Prens'in Fedaisi

By SelmaKahraman5

38.7K 4.1K 3.4K

Gökçe, iyi bir korumadır. Ama mesleğinden istifa edip hayali olan Dünya'yı gezmek ister. Tesadüf eseri, Prens... More

Bölüm 1
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22

Bölüm 2

2.5K 269 131
By SelmaKahraman5


İnstagram:selma.kahraman.7

Her şeye rağmen, yine de buranın tadını çıkarıp, başka bir ülkeye gidecektim. Her yeri gezip görecektim. Kimse bana engel olamazdı. Ünlü Big Ben saatine gidecektim. Üzerimi giyinip kahvaltıya indim. Kahvaltımı edip, dışarıya doğru çıktım. Yürüyerek, ilerlemeye başladım. Böyle ilerlemeyi seviyordum çünkü, gözden kaçırdığım yerleri, yürüyerek görebilirdim.

Big ben tam karşıma çıkmıştı. Gerçekten de büyük bir saat kulesiydi. Onun fotoğrafını çekip Nisan'a yolladım. Bana "Gezeme inşallah" diye yine beddua etti. O böyle söyleyince, etrafıma bakındım. Kimse yok demi lan. Bu kız şom ağızlı, bir şey felan olmaz değil mi? Şöyle bir tur döndüm etrafımda yoktu kimse. İçimden güldüm. Bize bunlar, söker mi be Nisan. Biz nereleri korumuş ne kurşunlar yemiş insanlarız.

Big Ben, ötünce o sırada ödüm patladı. Zaten diken üstünde duruyorum. Yürümeye başladım. Birkaç tane fotoğraf çekinip, oturdum bir banka. Buraya arabaların girişi yasaktı. Ama önüme bir araba durdu. Ön taraftaki muhafız inip arka kapıyı açtı. İçinden Derek, gözlüğünü takıp, indi. Yanıma doğru gelirken, herkes onunla fotoğraf çektirmek istiyordu. Yanıma geldiğinde ona doğru döndüm.

Muhafız kolumdan tuttu, "Prensimizin önünde eğilmelisin" diye. Bir koluna bir muhafıza baktım. Tutup kolundan kıvırdım. Diğeri bana silahını doğrulttu. Derek, silahı indirmesini söyledi.

"Niye bir insanın önünde eğilim" diye ona doğru döndüm. "sende insansın bende" dedim başını salladı gülerek. "Ne işin var hem senin burada" dediğimde Muhafız tam bir şey diyecekken elimin tersini gösterdim. Muhafız korkup iki adım geriye çekildi.

"Bu zamana kadar benimle böyle konuşanı ilk kez görüyorlar ya ondan. Takma sen onları" dedi gülerek.

"Tamam tamam anladık, senin ne işin var burada" dedim sinirle.

"Korumam ol" dedi bana bakarak.

"Ben zaten koruma şirketimden istifade etmişim. Korumak isteseydim gider kendi ülkemde korurdum" dedim ona bakarak.

"Tamam o zaman, beni kurtardığın için yemeğe davet ediyorum seni" dedi gülerek.

"Yemeğe gelirsem beni rahat bırakacak mısın?"

"Söz" dedi gülerek. Ona baktım inanmayan bakışlarla "Erkek sözü" dedi gülerek.

"Tamam o zaman" dedim. Arabaya geçmem için eliyle buyur yaptı. Arabaya onun yanına geçtim. Bana baktı yandan. Bir restorana doğru giderken, konuşmaya başladı.

"Benim annemde Türk'tü" dedi üzülerek. Sanırım vefat etmişti.

"Nasıl evlenmiş ki babanla" dedim. Taa Türkiye'den kalk gel.

"Babam, Türkiye'ye okumaya gitmiş. Annemde orada öğrenciymiş, Kimseye söylememiş Prens olduğunu. Herkesten de gizlemesini istemiş. Annemle de o sayede tanışmışlar işte" dedi. Desene harika bir hikaye ye benziyor. "Annemden önce biriyle daha evliymiş ama iki tane daha kardeşim var"

"Ne güzel kardeşinin olması benim yok mesela" dedim ona dönerek. Restorana gelince durduk. Derek cevap vermemişti. İçeriye girince bizi ayrı bir yere aldılar.

"Ne yemek istersin" dedi bana bakarak.

"Adana kebap var mı?" dedim Vallah'a buraya geldiğimden beridir en çok özlediğim şey o oldu. Adanalı olduğumdan mıdır nedir. Garsonda Derek de bana şaşkınca baktılar. Ağzınızın tadı olsaydı zaten. "Yok anladım" dedim.

"Domuz etimiz var" dediğinde ona baktım. Derek de yüzünü buruşturdu.

"Sende mi sevmiyorsun" başını salladı olumsuz anlamda. "Mikrop mikrop" dedim gülerek.

"Biz en iyisi tavuk yiyelim olur mu Gökçe" dediğinde başımla onayladım. "Bay Will" dedi Derek. O dövdüğüm koruma geldi. "Yemekleri kontrol edin" koruma başını salladı.

Yemekler gelene kadar Derek bana baktı. "Tanımadığın birini niye kurtardın" diye bir anda sordu.

"Tanımadığım birine yardım etmem kötü bir şey mi? Niye sorup duruyorsun" dedim ona bakarak.

