İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLA...

By goncakalem

11.9K 913 15

Usulca bana yaklaştı ve başımı avuçlarının içine aldı. Avucunun içi sıcacıktı. Belki de havaların sıcaklığınd... More

Gülnihal
Küçük Bir Hediye
Farklı Yaşamlar
Bayram Sevinci
En Güzel Kitap
Kaymakamın Karısı
Karım!
Aşk Entrikası
Zavallı Bir Aşık
Bitsin Bu Trajedi
Kıskanç Koca
Sürpriz Misafirlerimiz
Seni Seviyorum
Bencil Bir Aşık
Beni Sevdiğini Sanmıştım
Yeni Bir Hayat
Gülru
Yıllar Sonra
Dayanamıyordum
Dargındı sanki!
Katlanılmaz bir ceza
Sığıntı
İlk Aşkın Gözyaşları Kurumuştu
Büyümüştüm
Kalbim kapı dışarı
Hasret Bitti
Ön yargılar
Aile Engeli
Beklenen Misafir
Kerem Anlatıyor
Doğru İnsanı Sevmiştim

Kerem

359 32 0
By goncakalem


Aslında yaşananlar onun gözünden bakınca daha farklı duruyordu. Galiba biz insan oğlu empati yapmayı öğrenemeyecektik. Benim gözümde suçlu kadın oydu onun gözünde ise suçlu kadın bendim. Çünkü onun söylediğine göre ben bencildim. Hikayeye hep kendi açımda bakmıştım ve Keremi hiç görmemiştim.

Anlattı bana, üniversite zamanında Kerem ile sevgiliyken Kerem'in yanında olanın kendi olduğunu ama Kerem'in aklında olan kişinin ben olduğumu söyledi. Meğer o da beni seviyormuş. Daha küçük kız çocuğu olduğum zamanlar ben onun aşkını içimde kendimle büyüttüğüm zamanlar o da beni seviyormuş. Devamlı Kerem'in ağzından benim adımı duymak hoşuna gitmiyormuş. Kerem farkında değilmiş devamlı benden bahsettiğinin ama o benim Kerem'in kalbindeki yerini anlamış. "Telefonunun ekran resminde bile sen vardın?" demişti. "Aslında ekran fotoğrafı bir aile fotoğrafı idi ama o ailesinin içinde seni incelerdi hep" demişti gözlerini benden kaçırdığı anda. "Senin yüzünden artık kitap okumuyorum" diyerek de kendisine gülmüştü. "Kerem senin sevebileceğin kitapları bulmak için götürmediği kitapçı kalmamıştı beni. O kitapları tek tek inceliyor özenle seçiyordu" diyerek de neden kitaplardan nefret ettiğinin gerekçesini açıklamıştı.

Ben ise mutlu olamıyordum. Belki de haklıydı ben bencil bir insandım. Sevdiğim adamın beni çok eskiden beri sevdiğini bilmek beni mutlu etmeliydi oysa. Ama ben duyguları olmayan bir robot gibi öylece dinledim onu.

Kerem'i bile bile aldatmak istememiş. Onun da nedeni benmişim. Çünkü Kerem'in telefonunda adım Gülüm! olarak kayıtlıymış. Ben her Kerem'i aradığımda o telefona gülümseyerek cevap verirmiş ve Aslı'nın yanında olduğunu bile unuturmuş. Bu yüzden Kerem'in canını yakmak için bile bile aldatmış onu ve bu ihaneti Kerem'in öğrenmesini sağlamış. Kerem'in gerçekten üzüldüğünü görünce onu kaybetse de içten içe sevinmiş bu duruma. Ama planlarını yine ben mahvetmişim. Kerem'i teselli etmek için Kerem'e koşmuşum ve Kerem yine onu unutup bana sarılmış. Farkında olmadan ikimizi bir araya getirdiği içinde kendisine kızmış.

Başarısız bir evlilik yapmış ve gerçekten de başı beladaymış. Kocası tam bir psikopat çıkmış. Ondan kurtulmak için güvenebileceği kişiye Kerem'e koşmuş. Evlendiğimizi öğrendiğinde ise yıkılmış. Hikayenin kaybedeni olduğunu ve benim zafer kazandığımı görünce dayanamamış ve karnındaki bebeğin Kerem'den olduğunu söylemiş. Buna da Kerem'i inandırmış. Her ne olursa olsun Kerem vicdanlı ve dürüst bir insanmış. Onu o şekilde yarı yolda bırakmayacağını biliyormuş. Hatta her ne kadar Kerem ile ben evli olsam da Kerem'i yeniden kazanabileceğine dair içine bir umut doğmuş. Kerem ile birlikte benden çok uzakta bir yerde imiş ve Kerem'i benden rahatlıkla alabilirmiş. Dediğine göre sanki ben olanları biliyormuş gibi onun hep planlarını bozuyormuşum. Yine kalkıp Kerem'e gelmişim. O gün dairede beni ilk defa gördüğünde beni tanımakta zorluk çekmemiş. Ben öfkeli bir şekilde odaya girdiğim anda "İşte!" demiş "Başımın belası geldi!"

