KEYİFLİ OKUMALAR CANLARIM ❤
🌸GÖSTERİ ERİ BAŞLASIN 🌸
Gölge sinirle ortalıkta dolanıyordu. Durup Serkan'a daha demin dedikleri için dönerek bağırdı.
"Ne demek lan yapamıyoruz !Ne demek!!!"
"Abi biz Sinan'ı alınca. Fatih p*çi kızı Fırat'ın hastanesine götürdü, güvenliği de beş katına çıkardı!!. Geçen aralarına sızdırdığımız gibi bir hemşirede sızdıramıyoruz, Fırat önlemlerini almış!!. "
Gölge duyduklarından hiç memnun olmadı elindeki içki bardağını yere sinirle çaldı.
"Şimdi Fatihine'de, Fıratına'da başlatma!! Serkan ne yap ne et o kızın düşük yapmasını, ya da erken doğum yapmasını sağla! Benden aldıkları her şeyi tek tek daha fazlasını yaşayacaklar!"
"Tamam abi ben gideyim tekrar bakayım, hastanenin yanına koyduğumuz gözcüyü arayım belki bu sefer içeri girmenin başka bir yolunu buluruz."
"Serkan defol! Git dediklerimi yap ,kafamı ütüleme."
Serkan giderken Gölge ona seslendi.
"Bu Gümüş pisliği ne durumda?"
"Abi sayıklıyor, doktor üç güne uyanır dedi. "
"Ne sayıklıyor?"
"Anlamadık ki abi isim desem değil değişik bir şey işimize yaramaz. "
"Serkan fikrini sormadım, ne diyerek sayıklıyor?"
"Özür dilerim abi .Şey diyordu...Şey değişik bir şeydi...hah geldi aklıma abi. Peri kızı diye sayıklıyor."
"Tamam sen git. "
Serkan salondan çıkıp gidince Gölge içkilerin olduğu köşeye gidip eline yeni bir bardak alarak içki doldurdu bir yudum alıp düşündü.
"Peri kızı demek."
Elindeki içkiyle aşağı bodrum katına indi. Köşedeki kapıyı açarak içeri girdi.
Makinelerden gelen ses dışında başka ses yoktu, sandalyeye geçip oturdu.
Bekledi.
Bekledi.
Bekledi
Sabaha kadar beklemeyi düşünürken istediği kelimeler döküldü Sinan'ın ağzından
"Pe.ri kızı. "
Elindeki içkiyi kenara koydu. Sinan'ın kulağının dibine girerek fısıldadı.
"Peri kızı kim ?"
"Pe.ri kızı ."
"Zerda mı? Ama sen ona kayısı çiçeği derdin. Zerda değil kim? Söylesene Gümüş ölüm yatağında bile dilinden düşmeyen değerli kişi kim?"
Odada tekrar makine sesleri yükseldi. Gölge somurtarak sandalyesine geri oturdu.
"Öğrenirim Gümüş! Ben yeter ki öğrenmek isteyeyim her şeyi öğrenirim. Ama hayatımın son beş yılını sizin canınızı nasıl yakarım bunları öğreniyorum. Söylesene peri kızı kim?"
Gölgenin sorusuna makinelerden başka cevap veren yoktu.
"Uyanacaksın elbet öğreniriz Gümüş sıkıntı değil. "
İçkisini alarak bodrum kattan yukarıya çıktı.
*************************
Serkan koşarak havuzun başında sırtı dönük duran Gölge'nin yanına geldi
"Uyandı abi. "
"Kim?"
"Kim olacak abi Sinan Gümüş. "
"Tamam geliyorum. "
Serkan abisinde ki bu hali anlamadı geri abisini yanlız bırakarak depoya indi.
Gölge elindeki küçük oyuncak arabayı sıkarak cebine koydu .
Aklına gelen karelerle gözlerini sıkıca yumdu ,boyundaki damarların şişmesiyle ne kadar çok hatırlatıklarına sinirlendiğini gösteriyordu.
Eve dönüp şimşek gibi gürlemek için depoya yürüdü. Kapısının ağzında bekleyen Serkan'a seslendi.
"Serkan dediğim işi ne yaptın!"
