YASAK (TAMAMLANDI) -Pus Seris...

ankaaric द्वारा

1.3M 47.9K 15.1K

+18 SAHNELER İÇERİR Çocukluğundan beri abisinin arkadaşına aşık bir genç kız olan Bilge, yurt dışına çıktığı... अधिक

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
25.Bölüm
26. Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35. Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
FİNAL
Tufan ve Minel

24.Bölüm

25.7K 1.2K 337
ankaaric द्वारा

Uçaktan indikten sonra Giray'ın bir şey demeden bavulunu alarak arabasına taşımasıyla sinirlenen Bilge, ne kadar "Abimlerle gideceğim." dese de laf dinletememişti. Şimdi de suratını asmış, kafasını cama yaslamış bir şekilde yan koltukta oturuyordu.

"Ya bebeğim niye inat ediyorsun? Öyle demek istemedim. Asu salak bir insan değil. Altan'ın oyunlarına gelmez. Bunu demeye çalıştım." sabahtan beri dil dökse de genç kızın sinirli bakışlarını geçiremeyen Giray son bir defa daha konuşmuş fakat yine cevap alamamıştı.

"Cevap vermiyor musun?" diye son kez sorduğunda aldığı cevap omuz silkmek olunca daha fazla zorlamayarak sıkıntıula nefes verdi. Zorlamanın anlamı yoktu.

Yolun geri kalanını ikisi de susarak geçirdikten sonra sert bir frenle evin önünde durdu Giray. Sabahtan beri dil döküyordu ve artık bıkmıştı. Öne doğru savrulan Bilge'ye yandan bir bakış atıp iyi olduğuna emin olarak kafasını camdan dışarıya çevirdi. İkisi de konuşmama yemini etmiş gibiydi.

Önce kapıyı sertçe kapatıp, bavulunu aldıktan sonra da bagajın kapağını sertçe kapatan Bilge, arkasına bakmadan hızlı adımlarla eve yürüyüp zili çaldı.

"Hoş geldin kızım." Evin yardımcısı Billur Hanım'ın güler yüzü bile onu güldürmeye yetmemişti. "Hoş buldum." diye söylenerek içeri girip adımlarını odasına yönlendirdi.

Bilge'nin içeri girmesi üzerine kapının önündeki kadının şaşkın bakışlarının kendisine dönmesiyle gazı kökledi Giray. "Akşama kadar özür dileyeceğiz herhalde hanımefendiden." diye söylenerek eve doğru sürmeye başladı.

Ertesi gün şirketten içeri giren Giray, tanıdığı çalışanlara başıyla selam vererek tebessüm ettikten sonra adımlarını asansöre yöneltti. Şirketin yeni ve çok önemli müşterileri hakkında Enver Bey ile konuşması gerekiyordu.

Kapı açıldığı an yanında beliren kişi ile yandan bir bakış attı. Her zamanki bakımlı hâli ile Asu yanında dikiliyordu. Zoraki bir tebessümle ona da baş selamı verdikten sonra asansöre binip düğmeye bastı.

"Günaydın." Asu'nun sakin sesi ile gözlerini ona çevirip genç kadını baştan aşağı süzdü Giray. Biraz çekingen davransa da iyi niyetli gibi gözüküyordu.

"Günaydın." diye normal bir şekilde cevap verdi. Altan'la ne işler karıştırdığını bilmiyordu ama konuşmasına izin verirse öğrenmesi zaman almazdı.

"Enver Bey'in odasına mı?" Tam da tahmin ettiği gibi konu açmaya çalışıyordu. Dudaklarını birbirine bastırarak kafasını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı. Altan'la takıldığına göre Bilge ile olan ilişkisini biliyor olmalıydı. Hala hiçbir şey olmamış gibi davranması tuhaftı. 

"Giray.." koluna dokunan elle kaşlarının çatılmasına engel olamayarak önce koluna dokunan ele sonra genç kadının mavi gözlerine baktı. Mesajı almış olacak ki yavaşça elini çeken Asu, aynı eliyle saçlarını düzelttikten sonra boğazını temizleyerek "Pardon." diye mırıldandı. Daha sonra asansörün içerisinde gezdirdiği bakışlarını Giray'ın gözlerinde sabitleyerek "İlişkimizi yürütememiş olabiliriz ama arkadaş kalmamızda bir sakınca yok diye düşünüyorum." diye düşüncelerini açıkça belli etti. Giray'ın hala ikna olmamış bakışları üzerine biraz daha konuşma cesareti göstererek "Aynı şirkette çalışıyoruz sonuçta. Birbirimizden köşe bucak kaçmanın anlamı yok. Hem eski dosttan düşman olmazmış." diyerek masum bir gülümseme gönderdi. 

