denizkızı [texting]

fizcan द्वारा

37.4K 3.5K 2.6K

0539..: eğer bir çiçek açmıyorsa, mevsimi sen değilsindir demişti birisi, 0539..: söyle; senin mevsimin ben m... अधिक

"1"
"2"
"3"
"4"
"5"
"6"
"7"
"8"
"9"
"10"
"11"
"12"
"13"
"14"
"15"
"16"
"17"
"18"
"19"
"20"
"21"
"22"

final

2.1K 165 199
fizcan द्वारा

Eftelya, kafasını kaldırıp saate baktığında sınavın bitmesine 12 dakika olduğunu gördü. Sınav kağıdı bomboştu. Fizik hakkında bir bok bilmiyordu. Dersler umurunda bile değildi, babasının parasına güveniyordu. Ders çalışması gerektiğini biliyordu ama canı istemeyince yapamıyordu.

800 kişilik okulda nasıl Öykü onun yanına denk gelmişti anlam veremedi. Mert, yan sırada Eftelya'ya bakıyordu. Eftelya onla göz göze gelince Mert gözlerini çekmedi. Eftelya kafasını sıraya koyup gözlerini kapattı. Öykü yanında harıl harıl sınav kağıdını dolduruyordu. Aklına ikisinin en yakın arkadaş olduğu zaman geldi, Öykü, Eftelya ders çalışsın diye türlü türlü şey yapıyordu.

Sınav süresi dolduğunda hoca kağıtları topladı. Eftelya, çantasını alıp çıkmaya yeltendi ki Öykü onu durdurdu. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Eftelya'nın kaşları çatıldı. Öykü, Eftelya'nın Barış'ı öptüğü zamandan beri ona laf sokmaktan başka bir şey yapmamıştı, bunu oturup konuşmamışlardı bile. Eftelya kafasını sallayıp, dışarı çıkan Öykü'nün peşinden gitti. Öykü, koridorun sonundaki kalorifere kalçasını yaslayıp Eftelya'ya baktı.

"Özür dilerim." dedi Öykü, Eftelya anlam veremedi. "Seni üzecek bir şey yaptım, özür dilerim Eftelya."

"Ne yaptın?" Eftelya tüm soğukluğunu koruyarak. "Ayrıca, özür niye diliyorsun? Benden kötü ne yapmış olabilirsin ki Öykü? Senden bir kere bile özür dileyemedim, fırsat olmadı. Özür dilerim Öykü. Sevgiline aşık olduğum için." sonlara doğru sesi alçalmıştı, fısıltıyla söylemişti adeta. "Ama artık.. bilmiyorum Öykü. İçimde bir şeyler koptu."

"Nasıl yani?" dedi Öykü.

"İçimde bir şeyler koparken, Barış'ı da aldı götürdü sanki. Biliyorsundur, öptü beni." Öykü kafasını salladı, "Biliyorum," dedi. "Bunu ona söylediğimde, 'ben Öykü'ye bunu nasıl yaparım' dedi. Onun için hislerimin, hissettiklerimin, onun için yaptıklarımın, yapabileceklerimin hiç bir önemi yok. Ki artık, onun için bir şey yapmayacağım."

Öykü kafası karışmış halde baktı ona. "Nasıl yani.. artık sevmiyor musun?"

"Hayır."

"Eğer vazgeçebiliyorsan bunu neden daha önceden yapmadın?"

"Çünkü onu sevmeyi bile seviyordum Öykü. Çünkü onu sevince, her şey halloluyormuş gibime geliyordu. İçimde halledemiyordum aslında bir şeyleri. Sonra aslında halledemediğim şeyin Barış olduğunu fark ettim. Onu sevmek bana zarar veriyordu Öykü. En yakın arkadaşımı kaybettim, sırf onun için. Yalnız kaldım, sırf onun için. Ama.. ama o seni severken bunları görmedi bile. Yanlış anlama, onu suçlamıyorum."

Boğazını temizleyip devam etti Eftelya. "Sadece kalbim ve beynimin savaştığı bir savaşta, aklımın kazanmasını sağladım."

Öykü bir kaç saniye sesini çıkarmadı. "Peki Barış'ı gördün mü bugün?"

"Evet."

"Bir şey hissetmedin mi?"

"Hayır."

"Pekala.. bu konuyu konuşmak istemiyorum, ne bok yediğimi söyleyeceğim." dikelerek Eftelya'nın yüzüne baktı. "Öykü hayır!" arkadan bir ses geldi, Barış; yanında Gürkan ve arkasında Mert ile Eftelya'ların olduğu yere geliyordu. Koşar adımlarla Eftelya'nın önünde durdular.

"Noluyor ya?" diye mırıldandı Eftelya. Gürkan, Eftelya'ya bakamıyordu.

