AFEL

By tumbyliar

6.7K 2.8K 974

Sıradan bir barda tanışan bir genç kız ve genç adam... Tanrının oyunları sayesinde bir araya gelirse ve düşma... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
19
20
21
22
FİNAL
DUYURUU
SEVGİLİLER GÜNÜ ÖZEL

18

197 103 132
By tumbyliar






Medyaya bakarak Ezel 'i hayal edebilirsiniz.
Tabii bunun daha genç , daha kaslı , daha yakışıklı ve daha az kel olanı😁
Napayım bir türlü hayallerimdeki Ezel'i bulamıyorum ki.

Uzun bir bölüm oldu bol yorumlarınızı bekliyorum . Benim için çoğ önemli 💯♥️

---------

Dinleyenler için , dünyanın bir müziği var .

-Shakespeare
-----------

Uyanıyor muyum? Ne zamandır uyuyordum ki ? Kulağımda hâlâ şahane dalga sesleri . Sanki biraz ürpermişim?
Yüzüme vuran ve uyanmam için çabalayan güneşe ne demeli ya ? Bu ne hiddet sabah sabah ?
Doğa sanki uyanmam için üzerime geliyor.

Derin bir nefes alırken en sonunda pes ettim ve yavaşça gözlerimi araladım.
Yüzüme vuran güneş ışığını takip ederek pencereden dışarıya bakmaya başladım.
Rio... Nasıl bir cennetsin sen? Her sabah bu güzel manzara ile kalkmak için her şeyimi veririm.
Uyanıyorsun ve karşında deniz , dalga sesleri bir yandan . Diğer yandan da kuşlar cıvıldıyor.

Yatağımda dikelip iyice gerinirken gülümsedim. Bu tatil bana iyi gelecekti. Şimdiden ruhumun yenilendiğini
hissediyordum. Ve bu mükemmel bir histi. Mutluluk iliklerime kadar işliyordu adeta .
Şu ana kadar çok yabancı olduğum bir histi mutluluk. Bu yüzden benim için nadir olan bu anlar ayrıca çok özeldi de.

Şu an hissettiklerimi nasıl anlatsam ki?
.....
Hani olur ya bazen için içine sığmaz. Hissettiklerin sel olur da şahane bir gülücük eşliğinde dışarı atar kendini.
Hiçbir şeye kızamayacak hâle gelirsin. Öyle mutlusundur ki iyilik ve güzellikten başka bir şey düşünemezsin. Kötü olan her şey o an için yok olup silinir.
İşte . Keşke bu his hiç bırakmasa peşimizi. Biz de sonsuza dek gülümsesek.

Hayatla o kadar uzun süre önce bağlarımı kesmiştim ki şimdilerde yeni yeni yeşeriyordu içimde yaşama sevinci.

Gece parti bittikten sonra Vegas'tan ayrılıp Rio'ya gelmiştik. Geldiğimizden beridir dinleniyorduk ve artık yetmişti bence. Bu kadar uyku da biraz fazlaydı canım.

Geldiğimiz otel çok güzeldi. Sahil kenarındaydı öncelikle . Bu ilk artısıydı. Daha sonra bildiğimiz oteller gibi kat kat değildi. Ayrı ayrı kulübe şeklinde kişi sayısına göre odalar vardı. Ve ben çok beğenmiştim bu özelliği. Sahil boyunca iki yüze yakın kulübeler vardı. Doğayla iç içeydik daha güzel ne olabilirdi?

Bizi buraya getiren kişi Saeroyi idi . Bilirsiniz. Şu Çinli çocuk. Dün konuştuktan sonra Monogram'ın yanına gitmiştik ve onları tanıştırıp durumu anlatmıştım. Bizimle gelmesini istediğimi söylemiştim o da kabul etmişti.
Saeroyi ile çok iyi anlaşmışlardı ayrıca. Oldukça dışa dönük bir kişiliği vardı . Bizimkilerin çoğuna kendini sevdirmişti .