Son cümlesi Giray'ın alayla gülmesine neden olmuştu. Bu cümleyi neden hep eski dosttan düşman olan insanlar kurardı ki? Vücudunu Asu'ya döndükten sonra küçük bir adım atarak ona yaklaştı. Genç kadının sertçe yutkunmasına ve korkuyla bakmasına neden olurken "Üç gün önce, gece vakti evine gelen Altan'dan mı öğrendin bu cümleyi? Tam da eski dosttan oluşmuş bir düşmandan.." cümleleriyle de afallamasına neden olmuştu. Sanki nereden öğrendiğini anlamaya çalışır gibi bakıyordu. 

"Gira-" konuşmasına izin vermeden işaret parmağını havaya kaldıran Giray "Şşh!" diyerek onu susturup sözlerine devam etti. "Her ne yapmaya çalışıyorsanız, bunu anlamayacak kadar salak değiliz. Ne ben, ne de Bilge. O yüzden söyle o orospu çocuğuna, cesareti varsa karşıma çıksın. Senin üzerinden ucuz oyunlar oynamasın." dedikten sonra sert bir bakış atıp çınlayarak açılan asansörden aşağı inip Enver Bey'in odasına doğru yürümeye başladı. Fakat arkasından gelen topuklu ayakkabı sesi Asu'nun asansörde kalmadığını belli ediyordu.

"Giray!" sesi gittikçe yakınlaşırken kolunu tutan elle arkasını dönüp bıkkınca eski sevgilisine baktı. Oyunları ortaya çıktığı için tabi ki hemen yalanlamaya başlayacaktı. "Sandığın gibi değil!" tam da beklediği cümlenin gelmesiyle derin bir nefes alıp gülerek geri verdi. 

"Asucuğum boş ver istersen, ha? Sen beni çok iyi tanıyorsun, ben de seni. Birbirimizi oyalamanın bir anlamı yok." diyerek arkasını Asu'ya dönmüştü ki kolundan bu sefer iki elle tutulmasıyla tekrar duraksadı. Kafasını bıkkınca iki yana sallayan Asu "Her zamanki gibi karşındakini dinlemiyorsun. Sana ne zaman yalan söylediğimi gördün?" diye Giray'ın ilgisini çekmeye çalışıyordu. Başarmıştı da. Gerçekten de hiçbir zaman Asu Giray'a yalan söylememişti. Sadece Giray'a değil, kimseye söylediğine de şahit olmamıştı. 

"Bak! Gördün mü? Öyle bir anıya rastlamadı bilgisayar." gülerek söylediği son cümleyi, aynı zamanda işaret parmağıyla Giray'ın kafasına vurarak tamamlamıştı. Bu hareket karşısında sırıtmasına engel olamayan Giray, yavaş yavaş sandığı gibi olmadığına inanmaya başlıyordu. Dudaklarını ıslatıp kafasını sallayarak "Tamam, dinleyeceğim bu sefer." pes etti. Sol bileğindeki saate baktıktan sonra, Asu'nun ellerini kolundan indirerek  "Önce Enver Abi ile konuşmam gerek." dedi Enver Bey'in odasını göstererek. Onun gösterdiği yere baktıktan sonra kafasını sallayan Asu, "Tamam, görüşmen bitince odama gel. Odamda bazı evrakları düzenliyor olurum." diye talimatları verdikten sonra onun Enver Bey'in odasına girmesini izleyip tekrar asansöre döndü. 

Camdan dışarıya bakarak havayı koklayan Bilge, mart aynının sonlarının güneşine aldırmaması gerektiğini anlayarak bol jeaninin üstüne giydiği askılı beyaz bodynin üzerine kalın kareli bir gömlek giyip aynadan kendisini kontrol etti. (Kombin bu ama ayakkabılar ve çanta bunlar değil.)

