KOĞUŞ

By khaleessiiii

5.9M 336K 270K

[TAMAMLANDI] Genç bir gay mahkumun, sıradan bir koğuşa girmesi ile başladı tüm hikaye. More

TANITIM
1-VELET
2- YARDIM
3- KÜSMEK
4- ACIKMAK
NOT
5- KRİZ
6- İTİRAF
7- UÇURUM
8- KARŞI KOĞUŞ
9- YEMEK
10- ÖPÜCÜK
11- KOĞUŞLAR ARASI MAÇ
12- ATAR
13- İSTENİLEN
14- GÖRÜŞ GÜNÜ
15- OĞUL
16- KORKU
17- GEÇMİŞ
18- HAK EDİLEN
19- NORMAL
20- MELEK
21- SEDAT'SIZ KOĞUŞ
22- GİTTİ
23- ANI
24- HÜZÜN
25- SEDAT'IN EVİ
26- DÜZEN
27- ÖZLEM
28- KÖTÜ KADIN
29- CADI
30- SİNİRLİ
31- ESKİLER
32- TUTKU
33- İLK
34- DERSHANE
35- SOLCU
36- SİNİR
37- DAYAK
38- ÖFKE
39- KADEH
40- BALIKÇI
41- REİS
42-İNAT
43- KÖTÜLÜK
44- DEHŞET
45- SOĞUK
46- ÖLÜ BALIK
47- HAYATIMIZA RENK
48- YAĞMUR
49- ALDATILMAK
50- ÜZGÜN
51- GÜZEL
52- EYLÜL'ÜN EVİ
53- GECE
54- KARANLIK
55- YETİMHANE
56- ÖFKE
57- MEKAN
58- FABRİKA
59- YOL
60- OTEL ODASI
61-BABACIK
62- ESKİ ÇOCUK
63- ANIL
64- DÖNÜŞ
65- İBNE
66- DERS
67- MİSAFİR
68- ATEŞ
69- SINAV
70- FİNAL
ÖZEL BÖLÜM II
ÖZEL BÖLÜM III
ÖZEL BÖLÜM IV

ÖZEL BÖLÜM

61.7K 3.4K 3.7K
By khaleessiiii

Maraba...
Özlemişim cidden bu kitabı, biraz kısa oldu bölüm ama mazur görürsünüz artık.. Ve ben Elif'in yaşının kıvamını bir türlü tutturamadım ya, siz sorgulamadan okuyun bence sjdhshhdhdh...

Semih'in sınavından bir buçuk yıl sonra...

Otobüsten inerken, daha adımımı atar atmaz hızla giden araca ters bir bakış attım. Yakında kapıyı açıp kapatarak öyle gaza basacaktı. Otobüslerden nefret ediyordum ama taksiye de para vermek istemiyordum. Tabi ki ehliyetim olmadığı için Sedat'ın arabasını da kaçıramıyordum.

Elimde ki kitabı tek koluma alıp mahalleye doğru ilerledim. İlerledikçe çocukların ve kadınların sesi geliyordu. Yaz gelince mahallede oturmalar başlamıştı. Aslında güzeldi, bazen çıkıyordum onlarla beraber ama Yeliz abla gelince mecburen ortamdan ayrılmak zorunda kalıyordum. Zaten çoğu kadın ondan dolayı bana biraz ters davranıyordu.

Topluca oturan kadınlara bir bakış atarken eve doğru yürüdüm. Onlarda çekirdekleri makine gibi çitleyip sokağa atıyorlardı. Bu sinirlendirmişti ama dilimi tutarak kapıya varıp zili çaldım. Kitapları elime alırken biraz düzenledim, o sırada kapıyı Gülsüm Sultan açtı ve sinirli bir şekilde bakıp içeri doğru ilerledi.

Kaşlarım çatılırken arkasından baktım, ne olmuştu yine bu kadına? O mutfağa doğru ilerlerken bende kapıyı kapatıp ayakkabımı çıkardım. O sırada odasından koşar adım çıkan Elif bana gamzesini ortaya çıkan bir gülümseme sunarak baktı.