Kerem'in ikimiz arasında bocalıyor oluşu, beni bırakmak istemeyişi ve de kendisine ait olan bir bebeğin oluşu onu arafta bırakıyormuş. Kerem'in üzülmesine dayanamasa da bu defa ona sahip olma yolunda ondan vazgeçmeyecekmiş. Ama ikimizin birbirimize duyduğumuz aşk bütün engellere rağmen bizi birbirimize bağlıyormuş.

"Sen!" demişti. "Beni kıskandırmak için Kerem'e her yaklaştığında onu ne kadar mutlu ettiğini göremiyordun. Gözlerin benim üzerimde idi o zamanlar. Oysa Kerem senin bir dokunuşunla dünyanın en mutlu erkeği oluyordu. Aranızdaki engel ben değildim. Sendin Gülnihal. Birazcık Kerem'in gözlerine bakmış olsan ona sahip olanın aslında sen olduğunu anlasan benim küçük oyunumu bile bozar ve onu benden çekip alırdın" demişti.

"Ama sen benim yalanıma kandın bu yüzden de onurlu kadın olmayı seçtin ve kendi ellerinle sevdiğini başka bir kadına bıraktın. O gün çok acılıydın ama aynı zamanda çok asildin. Aşk oyununda beni mağlup etmiştin. Kerem'i bana vermiştin ama kazanan sen olmuştun. Ben o şekilde bir kazanç istemiyordum. Çünkü sen bilmesen de ben Kerem'i çok eskiden kaybetmiştim. Bunu o gün anlamıştım ama sen yine görmemiştin ve çekip gitmiştin"

O anda kolumdaki serumu çekip almışım. Kolumda kan görünce anlamıştım. Konuşamıyordum neye inanmam gerektiğini bilemiyordum. Bizim hikayemiz niye böyle bir tuzağa yenik düşmüştü ve biz bir birimizi bu kadar severken ayrılmayı nasıl başarmıştık.

"Senden ayrıldığında yıkılmış bir dağ gibiydi. Ona kapıyı açtığımda kendini salona zor atmıştı. Defalarca neyinin olduğunu sordum ama uzun süre konuşmadı. Bir ara gözlerinden yaş süzülürken "Onu kaybettim!" demişti. O dediği kişinin sen olduğunu biliyordum. Sonun da yapmıştın sevdiğinin canını yakmayı başarmıştın. Sana çok kızdım o an. Ama bir yandan da kendime kızdım. Yine de umudum vardı. Kerem'i bu aşk acısından kurtarabilirdim. Onu yeniden aşka inandırabilirdim." Diyerek bana gözlerini dikmişti.

"Başarıp başaramadığımı sormayacak mısın?" diyerek bana soru yönlendirmişti.

Gözlerimi kapattım ve düşündüm. Kalbimin tam ortasında bir taş vardı sanki. Onu oradan çekip almaya uğraştım ama başaramadım. Kerem'in de beni eskiden seviyor oluşu o taşı yerinden oynatamadı. Çok acı çekmiştim ve çektiğim acıların bir telafisi yoktu. Ben onu seviyordum . Belki de ömür boyu sadece onu sevecektim ama ona gidecek cesaretim yoktu. Çünkü kalbimdeki o soğuk taş buna engel oluyordu. Bu gurur değildi bencillik hiç değildi. Bu artık kalbimin bu sevdaya gücünün yetmediğinin bir göstergesi idi. Aslı'nın başarmış olmasını umut ettim o an. En azından Kerem'in kendisini bu aşktan çekip kurtardığını bilmek istedim. Aslı benden cevap alamayınca kendi sorusunu kendi cevapladı.

"Olmadı, başaramadım. İçindeki seni söküp alamadım. Sen Gülnihal farkında olmadan hep bana engel oldun. Kerem'i bana vermiş olsan da onun bir parçasına sahiptin. Benim sahip olamadığım güçlü bir bağa sahiptin. Neden onun çocuğunu dünyaya getirdin. Madem ondan vazgeçtin neden o çocuktan kurtulmadın?" demişti.