"Şaşırdım sadece" dedi. "Türkiye'yi özlüyor musun*" diye konuyu değiştirdi.

"Özlemem mi ya" diye ona baktım. Anlamadı beni. Türkçe konuştum çünkü. "yani özlemez miyim?" dedim gülerek.

Yemeklerimiz geldiğinde, adama baktım. Tepsiyi biraz yamuk tutuyordu. Ona şaşkınca bakınca, o da bana baktı. Kaşlarımı çattım. "Prens Derek" dedim bana baktı. Karşıdaki garson tam silahını çıkaracakken Derek'in üzerine atladım. Bana şaşkınca bakıyordu. "Prensi koruyun" diye bağırdım. "Başını derde sokmadan bir günün geçmez mi senin" dedim sinirle ona bakıp. Masanın üzerindeki tabağı adamın kafasına attım. Garson kılığına girmişlerdi. Yerden dikkatlice kalktık. Ama sadece o değildi anlaşılan. Onun elinden tutup oradan çıkarttım. "Koş" dedim birlikte İngiltere sokaklarında suikastçilerden kaçıyorduk. Bir duvarda durdu. "Durma" dedim onu çekip.

"Gökçe yoruldum" dedi.

"Ölünce dinlenirsin artık, koş koş" diye çekiştirdim. Hanım evladı. Yorulmuşsa benziyordu ama arkamızda olabilirlerdi.

Biraz sonra diğer sokaktan çıktık. Derek 'in arabası önümüzde durdu. Anında içeriye atladık. Bizi saraya doğru götürüyordu. Ben ne kadar inmek istesem de Derek senin de yüzünü görmüşlerdir diye indirmiyordu.

...

Şu anda ne mi yapıyoruz, Prens Henry'nin önünde duruyoruz. Herkes reverans yaptı. "Gokça" dedi. Ne var bu ismimde bilmem ki. "Seni yeniden görmek çok güzel. İkinci kez oğlumun hayatını kurtardın" dedi gülerek.

"Valla, Prens Derek'i saraydan çıkartmayın" dedim gülerek. "Saatli bomba gibi" diye ona döndüm. Bana sinirle baktı sonra babasına döndü. Sonra Bay Will geldi olayı anlattı. Onu dövdüğüm kısmını da ekleyip.

"Gokça, sana bir teklifim var" dediğinde ona baktım. "Oğlum'un senin gibi korumalara ihtiyacı var. Sende söyledin. Saatli bomba gibi"

"Neden herkes oğlunuzun peşinde." dedim bir anda. Gerçekten de çok merak etmiştim. Prenssin her şey elinin altında ama doğru düzgün hiçbir şeyin tadını çıkartamıyorsun.

"Derek, tahtın son sırasındaki varis. Ama babam yani Kral onu düşünüyor." fetret devri gibi mübarek.

"Çok değişik, bizim oralarda da Padişah oğlunu öldürtmüştü" dediğimde hepsinin gözü kocaman oldu. "Şehzade'ye çok üzülmüştük" dediğimde Prens Henry bana baktı.

"Sizde monarşi yok ki" dedi.

"Evet yok, Taa Sultan Sülayman zamanı, Şehzade Mustafa'yı boğdurtmuştu. Bir dizide izlemiştik. " dediğimde herkes ne alaka anlamında bana bakıyordu. "Bunu da niye söylediysem" dedim söylenerek.

"Her neyse" dedi Prens Henry gülerek. "Ne diyorsun Kraliyet koruması olacak mısın?"

"Üzgünüm efendim ama ülkenize tatile geldim ben" dediğimde Derek'e baktım.

"Senden rica ediyorum" dedi Prens Henry "Bunu bir düşün istersen. İstemezsen anlayışla karşılarız"

"Tamam düşüneceğim" dedim. Arkamdan bir kız geldi.

"Baba" diye reverans yaptı. İşleri güçleri reverans yapmak. Otur kalk, insanın dizleri kireçlenir. Bak ben bunu hiç düşünmemiştim. Gerçekten de bir günde 10 defa eğilip kalkıyorlarsa, 30 günde, 300 defa eğilip kalkarlar.

"Kardeşimi merak etmiştim, bu kız kim" diye bana baktı. Düşüncelerden sıyrıldım.

"Gokça, sanırım koruma olup olmayacağını düşünüyor" dedi yoo aslında düşünmüyorum. Ne düşündüğümü söylesem kesin bana deli dersiniz. Başımı salladım bozuntuya vermemek adına. "Sunny, kardeşini Gokça" kurtarmış" dedi.

"Gokça, teşekkür ederiz" dedi.

"Gökçe" dedim sakince. Bir 5 dk onunla da ismim konusunda cebelleştikten sonra, pes ettim. Anasını satayım nasıl söylüyorsanız söyleyin karışmıyorum artık. Bu kadar zor mu yav benim adım. "ben izninizi isteyeyim" dedim. Herkes bana baktı. "Allaha emanet olun" dedim Türkçe. "Yani hoşçakalın" diye çevirdim. Arkamı döndüm. İlerlemeye başladım. Bu saraya bir daha gelmek istemiyorum. Kapıya çıktığımda hava kararmak üzereydi.  

Continue Reading

You'll Also Like

704K 31.8K 19
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

750K 36.8K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
TAKINTI By 🌙

Teen Fiction

1.8M 31.8K 35
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.7M 62.5K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...