Ezel hariç. Onu gördüğünde yüzünü buruşturup 'Nereden buldun bu gavuru?"demişti. Aslına bakarsanız bu söylediği beni çok güldürmüştü ancak belli etmemiştim.
Ayrıca yolculuk boyunca somurtmuş ve Saeroyi' ye laf sokup durmuştu. Saeroyi sabırlı biriydi. Ama sinirli biri olduğu da aşikardı. Hatta biraz psikopatlara benziyordu.

İşte geldiğimizden beri aklıma takılan şey buydu. Ya ikisi kavga ederse diye düşünüp duruyordum. Ezel ' i bilirdim güçlü biriydi , ancak nasıl kavga ettiğini görmemiştim. Ve açıkçası Saeroyi ona bir şey yapar diye korkuyordum . Tamam Ezel'i umursamıyordum (!) ama olsun. Acı çekmesini isteyecek değildim ya !

Kafamı iyice sallayıp düşüncelerden arınırken karşı yataklarda uyuyan Serzeniş ve Tilki'ye baktım. O kadar huzurlu uyuyorlardı ki bu hallerine gülümsemeden edemedim doğrusu.

Belimi yatağın başlığına iyice yaslarken komidinin üzerinden telefonumu aldım ve saate baktım yediye geliyordu .
İnterneti açtım ve ne var ne yok kontrol etmeye başladım. Sosyal medyayı bir süredir çok boşluyordum. En son fotoğrafı 1 ay önce İngiltere'de atmıştım.
Mesaj isteklerine bir bir bakarken gözüme çarpan kişiyle hemen geri döndüm.
"Ezelazad_" .

Bir dakika bu bizim Ezel miydi ? Bana ne zaman mesaj atmıştı ki ?
Aceleyle mesajın üstüne tıklarken yazdığı şeye bakıp gülümsedim.

"İyi geceler Ahu gözlüm 😊"

Ama bu böyle yaparsa ben düşerim ki buna ?
Ayh ne diyorum ben ! Bir mesajla yelkenleri suya indirdim . Ne yapıyorsun Afel kendine gel !

Mesajı attığı saate baktığımda otele vardığımız saat olduğunu anlamıştım.
'Keşke erken görseydim ' diye geçirdim içimden. Tamam belki biraz sinir kişiliği olabilirdi ama onunla konuşmayı seviyordum.

Geç cevap vermiş olabilirdim ama sabah olmuştu sonuçta değil mi? Birinin ona günaydın demesi gerekiyordu.
Hiç düşünmeden klavyeyi açtım ve parmak uçlarımdan 'Günaydın' yazısının dökülmesine izin verdim. Aptal gibi telefona bakıp sırıtırken ne yaptığımı fark edip hemen somutmaya başladım.
Bu işler bana tersti kardeş !

Profiline girip ben de onu takip etmiştim. Takipçisi oldukça fazlaydı. Profili de açıktı .
Biraz stalk yapmaktan zarar gelmezdi.

Son attığı fotoğrafa bakarken kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Bu dünkü yalaka değil miydi? Ezel utanmazı bir de bununla fotoğraf mı çekilmişti? Ay resmen şoklardaydım!
Kız bacağını kaldırıp Ezel'in bacağına atmış , Ezel ' de kızı belinden sarıp kendine çekmiş.
Hey maşallah ne manzara bu böyle ! Böyle olursa sinirlenirim ben ama!

Hayır yani umurumda olduğundan değil de... Bir de bana yüzsüzce mesaj atmış ondan yani. Sonuçta ikimizi de bir arada idare edemez. Şimdi yazışıyorlardır da
bunlar her dakika.

Her neyse canım bana ne ! Bizim olurumuz yoktu zaten. Gitsin o yellozla mutlu olsun.