Gözlerimi hızlıca açtım ve Aslı'nın o gerçeği nasıl bildiğini kızımın babasının Kerem olduğunu nasıl öğrendiğini bilmek istiyordum. Gözlerimden neyi merak ettiğimi anlamış gibi gülümsemişti. "O küçük kız şu anda burada bulunma nedenin ama sen bunu bile görmüyorsun. Kerem asla senin onu aldatacağına inanmadı. Uzaklarda bir şehirde sen onun çocuğunu doğururken ondan haberdar olamayacağını nasıl düşünürsün? Sen gittin ama o seni hiç bırakmadı. Gittiğin yerleri tanıştığın kişileri herkesi çok iyi tanıyor. Uzaktan uzağa hep izledi seni. Vazgeçemiyordu çünkü. Seni deli gibi seviyordu. Bana rağmen ve benim bebeğime rağmen senden kopamadı. Bebeğiniz dünyaya geldiği zaman koşarak gitti senin yanına. Senden habersiz onu doyasıya öpüp koklamış ve çok güzel bir bebek olduğunu vurgulamıştı. Tıpkı annesi gibi kokuyor demişti bir gün. O zaman karşına çıkmaya cesaret etmiş ama senin yaptığın bir yanlış onu sizden uzaklaştırmış. Aptalsın Gülnihal, sen nasıl Kerem'in bebeğinin babasını başkası olarak gösterirsin. Bunu ben bile yapmadım. Bebeğime Kerem'i baba seçmedim. Ona öz babasının adını verdim."

Bir an boğazım düğümlendi. Biliyordu Gülru'yu. Üstelik en başından beri. Ne kadar aptalmışım. Onu kandırdığımı nasıl düşünmüşüm. Ama suç kızımdaydı çok fazla babasına benziyordu. Kerem beni takip etmese de zaten kızım kendini ele veriyordu. Bu gerçeği niye hep atlamıştım. Ama kızımı biliyor ve onu seviyor oluşu hoşuma gitmişti.

"Çok kırılmış sana. O an canını terk ettiğin günden bile çok yakmıştın. Çocuğu bir başkasını baba bilecekti ve bunu sen istemiştin. Oysaki o baba olduğu için senin çocuğun olduğu için çok mutlu olmuştu. Sana kırıldığı için çıkmadı karşına yine uzaktan uzağa izledi seni. Senin bulunduğun şehre atanması da tesadüf değildi. Bile bile o şehre geldi. Daha önceleri de hep sana yakın yerlerde görev yapıyordu ama senin ruhun duymadı. Sana ne kadar kırılmış olursa olsun hep seni korudu. Hala da koruyor seni. Senin ardından gelişi bile seni ailesinden korumak içindi. Günlerdir onun ailesi ile verdiği mücadeleyi bile bilmiyorsun" demişti.

"Ne demek istiyorsun" diye bir anda atılmıştım. Beni ailesinden niye korumaya çalışıyordu?

Sonunda anlattıklarım ilgini çekebildi Gülnihal. Beni dinlediğine sevindim. Ne acı! Kerem'in sana olan aşkını anlatmak bile bana düştü. Yine sen kazandın.

Onun senden bir bebeği olduğunu öğrenince daha fazla ondan gizlediğim sırrı içimde tutmadım. Bebeğimin babasının o olmadığını söyledim. Ama o beni hiç suçlamadı tam tersine kendisine kızdı. Seni bir hiç uğruna kaybedişine kızdı. Yine de bana destek oldu. Ailesine emanet etti. Belki bilmek istersin biz hiç evlenmedik çünkü ben sadece yardım ettiği bir arkadaşı olarak kaldım yanında. Senin bir bebeğinin olduğunu öğrendikleri o gün ailesi ona defalarca sordu "O çocuk bizim torunumuz mu?" diye. O ise "Gülnihal ne söylediyse o doğru" diyerek seni yalancı çıkarmadı. Seni savundu. Ama ailesi hep şüphelendi. Gülru'nun resmini görünce de şüphelerinin doğru olduğuna inandılar. Bu yüzden de seni bilerek yanlarına çağırdılar. Emel teyze Gülru'yu görür görmez kendi torunu olduğunu anladığını söylemişti bana. Ama Erhan amca hukuk adamıydı ve resmi belgeler olmadan konuşmuyordu. Aslında o da emindi çünkü sana güveniyorlardı. Sen oğullarını asla aldatacak kadın değildin. İşleri bozan Gülru'nun başka birisinin soyadını taşıyor olmasıydı. Torunlarının başka birisinin soyadını taşımasına katlanamayacaklarını söylediler." Diyerek çantasına uzandı ve içinden bir zarf çıkardı. O zarfı bana uzattı. Ben de aldım onu. Ağzı kapalıydı ve bir hastanenin adı yazılıydı üzerinde. Ne olduğunu anlamadığımı fark etmişti ve konuşmasına devam etti.