"Sem!" diye bağırdı ve üzerime doğru koştu. Gülümseyerek kitapları kenara bıraktım ve eğilip kollarımın arasına girmesini bekledim. Saniyeler sonra mis gibi kokusu burnuma dolarken, kollarını boynuma sardı.

"Elif'im." diyerek boynundan öpüp kucağıma aldım. Gözlerimin içine bakarken heyecanlıydı.

"İstediğim bebeği getirdin mi Sem?" diye sordu, bazı harfleri yumuşak bir şekilde söylüyordu. Konuşması aşırı tatlıydı.

"Bugün almadım, yarın beraber gideriz diye. Hem seni parka da götürürüm." dediğimde yeniden derin gamzesi ortaya çıktı. Uzanıp yanağımdan öptü.

"Gidelim." dediğinde bende gülümseyip yanağından öptüm.

"Ve Sem değil, baba diyeceksin." dediğimde kafasını salladı.

"Baba."

"Baban kurban olsun!" deyip yanağından öptüm yeniden. O kıkırdarken televizyonda en sevdiği çizgi filmin başlama müziği çalınca gözlerini kocaman açtı.

Yere inmek için hamle yapınca hafifçe eğilip onu bıraktım, eteği yukarı çıkmışken koşa koşa televizyonun karşısında ki koltuğa atladı ve yanda duran ayıcığını kucağına alıp heyecanla ekrana bakmaya başladı.

Ona gülümserken mutfağa doğru ilerledim. Gülsüm Sultan kaşları çatık bir şekilde salatayı hazırlıyordu. Yanına usulca vardım ve karnına işaret parmağım ile dokundum. Huylandığı için hafifçe irkildi.

"Dur yavrum sana patlarım şimdi." dediğinde hafifçe gülümsedim.

"Noldu kız? Hangi hadsiz seni üzdü?" diye sordum sanki bir Osmanlı sultanı ile konuşur gibi. Maydanozu doğarken bana bir bakış attı.

"Semih oğlum ben su böreğini kötü mü yapıyorum?" böyle bir soru beklemediğim için kaşlarım çatıldı.

"Çok güzel yapıyorsun, hayatımda yediğim en güzel su böreği seninkiler." dediğimde hafifçe gülümsedi, zaten hayatımda ilk defa onun elinden yemiştim su böreğini. Ama bu ayrıntıyı bilmesine gerek yoktu.

"Şükran beğenmedi bugün, bir de üstüne Yeliz günlere gelmezse, artık bizde gelmeyiz dediler." demek bunun için üzülmüştü. Sinirli bir nefes aldım.

"Çok meraklı değiliz, gelmesinler." dediğimde bana katılır gibi omuz silksede kafasına taktığını biliyordum. Çünkü evde canı sıkılıyordu ve birimlerinin gelip girmesi iyi oluyordu onun için. Ama Yeliz abla yine rahat durmamıştı belli ki.

Birkaç saniye yanında durdum ve uzanıp maydanozdan bir dal alıp çiğnedim. O sırada cebimdeki telefon titreyince tezgaha yaslanıp telefonu cebimden çıkarıp gelen sosyal medya bildirimine baktım. Tam ekranı kapatacakken, aklıma gelen şeyle ilk kaşlarım çatıldı. Daha sonrada hızla ses kayıtları kısmına girdim.

Zamanında ev hapsindeyken aldığım ses kayıtlarının durduğunu görünce, dudaklarima sinsi bir gülüş yerleşti. Yanımda domates doğrayan kadına bir bakış atıp, telefonu elimde çevirdim ve yaslandığım yerden ayrılıp kapıya doğru yürüdüm.

Elif'in yoğun çizgi film sesi kulağıma dolarken, ayakkabımı giyinip kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Yürürken gözlerimle hedefimi belirmeye çalışıyordum. Eve gelirken gördüğüm grubun daha doğrusu kadınlar tarikatının gittikçe artmış olduğunu görünce sırıtıp, yanlarına vardım. Hepsi birden kafasını çevirip bana baktılar.

"Ne yapıyorsunuz kızlar?" diye sevimli bir giriş yaptım, çünkü onlara böyle seslenmemi seviyorlardı.

