NIGHT CHANGES ~TaeJin~

By LilaEzri

163K 11.7K 33.9K

Taehyung'un oda arkadaşı olan Jin, Taehyung'un geceleri sık sık yurttan ayrılması yüzünden bir gün onu takip... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
1 Nisan'a Özel Final Bölümü
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45 - FİNAL -
Teşekkürler

Bölüm 6

3.7K 357 824
By LilaEzri

Jin, o gece kulüpten yurda gittiğinde kendisini hala garip hissediyordu. Üzerinize rastgele sıktığınız bir parfümün bir türlü üzerinizden gitmemesi, hatta üzerinize sinmesi gibi Taehyung da ona sinmişti.

Odasının ışıklarını açtığında bile aklına sürekli Taehyung'un kucağına oturması ve kendisine sürtünmesi geliyordu. Bunları düşündükçe Jin'in alt kısmı bölüm bölüm kasılmaya başlıyordu. Düşünmek istemiyordu ama Taehyung sanki aklına tohum ekmiş gibiydi, gittikçe büyüyorlardı.

Yatağının üzerine oturup bir müddet öylece bekleyerek aklını toplamaya çalıştı Jin. Oda arkadaşının bir striptizci olması yetmiyormuş gibi şimdi de onun tarafından milletin içinde kucak dansı yapılmıştı üzerinde. İleride ne olabileceğini tahmin etmek bile istemiyordu.

Daha dün karşısındaki yatakta ona sarılan bu çocukla bugün onun kucağına oturan çocuk aynı olamazdı. Jin, Taehyung'un kucağına oturuşu tekrar hatırladığında yine kasıklarının kasıldığını hissetti. Her kasıldığında ellerini ister istemez sıkıyordu. Bu hissi bu gece atlatmadığı sürece yatamayacağını da biliyordu. Bu yüzden ona yardım edeceğini çok iyi bildiği birisine mesaj attı, Yoongi'ye. ''Uyanık mısın?''

Mesajı attıktan sonra telefonunu yana atıp bir müddet bekledi. Yoongi bazen gece vakti internette takılırdı ama yorgun olduğu zamanlarda da direkt yatardı bu yüzden bu gece hangisinde olduğunu Jin pek kestiremiyordu. Yoongi o anda uyuyor olup ona yardım edemezse, araştırmasını kendisinin yapması gerekecekti.

Gözlerinin dışarıya takılı bir şekilde kalıp, geceye dalıp gittiği bir anda telefonundan ses gelince hemen telefonunu eline aldı. Ekran kilidinde Yoongi'nin onu arıyor olduğunu görünce hemen cevap verdi ona.

İlk konuşan Yoongi olmuştu, bu saatte uyumadığı için sesi oldukça yorgun geliyordu. Jin biraz daha geç arasaydı onun çoktan uyumuş olabileceğini bile düşündü. ''Evet uyanığım da, sen neden bu saatte uyanıksın?''

Jin, Yoongi'ye yaşadığı olayları anlatsa onu Nyks'e gitmemek için dünyadaki bir insan bile durduramazdı, bundan hiç şüphesi yoktu. Bu yüzden ona bir bahane uydurdu. ''Uyku tutmadı sadece. Şey diyecektim... bana deponda sakladığın bazı videoları gönderebilir misin?''

Yoongi, Jin'in bahanesine kulak asmaktan daha çok, sorduğu soruyu anlamaya çalışmıştı. Uykusuz olmasından kaynaklandığını düşünerek sanki bariz bir soruyu anlamamış gibi sesi özgüvensiz bir şekilde çıktı. ''Ne videosu?''

Jin, detaylı bir şekilde açıklamak istemediği bir şeyi açıklamak zorunda kaldığı için iç çekti konuşmadan önce. Kontrollü davranmaya çalışırken tırnaklarını birbirine sürtmeye başlamıştı. ''Anlarsın ya işte... gece diyorum uyku tutmadı diyorum. Mümkünse bana erkekli olanları yollayabilir misin?''

