"Evet... Küçük çocukları korkutuyorum. Hatta yetişkinleri de korkutuyorum."
"Beni korkutmuyorsun."
"Sen bir uzaylısın."
"Bir kıza nasıl iltifat edeceğini çok iyi biliyorsun doğrusu."
Güzel ve Çirkin masalını bilir misin? Hah, işte onun modern bir uyarlamasıyla karşındayım. Benim gibi romantizm fanatiklerinin bayılacağı eğlenceli, ateşli ve duygusallıkla örülü hisleri tutuşturan bir hikaye Kül ve Ateş...
Kısaca konusuna değinecek olursam; Esas kızımız Savannah Carmichael ideallerinin peşinde koşan çok başarılı bir gazetecidir.Bir gün kaynağını iyi araştırmadan -eski sevgilisin de işin içinde olduğu -bir haber yapar ve kariyeri alt üst olur.Umutsuzluk ağları dört bir yanını kuşatırken ayaklarının yere daha sağlam basması gereken yaşta elinde kırık hayalleriyle dolu valiziyle doğup büyüdüğü kasabaya geri döner.
Ailesi kızlarını yargılamak şöyle dursun her daim arkasında dururlar. Savannah da kız kardeşinin yaklaşan düğünü ve nedimelik önerileriyle kısmen de olsa aklını mahvolan kariyerinden uzaklaştırmaya çalışır.Umutlarının tükendiği bir an yerel bir gazeteden telefon gelir ve 'duygusal bir kahramanlık öyküsü' yazıp yazamayacağını sorarlar.Aradığı fırsat altın tepsiyle sunulduğunda arayan gazetenin yerel küçük bir kuruluş olması önemini yitirir.Neticede şans bir kez daha kapısını çalmıştır teklifi kabul eder; ancak küçük bir sorun vardır.Kimin kahramanlık öyküsünü kaleme alacaktır?
İşte tam da burada devreye kasabanın savaş kahramanı münzevi asker Asher Lee girer.Afganistan'da arkadaşını kurtarmak isterken yanı başında patlayan bomba yüzünden bir elini kaybeden ve yüzünün yarısında ömür boyu taşıyacağı derin izler olan genç adam, yaşadığı sarsıcı travmanın ardından sessiz sedasız bir hayat sürmekte, koruyucu liman misali kitapların dostluğuna sığınmaktadır.Ta ki kasabalı güzel Savannah elinde bir tabak ev yapımı çikolatalı kekle ziyaretine gelene kadar. Asher -kendisinden asla beklemeyeceği şekilde- kızın samimi röportaj teklifini geri çeviremez ve yıllardır kilit vurduğu kalbinin kapısı Savannah sayesinde aralanmaya başlar.
Kasabalı güzel, bedenindeki utanç kaynağı izleri görmezden gelir ve ruhundaki yaraları ustaca sararken bu röportaj, artık iş icabı öylesine bir öykü olmaktan öteye geçer.Çünkü iki yaralı ruh çoktan birbirlerini madde olarak görmeyi bırakmış aynı damarda akmaya başlamışlardır.
Birlikte vakit geçirmekten tahminlerinin ötesinde keyif almaya başlarlar.Aralarındaki kıvılcım harlanırken engeller de çoğalır. Savannah şehirde iş bulup medya camiasında yeniden adını duyurmak istemektedir. Asher ise münzevi hayatından sıyrılmak istememektedir; ancak sevdiği kadının daha iyisini hak ettiği düşüncesi bir an bile aklından çıkmaz .Asher Lee onu kaybetmeye mahkumdur. Savannah ise onu olduğu gibi kabul etmiş insanların diyeceklerine kulaklarını tıkamıştır ; ancak eğer sevdiği adam kendisini iyi hissedecekse tıbbın çok ilerlediğini ve gerekli tedavilerin yapılabileceğini hatırlatır.Her şey yoluna girmişken Savannah'ın yazdığı öykü de tamamlanır.Ancak öykü kahramanlık öyküsünden ziyade bir aşk öyküsü olmuştur.Mutluluk ve gururla hikayeyi editöre yollar ne var ki öyküsünü yolladığı editör Savannah'ın kelimelerini değiştirerek bir yıkıma sebep olur.
Asher, tüm dünyayla birlikte okuduğu hikayeyi görünce beyninden vurulmuşa döner.Öyle bir hatadır ki bu...Her iki aşığı da ateşinde yakıp kül eder.Şimdi göz yaşlarıyla suladıkları aşk filizini yeşertme vaktidir.
Çok beğenerek okuduğumu söylememe gerek yok sanırım zira kısaca konusuna değinecek olursam dedim altı paragraflık anlatıma geçtim :) Bu hikaye beni 2 yönüyle içine çekti diyebilirim.1 Hikaye kasabada geçiyor -kasabada geçen şirin hikayelere bayılırım- 2 Afganistan teması var.Ben de kendimce uzun soluklu bir hikaye kaleme alıyorum "Portola Valley" ve o da Kaliforniya'nın küçük Portola Valley kasabasında geçiyor ve ana karakterlerden biri Afganistan'da yer almış 1979 Afgan-Sovyet savaşlarına katılmış bir asker.
E tabi ben bu hikayeden etkilenerek başlamadım kurguma -kendi kurgumdan yıllar sonra okudum bu hikayeyi- ancak okuduğumda yazar ve karakterlerle aramda derin bir bağ hissettim. Katy Regnery'nin dili oldukça sade küçük romantik nüansları da oldukça hoş.Bazı kısımlarda yetişkin içerikli sahneler vardı ancak ben bunu yadırgamadım.Zira romantizm dorukta bir hikaye kaleme alıyorsanız bu gibi sahnelerin doğal olduğunu düşünüyorum.Hey, kitap kurtları eğer ki bu tarz hikayelerden hoşlanıyorsanız tam size göre.Her daim kitap kokusuyla kalın sevgilerle...
"Birlikte olduğumuz o kısa süre boyunca gerçek aşk hakkında bilmem gereken her şeyi bana öğretti. Bir başka kişinin her şeyi olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim..."