Hepimiz bilgisayara daha da yaklaştık. Daha sonra Dean klavyeden bir şeyler yazmaya başladı. "Sen kimsin?" Dean yazmasını bitirince bilgisayar Alex konuştu.
Oh,tanıştığımıza memnun oldum. Ben Alter Ego. Kendi kendine öğrenme programıyım.
Alex'ten beklerdim bunu. Hem zeki hem de iyi kalpli biriydi. Christie şaşkınlıkla konuştu.
Ses tonu ve konuşması tıpkı Alex'inkiyle aynı!
O en iyi bilgisayar uzmanıydı. Yani en iyi programcı. Laptop'u onarıp bu yapay zekayı programlamış olmalı. Dedi Sam.
Burada ne yapıyorsun? Diye klavyeye yazdı Dean.
Laptopun sabit diskindeki bütün dosyaları analiz ediyorum.kim sifrelemişse baya güçlü bir şifre. Bu okul hakkında bilgi ve veri içerdiğini tahmin ediyorum.
Etraftan Oha tarzı sesler geldi.
Eğer müdürün planını bu şekilde öğrenebilirsek müthiş ilerleme kaydederiz.
Pardon ama efendimi hiçbir yerde göremiyorum. Dedi Alter Ego endişeyle. Biraz durdu herkes. Sonra Dean yazdı.
O, Tate tarafından öldürüldü.
Oh. Bunun olacağını biliyordum. Kendisini koruması zor olurdu.
O sırada hepimizi iterek en öne biri geçti. Gelen kişi Daniel'dı ve ağlıyordu. Sonra klavyeye yazmaya başladı. "Bana kızıyor musun? Tate'i durduramadım diye?" Diye sordu. Daha sonra bilgisayarda Tate'in kafası çıktı. Ve o da konuşmaya başladı.
Eğer sorumlulukları kendine yuklersen bunun üstesinden kalkamazsın. Erkek adam ağlamaz. Sen fark etmeden eski haline döneceksin. Dedi bilgisayar Tate.
Hepimiz çok şaşırdık. Tamam Alex'i anlarım da Tate'in kafası nasıl çıktı oradan?!
Efendimin verdiği bilgileri kullanarak simülasyon yapmaya çalıştım.
Daniel biraz sessiz durdu daha sonra bağırarak odadan çıktı. Hepimiz onun arkasından baktık ama Sam,arkasını dönüp bilgisayara "Lütfen veriyi analiz etmeye devam et." yazdı.
Tamam. Ah! Bir şey daha... Analiz etmeye başladığım klasörlerin birinde bunu buldum.
Alex'in suratı yok oldu ve yerine bir fotoğraf geldi. Fotoğrafta Daemon, Alex ve Tate şakalaşıp gülüyorlardı. Ama bu nasıl olur!? Buraya gelmeden önce birbirlerimizi tanımadığımızı düşünmüştüm.
Nasıl?
Belki de hala yaşıyorlardır?
İmkansız. Hepimiz gözlerimizle gördük.
M-muhtemelen müdür bu resmi hazırlamıştır.
-----------------------------
ERTESİ GÜN
Koridorda yürürken bir ağlama sesi duydum. Koşarak sesin geldiği yere gittim. Içeri girdiğimde Micheal yerde diz çökmüş,Dean'den af diliyordu. Benim geldiğimi görünce Micheal yanıma koştu.
Lütfen beni kurtar!!
Noldu?
Sadece neden gecenin bir yarısı çıkıp Alter Ego'yu kullandığını merak ettim. Dedi Dean. Ben de merakla Micheal'a baktım.
Tüm yaptığım onunla konuşmaktı!Tamamen döküldüm ve hobilerimden bahsettim ama o hiç de rahatsız olmadı. Hayatımda ilk defa bir kızla öyle konuştum.
O bir kız değil. Dedi Christie.
O yapay zeka. Seninle ilgilenmiyor. Sadece dediklerinle ilgileniyordu. Diye dalga geçti Kate.
Bunu zaten biliyorum. Biliyorum a-
Kapı açıldı ve Micheal'ın cümlesi yarıda kesildi. Kapıyı açan Daniel'dı ve üzerinde sadece havku vardı.
Sauna cidden müthiş geldi.
Daniel?
Hepimiz salak gibi ona bakmaya başladık. Sanırım sinirlendi ve bağırmaya başladı.
Neyiniz var kan sizin? Bir süredir bencilce sacmaliklar dışında bir şey söylemiyorsunuz. O bilgisayar benim. O benim kankam anladınız mı?!
Hayir o benim aşkım! Diye karşı çıktı Micheal. Daha sonra uzun zamandır konuşmayan, varlığını bile unuttuğum Sebastian geceye noktayı koydu.
Yeter artık. Alter Ego kimseye ait değil. Alex bizim için bıraktı onu. O bizim tek ipucumuz. Şu andan itibaren soyunma odasına izinsiz girmek herkese yasaktır.