Dün gece uyumadan önce Giray'a haksızlık ettiğini düşünerek sabah şirkete giderek sürpriz yapmaya karar vermişti. Ayağına beyaz sneakerlarını geçirdikten sonra gri sırt çantasını takarak evden çıktı. Çağırdığı taksi de çoktan gelmişti. Arabaya binip adresi verdikten sonra çalan telefonunu kulağına götürdü. 

"Efendim Tamay?" Tamay'ın yorgun gelen sesiyle kaşlarını çatarak oturduğu yerde dikleşti. "Şirkete gidiyorum ama.. Sen iyi misin? Geleyim mi yanına?" 

"Aslında gel diye aramıştım ama madem şirkete gidiyorsun abine söyle de o gelsin. Arıyorum ama toplantıda sanırım. Açmıyor telefonumu. Yurt dışı işini de söylersin. Birkaç sorun çıktı da." Tamay'ın hamileliğinin son ayları olduğu için yurt dışına çıkacaklardı. Tan nasıl orada doğduysa, Eren'in de orada doğmasına karar vermişlerdi. Onu onaylayıp telefonu kapattıktan sonra camdan dışarı çevirdi kafasını. 

Sanki daha geçen günmüş gibi hatırlıyordu Tamay'ın ikinci hamilelik haberini. Tan'a hamileliğinde de doğumunda da yanında bulunamadıkları için bütün aileyi bir heyecan kaplamıştı. Karnı iyice büyüdükçe aileyi bir heyecan kaplıyordu. Tamay "Daha erken." demesine rağmen her an doğmasını bekliyorlardı. Sezaryen olmasına rağmen. Yurt dışında doğuracağını duyduğunda da adeta yıkılmıştı Bilge. Gitmesi gereken bir stajı vardı ve onun yanında olamayacaktı. Zaten son 2 ayı kalmıştı ve sıkıntısız bitirmek istiyordu. 

Ücreti ödeyip taksiden indikten sonra şirketten içeri girip hızla Ekin'in odasının bulunduğu kata ilerledi. Zaten Giray ile ikisinin katı aynı yerde olduğu için onun yanından sonra Giray'ın yanına geçerdi. Asansörden indikten sonra tam abisinin odasına ilerliyordu ki arkadan duyduğu ses ile o tarafa döndü. 

"Bilge.." Ekin, muhtemelen toplantıdan yeni çıkıyordu. Kendisini görünce de şaşırmış olmalıydı. "Ne işin var burada?" kız kardeşine sarılıp alnından öptükten sonra merakla yüzüne baktı. "Bir şey mi oldu?" abisinin iyice endişelenmemesi için elleriyle onun kollarını tutup güldü. 

"Giray'la konuşmaya geldim, bir sıkıntı yok." Ekin'in rahatlayan yüzünü görünce Tamay'ın konusunu açtı. "Bir de Tamay seni aramış ama ulaşamamış. Beni aradı." Karısının ismini duyunca tekrar endişelenen Ekin hızla "Bir şey mi var Bilge? Söylesene." diye çıkıştı kız kardeşine. Karadeniz yolculuğu Tamay'a iyi gelmemişti. 

"Sakin ol abi ya! Biraz yorgun geliyordu sesi. Beni çağıracakmış ama buraya geldiğimi öğrenince seni istedi. Bir de yurt dışıyla ilgili sorunlar varmış onu söylememi istedi." Daha Bilge cümlelerini bitirmeden telefonunu aramaya koyulan Ekin "Odamda unutmuşum." diye söylenerek odasına koşturdu. Arkasından gelen kız kardeşine de "Çok mu kötü geliyordu sesi?" diye sordu. Odasına girip masanın üzerindeki telefonu aldıktan sonra da "Niye Ümran ablayı, Melis'i falan aramadın kızım sen?" diye tekrar çıkışıp numara çevirdiği telefonu kulağına götürdü. Bilge'yi de endişelendirmişti. 

"Ne bileyim ya? Hem çok kötü olsa kendi arardı herhalde. Onların benden tecrübeli olduğunu kendisi de biliyor." diye söylendi. Bilge'nin bir suçu yoktu ama Ekin öyleymiş gibi davranınca o da paniklemişti. 

"Hayatım? Geliyorum hemen! İyi misin?" Tamay iyi bir cevap vermiş olacak ki rahat bir nefes veren Ekin, adımlarını odanın dışına yöneltirken eliyle Bilge'nin omzuna vurarak sessizce özür diledi.

