COINCIDENCE ✓

By blckwlf

1.2M 87.2K 60.6K

Tanışmak tesadüftür,arkadaşlık seçim ama aşk tamamen kaderdir. -BxB hikayedir. More

Giriş
Bir
İki
Üç
Dört
Beş
Altı
Yedi
Sekiz
Dokuz
On
On bir
On iki
On üç
On dört
On beş
On altı
On yedi
On sekiz
On dokuz
Yirmi
Yirmi bir
Yirmi iki
Yirmi dört
Yirmi beş
Yirmi altı
Yirmi yedi
Yirmi sekiz
Yirmi dokuz
Otuz
Otuz bir
Otuz iki
Otuz üç
Otuz dört
Otuz beş
Otuz altı
Otuz yedi
Otuz sekiz
Otuz dokuz
Kırk (Final)
Veda (bölüm değil)

Yirmi üç

21.9K 1.8K 1K
By blckwlf

Başlangıçta iyi görünen şeylerin sonu felaket denilecek kadar kötü bittiğinde sonuçları çoğu insan kaldıramaz. Bu işin zekayla alakası yoktur. Zeka seviyen belki de dünyadaki her insandan fazla olsa bile hata yaparsın. Örneğin tarihteki en büyük bilim adamlarından biri olan Albert Einstein atom bombasının yapımında yardımcı olmayı şu sözler yüzünden kabul etmiştir;Nazi Almanya'sı atom bombasını sadece göz korkutmak için bulunduracak,kullanmayacaktır. Nitekim süreç böyle devam etmemiş atom bombası onlar için adeta deney tüpü olan Japonya'ya atılmıştır. Einstein bu olay üzerine ne kadar pişman olduğunu belli edercesine şöyle konuşmuştur;"Bilseydim,bilim adamı değil çilingir olurdum."

Kayra da keşke dolu cümleleri aklında dolaşırken büyük bir çıkmazın içindeydi. Bilseydi asla saati kullanmazdı. En büyük pişmanlıklardan biri o gün babasının kasasından bu saati almaktı. Ne vardı bıraksaydı? Ne vardı bir kez olsun merakına yenilmeseydi? Her şeyi berbat etmişti. Böyle olacağını bilseydi belki de Pamir'i son bir kez daha öperdi. Şu an adeta yabancı gibi olmazlardı. O su şişesini uzatıp kafeden çıkıp giderken ona seslendiğini duymamıştı bile. Acelesi varmış gibi kafeden çıkıp gitmişti. Kayra o gittikten sonra kendini zar zor toplamış zor da olsa Cemre'nin yardımıyla eve dönmüştü.

"Bu eve yıllardır gelmiyorum."dedi Cemre onun arkasından eve girerken. Genç kız etrafı incelerken Kayra annesinin evde olup olmadığına bakıyordu. Evden tek bir ses gelmemesine bakılırsa kadın evde değildi. Kayra rahat bir nefes aldı. Çünkü annesi evde olsaydı neden bu kadar erken döndüğünü ve boynundaki parmak izlerini açıklayacağı bir bahanesi yoktu. Cemre hala evi incelerken Kayra odasına doğru yürüdü. Cemre de peşinden geliyordu.

"Eski evlerinde yaşayan tek kişi sizsiniz. Herkes taşındı."dedi Cemre Kayra'nın odasındaki tekli koltuğa yerleşirken.

"Annem taşınmak istemedi. Bu semti seviyor. Yeni bir yer her şeyi daha da zorlaştırır diye düşündü. Zaten biliyorsun,ben de yanında değildim."

"Kayra neden gittin? Yanlış anlama. Seni yargılamıyorum. Sadece merak ediyorum."

Kayra duyduğu soru yüzünden bir süre sessiz kaldı. Çünkü neden gittiğini o da bilmiyordu. Ülkeden ayrıldığında olanları bilmiyordu ama Işık'ın ona söyledikler cümleleri hatırlayarak Cemre'ye cevap verdi.

"Yaşanan şeyler yüzünden burada kalamadım. Ailelerimizin yaptığı iğrenç şeyler her geçen gün vicdan azabı yüzünden beni bitiriyordu. Siz yoktunuz. Emre ve sen şehirden ayrıldınız. İlker ve Asya kendi sorunlarıyla uğraşıyordu. Çok yalnız hissettim."

Hala da hissediyordu. Tanıdık bildiği bu insanlar ona yabancı geliyordu.

"Emre fevri davranır biliyorsun. Kendine hakim olamaz ama sana kızgın değil aksine kırgın."dedi üzgün bir şekilde. Ses tonu değişmişti.

"Eminim şu an pişmanlıktan kendini yiyip bitiriyordur. Sana kıyamaz o. Benden sonra ilk arkadaşı sensin. Bırakıp gitmen ve bir kez olsun aramaman onu bitirdi. Çok değişti Kayra. Asla yapmaz dediğim şeyleri yapmaya başladı."