'Kolunda senin yüzün var ama 'dedi içimdeki ses.
Ve ondan sonra da bir şey düşünemedim. Nasıl da korkarak bana bakmıştı acaba kızacak mıyım diye ?
Ama hiç kızmamıştım aksine hoşuma gitmişti . Yüzümü kolunda taşıyacak kadar önemsiyordu demek beni . Bu iyi bir şeydi.
Peki ben onun için ne yapmıştım? Onu tersleyip kızmaktan başka.
Ezel bunların hiç birini haketmiyordu. Onunla bir gelecek düşünmesem bile haketmezdi . Tabii şu an bir şey düşündüğümden değil de .... Amaan neyse ne işte!

Telefonu kapatıp yerine geri koymuştum. O yelloz keyfimi kaçırmıştı.
En iyisi kendime gelmek için biraz yürüyüş yapmaktı.
Hızla yataktan kalkıp banyoya koştum . Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalarken acaba ne giysem diye düşünüyordum.

Hava burada çok çok sıcaktı. Bu yüzden açık saçık ne bulduysam giyecektim.
Dişlerimi de fırçaladıktan sonra iyice ayılmıştım artık.
Banyodan çıkıp bavulumun başına geçtim. İyicene bir alt üst ettikten sonra beyaz yarım crop top altına da açık renkli kot şort bulup çıkardım ve yatağın üzerine bıraktım. Bu kombin gayet sade ve rahattı.

Arkamı dönüp geceliklerimi çıkarttım ve yavaşça önce şort sonra da yarım bluzu üzerime geçirdim.
Tabii bu sırada birinin beni izlediğinden habersizdim .
Tam aynaya yaklaşıp kendime bakacakken arkadan gelen ıslıkla irkildim. Ne oluyordu lan?
Hızla acaba kızlar mı diye bakarken hala mışıl mışıl uyuduklarını gördüm.
Sonra aklıma gelen kişiyle kaşlarımı çatarken . "Saeroyi !"deyip arkamı döndüm.

Pencereden kafasını içeri sokmuş elleri çenesinde beni izliyordu. Şu an pencere de cam olmamasına lanet ediyordum. Ah bir de şu ukala bakışı yok mu? Beni sinir küpü yapıyordu valla.

"Günaydın hayatımın güneşi."
Kaşlarım iyice çalışmıştı. Bana mı yükseliyordu lan bu? Akıllısı beni bulmuyordu ki zaten!

"Ne zamandır oradasın sen ?!"

Kollarını önünde birleştirdi ve laubali bir tavırla sırıttı"Oldukça uzun zamandır ."

Uyanmasınlar diye kızları kontrok ettikten sonra sesszice pencereye yanaştım ve fısıldayarak konuştum.
"Sabahın köründe ne işin var burada ? Bir de gelmiş beni izliyor ! Önceden gördüklerin yetmedi mi?"

Dudaklarını büzdü ve cıkladı."Yetmedi. Gördükçe bağımlılık yapan vücudun varsa ben ne yapayım?"

Sinirle ağzımı araladım. Vallaha baş edilmezdi bu manyakla . Sabrım git gide taşıyordu . İki manyak karlı karşıya gelirse sizce kaos mu çıkardı . Acaba hangimiz daha delş manyaktık ? Şimdi bunu burada ayağımın altına alırsam ne olurdu?
Kafamda deli sorular dönmeye başlamıştı.

En iyisi ciddi anlamda konuşmaktı. Yüzümü yüzüne iyice yaklaştırdım ve konuştum. "Bak çocuk!"

"Söyle çiçeğim."

Öfkeyle tekrar solurken içimden 'ne günahım vardı?' ağıtları yakıyordum.

"Seninle oldukça iyi anlaştık bence. Ama acaba şu izleme mevzusunu bir bıraksak mı artık ? "

Anladım dercesine kafasını salladı. "Rahatsız mı oluyorsun?"

