my savior~VMİN

By moonandvmin

63K 4.5K 7.1K

Dansçı Park Jimin ile, serseri uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un maceraları.. *Bu ficte her an herşey ola... More

İlk Görüş
Serseriyi Yaralamak
Serserinin Omzunda Uyumak
Hırsız Ve Serseri
Okullarımız Yan Yana
Tekrar Teşekkür Borcun Oldu Jiminiiee
Benimle Bar'a Gel Jimin
Israr Ve Tartışma
Serseri İle Bar'a Gitmek
Karanlık Gece Ve Nefret
Seni Öldüreceğim
Yatağımda Kanlar İçinde
Serseri İle Aynı Evde Yaşamak
İntihar
Pişmanlık Ve Jimin'in Geçmişi
Ay'a Mektup Yazacağız
Sarılarak Uyumak
Senin İçin Acı Çekmek Benim İçin Fedakarlıktır
Taehyung Ve Jaebum'ın Kapışması
Taehyung'un Uyuşturucu Kullanması
Bana İnanmalısın Jimin
~Önemli~
Seni Seviyorum Sevgilim..
4 O'clock Ve Yoonkook
Sürprizler Ve Romantik Anlar
Birbirimizin Olduk
Başlık bulamadım siz önerin okuduktan sonra
-Kaçırılma- operasyon- intihar-
Savaşı kaybetmek
küçüğüm seni güneş sönene kadar seveceğim
Seni Bin yıl daha severim
Güneşin Doğuşu
Bir takım eğlenceler
Eskisi gibi olalım
kamp ve iddia
~Final~

Küçük Bir Yanlış Anlaşılma

2K 157 66
By moonandvmin

Anın verdiği şok ile birden bağırınca müşterilerin çoğu bize döndü.
Herkese mahçup bakışlar yollayarak telefonuma döndüm.

"jimin biraz daha bağır kulağımı siktin"

"hyung, o serserinin konservatuvar okuması saçma değil mi??"

"bilemeyiz jimin. Serseri olması amacı olmayacağı anlamına gelmez ki, belki de ona iyi gelen şeyler sadece madde kullanmak ve müziktir, herkesin zevki farklı"

Ah, hoseok hyung işte.. Her daim toz pembe..

"her neyse hyung.. Sen önce cafe'ye gel burdan eve geçeriz"

"Tamam jimin Ben gelene kadar en sevdiğim kurabiyeler hazır olsun!"

Bu masum isteğine gülümsedim.

"Hyung, jungkook yeni bir tarif denemiş bence bugün onu yiyelim. Zaten sen tadına bakmazsan o zorla ağzına sokar biliyorsun.."

"Peki.. Bugün onu yiyelim bakalım. Umarım güzel bir tariftir."

"jungkook'u biliyorsun hyung o çok yetenekli."

"bilmem mi? Tabiki öyledir minik tavşanımız! Neyse ben 20 dakikaya orada olurum, görüşürüz jiminiiee!"

"görüşürüz hyung!!"

Telefonu kapatırken bana doğru yürüyen kook'a gülümsedim.

"hyung, sıcak sıcak ye hemen!"

Görüntüsü iştah açıcıydı doğrusu. Elime aldığım çikolata damlalı minik kurabiyeyi tek lokmada mideme indirmiştim.. Jungkook'un yapmadığını bilsem jin hyung yapmış sanardım! Bu çok lezzetliydi!

"hyung konuşsana çok güzel olmuş değil mi?"

Karşımda 5 yaşındaki çocuktan farkı olmayan, meraklı gözlerle soru soran kook'a döndüm.

"Ellerine sağlık kookie çok güzel olmuş cidden! Jin hyung'un yanında kala kala mutfak becerin artmış doğrusu."

Bu dediğime tatlı tatlı gülen arkadaşım jin hyung'un onu çağırması ile anında yanımdan uzaklaşmak zorunda kalmıştı. Şansıma bugün çok kalabalıktı cafe.

Sahilin karşısında olan bu tatlı cafe'nin en üst katındaki en güzel masada otururken huzurun içine daldım.. Az çok gelen sahil'in kumlara vurma sesi..kar yağışından sonra doğan o sıcacık güneş.. Mis gibi kokan tatlılar.. Etraftaki herkesin birbiriyle konuşup gülüşmeleri.. Yavru kedinin patisini yalayıp durması..Ben Park jimin, böyle masum ve küçük şeylerle bile mutlu olabilenlerdenim...

