-BUNU YAPMALARINA DAHA FAZLA İZİN Mİ VERECEĞİZ??? BİZLER EFSUNCULARIZ İNSANLARIN BİZİ BU ŞEKİLDE BİLMESİ HEPİMİZİ RİSKE ATIYOR!! GİDİP WEİ WUXİAN'I YOK EDELİM
Hepsi bir ağızdan bağırmaya başladı
-YOK EDELİM!! WEİ WUXİAN'I YOK EDELİM
-Ya HanGuang-Jun? Onu nasıl ikna edeceğiz? Sonuçta ne kadar iğrenç de olsa o ikisinin bir ilişkizi var.
Bunu söyleyen kişi sona doğru suratını buruşturmuştu. Ona göre iki erkeğin efsun eşi olması saçmalıktan ibaretti.
-Yılardır efsuncuların düzenli ve ahlaklı kişilikleri var. Ama bu ahlaksız Wei Wuxian hem düzeni bozdu, hem de en iyi efsuncuyu yoldan çıkardı. Bulut kovuğuna gidip yakalayalım onu!!
-Onu öldürelim ki bir daha geri dönemesin!
Hepsi Wei wuxian'ı öldürmek için oldukça hevesliydi.
Topladıkları diğer sekt üyeleri ile beraber Gusu Lan sektine doğru yola çıktılar. Eğer planları doğru ise HanGuang-Jun şuan öğrencileri ile beraber iblis avındaydı.
Gusu Lan sektinde onlara destek çıkan efsuncuları kendilerine böyle bir bilgi vermişti.
.............
Lan wangji öğrencileri ile geldiği avda içini kaplayan huzursuzluk ile yaptığı işe odaklanamıyordu.
"Wei Ying... Bir şey mi oldu?? Neden kalbim bu kadar huzursuz?"
Bir sorun olduğunu fark eden öğrencisi ona seslendi.
-HanGuang-Jun iyi misiniz?? Dalgın gibisiniz??
-Hemen Bulut Konuğuna dönmeliyiz.
-a-ama HanGuang-Jun..
Yapılacak baskını bildiği için bir öğrenci telaşa kapıldı. Wei Wuxian yok edilmeden bulut kovuğuna dönemezlerdi.
Arkadaşları ile göz göze geldi. Onlar da oldukça şaşırmıştı. Hainlerin içinde büyük çaplı bir panik başlamıştı.
-HanGuang-Jun henüz iblisi bulmadık..
-Evet bulmadık!
-DÖNÜYORUZ DEDİM!!
Öğrenciler HanGuang-Jun'un sesinin ilk defa onlara karşı yükseldiğine şahit oldukları için kısa süreli bir şaşkınlık yaşadılar.
-Eve dönüyoruz bir daha söylemeyeceğim!!
////////////////////////////////////////////////////////////////
Bulut kovuğuna döndüklerinde Lan Wangji daha da huzursuz oldu.
İlerden koşarak kapı görevlisi geldi.
HanGuang-Jun'un vaktinden önce dönmesini beklemediği için telaşa kapılmıştı zira bu kendileri için iyi olmayacaktı.
-Ha-HanGuang-Jun?
Lan Wangji, tahminlerinin gerçek olduğunu hissetti. Burada bir terslik vardı.
-Wei Ying nerede?
Korkan çocuk kekeledi
-Ee efe-efendim.
-WEİ WUXİAN NERDE DEDİM!!
Öğrenci'nin yakalarıdan tutu ve kol gücüyle havaya kaldırdı.
-Wei Wuxian nerde diye sordum sana!
-Ar-arka te-pe
Lan Wangji kimseyi beklemeden hızla kılıcına bindi ve arka tepeye yol aldı.
-Wei Ying biraz daha dayan.. geliyorum.
............................................................................
Wei Wuxian, bu zamanın eninde sonunda geleceğini biliyordu. Sadece son kez dua etti içinden.
"Lütfen tanrım.. eğer gerçekten varsan onu görmeden ölmek istemiyorum. Sadece son kez görebileyim onu."
Wei Wuxian gayet de son kez olduğunu biliyordu. Burda olan insanların hepsi ondan nefret ediyordu. Onun için yaşama şansı hiç yoktu..
-Neden konuşmuyorsunuz efendi Wei?
-Mücevher gibi parlak ve değerli olan HanGuang-jun senin oyunlarına nasıl düştü?