"Abi biliyorum kızacaksın ama bir gelişme yok. "
"Doğum ne zaman ?"
"Beş ay sonra abi. "
"Sana iki ay süre veriyorum o Gümüşler canlı doğmayacak!"
"Tamam abi."
"Sen burda bekle."
Gölge Serkan'a dışarda beklemesini söyleyerek içeri girdi Sinan uyanmış bitkin ve yorgun bir şekilde elindeki kelepçeden kurtulmaya çalışıyordu, yarasının izin verdiği müddetçe
Gölge baygın ve güçsüz duran baş düşmanına bakarak konuştu
"Merhaba Gümüş, görüşmeyeli nasılsın?"
"Sen kimsin, benim burda ne işim var !"
"Aaaa Gümüş bak beni hatırlamamana üzüldüm ,neyse önemli değil uzun bir süre beraberiz hatırlarsın sıkıntı yok. "
Sinan karşısındaki Şeytandan hoşlanmamıştı.
"Kimsin lan sen! Benimle kafa mı buluyorsun!"
"Benden aldıklarınızla sizden alacaklarımı düşünüyorum da Gümüş...Sen biraz daha dur burda, düşün, düşün, düşün..ben kimim, Sen niye burdasın, sen burdayken çocukların yaşayacak mı?"
Sinan sinirle yataktan kalkmak için mücadele ederken bir yandan da Gölgeye aslan gibi kükrüyordu.
"Sen kimsin bilmiyorum ama eğer benim canlarımdan olan birinin canına bir dokun, bir dokun bak gör seni nasıl gebertiyorum!!"
"Çok korktum Gümüş."
Gölge dışarı doğru adamına seslendi
"Serkan!!"
Serkan koşarak geldi
"Efendim abi. "
"Doktoru çağır, Gümüş beyin yarasına baksın! Bize lazım."
Gölge sözlerini söyleyip dışarı çıktı, Serkan elindeki telofonla üst kattaki doktoru çağırdı.
"Kimsiniz lan siz! Çıkar şu kelepçeyi!"
"Sakin ol yaran patlamış. "
"Sana çıkar şu kepçeyi diyorum!"
Kapı açıldı içeri doktor girdi. Sinan'ın patlamış dikişlerini görünce hemen bir doz narkoz hazırlamaya başladı.
Ortamda Serkan'ın telefon müziği çaldı.
"Efendim abi?..Evet geldi..Tamam abi."
Serkan telefonu kapatıp abisinden aldığı emri söyledi.
"Doktor narkoz yapmıyacakmışsın."
Doktor elinde hazırladığı narkozu kenara koydu, narkozsuz dikişleri tekrar attı .
Sinan Gölge'nin kim olduğunu düşündü, nasıl buraya gelmişti en son Meleği, Yıldızı, Necla hanımı hatırlıyordu.
Göğsünde hissettiği acıyla ellerini yumruk yaparak sıktı. Çektiği acıyı el boğumlarının beyaz oluşundan görebilirdik. Doktor işini bitirince çantasını topladı. Sinan şimdi göğsündeki iki kat acıyla Serkan'a bakıp konuştu.
"Ne istiyorsunuz benden!"
Serkan Sinan.'ın söylediklerini duymazlıktan gelerek, doktorla beraber dışarı çıktı.
Günler böyle geçiyordu Gölge Sinan'ın karşısına geçip bir şey demeden Sinan'ı sorularını dinliyordu sonrada cevap bile vermeden kalkıp gidiyordu, Sinan'ın arkasından köpürüşünü çok seviyordu ya da her seferinde narkozsuz Sinanın acı çekerek dikiş atılmasını izlediği için Sinan'ın bu halini seviyordu.
Aylar sonrası Gölge'nin işkence çeşitleri değişiyordu.
"Gümüş burdan kurtulmak ister misin?"
Sinan karşısında duran ruh hastasına cevap bile vermedi.
"Bu sessizliği evet olarak anlıyorum. Şimdi adamlarımdan biri buraya gelecek eğer onu dövüşte yenersen, burdan çıkıp gideceksin. "
Göğsünden amaliyat olmuş birine özellikle de kişisel ihtiyaçlarını bile zar zor gideren birine böyle bir teklifte bulunmak kesinlikle Gölgenin işiydi.
