Ashley'nin çok korktuğu, gözlerinden, renginden ve titremesinden belliydi. Tekrar tekrar aynı soruyu tekrarladı;
Ashley: E-edgar... n-n-ne oluyor?
Edgar cevap vermeyip, Ashley'nin tüm bedenini kavramış ve kaçmasına ihtimal bırakmamış bir şekilde onu tutuyordu.
Ashley: EDGAR SANA DİYORUM NE OLUYOR!?
Ashley sonunda şoktan çıkmıştı ve Edgar'ın kollarından kurtulmaya çalışıyordu. Nafile. Edgarda insan dışı bir güç vardı.
Edgar: Dayanamıyorum... SENİ ISIRMAK İSTEMİYORUM AMA BUNLARI GÖRDÜKTEN SONRA SENİ DIŞARI SALAMAM! Ben... ben saygın ve yaşli bir vampirim. Kendimi tutabilirim.
Edgar biraz sakinleşmiş gibiydi. Hâlâ Ashley'e çok yakındı ama en azından ısırmaya, kanını içmeye veya aklında hangi lanet şey varsa onu yapmaktan vazgeçmişti.
Ashley: Tut o zaman! Tanrım, şu an gerçek bir vampirin yanındayım. Yada değilim? Belkide sadece cosplay yapıyorsun ve bu yeni öğrencilere yaptığın bir gelenek falandır, ha?
Edgar: Hayır. Çok ciddiyim. Lütfen, hemen şimdi çık burdan.
Ashley tereddütle bir kapıya, bir Edgar'a baktı. Aklında kimsenin yapmak istemeyeceği birşey vardı.
Ashley: Gitmeyeceğim. Bana herşeyi detaylı bir şekilde anlatacaksın. Neden hocalık yapıyorsun? Benim bildiğim vampirlerin pek fazla para sıkıntısı olmaz. Şatolarda falan yaşarlar, gündüzleri tabuta girer uyurlar falan yani.
Edgar: Bakıyorum çok fazla film izlemişsin. *Güldü* Filmlerde anlatılandan çok daha farklıyız. Anlatmamı istiyor musun?
Ashley: E-
Edgar: Şşş, sus. Kendim ne yapmam gerektiğini biliyorum. Sen kimsin ki ben sana bizi anlatacağım? Ya bu anlattıklarımı gider başkasına anlatırsan? En azından sadece gerçek bir vampir görmüşlüğünle kal. Söylesende inanmazlar. Gerçi senin bu kadar çabuk kabullenmene şaşırdım. Tuhafsın.
Ashley: Detayları anlatsanda inanmazlar? Kendi bildiğimle kalırım.
Edgar: Peki, tamam. İkna ettin. Ben insanlar arasında evde özel ders veren bir hocayım. Ama vampir okulunda profesörüm.
Ashley: Ne? Vampir okulu mu?
Edgar: Evet, genç vampirlerin eğitimlerini gördüğü yer. Vampirleri sizin mahalle okullarınıza sokamayız herhalde dimi? Tabi okulda katliam istemiyorsanız.
Ashley: Durma. Anlat.
Edgar: Bu okul insanlardan kimsenin bilmediği biryerde. Genç vampirlere yeteneklerini nasıl kullanacaklarını öğretiyoruz.
Ashley: Yetenek? Nasıl yetenekleriniz var?
Edgar: Gayet basit. Kan ve hız. Söyliyeceklerim bu kadar. Daha fazla birşey anlatmak istemiyorum.
Ashley: Peki. Yarın arkadaşım derse gelebilir mi?
Edgar: Ona hiçbirşeyden bahsetmemen şartıyla.
Ashley: Bahsetmem.
Ashley evden çıktı. Her ne kadar belli etmese de gördükleri ve duydukları karşısında şok içindeydi. Grace ve Bethany'ye olanları her ayrıntısına kadar anlatmak istiyordu. Hem anlatsa Edgar bunu nereden bilecekti ki?
Ashley öğrenci yurduna gitti. Odanın kapısını açtı. Herkes hâlâ bıraktığı gibiydi. Bethany ders çalışıyor, Grace telefonuyla birşeyler yapıyordu.
Bethany: Hoşgeldin, Ashley.
Grace: Selam Ashley! Ders nasıldı?
Ashley: Kızlar, size anlatmam gereken şeyler var. Belki de inanmazsınız ama şu anda size karşı hiç olmadığım kadar ciddiyim.
Grace: Ne oldu?
Bethany: Tahmin edeyim, paranormal şeyler yaşadın.
Ashley: Gibi.
Grace: Anlat.
Ashley herşeyi ayrıntısına kadar anlattı. Edgar'ın ona anlattıklarını da aynı şekilde anlattı.
Grace: Gitmem. Ben o adamın evine gitmem.
Bethany: Korkak olma Grace.
Ashley: Korkması gayet normal. Benim bu kadar soğukkanlı anlatmama bakmayın. Çok korkunçtu.
Bethany'nin aklında birşey var gibiydi. Sanki, bir plan?
Bethany: Tamam, o zaman Grace gitmiyor. Arayıp gelmeyeceğine haberde vermiyorsun. Hatta numarayı falan engelle.
Grace: Tarihe alıyorum, Bethany. İlk defa doğru konuştun.
Bethany Grace'e ters ters baktı. Sonunda gülmesine hakim olamadı.
Bethany: Umarım birgün senin içinde aynı tarihi atarız.
Ashley: Öff, yeter. Engelliyorum. Umarım beni bulamaz.
Bethany: İsmi neydi?
Ashley: Edgar Wallet.
Gece oldu. Grace ve Ashley uyudu. Bethany uyanıktı ama bu sefer ders çalışmıyordu. Internete girdi.