Gözlerim büyürken ağzım şaşkınlıkla aralandı. Ciddi miydi bu?
Kaşlarım tekrar çatılmıştı . " Hayır hiç rahatsız olmadım . Çünkü ben sapık insanların beni soyunurken izlemesinden zevk alan bir manyağım ! Hobimdir bu benim hatta bazen insanlar beni izlesin diye soyunur sokağa çıkarım! ..."derin bir nefes verdim. "Allah allah ya! "

Suratı anlatamayacağım bir ifadeye bürünmüşken dehşetle bana bakmaya başlamıştı.
"Tamaam özür dilerim. Biraz hızlı ilerliyorum galiba. Seni böyle düşüremeyeceğimi anladım. Başka bir yoldan gideyim . Gel benimle!" dedi ve kapıyı işaret edip sırıttı.

Noluyo ya? Sapıkça şeyler mi düşünmeliyim şu an . Hayır bu aralar kafam hep farklı algılıyorda bir şeyleri!
'Hayırdır nereye?'bakışları atarken o da beklentiye gözlerimin içine bakıyordu.

"Bakma bana öyle ya . Güven bana . Pişman olmayacaksın."

Hoşt ulan ! Pişman falan ne diyor bu ?
'Gitsem mi gitmesem mi?' diye düşünürken gözlerime değdirdiği sıcak bakışları sayesinde beni ikna etmişti.
Peki dercesine kafamı sallarken kapıyı açıp dışarı çıkmıştım.
Elimi tuttuğu gibi hızla yürümeye başlamıştık.
Alamate gidiyorduk ya haydi hayırlısı!

~~~~~~
Genç kız kalabalık masaya yaklaşırken gülümsüyordu. Oldukça güzel bir sabah geçirmişti .
Genç adamın onu götürdüğü yer kesinlikle büyüleyiciydi.
Beraber yüksek bir kayanın üstüne çıkıp denizi seyretmişlerdi. Ayrıca uzunca sohbet edip bolca gülüşmüşlerdi.
İnsan vakit geçirdikçe daha çok tanırdı yanındakini.
Ve genç kız bu dışardan ukala olan adamın pamuk gibi kalbini görmüştü.
Bazen çok yavşak olabiliyordu ama olsun. Onunla çıktığı bu gezinti onu gayet yakından tanımasına sebebiyet vermişti.

Masaya iyice yaklaşırken herkesi teker teker süzdü.
"Günaydın herkese ."deyip selamlaşırken yerine oturmuştu. Tüm masa hep bir ağızdan bir şeyler mırıldanırken bu hallerine gülmeden edemedi.
Hâlâ kendilerine gelememişlerdi.

Monogram bir kendisine bir de genç adama bakarken iğneleyerek konuştu. "Nereden geliyorsunuz bu saatte ? Yürüştünüz mü- Ayh... Yani yürüyüşe mi çıktınız demek istedim?"

Masadakilerin çoğu kafasını tabağından kaldırıp anlamlı anlamlı sırıtırken Ezel boğazında kalan lokmayla boğuşuyordu. Gölge mi?
Napsın o da Ezel ' e yardım ediyor .

Afel genç adamın bu hâline paniklerken belli etmemeye çalışarak bardağa su doldurdu ve uzattı.
"Su iç su!"

Ezel kısılmış gözlerle genç kıza bakarken elindeki suyu hızla çekti. "Saol!"
Suyu kafaya dikerken bir yandan da sinirli gözlerle Afel'e bakıyordu.
Demek bir de bu suratsız herifle yürüşmeye gitmişlerdi ? Hayır yani yürüşmekten kastları ne ?
Neden birbirine yürüyor bunlar ?

Ne zamandır bu genç kızın peşinden koşuyordu ama kendisine yüz vermiyordu. Bu suratsız adam da olup da kendisinde olmayan ne vardı ki? Halbu ki kendisine bir gülse çiçekler açardı bu genç adamın yüreğinde. Sadece bir gülüşle hayatının her saliseni dolu dolu hissederdi güzellikle.