"Karşı tarafa yeni biri taşınıyormuş, onu konuşuyorduk." İnci teyze gözü hâlâ karşı taraftayken konuştu. Bende uzanıp çekirdek yığınından bir avuç aldım ve telefonumun ekranını açtım.

"Gelin bakın size ne dinleteceğim."

Hepsi birden bana odaklanınca, ses kayıt yerini açtım ve başlattım. İlk başta yoğun sesler gelirken, daha sonra herkes kendi sesini tanıyınca gözlerini büyüterek ekrana bakmaya başladılar.

Ben çekirdeğimi çitlerken, sırıtarak bakıyorum. Herkes evden giden kişinin arkasından dedikodu yaparken, dedikodusu yapılan kişi dehşetle bakıyordu. Çoktan atışmaya başlamışlardı. Son noktayı da Yeliz ablanın hepsini attığı bir ses kaydı ile bitirdiğimde ortalıkta oldukça büyük bir gürültü yükseldi.

"Sanane benim astığım donlardan!" Zeynep teyze, Şükran teyzenin üzerine atlarken büyük bir bağırtı ile bunu söyleyince aralarından sıvıştım.

Mahalle birbirine girmişken, işin içine kahvehaneden gelen kocaları da karışınca kenara çekilip sırıtarak elimde ki çekirdeği yerken izledim. Herkes camlara, kapılara çıkmıştı. Tam o sırada bir araba yanımda durunca bakışlarımı arabadan büyük bir şok ile çıkan Sedat ve Cengiz abiye çevirdim.

Sedat kavgaya bakarken büyük bir şok yaşamıştı, ardından gözleri beni bulduğunda hızla yanına geldi ve beni yanına çekti. Cengiz abi kalabalığa bakarak yanımıza geldi.

"Semih inşallah seninle ilgili bir şey değildir." dedi Sedat beni sıkıca tutarken. Ben sırıtırken bir şey deneyince bakışlarını bana çevirdi. Gülümseyerek ona baktım ve omuz silktim.

"Ulan..." dedi sinirle. Cengiz abi o sırada bana kahkaha atarak baktı. Bende ona sırıttım.

"Yürü eve." dedi Sedat, beraber arkaya döndük ve kapının önünde bana şok ile bakan Gülsüm ablaya doğru yürüdük.

"Sen mi yaptın?" dediğinde arkadan bir kadının bağırma sesi geliyordu. Kafamı salladım.

"Evet." utanmazca itiraf ettiğimde, bana ayıplayan bir bakış attı ama eğlendiğini görebiliyordum.

"Semih dokuz köyü karıştırıp, oturup çekirdek çıtlamış." Cengiz abi kahkaha atarak konuştuğunda Sedat bir küfür savurdu.

İçeri girip kapıyı kapattığımızda sesler kesilmişti. İçeri girdiğimiz anda Cengiz abi pencereden biraz daha baktı ve sırıttı.

"Nasıl yaptın peki bunu?" dedi perde aralığından izlerken.

"Zamanında dedikodu yaptıklarında ses kaydı almıştım, onları dinlettim." Sedat ceketini çıkarırken kaşları çatık bir şekilde bana baktı.

"Birinin izinsiz bir şekilde sesini kaydetmek bir suçtur Semih." otoriter sesiyle konuşunca omuz silktim.

"Onlar şimdi birbirini yer, bunu düşünmezler. Birazdan Yeliz ablaya doğru sefere çıkarlar zaten." diye konuşunca dudakları kıvrıldı gülümsemesini bastırıyordu.

"Semih sen ne fenaymışsın böyle." Cengiz abi eğlenen bir ifadeyle konuşuyordu hâlâ.

"Teveccühünüz.."

Sedat yatak odasına gittiğinde bende onun peşinden gittim. Cengiz abi çoktan koltuklara oturmuş cebindeki telefonu çıkarmıştı zaten. Kapıyı kapattığımda benimde üzerimi çıkarmadığım aklıma gelince dolabın karşısına geçip eşofman ve bir tişört çıkardım.