"Gülru'nun DNA testi o. Senden habersiz Erhan amcalar yaptılar. Zarf bende çünkü bu konuda onlara yardım eden benim. Kerem onu duyarsa onlara çok fena kızacağını biliyorlardı. Beni Emel teyzeyle gördüğün o gün bana raporun çıkıp çıkmadığını sormak için gelmişti. Çünkü sen gitmeye hazırlanıyordun ve torunlarını onlardan alacaktın. Rapor çıkınca da seni karşılarına alacaklar ve senin doğruları söylemen için ısrar edeceklerdi. Raporda onların şüphelerini tasdikleyecek bir belge idi. Eğer seni ikna edebilirlerse raporu da kullanarak torunlarını kendi soylarına alacaklardı. Bunu Kerem den habersiz planladılar. Ama Kerem öğrendi. Sen o evin içinde onu görmemezlikten gelirken bile o hep senin için uğraştı. Onun belgeli baba olmaya ihtiyacı yoktu. O Gülru'nun babası olduğunu biliyordu ve bu ona yetiyordu. Ne senin ne de Gülru'nun bir raporla üzülmesine dayanamazdı. Seni daha fazla üzmek istemiyordu. Sen nasıl istersen Kerem ona razıydı. Günlerdir ailesiyle bu konudan dolayı tartışıyordu. Seni tekrar incitmemeye çalışıyordu.

Senin hastanelik olman bütün dengeleri alt üst etti. Kimse senin ölebilme ihtimalini hesaba katmamıştı. O gün bütün aile anladı senin aslında için için acı çektiğini ve yapmaya çalıştıkları şeyden vazgeçtiler. Çünkü seni gerçekten kaybetme noktasına gelmişlerdi. Çünkü seni gerçekten çok seviyorlardı. Bu yüzden elinde tuttuğun zarf hiç açılmadı. Günlerdir hastane kapısında senin hayata dönüşünü beklediler. Özellikle de Kerem bir an bile ayrılmadı yanından. Seni ebediyen kaybetme korkusu deliye çevirdi onu. Ama sen teselliyi bile düşünmüşsün. Seni beklerken kızına tutundu. Onda teselli buldu. İşte sen böyle bir adamı bıraktın Gülnihal. Aşkını acısını görmediğin adam böyle bir adam Gülnihal. Bunları sana birileri anlatmalıydı. Biliyorum Kerem sana bunları anlatamaz çünkü seni incitmekten çok korkuyor. Ama ben yıkımına sebep olduğum bir ailenin daha fazla darmaduman oluşuna dayanamam. Çünkü vicdanım artık bu ağır yükü taşıyamıyor. Ailene dön Gülnihal. Onlar tek bir soru sormadan seni bağırlarına basmaya razılar. Yeter ki sen onlara git vazgeçme onlardan. Benden bu kadar, gerisi sana kalmış" diyerek usulca kalktı oturduğu sandalyeden ve sessizce çekip gitti odamdan. Ben ise elimde kızımın DNA raporu öylece kala kaldım... 

Continue Reading

You'll Also Like

46.3K 1.5K 51
Masal, iki buçuk yıl önce istemese de bir kızı öldürmüştür ve bunu kimse bilmemektedir. Ve bir gün bir gençle karşılaşır. Genç, öldürdüğü kız Gece'ni...
766K 49.5K 100
SÖZDE DEĞİL ÖZDE AŞK 'IN ADI DEĞİŞTİRİLEREK AHÜZAR OLDU... ALPER VE ÖZÜM'Ün hikayesi AHÜZAR Ah eden yüreklerin ikrar ve inkar yolculuğu....
123K 5.5K 29
22.01.2019 başlangıç Zakkumlar içerisinde açan bir Gonca güzeli ve kötülükten sıyrılıp gelmiş bir Şeytanın hikayesi... "Seni nasıl sevdim biliyor mu...
6.8K 491 35
Bazen dikenli yollardan geçer insan ayakları dikene her battığında kanar kalbinde derin boşluklar oluşur kabuk bağlamış yaralarla dolu boşluklar.İşte...