Ve işte asıl güneşimiz geliyoorr!!

Soğuktan burnu kızaran tatlı gülüşü ile bana doğru adımlayan hyungumu gördüğümde yavaşça ayağa kalkıp ona sarıldım.

"Hoşgeldin hyung!"

"Hoşbuldum jimin, heyy! Ayağın daha iyi görünüyor."

"Evet hyung, sabah sıcak bir banyo yaptım. Sonra jin hyung krem sürdü. İyi geldi sanırım onun için yarın bende okula gideceğim!"

"Ah jiminiie, Gerçekten iyi hissediyorsan gel. Merak etme ben senin için not aldım!"

"Teşekkür ederim hyung. Ama okula gitmek istiyorum. Çünkü, devamsızlığımı biliyorsun..."

"Peki jimin nasıl isters-!. Hey bu da kim böyle!"

Kook arkadan sessizce gelmiş olacak ki ben bile fark etmemiştm. Elleriyle hoseok hyung'un gözlerini kapatmış gözleri kısılana kadar sessiz sessiz kıkırtıyordu şerefsiz tavşan.

"Kim olduğunu bulmak zor değil aslında.."

"cidden zor değil hyung!"

Gülerek konuştuğumda hoseok hyung düşünüyormuş gibi yaptı.

"hmm, bu kişi siyah saçlı, beyaz tenli, vücudunun yarısından fazlası kas olan bir tavşan!"

"Yaaa hyung! Nerden bildin!"

Kook gülerek konuşurken o an ki halimize bazıları dönüp bize gülüyorlardı. Tabiki bu umurumuzda değil çünkü mutlu olmak bence rezillik değil. Herkes farklı bir şekilde eğlenir. Bizde birbirimizle her an her yerde rahatlıkla eğlenebiliyorduk işte.

" hyung otur hemen sana yeni denediğim tariften getirip hemen geleceğim."

" Hmm, eminim ki çok güzel olmuştur kookie!"

" Jimin hyung da öyle söyledi. Bu işi iyi yapıyorum artık.. "

" hoseok, bu git gide jin hyung'a benziyor sende fark ettin değil mi? "

"2 yıl oldu hyung tabiki benzicem. Hem adam dört dörtlük daha ne isterim ki"

Evet jin hyung burdaki annem gibiydi.. O her zaman bizi koruyup kollar.Lezzetli yemekler yapar ve bize sahip çıkan biri. Onsuz kendimi düşünemiyorum doğrusu...

Kook uçar adımlarla gittiğinde hoseok'a dönüp konuştum.

"okul nasıldı hyung?"

"güzeldi jimin biliyorsun ki, sınavlara iyi çalışmamız lazım. Onun için uslu ve çalışkan bir öğrenciyim."

"Öyle deme hyung sen her zaman çok iyi bir öğrenciydin zaten, güler yüzün ve efendi kişiliğin ile hocaların gözüne girerdin hep."

" Evet ama bu yıl çok stresli geçti benim için. Dans etmeyi Tabikide çok seviyorum ama bazı hareketler beni zorluyor biliyorsun.."

"Üzülme hyung herşey kusursuz olacak diye bir şey yok."

" Motiven için teşekkür ederim jiminiiee!"

Bu tatlı konuşmasına gülerek karşılık verdim. Hoseok hyung kendimi bildim bileli bütün kötü günlerimde yanımdaydı, zamanında pek de iyi şeyler yaşamadım.. Ama bu süreçte sevgili biricik dostum hoseok hep yanımdaydı.. O yüzden o ne zaman kendini yetersiz yada kötü hissederse işte o zaman bende her zaman onun yanında olacaktım...çünkü gerçek dostlar bu yüzden varlar..

"Jimin o çocuk.."

Gülen suratım bir anda solunca gözlerimi hoseok'a dikip konuştum.