"Sustu millet, ne çabuk dağıldılar ya.." dediğimde Sedat gömleğini çıkarırken gözlerini bana çevirdi.

"Bir daha böyle şeyler yapma Semih." dediğinde yalandan kafamı salladım, yapacaktım.

O gömleğini ve pantolonunu çıkarıp benim gibi eşofman ve tişört giyinirken, eşofmanımın ipini bağlamadan dolabın kapağını kapatan adama döndüm ve yanına yaklaştım.

"Kucak..." dediğimde bana bir saniye bakıp ardından koltukaltımdan tutup beni kucağına aldı. Anında bacaklarımı beline sardığımda, kollarımı omuzlarına uzatıp sarıldım.

Boynumdan kokumu içine çekerek öptü, sıkı sıkı öperken sakalları beni huylandırmıştı. Kafamı geri çekip boynumu ondan ayırdım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Anında karşılık verdi ve kalçamı okşamaya başladı.

"Bu akşam erken uyumayalım." diye fısıldadım dudaklarımı çekip. Hâlâ nemli dudaklarıma bakıyordu.

"En son geçen sefer bunu dediğinde acıdan uyuyamadın Semih." dedi saçlarımı geriye doğru tararken. Omuz silktim.

"Olsun, seni özledim." dediğimde dudaklarının kenarı kıvrıldı. Uzanıp dudağıma derin bir öpücük kondururken, kalçamı okşamayı bırakmıyordu.

"Hadi içeri geçelim bebeğim." dediğinde kafamı salladım. Son bir kez daha öpüp beni kucağından indirdi.

Kapıyı açıp içeri girdiğimizde Cengiz abinin Elif ile uğraştığını gördüm, benle nasıl uğraşıyorlarsa Elif'i de aynı şekilde deli ediyorlardı. Elif kollarını birbirine sarmış çatık kaşları ile televizyona bakarken Cengiz abi kahkaha atıyordu.

"Baba..." dedi Elif yanına oturan Sedat'a. Sedat anında onu kucağına çekip yanağımdan öptü. "Cego beni sinir ediyor." tatlı bir şekilde konuşunca sırıttım. Sedat'ın yalandan kaşları çatıldı.

"Tamam, kovalım gitsin evden." kızını deniyordu. Elif'in gözleri aniden büyüdü ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır, gitmesin." Cengiz abi onu sırıtarak izlerken ben tatlılığı karşında dişlerimi sıktım. Sedat gülümseyerek alnından öptü.

"Hadi, yemeğe gelin. Elif yanıma gel bakayım sende." Gülsüm Sultan'ın dağıtımı ile ayağa kalktık hep beraber.

Yemeğe geçtiğimizde Cengiz abi ve Sedat işlerden bahsederken ben sessizce yemeğimi yiyordum. Gülsüm teyze Elif'i konuşturup kahkaha atarak yemeğini yedirirken bende onları izliyordum.

Yemek bitip salona geçtiğimizde Elif bir süre sonra uykusu gelince herkese öpücük verip yatağına gitti. O sırada Sedat ile göz göze geldik. Demek bugün akşam yapalım dediğim şeye hiçbir mani kalmamıştı. O da bunu fark etmiş olacak ki hafiften sırıttı ve önüne döndü. Elif bu ara ortamızda yattığı için gece iyi geceler öpücüğü hariç birbirimize dokunamıyorduk.

Sedat'ın yanına yaklaştım ve ona sarıldım. Anında kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. İkimizde televizyona bakıyorduk ama Cengiz abiyle ikisi arada bir konuşuyordu.Zil çalınca Gülsüm Sultan kapıya bakmaya gitti, ben o sırada biraz daha dibine girmiştim Sedat'ın.

"LAAANN!" diye bir bağırtı kopunca yerimden zıpladım. İso abi içeri büyük bir coşkuyla gelmişti. Ben gözlerimi sonuna kadar açmış korkarak bakarken Sedat anında beni kucağına çekti.

"Ebesini siktiklerim çocuk korkuyor diyorum size, korkuyor!" dedi yanda duran yastığı İso abiye atarken.