Bethany: Evet, hadi bakalım adresin illa biryerde yazıyordur. "Edgar Wallet" neden yazmıyor? İlla aramam mı lazım. Yeni randevu oluşturamam. Ashley'nin telefonu? Belki yazmıştır. Böyle şeyleri telefonuna not oluşturmaktan asla vazgeçmez.
Bethany sessizce Ashley'nin telefonunu aldı. Hepsi birbirinin telefonunun şifresini biliyordu. Açması gayet kolay oldu.
Bethany: Evet, tahmin ettiğim gibi. Yarın Grace'in saatinde giderim.
Bethany bu işi hallettikten sonra uyudu. Sabah bir vampirle görüşmesi vardı.
Sabah oldu. Bethany çoktan hazırlanmıştı. Kızlar uyanmadan yola çıkmıştı. Onlara nereye gittiği hakkında bir not bile yazmamıştı.
Evin önüne geldi. İlk önce inceledi.
Bethany: Çok kasvetli olur diye düşünmüştüm. Gayet güzel bir ev.
Kapıyı çaldı.
Edgar: Siz, Ashley'nin arkadaşı olmalısınız. İsminiz neydi?
Bethany: Merhaba, evet ben oyum. İsmim Bethany.
Edgar: Memnun oldum.
Bethany: Bende.
Edgar: Erken geldin, ama sorun yok. Geçelim mi?
Bethany: Ashley bir vampir olduğunuzu söyledi. Bu doğru mu?
Edgar sessiz kalıyordu.
Bethany: Hey! Sana diyorum!
Edgar: Ağzını topla! Arkadaşınızın hayal gücü çok genişmiş küçük hanım.
Bethany: Ashley bu tür konularda asla yalan söylemez. Hatta o hiç yalan söylemez.
Edgar: Vampirlerin varlığına inanacak kadar, salak mısın?
Bethany: Peki siz, beni gerçekten bir vampir olmadığınıza inandıracak kadar, akıllı mısınız?
Edgar: Bu işle uğraşmam gerektiğini düşünmüyorum.
Bethany oturma odasına doğru ilerledi. Edgar peşinden geldi. Edgar oturduktan sonra Bethany pencereye doğru gitti. Perdeyi açtı. Edgar acı içinde bir çığlık attı.
Edgar: NE YAPIYORSUN KAPAT ŞUNU!
Bethany istediğini almıştı. Onun gerçekten bir vampir olduğunu anlamıştı. Daha fazla canını yakmak istemedi. Perdeyi kapattı.
Bethany: Hayal gücü, ha?
Edgar: Tamam, sen kazandın. Evet bir vampirim. Bu bilgi neyine yarayacak?
Bethany: Belkide bu lanet olası okuldan kurtulmama yardım edebilirsin. Çok yoruldum. Güçlü görünmeye çalışıyorum, çok çalışıyorum. Çalıştıkca yapıyorum, evet ama bir vampir olup o okula gitmek istiyorum.
Edgar: Emin misin, Bethany? Bu benim işime gelir. Beleş kan.
Edgar güldü.
Bethany: Eminim.
Edgar: Bilmen gereken birşey daha var. Okulda sadece vampirler yok. Kurtlarda var.
Bethany: Kurt adamlar mı?
Edgar: Evet. Kadında var tabii.
Bethany: Filmlerde ve kita-
Edgar Bethany'nin sözünü kesti.
Edgar: Filmlerde ve kitaplarda vampirler ve kurtlar düşman. Evet. Gerçekte böyle değiliz. Düşman olmamız için bir sebep görüyor musun?
Bethany Edgar ile daha fazla konuştu. Bu sırada Ashley ve Grace yeni uyanmıştı.
Ashley: Günaydın kızlar!
Grace: Günaydın. Bethany nerede?
Ashley: Yok mu? Not falan bırakmamış mı.
Grace: Hayır. Neyse biryere gitmiştir. Düşündümde, hocaya gitmeye karar verdim. Ona vampir olduğunu bildiğim hakkında birşey demezsem sorun çıkacağını düşünmüyorum?
Ashley: Aslında haklısın. Yarım saat sonrası için anlaşmıştık. Git istersen.
Grace hazırlandı. Yetişmek için çok hızlı davrandı. Sonunda evin önündeydi.
Kapıyı çaldı
Edgar: Kim gelmiş olabilir?
Bethany içinden geçirdi;
Bethany: Umarım Grace değildir...
Edgar kapıyı açtı.
Grace: Merhaba, siz Edgar olmalısınız. Ben Grace, Ashley'nin bahsettiği arkadaşı.
Edgar: Ne? Ama Bethany?
Grace: Bethany mi?
Bethany bu sırada kapıya geldi.
Bethany: Grace! Sana gelme demiştim.
Grace: Beni kendi dersimden mi kovuyorsun Bethany? Demek bu yüzden gelmememi istemiştin! Derdin ne senin?
Bethany: Onlardan olmak istiyorum. Bunun için burdayım.
Grace: Amacın ne Bethany? Neyin peşindesin? Saçmalama!
Edgar: Arkadaşın seçimini yaptı. Bu isteğini geri çeviremem. O.. çok güzel kokuyor.
Grace: Ah, ne kadar güzel. Bethany, sen kafayı sıyırmışsın!
O sıra ani bir hareketle Edgar Bethany'yi duvara yapıştırdı. Bethany onun sivri dişlerini rahatlıkla görebiliyordu. Edgar... sivri dişlerini Bethany'nin boynuna geçirdi.
Bethany: AHH!
Grace: BETHANY! TANRIM NE OLUYOR?