"hoseok o çocuğun karşımıza çıkmasını istemiyorum. Onu nerde görürsen direk yolunu değiştir, madde bağımlısı manyak birinden düzgün şeyler bekleme"

"Jimin bir şey demedim ki sadece o çocuk ile Okullarımız Yan Yana dicektim"

Tabi hoseok herkesi kendi gibi sanan biri... Ayrıca dünki gecede serserinin bize yardım ettiğini de bilmiyordu bilse baş tacı eder herhalde...

"hyung, dün bir kaç olay oldu sen uyurken... Ama merak etme o kadar kötü şeyler olmadı. Eve gidince jin hyung ile birlikte sana ve kook'a anlatırız. Zaten birazdan çıkarız sanırım kapanma saatine yaklaşıyoruz."

"Jimin! Ne oldu şimdi anlat. Korkutma beni..."

Hay dilimi eşek arısı soksaydı da şimdi söylemeseydim! Şimdi kook da gelir merak ederdi.

"Hyung kötü bir şey yok. Eve gidince anlatırım merak etme.."

Hoseok oflayarak beni onaylayıp telefon ile ilgilendi. Tam o sırada elinde süslü bir tabak ile kook yanımıza geldi.

"Al bakalım hyung afiyet olsun yanında da süt getirdim."

Hoseok kaşlarını şakadan çatarak konuştu.

"Kook! Ben çocuk muyum? Bana çay getir!"

Kook 32 diş sırıtıp söylendi hemen.

"Hyung inan bana bunun yanına en güzel süt gider. Ben ve Jin hyung öyle karar verdik..."

Tatlı tatlı ego kasarken cidden git gide jin hyung'a benzediğini anladım..

"Peki öyle olsun kook. Şakalaşıyordum zaten."

Müşteriler git gide azalırken jin hyung'un bize doğru gelmesi ile kook oturduğu yerden hemen kalkmış ve Jin hyung'a açıklama yapmak üzere konuştu.

"Şey.. Hyung ben de tam aşağı geliyordum.."

Gözlerini kaçırarak konuşan kook hemen kafasını aşağıya eğip minik adımlarla aşağıya doğru inmeye başlayacaktı ki, Jin hyung onun önlüğü tutarak durdurmuştu.

"Oturabilirsin kook, bugün çok yoruldun, Zaten 20 dakikaya Cafe'yi kapatırız. Müşterilerde baya azaldı çünkü"

Kook eğilerek jin hyung'a selam verip hemen eski yerine oturdu.

"Bugün gerçekten yoruldum.. Hatta uykum bile geliyor.."

Ağzını yarım metre açan kook, anında kafasını masaya koyup gözlerini yavaş yavaş kapattı..

"Uyuma kook! Akşam jimin bize bişiler anlatacakmış!"

Bağırarak kook'u korkuttuğu için zavallı tavşanımız birden yerinden sıçramış ve kaşlarını çatarak konuştu.

"Bağırma hyung! Korkuttun beni. Ayrıca haberim var jimin söyledi.."

Tekrardan bağırarak konuştu hoseok hyung..

"Nee! Dünki o çocuğu anlattı mı? Ama kook sakın yanlış anlama gerçekten kazayla çarptım!"

Sinirden gözlerimi kapatarak hemen olaya müdahale ettim.

"Hay dilini eşek arısı soksun hoseok! Ben ne olduğunu anlatıcam dedim. Anlattım demedim!!"

Uykusuzluktan kapanmak üzere olan kook'un gözleri birden irileşmiş ve şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde bizim tartışmamızı izliyordu.. Tabi o sırada yanımıza gelen jin hyung'u yeni fark ettim..

" Ne bağırıyorsunuz çürük elmalar! Dua edin müşteriler gitti.. Sizin yüzünüzden güzel Cafemin ismi çıkacak!"

Kook hemen lafa atılıp anladığı kadarıyla konuştu.

"Dünki olaydan bahsediyorlar hyung!"

Jin hyung gayet rahat bir şekilde sanki çok normal bir şey olmuş gibi konuştu..

"Haa, evet dün marketten çıktıktan sonra biri cüzdanımı alıp kaçtı. Sonra bizim yaraladığımız çocuk da anlamadığımız bir şekilde hemen hırsızın peşinden koşup cüzdanımı ondan almaya çalıştı. At kafalı hoseok arabada uyuyordu tabi. Sonra ben ve jimin onların yanına koştuk. Jimin daha hızlı koştuğu için öndeydi sonra önüne bakmadığı için taşa basıp ayağını burktu. Bende jiminin yanına gidip ne olduğunu soracakken Birde ne görelim!"

