MECNUN

Oleh sokratesdiyorki

666K 38.4K 41.4K

Birbirimizi tanımadan birbirimizin olduk ° "Hiçbir şey bildiğin gibi değil" diye fısıldadım güçsüz bir sesle... Lebih Banyak

Tanıtım
Prolog
M•1
M•3
M•4
M•5
M•6
M•7
M•8
M•9
M•10
M•11
M•12
M•13
M•14
M•15
M•16
M•17
M•18
M•19
M•20
M•21
M•22
M•23
M•24
M•25
M•26

M•2

24.4K 1.5K 882
Oleh sokratesdiyorki

Medya: Kare Prod : Yarala Meni 🖤

Hayatım başkalarının ellerindeydi. Bedenim başkalarının kuklasıydı. Tamam bu kişiler abim ve amcam olsa da kendi hayatımı kendime yaşatmıyorlardı.

Otobüsün gelmesiyle oturduğum duraktan kalkıp  ön kapıya doğru ilerledim. Yine kalabalık olmasına lanet ettim. Ben ne zaman okula giderken oturacaktım şu otobüste.

Yavaş adımlarla otobüse çıkıp kartımı okuttum . Biraz ilerleyip otobüsün ortalarına geldim. Yanımda oldukça iri bir beden olduğu belliydi ama dönüp bakamadım. Çünkü kafam doluydu. Kurtulmak istediğim bir bela vardı başımda.

Yanımdaki iri bedenden burnuma gelen erkeksi parfüm kokusu çok hoşuma gitmişti. Gerçekten bu parfüme dünyanın parasını verdiğine emindim. Ki dünyanın parasına değecek bir kokuydu.

Otobüs ilerleyip diğer  tıklım tıklım olmuş yanımdaki kişiye biraz daha fazla yaklaşmış kokusunu daha fazla duyumsamıştım. Otobüs doldukça ben havasızlıktan öleceğimi hissediyordum.

Her yer insandı. Ve artık aldığım nefesler yetmiyordu. Bu kalabalıkta tek duam arkamdakinin kız olmasıydı. Yoksa bir erkeğin arkamda varlığını hissetmek bile korkuturdu beni .

'Yanındakinin varlığını hissetmekten korkmuyorsun hatta kokluyorsundedi içimdeki ses.

Sadece göz devirdim ona. Bir erkek bu kadar güzel bir parfüm sıkmamalıydı benim ne suçum vardı?  Hele toplum içine giriyorsa kesinlikle sıkamazdı.

Biraz daha ilerledikten sonra otobüs şoförü sanırım süreyi yetiştirmeye çalışıyor olacaktı ki hızlandı. Bu ani hızla  otobüs ileri doğru atılıp sallandı. Neredeyse düşecektim Allah'ta refleksim kuvvetliydi de önümdeki koltuğun tutacağına tutunmuştum.

Ama beklediğim sert yüzey değildi karşılaştığım. Daha yumuşak bir şeydi. Gözlerim tuttuğum şeye kayarken , tutacak değildi gördüğüm. Tutacağı tutan kemikli, uzun parmaklı bir erkek eliydi.

Gözlerimi kaldırıp  baktım elin sahibiyle. Gözlerim tanıdık siyahlarla buluşmanın etkisiyle daha da büyük açılırken büyük bir  şoku taşıdı yüreğim.

Ellerim sert elleri hissederken kalbim hızını arttırdı. Göğsümde derin bir yol oluştu sanki. İçime bir şeyler usul usul  aktı.

Gözleri bir kaç saniye gözlerime tutundu. Sanki ilk defa görüyor gibi bir hali vardı yüzümü.  Yavaş yavaş   kaşları çatıldı, ifadesi sertleşti. Elini bir hışımla  çekip kurtardı tutuşumdan.

Gözlerim daha da büyürken dudaklarım aralandı ama  söylenecek bir söz toparlayamadı zihnim.

Elini  çekişiyle elim sert yüzeyle buluşurken gözlerimi kırpmadan alık alık bakıyordum git gide sertleşen ifadesine. Sonra hiç  bir şey olmamış gibi gözleri karşıyı, bize  koltuklardan dolayı uzak olan otobüs camını buldu.