-Nasıl bir büyü yaptın?
-Eğer bu bir büyü değilse sizinle birlikte olduğu için kendisi de cezalandırılıcak. Zira akılı bir adamın sizin gibi bir hain ile birlikte olması akıl karı değil.
Wei Wuxian bu ayrıntıyı atlamıştı. Lan Wangji'nin zarar görme ihtimali..
"Lan Zhan benim gibi biri yüzünden incinmemel."
Birden deli gibi kahkaha atmaya başladı.
Herkes şaşkınlıkla kahkahalarla gülen adama baktı.
-Ahh büyü.. bu büyüyü size söylememi mi bekliyorsunuz?? ASLA.. Lan Wangji derin bir hipnozun içinde.
Tekrar gülmeye devam etti.
-Yani HanGuang-jun'a büyü yaptığını kabul ediyorsun?
-Elbette, yoksa benim gibi birisi ile neden birlikte olsun? Ahh yaptığım büyü çok güçlü, gözleri benden başkasını görmez. Çok ağır.
Wei Wuxian konuşmaya devam edeceken o tandık sesi duydu.
-Wei Ying!!
Wei Wuxian'ın ilk defa korkudan dizleri titriyordu...
"Lan Zhan"
-HanGuang-Jun demek geldin? Efendi Wei de tam size yaptığı büyüyü anlatıyordu.
-Onu hemen öldürelim ya bize de büyü yaparsa?
-Kardeş Ran doğru söylüyor. ÖLDÜRELİM ONU!
Herkes tekrardan Wei Wuxian için ölüm sloganları atıyordu. İşin kötü yanı Wei Wuxian sevmeyen Gusu Lan sekti öğrencileri de buna çoktan katılmıştı.
Wei Wuxian, Lan Wangji için işleri daha fazla zorlaştırmak istemiyordu. Kendisi yüzünden sekt üyeleri de ona düşmanlık ediyordu. Eşinin ailesi ile kötü olması isteyeceği son şey bile değildi.
-Ne? Ne büyüsü?
-Efendi Wei'nin sizi kendisine bağlamak için yaptığı büyü tabiki!
-Bu yüzden bu erkek yosmaı ile birliktesiniz.
-Wei Ying bu insanlar ne saçmalıyor? Ne büyüsü?
Wei Wuxian içinden Lan Wangji'den defalarca özür diledi.
-Büyü yaptığım kişi nasıl bir büyü yaptığımı bilmez. Bu yüzden bana ne yapacaksanız hemen yapın!
Lan Wangji hemen Wei Wuxian'ı tutanlara doğru saldırmaya çalıştı.
Kendi sekti bile kenara çekilmişti Lan Wangji çok.. çok fazla kızgındı.
"Nasıl bana ihanet ederler!"
-Du-durun HanGuang-Jun yoksa Efendi Wei'nin boynunu hemen keserim!
Sevdiği insanın boynuna kılıcını dayayan öğrencisine baktı. Bunu daha önce planlamışlardı...çok aptaldı.. çok çok fazla aptaldı. Aşk ve sevgiden gözü o kadar dönmüştü ki, hayatının anlamına yapılan bu planı görememişti.
Lan Wangji sevgilisini yalnız bıraktığı için kendisine kızdı. Hepsi kendisinin suçuydu.
-Gerçekten sağlam bir büyü. Baksanıza nasıl korumaya çalışıyor şu yosmayı.
-Erdemli efendi HanGuang-Jun lütfen kılıcınızı yere bırakın!
-WEİ YİNG'İ BIRAKIN!! BÜYÜ ALTINDA DEĞİLİM!
Lan Wangji ne yapacağını şaşırdı.
"Seni nasıl kurtaracağım Wei Ying?"
-HanGuang-Jun'nun bu kadar tutkulu olması normal mi?? Hangi büyü bu?Yoksa bu da bir yalan mı?
-Wei Wuxian insanları kandırmakta bir numara!
-HAY-IR HAYIR İNANIN BANA!! BE-BEN ONA BÜYÜ YAPTIM.
İşler gittikçe çığırından çıkıyordu. Wei Wuxian'ın kalbi deli gibi çarpıyordu.
"Ya ona zarar verirlerse... Buna izin vermem"
-Beni büyülediği falan yok! Wei Ying, kendini öne atmayı kes!