Yoongi ilk başta karşılık vermeyip sessiz kaldı. Ardından Jin'in dediği şeyi yeni fark ettiğinde küçük bir nida bıraktı. Bunun ardından attığı kahkahalar, Jin'in kulağını ağrıtmaya yetmişti. ''Porno mu istiyorsun Jin açıkça söylesene şunu.''

Telefonun diğer ucundan Yoongi'nin çoktan gönderme işlemlerine başlamış olduğunu belli eden klavye ve tık sesleri gelirken, Jin de ayağa kalkıp oda etrafında tur atmaya başlamıştı. Odasının penceresinden dışarıya baktığında kapkaranlık havanın en tepesinde dikilen ay, sanki ne yapacağını biliyorum dermişçesine bakıyordu ona. Böyle bir istekte bulunduğuna kendisi de inanamıyordu ama bu gece için buna muhtaçtı.

Karşı taraftan en son sert bir klavye sesi geldiğinde Yoongi çoktan gönder tuşuna basmıştı. ''İstersen odana geleyim beraber izleyelim?''

Jin'in ''evet'' dediği anda Yoongi'nin hemen gelebilecek potansiyelde olduğunu bildiği için hemen reddetti onu. ''Hayır Yoongi, saçmalama. Hadi kapatıyorum.''

Yoongi'yle olan aramasını sonlandırdıktan sonra Jin, masasına geçip bilgisayarını açtı ve telefonunu da masasının yanına bıraktı. Taehyung odaya gelmeden önce işini halletmek istediğinden hızlı davranmaya çalışıyordu.

Yoongi'nin ona gönderdiği postayı görünce ilk başta iletisini açmadı. Ekrana öylece baktığı süre içerisinde bunun gerçekten gerekli olup olmadığını sorguladı kendince. Fakat beyninin içine tekrar Taehyung girdiğinde ayaklarından itibaren başlayan kasılmalar daha çok artmaya başlamıştı. Vücudu sürekli kendisine uyarı yollarken bir an önce bunu yapması gerektiğini söylüyordu.

Sürekli Taehyung'u düşündüğü için bu gece kendisine dokunmaktan başka şansı yoktu Jin'in. Buna karar verdiğinde banyodan gidip bir tuvalet peçetesi aldı ve ardından tekrardan bilgisayar masasın önüne geçti. Daha rahat hissetmek için de odasının ışıklarını söndürdü.

Derin bir nefes çektikten sonra Yoongi'nin postasını açtı. Yoongi ona neredeyse 10'u geçkin video göndermişken posta ismini de ''Yoongi'nin En İyileri'' olarak yazmıştı. Jin o anda Yoongi'nin ona 10 tane video göndermesine gerek olmadığını düşündü. Ama Yoongi bunları yollarken sanki oyuncaklarını ilk defa başka birisine gösteren çocuk hevesiyle atmış gibiydi. Bu videoları böyle zamanlar için bekletmiş olduğundan ve Yoongi'nin tam olarak böyle bir isimde arşivi olduğuna emindi Jin.

Hızlı olmak adına bunları önemsemeden posta içeriğine tekrar dikkatini verdikten sonra, fazla önemsemeden Yoongi'nin postasından rastgele bir video seçip izlemeye başladı Jin. Genellikle porno izlemezdi çünkü heyecan verici bulmuyordu bu tür videoları. İki bedenin sadece birbirine çarpışması gibi görünüyorlardı gözüne. Rastgele gelmiş iki insanın sevgisiz bir şekilde birbirine dokunması, birbirlerine sadece sevişmek için dokunuyorlarmış hissini veriyordu. Kendisine göre, kişiler arasında tutku ve aşk olunca bunlar ancak güzel oluveriyorlardı. Fakat bugün kendisini rahatlatmak adına bu videoları izlemeye çalışmak için kendisini zorladı.

