Dark with moonlight. ||NisBar...

By moonnyctophilia

62.3K 2.8K 820

Dark with moonlight. ||Ay ışığı ile karanlık.|| "Durum 9-9 arkadaşlar bayrak yarışı için en iyiler bir adım ö... More

|o n e|¹
|t w o|²
|t h r e e|³
|f o u r|⁴
|f i v e|⁵
|s i x|⁶
|s e v e n|⁷
|e i g h t|⁸
|n i n e|⁹
HAKKETMEDİ
BU GÖRÜNTÜ..
|t e n|¹⁰
|e l e v e n|¹¹
|t w e l v e|¹²
|t h i r t e e n|¹³
|f i f t e e n|¹⁵
|s i x t e e n|¹⁶
|s e v e n t e e n|¹⁷
|T h e E n d|⁰
YENİ KİTAP!

|f o u r t e e n|¹⁴

2.7K 155 46
By moonnyctophilia

Nisa|

Yemeğimizi yedikten sonra şarkı yarışması için sahnenin olduğu yere gelmiştik. Hepimiz yerlerimize oturduğumuzda barışla yan yana oturuyorduk alt tarafta Berkan oturuyordu çünkü barışın yanına hemen Aycan geçmişti. Gözlerimi devirmiştim. Ama içimdeki oluşan duygular Aycanı ordan oraya fırlatma hissiydi. Herkes teker teker çıktığında sıra Sercana gelmişti. Şarkısını bana bakıp söylediğinde barışın yanımda gerildiğini hissettikçe sırıtmak istiyordum. Puanlamaya geçtiğimizde ben ve barış 5 vermiştik. Barış kolunu omzuma atınca bende omzuna yaslanmıştım. Sıra ona geldiğinde yanımdan kalkıp sahneye çıkmıştı.

"Sırada Barış var. Söylemeyeyim dedi! Çok uğraştı! Çok çabaladı! Ve şuan sahnede."

Hepimiz güldüğümüzde barışta başını eğmişti. Ya çok utangaçtı ve utandığında çok tatlı oluyordu. Şarkıyı söylediğinde arada göz göze geliyorduk onun dışında başı sürekli eğikti. Ve sesi çok güzeldi. Neredeyse herkes 10, 9 vermişti. Aycan da 10 verip alkış yapmıştı özel olarak. Bende kaldırıp sıfırı hindistan gibi yaptığımı gösterince hepsi gülmüştü.

Gelip yanıma oturduğunda ikimizde tahtamdaki hindistan cevizine gülüyorduk.

"Çok güzel söyledin barış."

Aycanın bir anda söylediği ile barış ona dönüp tebessüm etmişti.

"Teşekkür ederim Aycan."

Mesafeli tebessümü bile çok yakışıklı gösteriyordu. Gel de çıldırma. Sıra bana gelince hızla sahneye koşmuştum. Şarkıya başladığımda aynı anda dans ediyordum. Herkes eşlik ederken barışın gülen suratına bakıp etrafımda döndüm. Ve şarkı bitmişti.

Herkes 10, 9 verirken Sercan 5 vermişti. Barışın gözlerini devirdiğini gördüğümde gülmeden edememiştim. Barış tahtasını kaldırdığında 100 yazdığını görünce herkes kahkaha atmıştı.

"Abi ben sahneye bu kadar yakışan bir insan daha görmedim."

Utanıp yanına oturduğumda acun abi puanları hesaplarken hepimiz kendi aramızda konuşuyorduk. Barış saçımın ucunu alıp kendine bıyık yaptığında Berkan ve ben gülmeye başlamıştık. Bende diğer tutamını aynısını kendime yaptığımda sesimizi kalınlaştırıp kendi aramızda konuşup gülüyorduk.

"Evet birincimiz iki kişi çünkü aynı puanları. Ve ikili düet yapsın mı?!"

Herkes evet diye bağırınca acun abi gülmüştü.

"O zaman söylüyorum! Barış ve Nisa!"

İkimizin gözleri kocaman açılınca birbirimize bakmıştık.

"Abi şey az önce ben hayır demiştim de."

Herkes barışın bu dediğine gülerken ben ellerimi çırpıp ayağa kalkıp barışı sürüklemeye çalışıyordum. Sahneye çıktığımızda melisa da babasının yanına gitmişti. Bizi çok seviyordu. Sürekli oynuyorduk onunla.

"Birincilerimizden hangi şarkı geliyor bakalım?"

İkimiz birbirimize bakıp düşünüyorduk. Ve aynı anda aynı şarkı döküldü ağzımızdan.

"Thousand years."

"Thousand years."

Herkes alkışladığında şarkı çalmaya başlayınca bizde söylemeye başlamıştık. Acun abi Melisayı kucağına alıp dansa kaldırınca herkes dans etmeye başlamıştı. Berkan ve Elif abla, Sercan ve Aycan, cemal ve Ezgi, yasin ve evrim, Ardahan ve Fatma, yunus ve gizem.

Bizde barışla birbirimize dönünce kolumu boynuna koyduğumda o bir elini belime sarmıştı. Bizde hem şarkıyı söylüyor hemde sahnede dans ediyorduk. Genellikle pisti izlerken gelen kısım ile birbirimizin gözlerine bakmıştık.