Onun asansöre binmesini izleyen Bilge derin bir nefes verip rahatladıktan sonra yan tarafta duran sekretere bakarak gülümsedi. "Durduk yere azar işittim." diye söylenerek onun da dudak bükmesine neden olduktan sonra Giray'ın odasına ilerledi.

"Şey.. Giray Bey odasında değil Bilge Hanım." aynı sekreterin söylediği şey ile kaşları çatıldı Bilge'nin. Bu sabah babasıyla görüşmesi olduğunu biliyordu.

"Nerede?" diye şüpheyle sordu. Alacağı cevaptan korkmuyor da değildi. "Asu Hanım'ın odasına giriyordu en son." diye cevap aldığında içinde tuttuğu nefesi sinirle verdi. "Ben sana haksızlık ettiğimi düşünürken sen ne bok yiyorsun Giray?" diye kendi kendine düşündü. Daha sonra gülümseyerek tekrar sekretere döndü.

"Asu'nun odası nerede?" yüzüne öfkesini yansıtmamaya çalışıyordu ama sesine yansımasına engel olamamıştı. Eliyle üst katı gösteren sekreterin garip bakışları altında asansöre bindikten sonra derin bir nefes verdi.

"Bakalım eski sevgilinle ne konuşuyorsun Giray Bey.." diye söylenerek asansörden inip etrafına bakındı. Aynı Asu gibi elbise giyinmiş, boya küpü bir sekreter görerek yanına ilerledi.

"Asu Hanım'ın odası nerede?" sorduğu soru üzerine tırnaklarını törpüleyen sekreter başını kaldırmadan koridorun sonundaki odayı gösterdi. Onun bu garip haline bakarak yüzünü ekşiten Bilge "Herkes bir garip bugün." diye söylenerek odaya doğru yürümeye başladı.

"Şey bu saatte girmek ister misiniz bilmem ama.." Sekreterin ağzında sakızla söylediği şeyden sonra kaşlarını çatarak ona döndü. Ne demekti bu şimdi?

"Anlamadım?" diye mırıldandı. Bu sekreteri daha önce görmemişti ve şu an ne demek istediğini de hiç anlamamıştı.

"Yani, daha yeniyim ben ama Giray Bey ile Asu Hanım'ın sevgili olduğunu duymuştum." hiçbir şey anlamayan Bilge ters bir şekilde "Ee?" diyebildi. Konu nereye varacaktı? Gözlerini deviren sekreter devam etti.

"Alık mısın kızım sen? Nerede çalıştıysam, her yerde gördüm bunu. Toplantı saatinde iki önemli kişi toplantıda değilse onlar yiyişiyordur. Bu kadar basit." Sekreterin söylediği şeyler iyice burnundan solumasına neden olan Bilge öfkeyle "Patronlarınızın arkasından böyle mi konuşuyorsunuz siz?" diye sesini yükseltti.

"Sen kimsin de bana bağırıyorsun kızım?" Sekreterin kendisine bağırmasıyla sinirle göz deviren Bilge yüzünü buruşturarak "Benimle münakaşaya hiç girme! Daha öğlen bile olmadı bütün şirket anlaşmış gibi tadımı kaçırdınız." diye söylenerek Asu'nun odasına doğru yürüdü.

Bir anda açılan kapıyla birlikte duraksayarak dışarı çıkan Giray'a baktı. Gergin yüzü sararmış gibi duruyordu. "Hayatım?" Bilge'nin yanına gelirken zoraki bir gülümseme takınarak kullandığı hitap şekliyle kaşlarını çattı Bilge.

"Gel odama geçelim." Daha sonra omzundan tutularak odanın tam zıttı yöne çevrilmeye çalışmasıyla gözü sekretere kaydı. "Ben demiştim." der gibi Giray'ı gösteriyordu.

Dün ayrılmadan önce birbirlerine olan sinirleri aklına gelen Bilge, duraksayarak sevgilisinin yüzüne baktı. En son öfkeyle kendisini eve bırakan ve ne gece ne de sabah mesaj atmayan adam birden neden 'hayatım' diyordu? Aklına gelen şeyle sertçe yutkundu. Yüzüne tedirgince bakan Giray'a boş bakışlar atarak "Çek ellerini." diye buz gibi bir sesle konuştu.