Yoongi kendisinin seçtiği en iyi dediği videoları Jin'e göndermesine rağmen izlediği video onu hiç etkilememişti. Vücudu patlamaya hazır bir enerji kütlesiyken kendisini bir türlü verememişti izlediği videoya. Fakat Taehyung'u düşündüğü her an bundan hemen etkileniyordu. Taehyung'un ona gerçekten dokunduğu için midir bilinmez ama Jin, videoları izlerken Taehyung'u düşünmenin bu yüzden daha iyi olacağına karar verdi.

Bilgisayarına taktığı kulaklıklardan inleme sesi geliyorken pantolonun kemerini açtı ve gözlerini kapatarak sol elini pantolonun içerisine soktu. Aklında Taehyung varken kendisini ellemeye başladı Jin. Aletini eliyle kavrarken Taehyung'un onun yavaşça üzerine çıktığını hayal etti. Elini aşağıdan yukarıya doğru hareket ettirmeye başladığında Taehyung'un onun kucağında kendisine sürtünmesini hayal etti. Taehyung'un sürtünmesinden dolayı vücudunda oluşan sıcaklığı hayal etti.

Ayaklarından kasığına kadar gelen titreme şiddetini arttırırken kendisine dokunmaya devam etti ve el hareketini hızlandırdığında kendisi daha da kastı. Taehyung'u daha da çok hayal etmek istiyordu, henüz gelmek istemiyordu. Kulaklıklarındaki inleme sesleri gittikçe artarken kendi kafasındaki Taehyung'un da sürekli ''Vante'' diye fısıldayışı zihninin her köşesinde yankılanıyordu. Bir kelimenin vücudunda bu kadar güçlü bir etki bırakması, inanılmazdı.

Vücudu neredeyse ateş gibi olduğunda kendisini daha da sıkı tuttu ve elini iyice kendisine bastırdı Jin. Kendisine dokunurken sanki Taehyung dokunuyormuş gibi hissediyordu, onu hala üzerinde atamamıştı. Kulüpteki Taehyung hala garip bir şekilde üzerindeydi ve elleri sürekli vücudunda dolaşıyordu.

Hayalindeki Taehyung'u kendi düşüncesiyle beraber iyice süslerken yavaştan doruğa geldiğini fark eden Jin'in vücudunda bir enerji dalgası yayıldı. Kalbinin atış hızları artarken aynı zamanda damarlarında dolaşan kanın basıncı da artmıştı. Salıverme zamanı gelmişti artık.

Taehyung. Vante. Taehyung. Vante. Taehyung. Vante. Taehyung. Vante.

Gittikçe terleyen bedeni son nefesini verdiğinde Jin, boşaldı.

Nefesleri kesik kesik içinden çıksa da derin bir şekilde nefes almaya çalışarak bir müddet olduğu yerde kalarak soluklanmaya çalıştı. Alt kısmı ıslak ve sıcakken, kendisini temizlemesi gerektiğini fark ettiği için sağ eliyle masadaki tuvalet kağıdından bir parça alıp üzerini temizlemeye başladı. Fakat bunu yaparken birdenbire odadaki kapıdan bir kilit çevirme sesi gelmişti.

Odaya bu saatte gelebilecek ve kapıyı açabilme kudretine sahip olan tek kişi oda arkadaşı Taehyung olduğu için Jin aceleyle üzerini temizleye çalıştı. Bu durumda ona yakalanmak, asla yaşamak istemediği şeyler listesinde son sıradaydı. İçinde yakalanma korkusundan kaynaklı bir telaş olduğundan eli ayağı birbirine karışmıştı.

Taehyung'un ayak sesleri oda içerisinde yankılandığında Jin, bilgisayarının ekranını hızlıca aşağı indirdi. Bu sırada Taehyung odadaki karaltıyı, yani Jin'i, gördüğü için irkilerek oda ışığını açınca karşısında gözüne far tutulmuş tavşan gibi duran Jin'i buldu. ''Oh, Taehyung sen mi geldin?''

Taehyung, Jin'in kapatmayı unuttuğu açık kemerine gözlerini dikerken Jin, elinde tuttuğu peçeteyi arkasına saklamaya çalıştı. Fakat peçetesini sakladığı gibi azıcık rahatlama duyan Jin, kulaklıklarından gelen inleme seslerini duyunca gözleri ister istemez kocaman oldu. Uzakta duran Taehyung henüz duymamıştı ama eğer kendisine yaklaşırsa sesi duyabilirdi.