Ben Sedat'ın boynuna sarılmışken o da belimi okşamaya başlamıştı. Ani şeylerden acayip korkuyordum, birkaç saniye kalbim duruyormuş gibi hissediyordum.

"Gülsüm abla Elif'e baksana uyanmış mı.." dedi Sedat, o sırada yanağımı omzuna yaslayıp kafamı yana çevirdim ve İso abiye baktım. Hâlâ heyecanla duruyordu.

"Yok Sedat oğlum, uyanmamış." dediğimde İso abi kollarını açtı. Hepimiz merakla ona bakıyorduk.

"Evleniyorum sanırım." dediğimde gözlerim büyümüş, şaşkınlık ile gülümsemiştim.

"Ooo..." dedi Sedat hâlâ benim sırtımı okşarken.

Cengiz abiye bakışlarım kaydığında, gülüşünün yavaşça solduğunu gördüm. Rahatsız olmuş bir ifadesi vardı ama daha sonra bakışlarını yeniden İso abiye çıkarınca hafiften gülümsedi.

"Hayırlı olsun kardeş." sesinde oluşan çatallaşmayı bir tek ben mi anlamıştım?

"Yav sağ olun, inşallah hayırlısı olur." dedi ve Cengiz abinin hemen yanına oturdu.

"Nereden buldun?" dedi Sedat, İso abi sırıtarak baktı.

"Teyzem'in kızının arkadaşıymış. Adı Zeynep..." dediğinde Sedat kafasını salladı. Cengiz abi dudaklarını yalayarak televizyona bakmaya başladı. Rahatsız bir şekilde oturuyordu.

Bir süre İso abinin heyecanını dinledik, ama ben Cengiz abinin rahatsızlığını görünce ilk duyduğum anda olduğu gibi sevinemedim. Sedat'ın kucağından inmezken iyice mayışmıştım. O sohbete katılıp, arada bir gizlice dudaklarını boynuma değdiriyordu.

"Bak, işte bu kız." dedi İso abi. Baygın bakışlarım ile onlara bakıyordum. Cengiz abi telefona baktı ve dudaklarını büktü.

"Oğlum yanlış anlama ama yani çirkin lan bu..." dediğinde İso abinin morali bozulmuştu.

"Bakayım bende." dedi Sedat izlediği haber kanalından gözlerini çekerken. İso abi bozuk morali ile telefonu bize doğru tuttu. Kadın, acayip güzeldi.

"Neresi çirkin lan? Bildiğin çok güzel bir hanımefendi." dedi Sedat, kaşlarım çatılırken hafifçe sırtına tırnaklarımı geçirince irkildi, yerinde kıpırdandı. "Çirkinmiş." dediğinde hafifçe gülümsedim.

Acıttığım yeri okşarken, üzerinde fazla oturduğum için kalkan aletini altımda hissedebiliyordum. Muhtemelen zor durumdaydı ama yine de umursamadan oturmaya devam ettim.

Cengiz abi, ikilemde kalan adamı görünce heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatmaya başladı. İso abi her anlattığına doğru gibisinden kafasını sallarken, Cengiz abinin morali yerine gelmişti sonunda.

Derin bir nefes alıp, mayışık bir şekilde kafamı diğer tarafa çevirdim. Sedat'ın boynuna bir öpücük kondurup, onlar gidene kadar uykumu almak için gözlerimi kapattım.

Continue Reading

You'll Also Like

2.3K 138 13
Selam arkadaşlar. MDZS yani Mo Dao Zu Shi animesini demek istiyorum .d Aynı zamanda dizisi The Untamed. Neyse bu gördüğünüz şeyde fln işte MDZS anime...
10.1K 752 30
CW: madde kullanımı, içki, cinsellik, argo, kan, taciz girişimi, smut... w/ @larrylovebot28 "Oops." "Hi!" Sherlock uyarlaması olan bu kurguda Larry...
2.3K 470 10
Yıl 1900... Roman ve tiyatro yazarı Louis William Tomlinson, kendisine en uygun olan evi araştırmaya çalışsa da, tuttuğu köşkte yalnız olmayacağını b...
128K 9.4K 191
''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kada...