüler.

"Gelecek hafta iki yıl olacaktı..."

"Oh..."

Calum bacaklarını aralayarak Ashton'ı biraz daha kendine çekti. Göğsünü sırtına yaslamıştı. Saçlarını okşadı.

"Banyo-"

"Ben hallettim. Merak etme."

Boynundaki izin üzerine minik öpücükler bıraktı. Calum sözcüklerini kullanmak yerine üzülen kişinin yanında olduğunu bu şekilde belli etmeyi severdi. Ashton ona Ezra'dan, eskiden neler yaşadıklarından bahsetti. Ne kadar değiştiğini ve dönüştüğü yeni Ezra'yı bir türlü sevemediğini anlattı.

Öylece oturdular. Calum Ashton'ın saçlarını okşayarak anlattığı her şeyi sabırla dinledi. Alnını, yanaklarını öptü. Bunun evin kapısının önünde yapmaları biraz garipti ama umursamadılar. Onu gücü yettiğince diğer yana taşımıştı. Kenara geçip duvara yaslandı. Ashton konuştukça ve sevgililerin yapacağı türden şeylerden bahsettikçe dayanamayıp... Bazı hayaller kuruyordu. Banyoda ne birbirlerine ne kadar yaklaştıklarını anımsıyor, heyecandan bayılacak gibi oluyordu. Elini tutmak istiyordu. Dudaklarını öpmeyi, vücutlarının birbirine karışmasını istiyordu. Ona benim diyebilmek istiyordu.

Calum galiba Ashton'ı özel seviyordu.

Daha önce kimseyi özel sevgiyle sevmediği için nasıl hissettirir bilemiyordu ama şimdi bir tahmini vardı. Ashton'a dair her şeyi, koşulsuz seviyordu. Bazen başkalarını düşünürken kendini unutmasını, uyurken ona sımsıkı sarılmasını seviyordu. Gözlerini açtığında gördüğü ilk şeyin o olmasını seviyordu.

"Ash..."

"Evet?"

"Ben, seni onaracağım. Tıpkı senin bana yaptığın gibi."

İkisinin de kolyelerini tişörtlerinin altından çıkardı. Bu Ashton'ı gülümsetmişti.

Uzun süre birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.

Ancak sonra, Calum neler olduğunu anlayamadan büyük elleri Calum'ın yanaklarını kavrayarak başını aşağı çekti. Burunları birbirine değiyordu. Dudaklarını yavaşça onunkilere sürttü ve birkaç saniye, sanki istemezse onu zorlamayacağını anlatmaya çalışır gibi bekledi. Ama Calum uzaklaşmıyordu. Aksine, daha çok yaklaşıyordu. Banyoda yaşananlar tekrarlanıyormuşçasına hızlanan kalbini Ashton'ın duymasından korkmuştu. Uzun kirpikleri altında parlayan gözlerini kapattı.

Dudakları birbirine tekrar  sürtündüğünde Calum titrek bir nefes verdi. Sürdüğü nemlendirici Ashton'ın dudaklarına bulaşıyordu. Alt dudağını yavaşça emmeye başlamıştı.

Öpüşüyorlardı.

Gerçekten öpüşüyorlardı. Bu bir rüya ya da kurduğu bir hayal değildi. Çünkü bu kadar güzel bir hissi hayal edebileceğini sanmıyordu.

Kolyelerinin birbirine çarpıp çıkardığı ses ikisini de gülümsetirken işaret parmağını Ashton'ın çenesinin altına yerleştirdi ve başını yukarı kaldırdı. Saniyeler, dakikalar bu şekilde geçti. Calum'ın yüzünü daha sıkı kavramıştı. Baş parmaklarıyla yanaklarını okşadı. Bu kez üst dudağını dudakları arasına aldı. Calum boştaki elini onun tişörtünden içeri sokmuştu. Ama bu kez yalnızca tenini okşuyordu. Yatak odasındaki gibi ayıp amaçlarla değildi. Özel sevgisini göstermek içindi.

O anın sonsuza kadar sürmesini istedi. Hiç bitmesin istedi. Ashton'ın da böyle istediğini hissedebiliyordu.

"Cal... Seni... Seviyorum..."

"Ben de... Seni..."

Sonunda ayrıldıklarında nefes nefese kalmışlardı ama öyle mutlulardı ki...

Bu kez öylesine söylemediklerinin farkındaydı. Biliyordu, bu kez farklıydı. Bu kez gerçekten özel sevgi anlamında söylemişlerdi ve-

"İddiayı ben kazandım!"

Ashton koltuğun arkasından gelen gülüşme sesleriyle inleyerek Calum'ın dudaklarını öpmeyi bıraktı.

"Sizi küçük baş belaları..."

Calum da tıpkı Lauren ve Harry gibi kıkırdarken Ashton'ın alnını öptü.

"Anlaşılan hayranlarımız var..."

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Ashton'ın konserinden önce benden  sizce minik bir hediye :3

Umarım hoşunuza gitmiştir, sizi birazcık olsun mutlu etmiştir

Seviyorum sizi <3

Continue Reading

You'll Also Like

339K 42.8K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
30.4K 1.8K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
7.5K 727 20
Güneş krallığı ve Ay krallığı... İki düşman krallık... Güneş krallığınin prensi Adrian küçüklüğümden beri merak ettiği ay krallığında geçer ve kendi...
3.9K 116 13
CHANBAEK:// TEXTİNG Umarım seversinizi Eğlence amaçlı Chanbaek +♾️