Jin bir an önce bir şey yapması gerektiğini hissedince gerginlikten birbirine geçirdiği tırnaklarından kurtuldu ve eliyle arkasındaki kabloyu tutup kulaklıklarının ucunu bulmaya koyuldu. Biraz uğraştan sonra kulaklıklarının ucuna ulaştığında, büyük eliyle küçük kulaklıklarını tutarak sesin çıkmasını engellemeye çalıştı.

Bu sırada Jin'in bir şeyle cebelleştiği gören Taehyung, onun ne yaptığına daha iyi bakmak için yakınına geldiğinde durdu. ''Neden kemerin açık senin?''

Jin, hala Taehyung'un önünden çekilmemişti çünkü bilgisayarı kurcalamasını istemiyordu. Bu yüzden dikkatini başka yere vermesi için Taehyung'un kendisine bakan dik bakışlarına karşılık vermeye başladı. ''Üzerimi değiştiriyorum tam, sen geldin.''

Taehyung, tek omzuna taktığı çantasını yere bırakıp kollarını birbirine kavuşturdu. Sonsuza dek orada bekleyebilirmiş gibi durduğunda hala Jin'in önündeydi. ''Eee, değiştir o zaman.''

Jin sessizce ''Tamam.'' dediyse de, tuttuğu kulaklıklarını bırakırsa seslerin anlaşılacağından korktuğu için yerinden kıpırdamadı. Yoongi'nin attığı videolar kısa oldukları için Jin belki video biter de sesler kesilir diye düşündüğünden bir müddet oyalanıyormuş gibi yapmaya başlamıştı.

Taehyung o sırada beklemekten yorulduğu için sabırsızca Jin'e söylenmeye başladı. ''Benim mi seni değiştirmemi bekliyorsun Jin?''

Jin her şey yolundaymış gibi davranarak kulaklıklarını tutmayı bırakıp masanın önünden ayrıldığında Taehyung'un gözleri de kendisini takip etmeye devam etti. Ellerini hala önüne getirip Taehyung'a karşı göstermemişti, peçete tuttuğu elini arkada saklamaya devam ediyordu.

Taehyung, Jin'i böyle kemeri açık bir şekilde gergin bir ruh halinde bulduğu ve özellikle de bilgisayarının önünde durmakta ısrar ettiği için bundan şüphelenmeden edememişti. Odasına geldiğinde uyumayıp böyle şüphe çekici hareketler yaptığı için bir şeyler sakladığını düşünüyordu. Bu yüzden Jin ona bakarken ani bir hareketle Jin'in bilgisayarına atılıp bir şeyler sakladığını düşündüğü bilgisayarının ekranını açtı.

Ekran tekrar açılmanın etkisiyle ilk başta siyah olsa da sonradan beyazlaşıp netleşti. Beyazlaşmanın etkisiyle Taehyung ekranda olup biten bütün görüntüleri ne olduğunu böylelikle görmüştü.

Jin bu sırada aceleyle bilgisayar ekranını tekrar kapatmak için hamle yapsa da, Taehyung her şeyi gördüğü için çoktan geç kalmıştı. ''Virüs bulaşmış bilgisayara. Film izlerken ara sıra reklamlara tıklıyorum yanlışlıkla oradan gelmişler herhalde.''

Taehyung kafasını sağ sola sallarken Jin'i onaylamadığını belirten ''cık'' sesleri yapmaya başladı. Suratı her an gülmeye hazırmış da ama gülmemeye çalışıyormuş gibi duruyordu. ''Bu virüsün ismi Yoongi herhalde ve özellikle sana gönderilmiş gibi duruyorlar.''