Sinan bu teklifi kabul etmedi ama Gölge ondan onay istememişti. Adam biraz sonra odaya girdi Sinanla dövüştüler bu dövüşte en çok yarayı normal olarak Sinan almıştı
Yerden iki büklüm yatan Sinan'ı öyle bırakarak yukarı çıktılar.
Sinan,ın yerde düşündüğü ve dilinden dökülen tek şey şunlardı;
"Hak ettim ben her şeyi peri kızı, senin ahını aldım ben.. "
Karnına aldığı yumruklar yüzünden kan kustu .
**********
"Gümüş hatırlayamadın mı hâlâ beni?"
"Senin gibi bir şerefsizi tanısam unutmazdım emin ol!"
"O zamanlar şerefsiz değildim Gümüş!!"
"Neydin?"
Gölge karşısındaki baş düşmanı tarafından gırgıra alındığı için sinirlenerek Serkan'a seslendi.
"Serkan."
"Efendim abi. "
Bak Gümüş kirlenmiş her tarafı kan olmuş, banyo yaptırın lütfen. "
"Tamam abi hemen yan tarafdaki banyoyu hazırlattırayım."
Gölge yanındaki adama baktı bazen Serkan'a katlanmak onu çileden çıkarıyordu.
"Ne banyosu Serkan!!"
"Abi sen dedin ya banyoy-"
"Tamam kes Serkan! Çocukların araba yıkadıkları hortumu hazırlat, Sinan beyi bir yıkayalım. "
"Tamam abi."
**********
Gölge garajda adamlarının buz gibi soğuk ve tazikli suyla Sinan'ı yıkayışını izledi.
***********
"Setran ne yaptın iki ay dedim dört ay geçti. Artık Gümüş bile işkencelere dayanamıyor yarın bir gün elimizde kalacak. "
"Abi gözcüyü diye koyduğumuz adamı fark ettiler, adamdan haber alamıyoruz. Bırak kuşu sinek uçutturmuyor!"
"Bak daha peri kızı kim öğrenemedik o kadar işkence ,verdiğimiz elekrik çivili tahta bana mı, demiyor!"
"Abi şiddetin işkencenin her türlüsüne alışık bu adam, boşa mı yer altında seviliyor, bence biz buna piskolojik işkence yapalım. "
"İşe yarar mı?"
"Denemekten bir şey kaybetmeyiz abi. "
"Tamam ne yapacağız ."
****************
"Çocuklarını seviyor musun?"
"Sana ne lan benim çocuklarımdan!!"
"Karın çocuklardan birine abisinin ismini verecekmiş."
Sinan ilk şaşırsa da kendini topladı geri, burda düşündüğü zaman da hep onu düşündü, ona yaptığı eşşekliği ,bundan sonra ne onu nede çocuklarını üzmeyecekti.
"Koyabilir bundan sana ne!"
"Bir şey daha var sana boşanma davası açtı, hazır sende ortalıkta yokken çocuklarıyla beraber ortalıktan kayboluyor, malum Fatih ve diğerleri seni arıyor aklına senin çocukların gelecek değil."
Sinan Gölgenin sözleriyle kazç aydır bu derece hissetmediği acıyı hissetti göğsünde
"Yalan söylüyorsun!!"
"Ne önemi var Gümüş, çocuklarının cesedini sana getireceğim bekle az kaldı. "
"Gebertirim lan seni, Şerefsiz p*ç!!!
Onlara bir dokun bak seni doğduğuna pişman ederim!!!"
"Tamam Sakin ol Gümüş ,sen hadi gene bizim güllünün yanına git. Serkan götürün oğlum."
"Tamam abi."
Gölgenin güllü dediği yer dondurucu deposundan başka bir yer değildi orda kasabdan gelen inek, koyun, keçiler asılı olurdu, aşçıda ordan lazım olan eti alır yemeklerini yapar, Gölgede ona ters yapan kişileri cezalandırmak için yollardı.
Bu depoya Zerda ve Keremin de uğramışlığı vardı.