Genç kız şaşkınca yerine otururken Ezel önündeki tabağına dönüp oynamaya devam etti .
Monogram ise hâlâ bir cevap bekliyordu ki Saeroyi onu aydınlatmak için kolları sıvamıştı.

"Evet ya biraz etrafı keşfe çıktık . Sabah yürüşü iyi oluyor güne zinde başlıyor insan."

Monogram anladım dercesine kafasını sallarken Ezel de sinirli bir şekilde çatalını tabağa vurarak ses çıkartıyordu.

Saeroyi bir şeyler olduğunu anlamış , bu sinirli adamı izlemeye başlamıştı. Afel 'de gözü mü vardı bunun?
Aslına bakarsa o akşam kumsalda Afel'i bu genç adamın kucağında görünce sinirden çılgına dönmüştü. Hele bir de birbirlerini öpünce tamamı ile kafayı yemişti. Ama daha sonradan sevgili olmadıklarını anlamıştı ve içi rahat etmişti.

En azından şimdi olmasa bile yeterdi onun için . Geçmiş geçmişte kalırdı.
Bir gün olursa da Afel'in başka birisini sevdiğini görürse tabii ki onu rahat bırakırdı. Şimdilik kalbi boş gibiydi , bu yüzden elinden geleni yapıp onun kalbine girmeyi başaracaktı.
Bu genç kıza daha önce kimseye hissetmediği şeyler hissediyordu.

Sinirli bir şekilde tabağıyla oynayan çocuğu incelerken gözleri kolundaki dövmeye kaydı ve gördüğü kişiyle dumura uğradı . Afel miydi o ?
Artık anlamıştı bunların arasında kesin bir şeyler geçmişti önceden.

Artık ne kadar süredir baktıysa koluna , genç adam masmavi gözlerini kendisine dikip sinirle konuştu.
"Çok beğendin galiba ? Ama yanında gerçeği varken koluma bakman biraz anlamsız değil mi sence de ?"

Genç adam sinirle solurken konuştu "O mu değil mi diye anlamaya çalıştım sadece . Yemedik değerli kolunu !"

Ezel çatalını gürültülü bir şekilde masaya bıraktı . Bu adam çok olmaya başlamıştı artık ! Ne demeye bir de cevap veriyordu kendisine ? Hem suçlu hem güçlüydü !

"Anladıysan kahvaltına devam edebilirsin . Biraz güçlenirsin belki . Baksana şu kollara pek de bir zayıfsın!"

Masada gerginlik rüzgarlık yavaştan eserken genç kız gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Korktuğu şey başına geliyordu . Bu iki adam da kendisi için iyi şeyler ifade ediyordu ve ikisi arasında kalmaktan çok korkuyordu .
Korkulu gözlerle Saeroyi'ye dönerken vereceği cevabı bekliyordu endişeyle .

Saeroyi ise ellerini önünde birleştirip ukala suratını takınırken bir yandan da manyak gibi sırıtıyordu. Bu çocuktan korkulurdu . Kesinlikle içinde büyük bir karanlık vardı.

Ama Ezel kadar değil . Bu adamın yaptığı işler tim insanların arasında nam salmıştı. Genç yaşında olmasına rağmen kendinden büyükleri bile dize getirmişti ve asla kimseye boyun eğmemişti.
Şimdiye kadar tolerans gösterdiği tek kişi ise Afel'di. Aşık olduğu kız ... Şimdi çelimsiz bir adamın gelip onu elinden almasına da izin vermeyecekti.