Hoseok ve Kook aynı anda bağırdılar..

"NE GÖRDÜN!!"

"Hırsız çocuğa bıçak çekmiş! Bu manyak çocuk birden adamı dövmeye başladı. Adamın eline vurup bıçağı yere düşürdü. Sonra kafasından tutup duvara yapıştırdı. Adı üstünde manyak! Sonra hırsız çocuğa vurmaya başladı. Anlamadığım bir şekilde birden bizim yaraladığımız çocuk sinirden gözü dönmüş şekilde adama yumruklar atmaya başladı. Sonra üstüne çıkıp daha beter vurdu. En son bıraktı hırsızı. Tabi adam ölmemek için cüzdanı ona fırlatıp olduğu gibi hemen ordan uzaklaştı."

Kook şaşkın şaşkın bakarak konuştu.

" Ee sonra ne oldu hyung!! "

Jin hyung da 50 yaş üstü dedikoducu dul karılar edasıyla konuşurken devam etti..

" Sonra çocuk bana cüzdanımı vererek oda başka bir tarafa koşmaya başladı. Teşekkür etmemize bile izin vermedi. Zaten yaralıydı bide böyle bir şey yapması.. Ah, anlam veremiyorum.."

Şu an ciddi anlamda yaralı ayağımla burdan atlamak istiyorum..

"Bravo! Cidden bravo jin hyung kook hiç bir şey bilmiyordu. Hoseok hyung da hırsız olayını bilmiyordu. Çok güzel anlattın cidden tebrik ediyorum seni.."

"Hayır benim merak ettiğim bu olay nasıl oldu.. Onu da anlatın ki tam anlayayım"

Ciddi ciddi konuşan masum tavşana olanları kendim anlatmak istedim..

"Ben anlatayım kook.. Ama derine inmeden anlatıcam.."

Yaklaşık 10 dakika boyunca olan biteni noktasına kadar anlattığımda kook ağzı açık şekilde konuştu.

"Vay anasını!! Demek seni takip eden ve çarptığınız kişi o serseriydi ha! Böyle sahneleri filmlerde bile göremezsin!"

"Abartma kook saçma sapan olaylar oldu o kadar"

"Asıl bomba bende!"

Şimdi tüm gözler hoseok'ta..

"O çocuk sanırım bizim yan taraftaki konservatuvar bölümünde okuyor!"

Jin hyung birden bağırınca kulaklarımın zarı patladığına eminim..

"Nee! O çocuk okuyor mu? Çok saçma hemde konservatuvar, çok saçma!"

"Bana da saçma geldi hyung, ama hoseok hyung okuyabilir diyor.."

"Jimin?"

"Efendim hoseok"

Hoseok şüpheli bir şekilde koşmaya başladı..

"Neden o çocuğun omzunda uyuduğunu sorabilir miyiz??"

"Evet bende gördüm jimin. Zaten soracaktım da unuttum. Saol hoseok 40 yılda bir işe yaradın."

Hoseok jin hyung'un bu dediğine önce göz devirmiş, daha sonra senden cevap bekliyorum der gibi bakmıştı. Tam o sırada kook lafa atıldı.

"Hyung, çocuk yakışıklı mıydı bari?"

O an nasıl oldu bilmiyorum ama ağzımdan kaçırır gibi direk düşünmeden konuştum..

"Evet yakışıklıydı"

Dediğim şeye anında pişman olup. Yanaklarımın kıpkırmızı olmasına sebep olmuştum. Boku yedin jimin gelde kendini savun şimdi!

"Haa beğendin yani çocuğu!"

"Hayır kook. Hyung siz neden böyle bakıyorsunuz ki..."

Jin hyung ciddi anlamda sinirlenmiş gibi görünüyordu..

"Benden yakışıklı olamaz ama değil mi jimin?!"

Ahh bu adam cidden buna mu taktı şimdi!