-Demek öyle!! HANGUANG-JUN'U YAKALAYIN İŞİMİZ BİTENE KADAR ONU TUTUN!
Birden ortalık karışmıştı Wei Wuxian, Lan Wangji'nin zarar görmesine izin veremezdi. Ona bir şey olmamalıydı.
-LAN ZHAN!!
Lan Wangji sevdiği adama döndü.
-WEİ YİNG! HAYIR!
-SENİ HER ZAMAN ÇOK SEVDİM! BİZE İZİN VERMEYECEKLERİNİ BİLİYORUM. KENDİNİ KORU BELKİ ŞİMDİ DEGİL AMA BAŞKA BİR HAYATTA BERABER OLACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUM. KENDİMDEN VAZGEÇİYORUM, GÜZEL YAŞA S-ENİ SENİ SEVİYORUM!
-We-i
Lan Wangji daha sözünü bitirmeden.
Wei Wuxian boynunda olan kılıcı hızla çekti. Ortalık birden kan gölüne döndü. Güzel ve ince boyun kılıç iziyle yarılmıştı. Altın sarısı gözler, gri gözlerin acıyla kapandığını gördü.
Lan Wangji'nin dili tutuldu elleri deli gibi titriyordu. Acı.. saf acı.. tek hissettiği buydu.
-WEİ YİNG!
Koşarak kanlar içerisinde yere yığılan adamın ellerini tuttu.
-Wei Ying! Wei Ying uyan!!Sen bu kadar erken saate uyumazsın. WEİ YİNG UYAN DİYORUM SANA!! Ne-den nede-n bunu yaptın?
Herkes sessizlik içinde bu sahneleri izliyordu. Wei Wuxian gerçekten tahmin ettikleri gibi aşk büyüsü falan yapmamıştı. Gider ayak bile yalan söylemişti. Wei Wuxian onlar için oldukça sinsi bir adamdı.
-HanGuang-Jun toparla kendini sen gusu sektinin liderisin!! Bir erkek için yaptığın şeyler de ne?? Öldüğü için dua edip mutlu olmalısın.
Lan Wangji sevdiği adamın kanlar içinde olan yüzüne baktı. Onun acı ile kasılan yüzü açılarının içerisindeydi.
"Neden? Neden bunu yaptın? Güzel yüzün neden kanlar içinde?"
-Çok doğru söylüyorsun.
-Elbette HanGuang-Jun, onun sana verebileceği hiç birşeyi yoktu! Çocuğunu bile taşıyamazdı.
Lan Wangji üzüntüden çıldırıyordu. Bu insanlar neler saçmalıyordu böyle?
Yavaşça ayağa kalktı.
-O bu dünyada bana verebileceği en güzel şeyi verdi. Bana büyük bir aşk verdi.
Kılıcı Bichen'i yerden aldı.
-Ve bende sizin canınızı alacağım!
Herkesin gözleri korku ile açılmıştı.
-Han-guang Jun n-e diyorsun?
Lan Wangji bütün gücüyle etrafındaki insanlara saldırdı. Artık ona zara verebilecekleri bir şey yoktu. Wei Ying şimdi ölmüştü..
"Wei Ying..."
Lan Wangji ileride yerde kanlar içinde yatan sevgilisine döndü tekrar. Tam bu sırada arkadan yediği kılıç darbesi ile yere düştü.
-SANA DURMANI SÖYLEDİK HANGUANG JUN!
Lan Wangji'nin umrunda olan hiçbir şey yoktu. Ayağa kalkmaya çalıştığında tekrar bir kılıç darbesi yedi.
-Wei Ying bekle beni.
Lan Wangji sürünerek sevdiği adamın yanına gitti ve ellerini tuttu.
Yaralı olan sekt üyeleri Hanguang Jun'un ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
- Wei Ying.. beni yalnız bıraktığın için sana çok kızgınım. Senin ölümünü görmeme izin verdin. Sana her zaman en çok korktuğum şeyin senin ölümünü görmek olduğunu söylemiştim. Beni... beni bulacağını söyledin o zaman bul beni Wei Ying. Bul...
Lan Wangji kılıcı Bichen'i kaldırdı.
Sekt üyeleri hemen panik oldu ama tahmin etiklei şey olmadı. Lan Wangji kılıcını alıp kendi kalbine sapladı.