Kısacık bir sürede de olsa hissettiğim sıcak yüzeyi kaybetmek beni sebebini bilmediğim bir hayal kırıklığına sürüklerken yaptığım hata yüzünden yerin dibine girmek istedim.

Yanaklarım boynum cayır cayır yanarken yutkundum.

Bu hikaye belki de benim başlangıcım değil sonumdu.

Ve ben yanlışlıkla elini tutarak o sona imzamı atmıştım kim bilir?

°

Hayatım boyunca hiç utanmadığım kadar utandığımı  hissediyordum. Elini tutmuştum. Hayatıma erkek girmeyen ben yanlışlıkla da olsa birinin elini tutmuştum.

Alnımı sıvazlarken istilâ etmişti varlığı zihnimi. Bir an bile aklımdan çıkmıyordu. Bakışları, elini tutuşum, kaşlarını çatışı  . İç çektim.

Eve gelir gelmez Yağmur'u aramış onu bize davet etmiştim. Çünkü gerçekten kafamı boşaltmam lazımdı. Tuğrul zaten bütün piskolojimi mahvetmiş, bu da yetmezmiş gibi Ali İmran da düşüncelerimi süslemişti.

"Neyin var?" diye mırıldandı Yağmur  avuç içindeki çekirdekten bir tane alıp dudaklarıyla buluştururken.

Yüzüm daha da düştü. Tuğrul olayını biliyordu . Ali İmran olayını anlatmak için ise cesaret toplamaya çalışıyordum. Adam gün boyu aklımdan çıkmamıştı şaka gibiydi.

"Yağmuş"  iç çekip dudaklarımı büzdüm.

Kaşları merakla kalkarken avuç içindeki çekirdeği kaseye geri bırakıp bütün dikkatini bende topladı. Çünkü ne zaman ciddi bir şey söylemek istesem tırnaklarımla oynardım. Ve bunu en yakın arkadaşım fark etmişti.

"Ali İmran var ya"

Yağmur  düşünüyormuş gibi suratını buruşturup , dudaklarını büzdü. "Kasapların Ali İmran mı?"

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Mahallede zaten tek Ali İmran oydu. Tabi bazı teyzeler oğulları ona benzesin diye adını koymuşlardı ama onlarda bizim muhabbet içeriğimiz olacak yaşta değillerdi. Bacak kadardı bir kere boyları.

Onun ailesine kasaplar denmesinin sebebi ise tüm sülalesi yedi göbek kasaptı. Babası kasap olan Ali İmran genç bir delikanlı olunca işleri büyütmüş şehrin göbeğine et lokantası açmıştı. Zaten zengin olan ailenin bu lokanta sayesinde serveti büyümüş zenginliklerine zenginlik katmışlardı. Şimdi kaç tane et lokantaları olduğunu bilmiyordum ama paraya para demedikleri belliydi.

Gözlerimi kaçırıp olayı yavaş yavaş anlatırken Yağmur büyük bir dikkatle dinledi beni. Sözümü kesmedi. Ani tepki vermedi. Sadece sustu .

Kelimeler dudaklarımdan boşanıp özgürlüğe kavuşurken onun gözleri düştü. Yüzü asıldı. Sözler birer birer ölüp sohbetimizin sonunu hazırladı. Biter bitmez sustum. O ise acır gibi baktı bana .

Elleri yavaşça  bacaklarımın üstüne koyup birleştirdiği ellerime kaydı. Ellerimi tutunca buz gibi ellerimde sıcacık, yumuşacık ellerinin güven verici baskısını hissettim.

"Aysima" diye mırıldandı. Mırıldanışı bir çok şey barındırıyordu aslında. Ama kulaklarımı tıkadım. 

Benim, uyarı dolu  mırıltısına kör oluşuma şahitlik ettikten sonra dudaklarını araladı. "O imkansız senin için biliyorsun değil mi"

Dudaklarımı sahte bir tebessüm sundu ona. İçimde bir şeyler kırılırken umursamaz bir ifade takındım. Ya da sadece takınmaya çalıştım..

"O umrumda falan değil ki" diye en başta kendime yalan söyledim tek omzumu  silkerken.

"Güzelim" dedi başını iki yana sallayıp. "O Tuğrul'un en yakın arkadaşı"

Gözlerim yere kayarken omuzlarım mağlubiyeti daha fazla taşıyamayıp düştü. Bildiğim ve kulak tıkadığım gerçeği ondan duymak canımı acıttı. Dost acı söylermiş derlerdi. Dost gerçekten acı söylüyordu.

Elimi beni ilgilendirmiyor dercesine sallamak istesemde haraletlerim o kadar donuktu ki benim cingöz arkadaşım yememişti.

"Üstelik" dedi  kursağımda koyduğu hevesin kırıkları canımı acıtırken. "Onlar mahallenin en zengin ailesi , Ali İmran mahallenin en gözde erkeği , herkesin gözü onun üstünde , annesi kardeşi desen kasım kasım kasılıyorlar kimseyi yakıştıramıyorlar oğullarına , hoş zor zekat bir kaç tane beğenseler de oğulları  geri çeviriyor ya"

Sadece omuz silktim. Umursamaz bir gülüş yerleştirdim dudaklarıma. "Yağmuş" diye mırıldandım gözlerimi devirerek. "Sanki ona aşık olacakmışım gibi davranıyorsun" sonra dudaklarımdan alaylı ufak bir gülüş firar etti. "Ona aşık  olacağım falan yok"

Yağmur kaşlarını kaldırıp iç çekti. "Aşk falan değil güzelim" diye kendini açıklamaya çalıştı gözlerini kocaman açarak. "Ben sadece seni biliyorum"

Kaşlarım çatılırken öfkeyle kırpıştırdım gözlerimi. "Ben kurtuluşumu bir erkekte arayacak kadar güçsüz, ezik biri miyim Yağmur?" Diye  ince bir sesle çığırdım. "Ben kendi kendimi kurtarırım , kimseye ihtiyacım yok benim"

Yağmur gözlerini devirdi. Sonra bıkkınlık dolu bir iç çekti. "Neden çarpıtıyorsun?" diye sordu baydığı gözleriyle.  Elleri  avucunun içindeki ellerimi sıktı. "Ben sadece seni düşünüyorum"

Gözleri samimiyetle parlarken dudakları üzüntüyle büzüldü. "Tuğrul'la aynı gruptalar , dostlar ve bu seni çok kötü etkileyecek"

Omuz silktim yine. Zoraki bir gülümseme  kondurmaya çalıştım.  Haklıydı ve haklı olması beni üzüyordu. Söyledikleri doğruydu.

Ne olursa olsun Tuğrul'un arkadaşıydı. Üstelik o bana bakmazdı. Bana bir kaç beden büyük gelirdi o.

°

Sabahın bu saatinde kalkmak benim için eziyetti. Aslında dersim daha geçti bugün ama erken gitmek istemiştim.

Bunun sebebi ise gidip bu haftanın notlarını temize çekmek biraz ders çalışmaktı. Hem zihnim daha açık olur diye düşünüyordum.

Otobüs gelince gördüm iri bedeni. Camdan kesişti birbiriyle gözlerimiz. Yanaklarıma kan toplanırken kalbim tekledi. Hızla ilerledim otobüse . Bindikten sonra yanına geçip yanında durdum.  Bu kez önlemimi önden alıp tutunmuştum direğe.

Yüzümün yan tarafının karıncalandığını hissediyordum. Sanki yüzümdeydi bakışları.  Gözlerimi kaldırıp yüzüne baktığımda yüzümü izleyen yüzü kasıldı. Gözleri aralandı. Sonra telaşla başını çevirip karşıyı izledi.

Kıvrılmak , bir gülüşü sunmak isteyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözlerim yavaş yavaş yüzünü taradı.

Gerçekten çok yakışıklıydı.  Elmacık kemiklerinin belirginliği , yüzünü süsleyen sakalları. İç çekmemek için zor tuttum kendimi.

Kalbim hızlanmaya başlarken yutkunup gözlerimi pencereye çevirdim.  İnene kadar bakmamaya çalıştım yüzüne.

Otobüs ilerledikçe kalabalıklaşırken biraz daha  yanaştım yanına. Kokusu daha fazla doldururken ciğerlerimi parfüm sıkmayı unutmama lanet ettim. Belki o da kokumu duyumsayıp, sonra kendime düşüncelerimden dolayı kızdım.

Yağmur haklıydı. Ben ona kapılıyordum. Tamam önceden beri onu çok beğenirdim. Her gördüğüm yerde incelerdim ama bu, bu sağlıklı değildi .

Otobüsten inmeden önce başımı kaldırıp izledim yüzünü. Gözleri  karşıdan bir an bile ayrılmadı . Önündeki düğmeye uzanıp basarken bile bakmadı bana.

Yavaş adımlarla inmeye başladım. Adımlarım o kadar yavaştı ki otobüsçü neredeyse kapıyı kapatacaktı. Otobüsten nasıl indiğini bilmiyordum.

Hızlı adımlarla ilerlerken derin derin nefesler alıyordum. Soğuk havanın vurduğu yanaklarım daha da yanıyordu.

Bu adam bana ne yapıyordu? Hiçbir fikrim yoktu. Ama olan aklım da onun yüzünden gideceğe benziyordu.

Birazdan arkamdan  gür erkeksi bir ses işittim. "Bakar mısın?"

Bu onun sesiydi. Ali İmran'ın.

Kalbim  göğüs kafesimi tekmeledi. Göğsümün sıkıştığını nefesinin kesildiğini hissettim.

Yavaşça arkama döndüğümde o vardı karşımda.

Kara gözleri ecelim olmak ister gibi bana bakıyor , göğsü aralıksız şişiyordu. Sanırım bana  yetişmek için koşmuştu.

Peki ya niçin bana yetişmek istemişti ?

°

Merhaba

Kısa oldu biliyorum ama en heyecanlı yerinde kesmek istedim 🤭🤭

Bölümü nasıl buldunuz bebekler ?

Ali İmran'ı sevdiniz mi?

İlk karşılaşmaları nasıl ?

Peki ya Ali İmran neden Aysima'nın peşinden gitti?

O da mı Aysima'dan etkileniyor yoksa?

Bu arada oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🖤

Daha sık yazmayı ben de isterdim ama maalesef.

Ama önce amadeye bölüm atmam sonra oturup ders çalışmam gerekiyor.

Hatta direkt oturup ders çalışmam gerekiyor ama ben ne yapıyorum.

Bazen sorguluyorum. Yazmayı benim için anlamını. Gerçekten değiyor mu diyorum? Biri çıkıyor sonra saçma sapan şeyler yazıyor hevesimi kırıyor. Diyorum ki gerçekten boş.  Burası için hayatımı aksatmam boş. Kendime yazım ediyorum. Çek git bir şey demeden. Sonra biri çıkıyor güzel bir tek sözü yetiyor kalbimi fethetmeye.

Ama gerçekten yorulduğumu hissediyorum. Diyorum ki aha bu sefer bir şey olmuyor ama biri çıkıyor yine kalbimi paramparça etmeye yetiyor.. umursamıyorum..ama işte insanlar neden üslûp konusunda bu kadar kırıcı anlayamıyorum. Kendimi yalnız hissediyorum sadece .

Hele akide beni bitirdi. Neden insanlar direk kötü yazıyor anlamak sonunu beklemek yerine. Hele sinir krizlerine girmelerine rağmen okuyanlara anlam veremiyorum. Amaç ne ?

  Bölümü   canlicansiz bebeğime ithaf ediyorum. Desteğini bölüm yazarkenki yardımlarını unutamam hiç.  Zamanında çok yanmda oldu  şu sıralar konuşamasak da ben hala yanımda olduğunu düşünüyorum. Belki biraz bana kırgın olabilir ama  gerçekten ben de yoruldum. Ve gerçekten seni seviyorum canım. Gözlerim mesajlarını arıyor bekliyor. Bana kırgın olma olur mu? Sen benim için kıymetlisin. Seviliyorsun bebeğim. Bu bölüm senin için.

Kendimi çok yalnız hissettiğim şu dönemde beni yorumlarınızla destekler misiniz ? 🙍🏻‍♀️

Son olarak onlar hakkındaki düşüncelerinizi alayım🙆🏻‍♀️

Ali İmran?

Aysima?

Tuğrul?

Seviliyorsunuz ❤️

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

80K 5.1K 21
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
YUVA Oleh _twclr

Fiksi Remaja

705K 34.7K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
474K 35.8K 12
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
1.6M 54.4K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...