"Yani jimin bende anlamadım niye omzunda uyuduğunu ama olabilir uykun ağırlaştı olabilir kesinlikle uykun ağırlaştı evet başka bir açıklaması olamaz çünkü"

"Hoseok! Bi kere ben kafamı katmadım. Ben zaten kafam cama yaslı uyuyordum ama anlamadığım bir şekilde o serseri elini kafama koyup omzuna kattı. Benimde uykum çok ağırdı rahat geldi öyle durmak istedim. kalkasım yoktu al oldu mu!"

Sinir ve utançla konuşup birden ayağa kalkınca bileğime giren ağrı ile duraksamak zorunda kaldım.

" Jimin dur! Ben şakasına dedim yanlış anlama beni!"

Hoseok birden endişenip bağırınca çatmış olduğum kaşlarım ile sinirli bir şekilde yoluma devam ettim. Ayağım o kadar kötü değildi.. Yani umarım..

"hyung sanırım jiminin yanına gitmesi en uygun kişi benim.. ikinize biraz sinirli.. İzin verirseniz ben gidip konuşayım."

Soğuk hava nedeniyle daha da çok ağrıyan bileğim yüzünden hızlı yürüyemiyordum. Dikkatli bir şekilde yürürken birden kolumdaki hissettiğim eller ile duraksamak zorunda kaldım.

" Hyung, bana da kızgın mısın acaba? "

Masum masum konuşan kook'a tabiki sinirli değildim. Sadece jin hyung'un olayları yanlış anlaması ve herşeyi birden anlatması, hoseok'un onun omzunda yattığım için başka anlamlar çıkarması beni sinirlendirmişti.

"Saçmalama kook, tabiki sana sinirli değilim. Sadece hoseok hyung'un farklı anlamlar çıkarması biraz sinirimi bozdu o kadar."

"Emin misin hyung?"

"Bilmiyorum kook, boşver zaten o serseri yüzünden en yakın dostlarımla aramı bozamam.."

"Hyung, gelmek üzereler istersen burda oturup onların gelmelerini bekleyelim."

Kook'u onaylayıp temiz bir banka oturduktan sonra konuşmaya devam etti..

"Hyung ne düşünüyorsun bilmiyorum,ama her ne kadar sinirli değilim desen de sinirli olduğunu biliyorum.. jin ile hoseok hyung'u biliyorsun hep şakalaşırlar.. Onları neden bu sefer ciddiye aldın ki?"

"Evet jin hyung ve hoseok hep şakalaşırlar. Ama hoseok'un başka anlamlar çıkarması sinirimi bozdu. Benim ne işim olur o serseri ile yakışıklı dedim diye ondan etkilediğimi sanıyor.. Tabikide etkilenmiyorum ondan!"

Sonlara doğru sesimi biraz yükselttim sanırım..

" Ne bağırıyorsun hyung! Tamam anladım. Neden birden parladın ki.. "

" özür dilerim kook böyle davranmak istemedim.. Neyse hadi onların yanına gidelim."

Kook bir eli omzumda destek verir gibi yürürken jin hyung ile hoseok'un aşağı inmesi ile duraksadık. İkisi şey gibi görünüyordu... Mahçup..

Önce hoseok hyung konuşmaya başladı..

" Jimin ben gerçekten şakasına dedim. Özür dilerim böyle davranacağını bilmiyordum.."

Tam konuşacağım sırada jin hyung konuşmaya devam etti.

"Evet jimin, bunu bir şaka olarak algıla lütfen niyetimiz seni utandırmak ya da sinirlendirmek değildi.."

"Hyung, böyle konuşmayın lütfen.. Saçma davranan bendim. Birden parlamam yanlıştı. Ayrıca size kızgın yada kırgın değilim.. Bu olayı unutup eve gidelim ve orda birlikte güzel vakit geçirelim,olur mu?"

Hoseok hyung sıcacık gülümsemesi ile beni onaylarken jin hyung konuştu.

" Neyse bu kadar duygusallık yeter. Hadi eve gidelim de size güzel bir kahve yapayım,yanında da hoseok'un en sevdiği kurabiyesi var... "

Hoseok mutluluktan gözleri kısılıncaya kadar güldüğünde kook birden jin hyung'a dönüp fısır fısır konuşmaya başladı.

" Kook merak etme diğerleri cafe'yi halleder, zaten kapatmak üzereyiz. Sende geliyorsun bizimle, yarın ben seni fakülteye bırakırım. "

"Teşekkür ederim hyung!"