"Seni binlerce daha seveceğim.
I'll love you for a thousand more."

Şarkı burda melodi ile devam ettiğinde diğer kolumu da barışın ensesine koymuştum. Kulağına yaklaştığımda o da eğilmişti.

"Budeš milovat?"

Sevecek misin?

Tek elimden tutup nazikçe etrafımda döndürdüğünde yine karşı karşıya gelmiştik.

"Skryté v nekonečnu."

Sonsuzlukta saklı.

Gülümsediğimde o da tebessüm etti ve şarkıyı söylemeye başladım. Gelen yer ile barışa bir adım attım.

"Bir adım daha yakın
One step closer."

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Ben yanındayım demek için baktım.

"Zaman kalbini bana getirdi, seni bin yıldır sevdim
Time has brought your heart to me, I have loved you for a thousand years."

Sıra ona geçtiğinde son kısmı söylüyordu. Belimdeki eli saç uçlarımı okşayınca hareketi karşısındaki ve sözler karşısında sadece gözlerim dolu bir şekilde tebessüm etmiştim.

"Ve baştan beri inandım, seni bulurdum
And all along I believed, I would find you."

Derin bir nefes alıp bana sarıldı. Bende kollarımı ona doladığımda o da son kısmı söyleyip şarkıyı bitirmişti.

"Seni binlerce daha seveceğim
I'll love you for a thousand more."

Şarkı bitince herkes bizi alkışlarken ben kollarımı sıkmıştım o da iki elini belime sarmıştı. En son ayrıldığımızda etrafta alkışlar ve ıslıklar vardı. Ayrılıp onlara gülümsemiştik.

Villaya kalmaya gideceğimiz için kayıt bitmiş bide dağılacaktık. Lavabodan çıktığımda gördüğüm Sercan ile kaşlarımı çatmıştım.

"Barışla aranda ne var bilmiyorum nisa ama ilk ben bir şeyler hissettim sana ve emin ol seni kazanmak için her şeyi yaparım."

"Beni zor durumda bırakıyorsun. İstemiyorum işte. Neyin peşindesin? Abim gibiydin. Anla artık. Sizin gibilerden bıktım."

Sinir ile eski yerime döndüğümde esen hava yüzünden barış ceketini bana giydirmişti. Ve bunu berkanla konuşurken yapmıştı. Her durumda her an beni düşünüyordu. Bu durum içimde bir yerlerde bazı şeyleri mutlu ediyordu.

"Barış konuşalım mı?"

Aycanın dediği şey ile kaşlarımı çatarak onlara bakmıştım. Barışın da şaşırdığı belliydi. Aycan bana bakıp üstümdeki ceketi görünce yüzü düşse de bir şey dememişti. Kafa sallayıp sahnenin oraya gittiklerinde onları izliyordum sinirle. Berkan da beni sinir etmek için bir şeyler söylüyordu.

Barış Murat|

"Öncelikle çok utanıyorum ama söylemek istedim. Sanırım sana karşı bir şeyler hissediyorum."

Bunu söylediğinde gözlerimi büyütürek ona bakmıştım. Sonra kendime geldim ve tebessüm ettim. Kalbini kırmak istemiyordum.

"Aycan öncelikle eğer sana karşı yanlış bir hareketim olduysa özür dilerim. Ama ben sana karşı arkadaşlıktan başka bir şey hissetmiyorum. Kalbini kırmak istemiyorum."

Gözlerinin dolduğunu görünce bende üzülmüştüm. Başımı eğip tekrar aycana bakmıştım. Ama gözlerini silip tebessüm ettiğinde bende minnetle ona bakmıştım. Omzunu sıvazlayıp nisaların yanına gitmiştim. Villaya gittiğimiz de duşa girip hemen yatağa yatmıştım ama balkondan giren nisa ile korkmuştum.

"Kızım kapı denen şey niye var?"

"Bir yerler keşfediyorum."

Dediğine gülüp yataktan kalkmıştım. O da yanıma gelip yere oturmuştu. Bende yanına oturduğum da gülmüştüm.

"Yumuşak yerleri artık vücut istemiyor. Yatak varken bile yere oturuyoruz."

O da kahkaha atıp kafa sallamıştı. Sonra dizlerini kendine çekip başını yaslayıp bana bakmıştı. Bende aynısını yapıp yüzümü ona çevirmiştim. Bir kaç dakika sadece birbirimizi izlediğimizde tebessüm etmiştik. Nisaya karşı hissettiklerimin farkındaydım sadece sercandan sonra onu zor durumda bırakan bir de ben olmak istemiyordum.

"Bir ara hikayeni güvenirsen anlatacağını söyledin. Ne dersin?"

Başımı eğdim. Anlatabilirdim. Nisaya sonsuz güveniyordum ama kendime güveniyor muydum?

Nisa|

"İstersen kampta konuşalım şimdi ödülde kafanı dağıtma rahat rahat uyursun."