Daha sonra ellerinin arasından sıyrılarak odaya doğru hızla ilerledi. "Bu odada ne var da sen beni uzaklaştırıyorsun?" diye bağırdıktan sonra hızla kapıyı araladığında karşılaştığı manzarayla kısa bir süre dondu.

Kırmızı dantelli iç çamaşırları içerisindeki Asu, aynı renk kırmızı elbisesini daha bacaklarından yeni geçiriyordu. Birkaç saniyeliğine gözlerini kapatıp açtıktan sonra "Bilge-" diye konuşmaya çalışan Asu'yu dinlemeden öfkeli ama buğulu bakışlarını Giray'a çevirdi.

"Aaa!" kapıya yaklaşarak Asu'yu gören sekreter kızın elini ağzına kapatarak bağırmasıyla gözünde zar zor duran yaşın yanağından süzüldüğünü hissetti Bilge.

"Bilge yemin-" kendisine öfkeyle bakan kıza doğru yürüyerek savunma moduna geçen Giray'ın yüzü suratına yediği sert tokatla yana doğru savruldu.

"Allah belanı versin." içten bir şekilde söylediği sözden sonra genç kızın hızlı adımlarla uzaklaşmasıyla arkasından bakan Giray, yan tarafta şok içinde bekleyen sekretere dönüp öfkeyle bağırmaya başladı.

"Ne 'Aaa!' geri zekalı? Ne 'Aaa!'? Az önce kahveyi kadının üzerine döken sen değil misin? Ne 'Aaa!'?" Giray'ın öfkeli sesi ile yerinde zıplayan genç kız bir adım geri çekilerek kollarını göğsünde birleştirdi. Daha sonra özgüvenli bir şekilde "Tamam, döktüm ama senin yanında mı değiştirmesi gerekiyordu? Sen yanında durmasaydın, sevgilin de basmazdı." savunmasını yaptı.

"Hey Allah'ım!" sekreterin özür dilemek yerine daha üste çıkmasıyla sinirlenen Giray, hızla merdivenlere yönelip aşağı koşturmaya başladı. Asansörü beklemeye kalksa kim bilir Bilge'yi nerede yakalardı.

Asansörden indikten sonra ağlayarak çıkışa doğru ilerleyen Bilge, birine çarparak geriye doğru sendelediğinde belinden tutulduğunu hissetti.

"İyi misiniz?" kafasını kaldırdığında genç yaşta takım elbiseli bir adam tarafından tutulduğunu görerek kendisini toparlayıp bir iki adım geri çekildi. Esmer gencin yarım ağız bir gülümsemeyle kendisini süzmesiyle burnunu çekip "İyiyim. Sağolun." diye söylenerek yanından geçip gitti.

Bilge'nin gitmesinin ardından arkasından bakan genç adam yanına gelen korumasının iyi olup olmadığını kontrol etmeye çalışmasıyla elini havaya kaldırıp onu durdurdu. "Ben iyiyim Seyit." dedikten sonra gülerek kalbini gösterip "Ama burası iyi mi bilemem." diye söylendi. Patronunun söylediği şeyle baktığı yöne doğru bakan koruma, koşuşturan genç kızı görerek kaşlarını çattı.

"Siz zaten günde 10 defa aşık oluyorsunuz Bora Bey." diye esprili bir şekilde söylenerek patronunu tiye aldı. Onun söylediği şeyden sonra gözlerini iyice uzaklaşmış olan kızdan ayıran genç adam korumasının omzuna vurarak "Ne yapayım? Ülkede çok güzel kız var." diye dalga geçti.

Merdivenlerden inen Giray, etrafına baktığında Bilge'yi göremeyince derin bir of çekti. Asu'nun odasına giderek başına büyük bir bela almıştı. Buradan toparlamak zor olacaktı.

YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE❤🍉
OY VE YORUMLARI UNUTMAYALIM...
SEVİLİYORSUNUZ❣🔥

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

AĞA [TAMAMLANDI] DİLAN ALADAĞ ÇETİN द्वारा

सामान्य साहित्य

8.1M 375K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
316K 25.8K 40
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
laten | taekook aster द्वारा

फैनफिक्शन

300K 22.7K 35
Jungkook, platonik olduğu Taehyung'un sırasına notlar bırakmaya başlar.
ÜVEYS ZİKİRİ Buse Yıldız द्वारा

कथेतर साहित्य

8.8K 155 12
Açıklama için ilk bolumu okuyun