Bunu dedikten sonra Taehyung, Jin'in dibine iyice yaklaşmış ve onun özellikle arkasında sakladığı şeyi tutup kendisine çekmişti. Geldiğinden beri Jin'in sakladığı bu şeyi sonunda alabilmenin heyecanıyla tuttuğu peçeteye bakarken ilk başta peçedeki sıvının ne olduğunu anlayamamıştı. Fakat sonradan peçetede duran sıvının meni olduğunu görünce şaşkınlığını saklayamadı. ''Sen mastürbasyon mu yaptın?''

Jin hemen itiraz edip ona ''Öyle değil'' demeye çalışsa da pek inandırıcı olmamıştı. Taehyung'un kendisiyle dalga geçen yüzünü gördüğü o sırada Taehyung'un elinde tuttuğu peçeteyi almak için hamle yapmaya başladı Jin. Peçetesini ortadan kaldırmak istediği için Taehyung'un üzerine yürümeye başladı. Taehyung, Jin'le oyun oynamak istediği için peçetesini göz önünde tutarak Jin'den uzaklaşmaya başladığında Jin'i daha da kızdırmayı başarmıştı. ''Taehyung, ver şunu.''

Jin adımlarını hızlandırıp Taehyung'un peçeteyi tuttuğu kolunu kavrayınca Taehyung onu savuşturmak için Jin'i sert bir şekilde ittirmeye çalıştı. Ancak yeterince güçlü olmadığını, Jin'in onu sıkıca tutmasıyla anladığında geri geri gitmeye başladı.

Jin, onu kendi yatağına doğru geri geri götürürken hala peçetesini almaya çalışıyordu ama Taehyung kolları tamamen Jin'in kuvveti altında olsa da elindeki peçeteyi hala bırakmamıştı. Bu sebeple dizleri yatağın kenarına çarparak yatağın üzerine düştüğünde Taehyung, kendisini sıkı bir şekilde tutan Jin'le beraber düşmüştü.

Taehyung, yatakla Jin'in arasında öylece duruverirken Jin'in gözlerine bakarak takılı kaldı bir süre. Jin onu hala iki kolundan sımsıkı tutup yatağa yaslarken birdenbire bulundukları pozisyonu yeni fark edip üstünlüğünün kendisinde olduğunu ancak kavrayabilmişti. ''Sana ver demiştim Taehyung.''

Taehyung ona dik dik bakmaya devam ederken avantajın hala kendisinde olduğunu düşünerek onunla alay edercesine gülümsedi. ''Kucak dansı seni fazlaca etkilemiş olmalı, hm? Kucağında otururken altımda aynı bir ürkek kedi gibiydin. Hep böyle misindir Kim Seokjin?''

Jin, sinirleri bozulduğu için gözlerini bir süre kapatıp kendisine hakim olmaya çalıştı. Taehyung'un her duruma rağmen üstünmüş gibi davranmasına hayret ediyordu.

Bu sırada Taehyung, Jin'in gözlerini kapatmasını fırsat bilerek Jin'den kurtulmaya çalışsa da bunu başaramadı. Jin gözlerini tekrar açtığında Taehyung'a olan bakışları daha keskin bir hal almıştı. Sanki gözlerini tekrar açtığında kendisine meydan okuyan ve kendisiyle alay eden Taehyung'a ne yapması gerektiğini biliyor gibiydi.

Jin, altındaki Taehyung'a karşı yavaş bir şekilde başını yaklaştırıp onun açıkta duran boynuna geldiğinde durdu. Jin'in nefesini yavaş bir şekilde boynunda hisseden Taehyung bundan huylanmıştı. Jin'in özellikle bunu yavaş bir şekilde yapıyor oluşu, Taehyung'un daha uzun bir zaman içerisinde huylanmasına sebebiyet vermişti.

Jin, onun boynundan hassas olduğunu bilmiyordu ama çoğu kişi boyun kısmından hassas olduğu için işe yarayacağını düşünmüştü ve de öyle olmuştu. Bundan güç alarak Taehyung'un boynunun dibine gelip pürüzsüz görünen tenini kokladı onun. Bir çiçeği koklarcasına derin bir şekilde içine çekmişti onu.