"Bu zayıf kollarla neler yapabildiğimi öğrenmek ister misin?"

Ezel aldığı cevapla memnun olmuştu. Dişli rakipleri seviyordu. Bu oğlanın kafasını alıp ellerinin arasında ezmek istiyordu. Kimse karışmazsa yapardı da zaten.
Ellerini 'buyur' dercesine gösterdi ve "Lütfen aydınlat beni!"

İşler iyice çığrından çıkarken iki tarafta birbirine saldıracak vaziyetteydi. Afel ise olayları şaşkınca izliyordu sadece. Normalde olsa yumruğunu vururdu masaya "Kesin sesinizi !"derdi. Ama şimdi kararsızlıkla savaşırken bir ayakta bulunmak çok güçtü.

Tabii o sırada vurulan yumrukla tüm masa titrerken herkes de irkilmişti. Hepsi şaşkınca kimin yaptığına bakarken karşılarında sinirli bir Monogram bulmuşlardı.
Adam yumruk yaptığı eli masada dururken oldukça da sinirliydi. Topluca geldikleri tatilde bile huzur vermiyorlardı . Ayrıca güzel yüzlü küçük kızını da üzüyorlardı. İkisi arasında kaldığı çok barizdi . Bu yüzden kavga etmelerini istemiyordu . Zavallım şaşkınca etrafa bakıyordu sadece . Aşk insanı çok değiştiriyordu. Afel gibi ruhsuz bir insanı bile hayata döndürmüştü.

Tüm gözler kendisiyden o ise iki genç adam arasında bakışlarını sürdürüyordu.
"Kesin şunu artık ! Neredeyiz biz ringde mi? Tatile geldik burada . Ne diye bu kadar insanı veriyorsunuz? Birbirinizle bir derdiniz varsa bu kendi başınıza çözün . "

Ezel hemen kafasını sallayıp "Haklısın babalık kusura bakma ."demişti. Haklı olduğunun farkındaydı çünkü . İnsanların tadını kaçırmaya gerek yoktu durduk yere. Bu bebek suratlıyı tenhada kıstıracaktı.

Saeroyi ' de anlamış bir şekilde kafasını sallayıp "Doğru. Kusura bakmayın arkadaşlar ."dedi.

Masadakiler problem olmadığını belli eden mırıltılar çıkartmıştı. Monogram ise tatmin olmuşçasına hepsini gözden geçirirken konuşmasına devam etti. "Sorun kalmadığına göre herkes kahvaltısını bitirsin . Tatilimizin ilk günü . Hangi aktiviteyi yapacağımıza karar vereceğiz."

Herkes hep bir ağızdan "Tamam."derken Afel'e döndü ve "Kızım sen de kahvaltını bitir kızarım bak ."dedi ve kocaman gülümsedi. Bu öz evladı olmayan kıza nasıl da rahatlıkla kızım diyordu. Öz kızı gibi seviyordu onu.
Genç kız da suratına güzel bir gülümseme kondururken "Peki ."dedi ve tabağına döndü .

Masadakilerin çoğu kahvaltısını bitirmiş ne yapacaklarına karar vermeye başlamıştı çoktan . Bunca gürültü arasında genç adamın gözleri ise sevdiği kızla yanındaki adamın üzerindeydi.
Adam ellerini sevdiği kızın koluna atmış bir şey anlatıyordu. O ise umursuyormuş gibi yaparak onu dinliyordu.

Saeroyi konuşmasına devam ederken dönüp Ezel'e nispet yaparcasına bakıyordu.
Genç adamın artık sabrı kalmamıştı. Bu adam daha fazla devam ederse gerçekten sonu hiç iyi olmazdı .
Ah Ahu gözlüsü öyle şirin bakmasa ağzını burnunu kırardı da bu itin ... Neyse. Onun sonu yakındı.