İstediği karşısında sadece tebessüm etmiştim. Bu kadar ince düşünmek zorunda değildi. Bakışlarımı gördüğünde yüzünü eğdi. Bir kaç saniye sonra bana baktı tekrar. Zorlanıyordu.

"Annem 4 kere kansere yakalandı."

Dediği şey ile aniden başımı kaldırdım. O da kaldırınca elinin bir tanesini tuttum. Bakışları ile teşekkür etti.

"Babam. Babam yoktu o zamanlar. Ölmemişti ama yoktu işte. Ve ben atlatmakta zorlandım."

Başını eğdi tekrar. Gözlerim dolmuştu. Barış çocukken savaş vermeye başlamıştı.

"Bayağı zorlandım."

Bunu biraz mırıldanarak söylemişti kafasını kaldırıp tekrar yüzüme baktı.

"O süreç biraz koşturmaca ile geçti. Sürekli çalıştım. O zamanlar oyunculuk modellik yoktu. Basketbol oynuyordum sadece. Onun dışında garsonluk falan. Spor koçum Erhan abi. Annemin şuan ki eşi. İlk ikisinde yoktu belki ama kendimi toparlamama yardım etti."

Gözlerini sildi. Tutmadığım eliyle. Ben ise çoktan ağlıyordum. Çünkü sesinde acı vardı.

"Ben çok düştüm geçmişte nisa. Çok hemde. Ve kaldıran olmadı. Ama o kaldırdı sonradan. O yüzden hiç ona üvey baba demedim. Ya da ona kötü şeyler hissetmedim. Babam bunun için bana cephe alsa bile yapamadım. Onu seviyordum ciddi anlamda ve vefa diye bir şey var bu hayatta eğer ben Erhan abiye kötülük etseydim hayatımı mahveden herkesten ne farkım kalırdı?"

Gözünden düşen bir damlayı ben sildim bu sefer.

"Senin çok güzel bir kalbin var barış. Çok çok güzel hemde."

Gülümsedi dediğim şeye. Acı ile.

"Bundan sonra yağmur oldu. Her şeye rağmen annemin hayati riskine rağmen dünyaya geldi. Her şeyi atlattık ama ben farklı bir insan oldum. İnsanlardan uzaklaştım. Beni gören soğuk çocuk falan demeye başladım. Çünkü kendime olan insanlara olan güvenimi kaybettim."

Bir süre sessiz kaldı. Zor bir dünyası vardı. Annem kansere yakalandı derken bile uzatmamıştı. Hâlâ acı çekiyordu.

"Ama burası bana hayatımdaki az kişilere bir kaç kişi daha eklememi sağladı. Sen ve Berkan. Teşekkür ederim nisa. Dinlediğin anladığın yanımda olduğun yargılamadığın için teşekkür ederim."

Gülümsedim. Gözlerimi sildim. Birazdan olacak şeyden sonra zerre pişmanlık duymayacaktım. Ama benden uzaklaşırsa çökerdim.

"Ben teşekkür ederim. Bana güvendiğin için ve içindeki o küçük çocuğunu yanımda çıkarabildiğin için. Kalbindeki o küçük barışa teşekkür ederim."

Elimi kalbine koyduğumda bu kadar hızlı atması beni daha çok heyecanlandırmıştı.

"O küçük barışta sana minnettar. Birine güvenmek onun yanında eğlenmek onunla gülmek konuşmak mutlu olmak bunları seninle öğrendim nisa. Güvendiğim o küçük insan topluluğunun içinde olduğun için teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim. Bir insanı sevmek o insanı düşünmek değer vermek onun için endişelenmek bunları ben seninle öğrendim. Ve sen çok iyisin. Kalbin çok güzel. İnsanların aksine. Bu yüzden bazıları senden hoşlanmıyor. Kalbinin ışığı onları kıskandırıyor."

"Aramızdaki güneş sensin."

Gülümsedim dediği şeye. İkimizin de nefesleri hızlanmıştı. Barışın kalbini duyuyordum. Benimki atmayı bırakmış bile olabilirdi. Ayağa kalktım hızla o da kalktı.

"Iıı ben gidip yatayım o zaman."

"Olur. İyi geceler."

"Sana da iyi geceler. Görüşürüz o zaman."

"Olur. Görüşürüz."

İkimizde hızla konuşuyorduk. Arkamı dönüp balkona yürürken hızla dönüp barışa yürümüştüm. Yutkunduğunu gördüğümde tam burnunun dibinde durup yükselip dudaklarını dudaklarına bastırmıştım. Yaklaştık 3 saniye sonra hızla balkondan çıkıp odama girmiştim. Kapıya yaslanıp dudağımı tuttuğumda yastığı alıp yüzüme bastırmıştım.

§|§|§

Oha.

Net.

Oha.

Öpüştüler amk.

Bence bölüme düşülür. Jdiekfkkejdkw.

Continue Reading

You'll Also Like

206K 21.6K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
92.7K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
3.5M 201K 36
Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli do...
549 63 5
"Dert ettiğin asıl konunun fazla kiloların olduğunu düşünmüyorum. Kaçmak için mi yapıyorsun?" Bunu bana çocukluktan beri söyleyen Charles, bir yıl ön...