Herkes mutlu olduğuna göre artık bende mutluydum.. Hep birlikte arabaya binip evin yolunu tuttuk.

~Yarım saat sonra ~

Yavaş bir şekilde arabadan inip merdivenlerden çıktıktan sonra jin hyung'un kullanmam için verdiği kremi kook bileğime sürüp bezi tekrar bağlamıştı. Daha sonra kalın kazakları giyip elimizde battaniyelerle balkonda oturup jin hyung'un gelmesini bekledik...

"Ben geldim bebekleriimm!"

Kook anında ayağa kalkıp jin hyung'un elindeki fazlalıkları almaya başladı. Çocuk kendini hala Cafedeki garson sanıyordu heralde...

Kook herkese servis yaptıktan sonra bende ayağımı masaya doğru uzattım. Ayağımın yarına kadar iyileşiceğini umuyorum..

"Ee çocuklar okulunuz nasıl bakalım?"

Jin hyung'un sorduğu sor üzerine önce kook yanıt verdi.

"İyi gidiyor hyung, sağlık alanında daha da geliştirdim kendimi. Psikolog veya doktor olmak istiyorum. Kararsız kaldığım için bölüm seçemiyorum.."

"Merak etme kook, en iyisi olacağına adım gibi eminim!"

Jin hyung'un herkese pozitif enerji vermesine aşığım..

"Benim okulum da gayet iyi hoseok hyung da çok iyi. Ama şu önümüzdeki sınavda çok iddialı bir dans sergilememiz lazım ama daha ikimiz de karar veremedik.."

"Evet maalesef öyle.. Herkes bireysel çalışacak çünkü"

Jin hyung bir anda konuyu değiştirip ciddi bir şekilde konuştu..

"Jimin, o çocuğa teşekkür borçluyuz biliyorsun değil mi?"

Her ne kadar karşıma çıkmasını istemesem bile doğru söylüyordu.. Çocuk resmen canını feda etmişti! Bunu istem dışı yapıp yapmadığı umrumda değil. Ona teşekkür borçluyuz..

"Doğru söylüyorsun hyung..merak etme ben ona en yakın zamanda teşekkürümüzü iletirim.."

"Jimin istersen okul çıkışı kapının önünde bekler ben ona söylerim."

Jin hyung'un bu teklifi üzerine düşündüm ve konuşmaya devam ettim.

"Teşekkür ederim hyung. Ama benim benim söylemem daha uygun olur.. Çünkü olan herşey benim yüzümden oldu..."

Sonlara doğru hüzünlü çıkan sesime rağmen üçü de beni duymuştu, buna eminim..

"Jimin böyle düşünme artık! Basit bir teşekkür borcunu ödeyeceğiz. Ve o bir daha karşımıza çıkmicak!"

derin bir nefes verdim ve konuştum.

"Hyung Okullarımız Yan Yana ama.."

Kook bir anda bağırmış ve hepimizi korkutmuştu.

"Ehh yeter kapatın şu konuyu birlikte eğlenmeye mi yoksa saçma sapan hareketler sergileyen şu serseriyi mi konuşacağız?"

"hyunglarım, kook doğru söylüyor! En kısa zamanda ben kendim giderim teşekkür ederim ve bu konu burda kapanıyor! Şimdi eğlenme zamanı!"

Herkes birden evveett! Diye çığlık atınca ben ve kook yerimizden kalkmış kutuda olan PlayStation'ı alıp başka bir odaya geçtik. Jin hyung'tan da pizza yapmasını rica edip oyunumuzu oynamaya başladık.. Yarın okul yokmuş gibi...

Merhaba..neden vmin sahnesi yoktu bu bölümde demeyin. Çünkü olaylar yavaş yavaş gelişecek hoş, zaten pek kişi okumuyor.. İyi geceler 🐥💜

Continue Reading

You'll Also Like

365K 19.7K 54
"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parmağımı doğrulttum. "Sakın Yüzbaşı, sakın o...
55.9K 2.2K 28
"Kimim ki ben Komutan? Vural Aslanbeyin artığı. Para ile satın aldığı bir o-" Elini Zümrütün dudaklarına bastırdı Egemen. "Kes sesini. Bir daha Zümrü...
265K 14K 46
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
1.8M 48.7K 26
asker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben...