Creatures of the Night ◈ the...

Par adelaidediyebiri

114K 12K 19.5K

Büyücüler dünyası en karanlık günlerine doğru giderken karanlığın ortasında yükselecek olan dehşet herkesin... Plus

0.0 | kont dracula
karakterler | creatures of night
0.1 | ani teklif
0.2 | hogwarts'ta sıradan bir gün
0.3 | dolunay'da bir gece
0.4 | tehlikeli bir ısırık
0.5 | sirius black ve değişim
0.6 | arkadaşlar ve aile
0.7 | sen...
0.8 | leona dracula
0.9 | normalleşme çabaları
1.0 | james potter çuvallıyor
1.1 | slytherin maçı
1.2 | keyifli bir sabah kahvaltısı
1.3 | leona çapulcular ile tanışıyor
1.4 | keyifsiz bir sabah kahvaltısı
1.5 | tehditler ve teklifler
1.6 | prior'un ürkütücü kuzeni
1.7 | kostüm alışverişi ve vampir efsanesi
1.8 | asil ve köklü dracula ailesi
1.9 | maureen'in çevirdiği işler
2.0 | cadılar bayramı partisinde
2.1 | ilk öpücük ve ilk kavga
2.2 | saklanmış gerçekler
2.3 | çılgın-jamie-planları
2.5 | kont dracula'nın planları
karakterler | everybody wants to rule the world 「Ⅰ」
karakterler | everybody wants to rule the world 「Ⅱ」
2.6 | sarı zarflı mektup
2.7 | gazetedeki korkunç haber
2.8 | baykuşun gizli haberi
2.9 | kazıklar
3.0 | yoldaşlık toplantısı
3.1 | dracula ailesine ziyaret
3.2 | leona dracula'nın görevi
3.3 | dracula ailesinden mektup
3.4 | şatoda tehlikeli bir gün
3.5 | gizli bir oda ve gizli bir bilgi
3.6 | olağanüstü bir düello
3.7 | dracula'nın tehditleri
3.8 | önemli bir piyon
3.9 | sinsi bir yılan
4.0 | eksik duyulan kehanet
4.1 | minik harry potter
4.2 | sır tutucu
4.3 | kırmızı gözler ve orman
4.4 | görünmezlik pelerin'i
4.5 | victoria'nın tutsağı
4.6 | fedakarlıklar ve vedalar
4.7 | en değerli varlık aile
4.8 | kanın derinliklerindeki güç
4.9 | dracula'nın son hamlesi
5.0 | buruk bir cenaze töreni
son | bu bir veda değil
「au」 karakterler | night of the nights
「au」 0.1 | keşfedilen kehanet
「au」 0.2 | istanbul'da bir gün ve uyanış
「au」 0.3 | beş yüz yıl sonra dünya
「au」 0.4 | yoldaşlık ile toplantı
「au」 0.5 | tehlikeli anlaşma
aşkı harcamanın 80 yolu

2.4 | gerçeklerle geçen gece

1.4K 184 206
Par adelaidediyebiri


Çapulcular, o cumartesi akşamı, pijamalarıyla şömine yanında sıcaktan mayışmış bir şekilde takılıyorlardı. James, kanepeye uzanmıştı ve Sirius ayakucunda oturuyordu. Remus ve Peter ise minderlerdeydiler.

Saat gece yarısına yaklaşmıştı fakat hiçbiri yukarı çıkmayı düşünmüyordu. Çünkü bu gece James'in o dahice planını uygulayacakları geceydi. Sirius ise zaten geceleri birkaç saatten biraz fazla uyuyordu son günlerde ve bu yüzden diğerleriyle oturuyordu.

James, Remus ile bakıştıktan sonra ikisi de 'tamam' anlamında kafalarını oynattılar. Ardından ikili Peter'a kısa bir bakış attı. Tüm planı kurguladıktan sonra, her ihtimale karşı geliştirdikleri B planıydı o. Peter da onların bakışlarına hafif kafa sallayarak cevap verdi.

"Pati, ne diyorum biliyor musun?" dedi James kafasını kanepenin yastığından kaldırarak.

"Bilmiyorum, Çatalak." dedi Sirius arkadaşına dönerek

"Biraz dışarı çıksak fena olmaz, değil mi? Sen, ben-" sesini alçalttı. "Yasak Orman'da."

Sirius, James'in animagus hallerinde bir gece yürüyüşü yapmayı teklif ettiğini anlamıştı, tabii. Çok sık olmasa da, iki arkadaş kafa dağıtmak istediklerinde geceleri Yasak Orman'da dolaşırlardı animagus halleriyle.

Sirius tereddütlü bir şekilde baktı James'e. Hem istiyor, hem istemiyor gibi bir hali vardı.

"Hadi, Pati!" dedi James gövdesini kaldırıp Sirius'un omzuna desteklercesine vururken. "Eğlenelim biraz."

"Tamam, tamam." dedi Sirius huysuzca James'in elini kendisinden uzaklaştırırken. "Biraz ayaklarımı açmaktan zarar gelmez."

"Hadi, kalk o zaman."dedi James ayaklarını kanepeden dışarı uzatırken. Ayağa kalktı ve vücudunu esnetti.

"Sen geliyor musun, Pete?" dedi Sirius da ayağa kalkarken.

Peter, rolüne uygun bir şekilde, biraz da abartıyla esnedi. "Benim çok uykum geldi, Sirius. Siz gidin."

"Remus?" dedi Sirius ve diğer arkadaşına döndü.

Remus ellerini iki yana açtı. "Size yetişmek zor oluyor, Sirius. Üstelik benim de uykum geldi."

"Tamam o zaman, James. Birimiz Pelerin'i alıp gelsin de çıkalım." dedi Sirius.

"Pelerin'e gerek yok." dedi James arkadaşının omzuna kolunu koyarak. "Artık küçük değiliz, Sirius. Bahçeye kadar çıkmak beceremeyeceğimiz bir şey değil."

Sirius, James'in tavrından bir şeyler karıştırdığını çok rahat anlamıştı fakat darmaduman kafası bunu düşünecek havada değildi.

"Öyle olsun, madem." dedi kafa sallayarak. "Görüşürüz beyler." Diğerlerine el salladılar ve ikili Gryffindor ortak salonunun çıkışına yöneldi.

* * *

Leona, Remus Lupin'in kendisiyle konuşmasının içinde Çapulcuların yaptığı şakardan birinin olduğundan şüphelenmeye başlamıştı neredeyse.

"Sirius'un, seninle arasına koyduğu mesafenin bir nedeni var." demişti Gryffindor'lu Lupin. "Eğer öğrenmek istiyorsan cumartesi, gece yarısı söylediğim yerde, beni bekle."

Bir de, öğreneceklerinin Leona'nın hoşuna gitmeyebileceğinden bahsetmişti ve bu durum Leona'nın merakını artırıyordu. Hele de Sirius'un vampir olduğunu da bildiği için aklına binbir türlü şey gelmişti.

Leona, birden kendisini bulup, bunu söyledikten sonra giden Remus Lupin'in fazlasıyla dramatik olduğunu düşündü. Zaten Sirius hakkında onun vampir olduğunu biliyordu. Eğer başka bir şey varsa, ki Leona Lupin'in gizemli davranışlarından bu sonucu çıkarmıştı, bunu direkt kendisine anlatabilirlerdi. Neden illa gece yarısı, illegal bir şekilde dışarıda onunla buluşması gerektiğini anlamıyordu.

Yine de, Lupin'in bahsettiği yere gitti Leona. Birincisi, bu Sirius ile aralarındaki mesafeyi kapatacaksa her türlü vardı; ikincisi, merakından ölüyordu.

Karanlık koridorda, siyah pelerini ile bekleyen Leona, uzaktan kendisine yaklaşan uzun boylu ve çizgili pijama giymiş çocuğu gördüğünde onun Remus Lupin olduğunu anlaması uzun sürmedi. Çocuk dikkatle etrafına bakınıyor ve hafif adım sesleriyle kendine yaklaşıyordu. Ses çıkarmadan yürümek konusunda usta görünüyordu.

"Gelmişsin." dedi Remus, Leona'nın yanına geldiğinde.

"Evet." dedi Leona. Onda bu merak varken gelmemesi imkansızdı zaten.

Bu sırada Leona, Remus'un kolunda asılı dura Pelerin'i yeni fark etmişti.

"O da ne?" dedi merakla. Neredeyse yarı şeffaftı ve parlak, kadifemsi bir kumaşı vardı.

"Bir Görünmezlik Pelerin'i, tabii ki." dedi Remus Pelerin'i kaldırarak.

Leona, daha önce sihri birkaç güne biten görünmezlik pelerinlerinden almıştı fakat verdiği paraya çok değdiğini düşünmüyordu. O pelerinlerin kalitesiz görüntüsüne karşın bu Pelerin oldukça değerli görünüyordu.

"Sirius'un her ihtimale karşı bizi görmemesi lazım." dedi Remus Pelerin'i açarak. "Bu nedenle Pelerin ile gidiyoruz."

Leona, bu durumdan pek hoşlanmamıştı fakat yine de bir şey demedi. Remus Lupin, Pelerin'i ilk öncelikle kendi üstüne aldı. Ardından Pelerin'in diğer tarafını kolunun üstüne alarak kaldırdı ve Leona oluşan boşluğa geçince kolunu indirdi.

Bir süre, ikili birbirine uyum sağlamaya çalıştılar. Remus için, kendisinden boyca kısa olan ve haliyle adım uzunlukları farklı olan biriyle yürümek zordu.

"Daha hızlı yürümemiz gerekiyor, Leona." dedi Remus bu şekilde yürüyemeyeceğini anladığında.

"Daha hızlı yürüyeceğim." diye mırıldandı Leona ve gerçekten de adımlarını hızlandırdı.

İkisi, Hogwarts'tan çıktıktan sonra arazide bir süre yürüdüler. Remus ve James her şeyi planlamışlardı. Leona, Remus ile Hagrid'in kulübesinin biraz aşağısında beklerlerken Sirius, James ise her zaman yaptıkları gibi Orman'a girmeden önce animagus hallerine dönüşecekler ve ardından karanlıkta kaybolacaklardı. Bundan sonrası ise Remus ve Peter'a kalıyordu.

İkili sessiz bir şekilde, Hagrid'in kulübesinin yanına kadar geldiğinde Leona'ya çoktan ateş basmıştı bile. Zaten Sirius'un arkadaşlarına karşı ekstra bir çekincesi vardı ve Remus Lupin'in adımlarından geri kalmayarak karanlık bahçede yaptığı yürüyüş onu çok yormuştu. Pelerin'in de bu duruma hiç yardımcısı olmuyordu.

"Birazdan Sirius ve James gelecek, Leona." dedi Remus Lupin kıza doğru bakarak. "Göreceğin şeyler hoşuna gitmese de çığlık atma olur mu?"

"Atmam." dedi Leona kafa sallayarak. Şu an, ne olacağını tam kestiremiyordu fakat korkmuyor değildi.

"İşte geliyorlar." dedi Remus Leona'ya bakarak. Gerçekten de iki çocuk, birbirleriyle yarışarak eğimli araziden aşağı doğru iniyordu. İkisi de Hagrid'in kulübesine yaklaştıklarında yavaşlayıp, sessiz adımlarla ilerlediler. Geçerken, Leona ve Remus'un bir metre yanına kadar geldiler fakat elbette ikisini de görmediler.

Beş-on metre kadar, Orman kıyısında ilerledikten sonra ikilinin durmasıyla Leona dikkat kesildi. Karanlıkta, her zaman iyi gören biri olduğu için şanslıydı. Pelerin'e rağmen iki çocuğun hareketlerini görebiliyordu.

Birkaç saniye ikisi durup Hagrid'in kulübesini kontrol ettikten sonra, Leona'nın asla tahmin etmeyeceği bir şey oldu. Sirius Black ve James Potter, gözleri önünde değişim geçiriyorlardı. Sirius'un vücudu küçülerek yere, dört ayak üstüne düştü ve bir saniyecik sonra yerinde bol tüylü, siyah bir köpek duruyordu. James'e baktığında ise, onun az önce durduğu yerde dev boynuzları uzaktan bile tek tek görülen, kahverengi bir geyik vardı.

İki hayvan, birbirlerinin çevresinde dönerek bir süre hoplayıp zıpladılar ve daha sonra Karanlık Orman'a doğru koştular. Hemen gözden kaybolmuşlardı bile.

"İşte, Sirius'un senden sakladığı sır buydu." dedi Remus Leona'ya bakarak. "Onlar animagus."

Leona, dünden beri öyle farklı ve birbirinden korkunç şeyler düşünmüştü ki, köpeğe dönüşebilen Sirius neredeyse Leona'yı mutlu edecekti.

"Bir şey demeyecek misin, Leona?" dedi Remus cevap vermeyen kıza.

"Ben- çok karmakarışık hissediyorum." dedi Leona kafasını kaldırıp Remus'a bakarken. Sonra belli belirsiz kıvrıldı dudakları. "Dünden beri o kadar korkunç şeyler düşündüm ki Sirius hakkında- yani- sadece köpeğe mi dönüşebiliyor? Daha da doğrusu- sadece köpeğe dönüşebildiği için mi benimle konuşmuyor?"

Remus, sadece köpeğe dönüşmekten fazlası olduğunu biliyordu geride ancak omuz silkti. "Onlar yasadışı animagus. Kendileri öğrendiler."

"İnanılmaz." dedi Leona etkilenmiş bir sesle. "Kendi kendilerine mi öğrendiler? Vay be! Sirius'un büyü yeteneklerini küçümsemiş hissediyorum.Yani- yasadışı olması iyi bir şey diye demiyorum ama-"

"Evet, anlıyorum." dedi Remu gülerek. Leona'nın tepkisi onu fazlasıyla rahatlatmıştı.

"Peki ya sen?" dedi Leona Remus'a bakarak. "Sen de mi animagus musun? Bir de Pettigrew var, değil mi?"

Remus, elini ensesine götürüp gergin bir şekilde saç diplerini kaşıdı. "Evet, Peter da animagus tabii." dedi. "Ama ben değilim."

"Sen niye değilsin?" dedi merakla Leona. Ancak ani çıkışından hemencecik utandı ve boğazını temizledi. "Demek istediğim, her şeyi birlikte yapıyorsunuz ya-"

Remus Lupin, kendisine merakla bakan Leona'nın gözlerine dikti gözlerini. Kendisinki gibi soluk bir yeşil veya Lily'ninki gibi parlak tonda değildi gözleri. Daha çok koyu bir yeşile sahipti. Bir insanı, en iyi gözlerinden tanıyabileceğini düşünürdü Remus. Leona'nın gözlerinde, ona güvenebileceğine dair bir kırıntı aradı.

Aslında o kırıntının orada olduğunu, James ilk defa kendisine planını anlattığında da biliyordu Remus. Daha önce, Lily'nin kendisine, bir kurtadam olduğunu ve durumunu anladığını söylediğinde hissettiği duygu, karnından yukarıya doğru alevlendirdi Remus'u. Omuzları, hissettiği çekinmeden dolayı düştü fakat dudakları belli belirsiz kıpırdamıştı.

"Ben animagus değilim." dedi kısık bir sesle. Gözleri yere bakıyordu. "Ben bir kurtadamım."

Sessizlik, Remus'un kulaklarını sağır ediyordu. Leona'dan en azından bir çığlık beklemişti fakat kızdan hiç ses çıkmadı. Remus da dayanamayıp yere çevirdiği yüzünü kaldırdı.

Leona, kendisine şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Bir şey demeyecek misin?" dedi Remus sessizliği bozarak.

"Ben çoğu zaman- tahmin etmekte iyidirim." dedi Leona fakat her kelimede dili sürçmüştü. "Anlarsın ya- Sirius'un vampir olduğunu da ben çözmüştüm. Ancak bunu beklemiyordum, şaşkınlığımı bağışla."

"Sadece şaşkın hissediyorsan problem değil." dedi Remus kısık bir sesle.

"Eğer korkup korkmadığımı soruyorsan, korkmadım." dedi Leona. Biraz gerildiğini kabul ediyordu fakat bunu söylememeye karar verdi. "Sadece, derslerde öğrettikleri gibi değilsin. Yani- huh- hiç belli etmiyorsun kurtadam olduğunu." dedi ve güldü.

"Evet, oradaki bilgilerin biraz taraflı olduğu konusunda Profesör ile konuşmuştum ancak tahmin edebileceğin gibi pek olumlu sonuç alamadım." dedi Remus,içindeki korku alevleri yerini rahatlama hissine bırakırken. Sonra rahat bir nefes çekti ciğerlerine. "Gerçekten söylemek rahatlatıyor."

"Başka bir şey yok, değil mi? Yani- Peter gizli bir cincüce değil veya James-"

"Hayır, hayır." dedi Remus Leona'yı durdurarak. "Tamamen bu kadar. Ama aramızda kalırsa sevinirim. En azından mezun olana kadar daha fazla kişinin bilmesini istemiyorum."

"Elbette, problem değil. Söylemem kimseye. Göründüğümden daha iyi bir sır tutucuyum." dedi Leona elini göğüsüne koyarak ve derin bir nefes verdi. "Şimdi şatoya dönebilir miyiz? Gece yarısı burada olmak beni biraz gerdi."

"Tamam." dedi Remus. "Ama önce bir şey yapmam gerekiyor." Üstlerindeki Pelerin'i kaldırdı. Pelerin'i kaldırmasıyla soğuk bir rüzgar Leona'yı titretmişti.

"Hey, Kuyruk!" diye seslendi Remus elini dudaklarının kenarına koyarak. Hagrid'i uyandırmamak için fazla bağırmamıştı.

Biraz ileride olan ağaçların içinden, kısa boylu, sarışın çocuk fırladı ve asasının dönük olması gereken hedefi bulmak için etrafına bakındı. "Büyüyü yapıyor muyum, yapıyor muyum?" dedi heyecanlı bir sesle.

"Sakin, yavaş ol, Pete." dedi Remus eliyle çocuğa dur işareti yaparak. "Her şey yolunda, büyüye gerek kalmadı."

Sarışın çocuk elinin tersiyle alnını sildi. "Çok şükür." diye mırıldandı kendi duyabileceği sesle.

"Sanırım sorun çıkarsam bir unutma büyüsü yiyecektim." dedi Leona hoşnutsuzlukla Peter'ı süzerek.

"Evet, riski severiz ama bazı konularda risk almamak daha iyi olabiliyor." dedi Remus, Peter'ın yanlarına gelmesini işaret ederek. Peter, paytak adımlarla yanlarına yaklaştı.

"Şimdi, Leona, planın ikinci kısmına geçebiliriz." dedi Remus, elindeki Pelerin'i katlarken.

"İkinci kısım mı?" dedi Leona ve kaşını kaldırdı. "Bundan bahsetmemiştin."

"Çünkü birinci kısımda ne tepki vereceğini bilmiyordum." dedi Remus. "Şimdi beni takip edin." Remus, eliyle gelmelerini işaret etti ikisine.

"Peki ama ikinci kısımda ne var?" dedi Leona, çoktan yürümeye başlamış çocuğun arkasından hızlı adımlarla ilerleyerek.

Remus, kafasını çevirmeden cevapladı. "Yolda anlatırım."

* * *

Sirius Black ve James Potter, Orman'daki hayli kirli ve nefes kesici yürüyüşten sonra şatoya geri dönmüşlerdi. Artık geceleri şatoda dolaşmakta o kadar iyilerdi ki, özellikle Sirius, karanlık koridorları fark edilmeden geçip Gryffindor ortak salona rahatlıkla girebiliyorlardı.

O gece de, tıpkı daha önce yaptıkları gibi bir tehlikeye yakalanmadan koridorlardan geçip Gryffindor ortak salonuna çıkan merdivenlere geldiler. Ancak merdivenlerin sonunda Sirius'un görmeyi düşünmediği yüzler bekliyordu.

"Leona'nın burada ne işi var?" dedi Sirius, kızı görmesiyle birkaç basamak aşağı inmişti.

"Kaçmak yok, Pati." dedi James, Sirius'u kolundan tutarak. Vampir olduğundan beri James, onu sürüklemenin çok daha zor olduğunu biliyordu fakat bu sefer Sirius James'e karşı koymamıştı.

Sirius, merdivenleri çıkıp Leona ile göz göze geldiğine, onu özlediğini iliklerine kadar hissetti bir an. Ancak sonra çevrelerinin arkadaşlarıyla dolu olduğunu fark etti.

"Neler çeviriyorsun, Jam?" dedi yanında aptal aptal sırıtan arkadaşına dönerek Sirius.

"Senin yapamadığını yapıyorum, Pati." dedi James gururla.

"Evet, öyle yapıyor." dedi Leona. Sirius'un kendisine dönmesini umarak konuşmuştu. Öyle de oldu.

Sirius, arkadaşlarına gözlerini kısıp kısa bir bakış attı ve Leona'ya döndü.

"Seni gördüm." dedi Leona kollarını bağlayıp o bilmiş sesini kullanarak. "Bu gece, Orman'a giderken."

"Ne gördün?" dedi Sirius, sohbeti uzatmak için. Alacağı cevaptan kaçmak istiyordu.

"Ne dönüştüğünü gördüm." dedi Leona adım adım Sirius'a yaklaşırken. "Siyah bir köpek..."

Arkdaşlarının, Sirius'un haline bakarak sırıtması Sirius'un hoşuna gitmemişti. Leona, bir adım daha atıp Sirius'un dibine kadar geldi.

"Ve niçin bir köpeğe dönüştüğünü öğrendim." dedi yüzünü iyice Sirius'a yaklaşırken. Bu sırada, soran bakışlarla Remus'a baktı James. Planlarında bu yoktu!

"Bir dakika- ne?" dedi James Leona'ya doğru bakarak.

Remus ellerin iki yana açıp omuz silkti. "Güvenilir görünüyordu."

James ve Sirius, Leona'ya garipseyen bakışlar attılar. Leona, ikisinin de bakışlarını üzerinde hissetmekten rahatsız oluyordu.

"Sonuç olarak, tüm sırlarını bildiğime göre Sirius, artık benden kaçmana gerek yok." dedi Leona Sirius'un gözlerine bakarak. Bir prenses masalı gibi, öpüşüp her şeyi geride bırakacaklarını sanmıyordu Leona elbette, fakat yine de çoğu şeyi düzelttiklerinden emindi.

"Tamam o zamaan, biz kaçalım." dedi James ikilinin romantik bir an yaşayacağını düşünerek. Remus, Peter ve James, seri adımlarla köşeyi dönüp onların oldukları koridordan ayrıldılar.

"Her şeyi böyle öğreneceğini düşünmezdim. Çocuklara bunun hesabını soracağım." dedi Sirius ancak sesi pek bir keyifli geliyordu.

"Belki de sen anlatsan, bu kadar iyi tepki vermeyebilirdim." dedi Leona dürüst bir ses tonunda. "Ancak gözlerimle gördüğümde ve Remus'un ağzından duyduğumda, her şey çok daha kabul edilebilirdi."

"Seni özledim." dedi Sirius, yüzünü Leona'nın yüzüne yaklaştırarak. "Senden uzak kalmak, düşündüğümden daha zordu."

Leona, cevap vermek yerine hafifçe parmak uçlarında yükselip Sirius'un dudaklarını kendi dudakalrıyla birleştirdi. Bir hafta öncesinden beri ikisinin de dudakları bu tadı istiyordu.

* * *

Hikayedeki ilişkileri resmi olarak başlattıktan sonra kısım atlama huyumu bu kitapta da kullanacağım. Evet, tahmin ettiğiniz gibi, Çapulcular'ın Hogwarts'ta geçecek olan hikayeleri burada bitiyor.

Ancak durun, hikaye tamamlanmadı. Hatta asıl can alıcı kısım yeni başlıyor.

Bir yıl kadar zaman atlatacağım bu bölümden sonra. Yoldaşlık-Voldemort-Dracula çekişmesine daha çok odaklanacağım bir kısım olacak. Romantizm devam edebilecek tabii. Romantizm katmadan hikaye yazamıyorum, biliyorsunuz. Ancak bu sefer daha fazla aksiyon, daha fazla kan, daha fazla mücadele teması işlenecek.

Son iki bölümdür Maureen'in ortalarda olmaması ve Jily'nin gerçekleşmesi siz okuyucularımı üzdüyse özür dilerim. Ancak henüz hikaye bitmiş değil. Maureen'i daha çok göreceksiniz, merak etmeyin.

Yeni bir karakterler bölümü yayınlanacak bugün içinde. Bir ara karakterleri filmlerdeki cast'e göre uyarlamayı düşündüm. Geraldine Somerville ve Adrian Rawlins, kalbimdeki gerçek JxL olsa da, fazla görüntüleri olmadığı için değiştirmeyeceğim. 

Son olarak, hepimizin bayramını kutluyorum.

Yakında görüşmek üzere!


Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

158K 16.7K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
50.1K 6.5K 40
"Biliyor musun Roma, bence sen iyi birisin." Roma bana bakmıyordu. Yeşil gözleri çeşmenin ucunda, suyu usul usul içen karganın üstündeydi. Boynunu ha...
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
233K 17.5K 35
Lisa Cooper, yanlışlıkla Sirius Black'e aşk iksiri verir.