*******
Gölge sonunda peri kızının kim olduğunu öğrenmişti.
"Hiç aklıma gelmezdi ,demek peri kızımız Melek hanım sizsiniz."
Gölge gülerek Sinan'ın kaldığı yere koyduğu ses kaydından duyduğu şeyle zaferini kazanmıştı.
"Git Peri kızı ne sana nede çocuklarıma bir şey olmasın ben razıyım bu cehennemde bütün acıları çekmeye.. Git peri kızı kurtar kendini, lan Fatih onlara bir şey olursa seni gebertirim lan!! Allahım onları koru.."
"Serkan, ne aptın dediklerimi yaptın mı? "
" Abi, dediğin gibi Kerem piçini öldü gösterdik bunu duyan Melek erken doğum yaptı. "
"Kaç ay sonra başardığınız için
teşekkürler Serkan bey!!"
Serkan abisinden duyduğu sözlerle başını yere eğdi.
"Neyse artık gösteri başlasın mı?"
"Ne yapıyoruz abi?"
Serkanın bu sorusuna otuziki diş gülerek karşılık verdi.
**********
"Alo Melek Gümüşlemi görüşüyorum?"
"E..evet buyrun telefonunuz kayıtlı değil kimsiniz?"
"Başın sağolsun abini kaybetmişsin. "
"Kimsin sen!"
"Şuan abinin cesedinin karşısında duruyorumda, çok üzüldün insanın cesedi bir çöplüğe atılır mı? Hele de bir köpek ordusunun içine. "
"Se..Sen ne diyorsun, Kimsin sen!"
"Melek Gümüş, abinin bir mezarı olsun istersen sana atacağım adrese gel abinin naşını al burdan son kardeşlik görevini yap ona."
Gölge telefonu kapatıp eliyle işaret verdi.
"Ağzını açın şunun. "
"Ah Gölge ahh bende seni zeki bir adam sanırdım ama bildiğim malmışsın sen."
Kerem Gölge'ye bakarak güldü
"Lan sence kardeşim gelir mi, benim naşımı almaya?"
"Bence gelecek Kerem.."
"Nah gelir mal unuttun galiba dağ evinde dediklerini ve Silahla beni diye seni vuranda benim kardeşim. Aynı kişiden
bahsediyoruz. Hatırlatayım istersen."
Ordasın değil mi !!!"
"Sen iğrenç bir abisin! Zerda'ya yaptıklarını öğrendim ! Çık karşıma çık ki bu yaptıklarının hesabını ver !"
"Annem senin bunları yaptığını bilse..kadın kahrolur!"
"Cevap ver bana nerdesin Allah'ın cezası! Çık karşıma abim demeden alnının çatından vurmazsam banada Melek demesinler!"
Etrafta hiç bir ses yoktu. Abim haklı olsaydı çıkar kendini anlatırdı. Demek ki suçluydu benim abim..
Ağaçların arasından duyduğum ayak sesleriyle silahı o tarafa doğrulttum.
Emniyetini açıp sesin geldiği yöne tuttum.
"Sen zalim olduysan abi..sanada acımam!"
Silahı ateşledim anında silahı ateşlediğim taraftan bir ses geldi.
"Ahhh."
"Yani senin anlayacağın kardeşim gelmez ne ölüme ne dirime ."
"Kerem, kerem sen inanmak istemiyorsun sende biliyorsun ki ,Melek gelecek ve büyük gösterimiz başlayacak ."
Gölge gülerek giderken durdu, Zerdaya dönüp konuştu.
"Sana bir hediye aldım pardon almadım çaldım."
Kahkahalarla gülüp konuşmasına devam etti.
"Ama çok seveceğinden şüphem yok. İkiniz de hazır olun ,büyük gösteri başlıyor. "
Gölge gülerek odayı terk etti.
*********
"Hoş geldiniz."
Gölge karşısında korkak bir şekil de duran ceylana baktı.
"Aaa bak kimlerde geliyormuş ,Gümüş bak sana peri kızını getirdim. "
Sinan yürümekte bile zorlanırken ,kaç aydır düşündüğü kadını karşısında görmekle ağzından şu kelimeler döküldü.
"Melek?.."
.
.
.
.
.