"Bak, Öykü, bu bizim.. bizim meselemiz. Eftelya'ya biri söyleyecekse bu bizden biri olmalı," dedi Mert. "Neyi söyleceksiniz?" dedi Eftelya.

"Seni nasıl kandırdıklarını. Yapmamaları gereken bir şeyi," diye konuştu Öykü. Mert saçma bir kahkaha atıp, "Sırf Eftelya üzülsün diye Barış'ın onu öpmesine izin veren kızsın sen? Bize ahlak dersi mi veriyorsun Öykücük?"

"Abicim bi sakin," dedi Barış. Eftelya cidden, cidden bir şey hissetmediğini fark etti. Nasıl olmuştu bilmiyordu ama Barış'a karşı artık bir şey hissetmiyordu. Hissedemiyordu.

"Eftelya.." dedi Gürkan boğazını temizleyip. "Hay sikicem kalbimi, hala seni görünce tüm gardımı indiriyorum," dedi kendi kendine ama o kadar sessiz söylemişti ki kimse duymamıştı.

"Sana yazan anonim var ya," dedi Gürkan. "O biziz."

Eftelya anlam veremedi. Kaşlarını kaldırdı, yanlış mı anladı yoksa.. yoksa.. ne olduğuna hala anlam verememişti.

"S-siz mi?"

"Seni üzmek için, Barış ve Gürkan sana anonimden yazmaya karar verdiler. Akıllarınca, seni anonime aşık edip, sonra yüzüstü bırakacaklardı. Ama sen gardını indirmeyip, anonime güvenmeyince iş ellerinde patladı." Öykü bi anda sıraladı cümleleri.

"Aslında devam edecektik, ama Gürkan istemedi." diye mırılandı Barış. "Kıyamadı sana."

Eftelya'nın gözleri dolmuştu. Anonimle konuştuğu anlarda rahatladığını hissediyordu hatta dün ona şans vereceğini söylemişti. "Oysaki ben sana kıymıştım Gürkan." diye mırıldandı. "Barıştan beklerdim de, senden.. senden beklemezdim. Zaten hep en beklemediklerimiz vermiyor mu zarar bize?"

Derin bir nefes alıp devam etti Eftelya. "Sen bana aşık oldun ama ben seni kandırıp, Barış'a yakın olmak için seni kullandım." Gürkan kalbinin paramparça olduğunu hissetti. Bu cümlenin ağırlığı altında eziliyordu. Eftelya'nın yanakları ıslanmaya başlamıştı.

"Hah, Barış.. bu olanların hepsinin senin yüzünden olduğunu düşününce kafayı yiyecek gibi oluyorum. Değmeyecek sana, bir sürü insan harcadım. Kaybettim onları. Hoş, onların da çok umrunda değilmiş, baksana! Beni kandırmaya çalışmışlar."

Öykü, Eftelya'ya dönerek, "Tamam, bir hata yapmış olabiliriz ama bu senin yaptığının yanında hiç bir şey değil!" dedi.

"Evet! Allah kahretsin ki, yaptım bir bok. Ama Öykü, sana yemin ederim ki hiç bir zaman seni bilerek üzmek için bir şey yapmadım! Ya ben..ben, ben aylarca kafayı yedim Gürkan'ı üzdüm diye. Aylarca ağladım, Öykü'yü kaybettim diye. Ama ben ne Gürkan'ın umrundaymışım ne de Öykü'nün."

"Özür dile-"

"Ben özür dilerim Gürkan. Keşke en başında söyleseydim sana, keşke en başında. Ama sen.. sen o kadar saftın ki, Barış'a aşık olduğumu fark edemeyecek kadar saftın. Seni kullanmama sen izin verdin, o da senin aptallığın olsun." Eftelya, sinirden ağzından çıkanların farkında değildi.

Bir anda gülmeye başladı, sinirleri bozulmuştu. "Keşke biraz daha devam ettirseydiniz bu aptal, küçük oyununuzu! Tam da, yelkenleri suya indirmiş, anonime güvenmeye başlamıştım. Onun sevgisi hoşuma gitmeye başlamıştı."

Eftelya kafasını kaldırıp Barış'a baktı. "Artık, o kadar sevmiyorum ki seni, sırf seni sevdiğim zaman yaptıklarım için kendimi öldüresim var. Benim için güzel olan her şey sendin Barış, ama artık benim için anlam ifade etmiyorsun. Hiç bir şey." Barış kafasını salladı. "Buna sevindim Eftelya." dedi. Öykü'ye uzattı elini, Öykü onun elini tutup, Eftelya'ya baktı.

"Umarım, mutlu olursun Eftelya," dedi. Öykü'ye gülümsedi Eftelya. Ona kızamıyordu, küsemiyordu. Ama az önce, vedalaşmışlardı. Umarım mutlu olursun Eftelya. Bu bir daha arkadaş olamayacaklarının kanıtıydı. Eftelya mutlu olsa da olmasa da Öykü onun yanında olmayacaktı. Barış, Öykü'yü peşinden sürükleyerek gitti.

"Beni hiç bir zaman sevmeyeceksin değil mi?" dedi Gürkan fısıltıyla. Mert, durmuş onlara bakıyordu. Eftelya yanakları ıpıslak bir şekilde kafasını iki yana salladı. "Hayır, Gürkan. Bazen olmaz, anladın mı? Olmuyorsa zorlamamak gerekirmiş. Ben.. ben seni sevemiyorum, ki bu bir ihtimal bile olsa beni kandırdığını öğrendiğim zaman uçtu gitti. Ki seni sevsem bile... ister misin ki?"

Gürkan da iki yana salladı kafasını. "Hayır, istemem. Çünkü sana her baktığımda aklıma Barış'ı öpüşün gelir, benim en yakın arkadaşımı sevişin gelir, çünkü.. çünkü buna dayanamam Eftelya. Umarım, benim içimde olan savaşımı aklım kazanır. Çünkü eğer kalbim kazanırsa.. kazanmamalı."

Eftelya tebessüm etti. "Kazanmayacak, emin ol. Evet, belki seviyorsun beni ama, bu vazgeçemeyecek türden bir şey değil. Ben Barış'ı sildiysem sen de beni silersin, emin ol."

Gürkan da gülümsedi. "Ödeştik."

"Ödeştik."

Yine aynı hisleri hissetti Eftelya. Bir daha Gürkan'ın yanında olamayacağı hissi, çünkü onuna da vedalaşmışlardı az önce. Alacak verecek hiç bir şeyi kalmamıştı. Belki her şey farklı olabilirdi, bilmiyordu. Ama olmamıştı. Her şey bu şekilde olmuştu belki iyi belki kötü.Ama yaşanması gereken şeyler yaşanmıştı.

"Sen.." dedi Mert'in burada olduğunu fark eden Eftelya.

"Seni seviyorum." dedi bi anda Mert.

"Sen ne alaka be?" deyince Mert gülümsedi. "Gürkan ve Barış'ı konuşurken duydum. Bunun planını yapıyorlardı. Ben seni aynı dershanede olduğumuzdan beri seviyorum. Sen, sen 9.sınıfı hatırlıyorsun ama biz 7.sınıfta da aynı dershanedeydik. 7.sınıfta da seviyordum seni, şimdi 11.sınıfım hala çok seviyorum."

"..işte, onları konuşurken duyunca bende konuşmak istiyorum yoksa gider bunların hepsini Eftelya'ya anlatırım dedim. Gürkan, bir kaç kez konuştu seninle. Hani şu 'hiç kimseyim' muhabbeti var ya, orası mesela, Gürkan yazdı. Sana denizkızı yazılan her şeyi Barış yazdı. Hani bi keresinde bana, 'sen kimsin' demiştin, bende '3 kişiyim' diye cevap vermiştim, orada şaka yapmıyordum, her neyse."

Eftelya kaşlarını kaldırıp Mert'e baktı. "Kaktüs demenden anlamalıydım zaten," diye mırıldandı.

"Özür dilerim, Eftelya. Bunu yapmamalıydım, ama ne yapayım, seninle bir kez olsun konuşmak için yedim böyle bir bok. Ama, seninle konuştuğum her ana değdi Eftelya. Bunu demek istemezdim ama öyle işte."

Omuz silkti Eftelya. "Bilmez miyim sevdiğin için kötü de olsa bir şeyler yapmayı.. Özür dilenecek bir şey yok Mert."

"Nasıl yani kızgın değil misin?"

"Hayır."

"Nasıl ya.."

"Öyle işte, Mert. Bana yakın olmak için yapmışsın, seni anlayabiliyorum, sevdiğin için yapmışsın. Ben Barış için her şeyi yapmışken, emin ol sana kızamam, Mert." Mert'in gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Peki ya şimdi," dedi Mert, Eftelya'nın yanağına uzanarak. Islanan yanağını yavaşça sildi. "Şimdi.." diye mırıldandı Eftelya. "Şimdi hiç bir şey olmayacak."

"Şans vermeyeceksin değil mi?"

"Şu an değil," diye mırıldandı Eftelya. "Şu an, dinlenmeye ihtiyacım var Mert. Kalbimin biraz dinlenmeye ihtiyacı var, uzun ve yorucu bir süreç geçirdi malum. Teşekkür ederim ama, bunca şeye rağmen beni sevebildiğin için."

Mert omuz silkti. "Ben her zaman burada seni bekliyor olacağım. 4 sene bekledim, yine beklerim ki."

"Ya pes edersen?"

"Etmem."

Eftelya gülümsedi. "Ben senin sevgini hak etmiyorum Mert."

"Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun Eftelya."

Eftelya, yaslandığı kaloriferden doğrularak bi kaç adım attı. "Dikkat et batmasın dikenlerim," dedi.

Mert sırıttı. "Ben buna da razıyım güzelim."

Hava çok güzeldi, Eftelya dışarı çıkıp biraz hava aldı. Barış'ı görünce heyecanlanmamıştı, hala şaşkındı. Gürkan'ın onu üzebileceği ihtimali hiç gelmemişti aklına. İhtimal vermediğimiz insanlar aslında bizi en çok yaralayanlardır, diye düşündü Eftelya. Gürkan'da Eftelya'nın onu üzeceğine ihtimal vermiyordu ama Eftelya onu kırmıştı, üzmüştü.

Sevmekten yorulmuştu. Bu sevgi, bu aşk onu yormuştu. Aslında aşk insanın içini ferahlatmaz mıydı? Ama Barış'a olan sevgisi onu yıpratmıştı, üzmüştü. O üzülmekten o kadar yorulmuştu ki, artık hayatına kimseyi almak istemiyordu.

Bir daha kimseyi Barış'ı sevdiği gibi sever miydi bilemiyordu. Bildiği tek şey artık birini sevmek istemediğiydi. Yalnız olmak istiyordu ki uzun süredir yalnızdı zaten.

Mert ile olamayacağının farkındaydı, belki Mert bu duruma üzülecekti ama Eftelya onu sevemezdi. İstemiyordu. Bu duruma alışmak zorundaydı Mert, zaten dediğine göre 4 senedir de alışmıştı.

Öyle ya da böyle, hayat akıp gidiyordu. Bir zamanlar üzüldüğümüz şeylere artık üzülmemek büyüdüğümüzü gösterirdi. Eftelya büyüdüğünü hissetmişti. Artık kimse için 'onsuz yapamam' demeyecekti. Çünkü herkes, herkessiz yapabilirdi. Eftelya bu süreç boyunca öğrendiği bir şey varsa o da insanların güvenilmez olduğuydu. Buna kendi de dahildi.

Aslında bir daha Barış'a hissettiği şeyleri başkasına hissetmeyeceğinin farkındaydı. 17 yaşında hissettiği şeyler bir daha gelmeyecekti. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. Barış, onun 20 sene sonra bile hatırlayacağı biriydi, ve Eftelya'nın şu an umduğu tek şey ileride bu yaşanan şeyleri gülerek anlatmaktı.

Gözleri yine yaşla doldu, bu rahatladığı içindi ama. Üzgün olduğu için değil. Telefonuna gelen mesajla irikildi.

mert: denizkızları, kaktüsler, her neyse ağlamalı mı bilmem ama

mert: sen ağlamamalısın.

mert: bu arada

mert: ağlayınca çok güzelsin be

son.

-

belki daha fazla bölüm istiyordunuz, bilemiyorum ama tadında bırakmak istedim, çünkü bazı şeyler böyle daha güzel. bu süreçte yanımda olan herkese çoook teşekkür ederim!

biraz değişik bir kurgu oldu zaten ben de çok normal sayılmam de mi lvnfdnbvkj

öykü ve barış'a kızanlar var biliyorum ama herkes hak ettiğini bulur, onlar birbirlerini en başından beri seviyorlardı sonuçta. eftelya, kör olmaktan vazgeçip barış'ın ona ne kadar zarar verdiğini gördü, onsuz yapamam diyordu ama onsuz da yaptı, hepimiz yapabiliriz değil mi? gürkan kendi içinde halledemiyordu bir şeyleri, hala halledemiyor ama dsjvbjdf. sonuçta her zaman bir çözüm bulamayız, kendi içimizde çözüm aramalıyız.

iyi ki varsınız, sizi seviyorum, kocaman <3

başka kurgularda görüşmek üzere!

(başka kurgu demişken.. nasıl bi texting istediğinizi yazın lütfen)

feyza.

200320

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

ASLA DEME nehiradg द्वारा

लघु कहानी

258K 6.2K 4
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...
479K 8.8K 17
tamamlandı. acar arslan dünyaca ünlü bir futbolcudur. bir gün eski hattını geri takar ve instagram'dan 'bebeğim kişisi instagramda, ona merhaba demek...
Acele Et İlay द्वारा

रहस्य / थ्रिलर

233 83 6
Umay, sıradan bir yaşam sürerken, beklenmedik bir dönemeçle karşılaşır. Genç ve gizemli Arda'nın hayatına girmesiyle, gerçeklikle hayal arasında ince...
Derin Betül द्वारा

लघु कहानी

961K 43.9K 42
Kafamı ellerimin arasına alıp kendimi öne doğru eğmiş az önce yaşananları algılamaya çalışıyordum. Bu olamazdı, hayır hayır hayır yine sokakta bir y...