~~~~~~~

"Seboo!.... Serkaaan! Ulan Sebastian. Allah belanı versin Sebastian !"
Monogram boğazı yırtılırcasına bağırıyordu.
Az önce yaşadığı şey onun için oldukça fazlaydı .
Bir kaç saat önce birlikte ne yapılacağına karar veriyorlardı ki Sebastian paraşütle atlama diye tutturmuştu.
Bu fikir diğerlerine de uygun gelince bunda karar kılınmıştı.
Monogram içinde çok zor olmasa gerekti . Ancak yüzlerce metrelik tepeye çıktıktan sonra fikri çok hızlı değişmişti. Kendilerini gökten aşağı saldıkları anda korku bağırtıları ile ikidebir Serkan'a beddua etmişti.
Takdir edersiniz ki ayakları yere bastıktan sonra da bu konuda ki başarısına devam etmişti. Radikal küfürler , hırıltılı sesler , korkunçlu tehditler vs.

Diğerleri için ise daha eğlenceli geçmişti bu aktivite . Afel paraşütle atlarken canlı yayın açmış ve bu anını takipçileriyle paylaşmıştı. Ezel de hemen yanındaki paraşütten yayını izleyip kendisine bolca kalp atmış ve aşk dolu sözlerde bulunmuştu her zamanki gibi.
Geri kalan içinde böyle dolu dolu geçmişti .

"Ya Monogram ne istiyorsun benden be! Ben mi dedim sana atla diye aa? Tövbesteyşın!"
Aslında bir yandan haklıydı . O sadece eğlence için bir fikir sunmuştu ve herkes de kabul etmişti.

Monogram yapıştığı yerden hiddetle kalkarken bağırdı. "Ben atlayacağım şimdi sana ! Gel lan kaçma ! İt oğlu it!"
Şu an az önce yaşadığı korkuyu ve attığı çığlıklar yüzünden rezil oluşunu birinden çıkarmak istiyordu. Suçlayacağı en mantıklı kişi de Sebastian'dı .
Koskoca yılların mafyası bir paraşüt yüzünden ne çığlıklar atıp ağıtlar yakmıştı. Rezillik!

Tüm grup hep bir ağızdan gülerken Afel araya girdi. "Sakin ol babalık eğlendik işte ne güzel. Hem korkuyorsan ne diye katıldın ki ?" İçinden de kıkır kıkır gülmekle meşguldü.

Adamın suratı duygusal bir ifade alırken genç kıza 'sende mi brütüs?' bakışları atıyordu.
"Ama... Ama Afel. Ben bu kadar korkunç olacağını nereden bilebilirdim ? "

Genç kızın yüzü yumuşarken dudaklarını büzdü. Monogram'a yaklaşıp yavaşça sarılırken teselli etmeye başladı. Hayır yani anlamıyordu . Herkese korku salan bir adam nasıl olur da bu kadar ponçik olurdu.
"Ama ben kıyamam sana . Senin için onu dövmemi ister misin ?"

"Evet ! Çok isterim , ağzını burnunu kır onun Afel . "

Tüm gözler Serkan 'a dönerken genç adam' acaba nereden kaçsam?' diye korkulu gözlerle çevreyi süzüyordu.
Genç kız hemen harekete geçerken "Sebo gel lan buraya!"dedi . Tabii ki de ona bir şey yapmayacaktı . Sadece ambiyansa ayak uyduruyordu. Bir de maksat gönüller bir olsun .

Genç adam korku çığlıkları ile arkasına dönüp kaçmaya başlarken çarptığı iri cüsseyle yere yapışmıştı.
Bu cüsse tabii ki Ezel'indi.( Başka kimin olacaktı ki? ...Ihım ıhı ! Her neyse ben devam edeyim.)

"Oha lan burada duvarda yoktu ben neye çarptım. "
Sebastian yavaşça kafasını kaldırırken karşısında gördüğü arkadaşı ile somurttu. "Aşk senin gözünü kör etmiş be nankörsün nankör!"