---------------------
Odamdayım. Alex bizim için bir umut ışığı bıraktı ama... eminim işler istediğimiz gibi gider. Kapı çaldı. Zach bir anda odama daldi. Bir kere de kız gelsin ya! Zach'e baktım.
Dean bizi yukarı çağırıyor. Sanırım önemli bir olay oldu.
Zach'e tamam dedim ve soyunma odasına gittim. Herkes bilgisayarın olması gereken yere toplanmış. Fakat bilgisayar yok!
Leptop gitmiş.
Daniel! Onu kaçıran sen olmalısın! Dedi Micheal. Sonra Daniel :
Ne?! Ben süper başkanım neden öyle bir şey yapiyim?!
Kesin sesinizi. Dedim dayanamayarak. Bu ne dakikada bir kavga etmeye başladık. Bu okuldan kurtulmak istiyoruz hepimiz.
Bu ikisi de yapmadı. Çünkü onlardan biri gelirse diye Alter Ego'ya çığlık atmasını söyledim. Dedi Dean.
Blake,klasik egoist konuşmalarına başladı.
O zaman başkası çaldı. Neden şu şekilde bakmiyoruz? Aramızda hain biri var. Ya o hain Alter
Ego'yu caldiysa? Ama bu oyunun düzgünce çalıştığına emin olmak için birisi gönderilmiş bence.
Ne?
Müdür bizi kontrol etmek amaçlı birini gönderdi aramıza. Aramızda bir hain var.
Dean'in bana dedikleri aklima geldi. O da müdürle birinin konuşmasını duymuştu. Digerleri şaşırmış görünüyordu. O sırada hoparlörden müdürün sesini duydum.
Gece vaktine giriyoruz.
Müdür bunu söyledikten sonra odalarimiza dağıldık. Yatağa uzanıp yattım.
--------------------------
Sabah uyandim ve kantine gittim. Sadece 4 kişiydik. Ben ,Dean, Jessie ve Christie.
Neden kimse gelmiyor?
Ilk kez kimse neredeyse gelmedi.
Kesin bir sorun çıkmıştır.
Dean ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.
Jessie sen yatakhanelere bak. Victoria sen ilk katı araştır.Ben de ikinci kata bakayım
O zaman üçüncü kata da ben bakıyorum. Dedi Christie. Hepimiz bakınmak için dağıldık. Daha sonra birinin sesini duyduk. Bağırıyordu ama uzakten. Hepimiz oraya koştuk. Ses Christie'den geldi. Odanın icinde, birinin yanında egilmis duruyordu. Yerde yatan kız Kate'di. Biraz zaman sonra Kate uyandı.
İyi misin? Kim yapti bunu sana? Diye sordu Christie.
Yabancı biri. Ya da cok tehlikeli desem daha dogru olur. Bu balyozla vurdu. Yerdeki balyozu gösterdi.
Üstünde "Adalet balyozu numara 1 " yazıyordu.
Michael tehlikede. O da aynı kişi tarafından kaçırılmıştı. Bu odadan çıktıktan sonra sağa döndü.
Orası 2.kata inen merdivenin olduğu yer. Dedi Jessie ve oraya doğru yürüdük. Sonra aklıma Dean geldi.
Dean ikinci katta! Ben,Jessie ve Christie koşarak ikinci kata indik. Blake'i görüp durdum. Christie ve Jessie koşmaya devam etti.
Dean'ı gördün mü? Blake cevap vermeden kötü olan Eva
Hayır görmedik. Dedi. Daha sonra Blake
Neden? Diye sordu.
Şey...
Burada! Jessie bağırdı. Onun yanına koştuk. Micheal, kafasi kanlar içinde oturuyordu. Ağlıyor sanırım. Yerde yine ayni balyoz var ama bu sefer no 2. yazıyordu.
İyi misin? Diye sordum.
Adalet robotu beni hakladı.
Bir tür şaka mı bu? Diye sordu Blake.
Şaka değil. Bu Kate'di. Elinde fotoğraf makinesi tutuyordu.
Dinleme odasında buldum. Hadi bakalım.
Kate, makineyi açtı. En öndeki resimde Micheal'ın zırh kıyafeti giyen biri tarafından dövüldüğü belli oluyordu.
Adalet robotu mu? Adalet Şövalyesi deseydiniz .
Bana ve Micheal'a saldıran şey bu. Dedi Kate.
Onu yakalamayız.
Revirde dinlenmem lazım. Dedi Micheal ve odadan çıktı.
Ayrılalım ve köşeye sıkıştıralım onu.
Herkes ayrıldı. Bütün heryere baktım. En sonunda Kate'in Gördüm ! Diye bağırısını duyup onun yanına koştum. Yere oturmuştu.
Fizik Laboratuvarına gitti. Dedi. Koşarak fizik lab.a gidiyorduk ki en alt kattan baska bir çığlık duydum oraya koşmaya başladım. Ses revirden geliyordu. Birsürü kişi kapının önünde toplandık. Kapıyı açtığımda Micheal, yanında 3no.lu balyozla yerde yatıyordu ama bu sefer gerçekten ölmüştü.