Taehyung, başını döndüremez bir şekilde kalakaldığında Jin'e ''Ne yapıyorsun?!'' diyip çıkıştı. Fakat Jin, kulüpte Taehyung'un onu dinlemediği gibi kendisi de Taehyung'u dinlemedi. Bunun ardından Taehyung'un kokusunu iyice içine çektiği boynuna ıslak bir öpücük bıraktığında Taehyung'un vücudunun tümden kıpraştığını hissetti.

Jin, onun boynunu ikinci sefer daha derin bir şekilde dudakları arasına aldığında Taehyung'un tekrardan tüm vücudundan bir titreme geçti. Vücudu, Jin'in onu her öpüşünde elektrik çarpmışa dönüyordu. Jin, onun refleks şeklindeki titreyişini fark ettiğinde kendisini geriye çekti ve Taehyung'a gülümseyerek baktı. ''Şimdi kimmiş ürkek kedicik?''

Jin sonunda dalga geçilmeyen taraf olarak Taehyung'a güldüğünde Taehyung iyiden iyiye bir sürü renge girmişti o anda. Jin, onun gevşeyen elindeki peçeteyi alıp onu serbest bıraktığında işi bitmişçesine yataktan kalktı. Taehyung o sırada ona bir şeyler demek istiyormuş gibiydi ama aradığı şeyi bulamadığı için dudaklarını ısırmaya başladı. Ardından söylemek için bir şeyler bulduğunda sinirli bir şekilde konuşmuştu. ''Gününü göreceksin Jin.''

Jin buna kulak asmayıp peçetesini banyodaki çöp kutusuna atmaya gitti ve ıslak peçetesine baktığında kendi kendine ''Her şey senin başının altından çıktı.'' dedi. Peçetesini attıktan sonra banyodan çıktığı sırada Taehyung üzerindeki fazlalıklardan kurtulup direkt yatağına girmişti. Jin, onun duvar tarafına dönüp örtüyü tamamen üzerine çektiğini görünce bu geceki zaferin en azından küçük bir kısmının kendisine ait olduğunu anladı.

Bu sebeple hafiften gülümseyerek etrafa bakarken açık kalan bilgisayarı dikkatini çekti. Oradaki açık görüntüleri görünce yüzünü ister istemez ekşitmişti. Hızlı bir şekilde yarıda kaldığı işi halletmek için bilgisayarının başına oturduğunda Yoongi'nin eseri olan bu postayı bir an önce kaldırmak ''postayı sil'' ekine tıkladı.

Bilgisayardaki tüm işlerini bitirdikten sonra bilgisayarını kapattığında bu gece yeterince şey yaşadığını düşünerek yorgun olduğunu hissetmişti o anda. Bu yüzden hızlı bir şekilde üzerini değiştirip odadaki ışığı söndürdü ve sabahtan beri onu bekleyen yatağına uzandı.

Gözlerini kapatmadan önce son bir kere Taehyung'a baktı, kendisini hala aynı pozisyonda tutarak uyuyordu. Özellikle aynı pozisyonda kalmaya çalıştığı için onun uyumadığını düşünerek Taehyung'la konuşmaya çalıştı. Az önce onu altına aldığı için söyleyeceği şeyden gıcık kapacağını biliyordu ama yine de söyledi. ''İyi geceler, Taehyung.''

Taehyung belki Jin'den daha yorgun olmasına rağmen hala uyumamıştı, bu yüzden Jin'e hemen karşılık verdi. ''Siktir git, Jin.''

Jin bu cevabı duymayı bekliyormuşçasına kendi kendine gülümsediğinde Taehyung'la uğraşmanın gittikçe eğlenceli olmaya başladığını düşündü. Her ne kadar ikisinin de birbirlerinin sınırlarını daha da çok aşmaya başlamalarına rağmen.

Continue Reading

You'll Also Like

490K 20K 42
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
7.7K 757 18
elimde beni sevdiğini söylediğin mektuplar var.
3.2M 116K 64
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
132K 13.3K 30
Nasıl kazanılacağını öğrenmek için kaybetmek zorundasın.