Saeroyi sinirle solurken 'allahım yarabbim 'dercesine kafasını yukarı kaldırdı ve içinden söylendi.
'Aşkmış ! Ne aşkıysa? '

Oki ise gülerek araya girdi." Tamam hadi güldük eğlendik uzatmayın . Sebo sen de gel benim arkama saklan Afel bana bir şey yapamaz "

Gruptan bir 'Ooo' nidaları yükselmişti. Ne demek bir şey yapamazdı ? Öyle bir yapardı ki! Ama karşısındaki dostu olunca kesin bir şey söylemek çok güçtü.
Ezel şaşkınca Afel'e döndü ve merakla sordu. "Öyle mi ? Yapamaz mısın? "

O sırada Sebastian hızla Oki'nin arkasına saklanmıştı. "Allah senden razı olsun Oki Baba aldın beni bu cadalozun elinden."

Afel gülümserken karşısında ki genç adama baktı. "Kıymetlim o benim . Kolay kolay elim kalkmaz ki benim ona. "

"Vaay.Kıymetlin ha!"

"Biz ne oluyoruz?"

Serzeniş ve Tilki kıskançlıkla burun kıvırmıştı. Oki dönüp sevdiği kıza öpücük atıp içini yumuşatırken Serzeniş de Afel'e sen bittin dercesine el kol yapıyordu.

"Hadi ya ben de kıymetlin miyim ?"
Ezel yavaşça genç kıza yaklaşıp parmağını kolunda gezidirirken söylenmişti .
Afel ise kısa süreli bir ürperme geçirmişti. Herkesin ortasında yapılacak şey miydi yahu? Hayır hoşuna da gitmiyor değildi! Ama ona hissetiği bu şeyler günden güne artıyordu. Genç kız da hâliyle bu durumdan rahatsız oluyordu.
Ne olursa olsun ona asla aşık olmayacaktı.

Genç kız şaşkınlıkla ağzını aralarken kaşlarını da çatmıştı. "Aa. O ne ya öyle? Yavşakların içinde kaldım yeminle ! Biri ikidebir sapık sapık konuşur , diğeri desen soyunmamı gözler . Burama kadar geldi benim artık ya ! Bıktım ikinizden de.Gidiyorum ben önden, kalkın artık siz de gidelim şu siktiğimin oteline!"

Genç kız sinirle ne söylediğinin farkına varmazken ortam birden bire seszileşmişti.
Ezel duyduğu cümleyi seçip aradan çıkarırken sinirle beyni zonklamaya başlamıştı.
Ne demişti bu genç kız az önce ?
Soyunmak ... İzlemek ....
Gözleri seyirmeye başlarken elleri yumruk halini almıştı .
Beklenen an geldi ve genç adam hiddetle bağırdı.
"Laan!"

----------

Merhaba cağnım okurlar. Uzun bir bölümle geldim bence bana kızamazsınız .
Bu arada yeni bölüm biraz geç gelebilir belki önce Nara'ya yeni bölüm atarım belli olmaz .
Her zaman bana yeni bölüm ne zaman diye soruyorsunuz . Bunun için duyuru panoma bakmanız yeterli . Yeni bölümleri yazmadan önce orada duyuru yapıyorum.

Bu arada bugün o kadar gururluyum . Afel 'in sıralamaları mükemmel ilerliyor.

Hemen sorayım;
💥YENİ BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ?

💥AFEL SİZCE KİMİ SEÇER?

💥BU İKİ HURİ KAVGA EDERSE SİZCE KİM KAZANIR?

Yeni bölümde görüşmek üzere sizi çok seviyorum muah 💕💕

Continue Reading

You'll Also Like

637 282 7
Kale, at ve fil... Siyah beyazı yedi, beyazdan taş eksildi. Vezir gitti, rüzgar geldi, o rüzgar krala esti. Bir taş eksildi, aramızda kaldı iki renkl...
A0023 By ruhperver

Science Fiction

841K 70.8K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...
1.2M 74.1K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
Haz By 🍀

Romance

283K 3.8K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...