"Ne yapıyor? Kötü alışkanlıklar mı edindi?"

"Hayır öyle bir şey değil. Davranışları değişti. Sürekli agresif sürekli birileriyle kavga ediyor. Bugün seni ondan kurtaran çocuğu hatırlıyor mus-"

"Pamir mi?"dedi kendine hakim olamayarak. Konunun Pamir'e geldiğini fark edince kendini durduramamıştı.

"Evet,Pamir. Tanıyor musun onu? Sanki kafedeyken de onun adını söyledin gibi hissettim ama emin olamamıştım."

Kayra açık verdiğini hissedince gözlerini kaçırdı. Ne yapacaktı? Tanıdığını belli etmeli miydi?

"Tanımıyorum. İsmini duydum sadece. Boşver onu da ne olmuş o çocuğa onu söylesene."

Cemre bir şey olduğunu fark ettiğini belli etse de görmezden geldi. Kayra bunun için ona minnettardı. Şu an bu sorguyu kaldıramazdı. Daha yarım saat önce en yakın arkadaşı tarafından boğazlanmıştı.

"Emre ve Pamir aynı bölümdeler. Okul başladığından beri Allah'ın her günü kavga ediyorlar. Sebebini ya da ne zaman başladığını bilmiyorum ama asla durmuyorlar Kayra. Emre,Pamir'in ondan sebepsiz bir şekilde nefret ettiğini söyledi ama o da boş durmuyor. Öyle şeyler yaptılar ki birbirlerine çoğu kez okuldan atılabilecek seviyeye geldiler." Genç kızın sesinden bu mevzudan ne kadar bıkmış olduğu belli oluyordu. Diğer taraftan ise Kayra artık ne kadar şaşırabileceğini bilmiyordu. Daha 2 hafta önce,tabii bu Kayra'ya göre iki haftaydı,en yakın arkadaş olan iki kişi nasıl düşman olabiliyordu? Zamandaki küçük bir değişim bu kadar mı çok etkiliyordu hayatları?

"Sen ciddi misin? Kim peki bu çocuk?"

Kayra şu anki Pamir hakkında ne kadar çok bilgi edinirse o kadar iyiydi. Çünkü bir şeyleri kaybettikçe onların değerini daha iyi anlamıştı. Kaybetmeyecekti.

"Aslında hiç tanımıyordum ama insan ikiziyle her gün kavga eden çocuğu ister istemez tanıyor. Sürekli takıldıkları arkadaş grupları var. Asla ayrılmıyorlar. Ela ve sevgilisi Mert ile aynı sınıftayız. Onların hiç Emre ile uğraştığını görmedim."

Demek Ela ve Mert hiç ayrılmamıştı. Kayra onların adına mutlu olmuştu. Ela'nın neler yaşadığını biliyordu. Bu hayat onların hakkıydı. Kendisi mutsuz olsa da önemli değildi. Babasının onlardan aldığı hayatı bir şekilde de olsa onlara geri vermeyi başarmıştı. Tutunduğu tek dal buydu.

"Işıl var. Bir ara Emre ve Pamir'in kavga etme sebebinin bu olduğunu sanmıştım. Çünkü kız çok güzel ve bizim Emre'nin nasıl çapkın olduğunu biliyorsun."

Kayra,Işıl'ın yüzü gözünün önüne gelince gülümsedi. Özlemişti onu. En yakın olduğu kişi oydu ama şimdi kız onu hatırlamıyordu bile.

"Ama mesele o değilmiş. Ömer var bir de. Garip bir çocuk,"dedi yüzünü buruşturarak. Kayra neden böyle yaptığını anlamamıştı. Cemre insanlara bu tutumla yaklaşmazdı.

"Sürekli 3 numara saçlarıyla dolaşıyor. Olur olmadık yerlerde karşıma çıkıyor. Sanki görünmez oluyor da bir anda karşımda dikiliyor."

Kayra son cümlesinden sonra kızı daha da dikkatli dinlemeye başladı. Acaba kız gerçekten görünmez olabileceğini öğrense ne tepki verirdi. Ya da o insanların denekler olduğunu öğrense. Pamir bu yüzden öfkeli olabilir miydi Emre'ye? İyi de Pamir o zamanda sadece doktorları biliyordu. Çocuklardan haberi yoktu ki. Aralarındaki anlaşmazlığın sebebi başka olmalıydı.

"Deli ediyor beni. Eminim benimle bu kadar uğraşmasının sebebi Emre'yi kızdırmak."

Kayra genç kızın sinirle gerilmiş yüzüne bakarken hafifçe gülümsedi. Ömer'in kötü biri olmadığını biliyordu. Yine de arkadaşlarının ve diğerlerinin bu şekilde iç içe olmalarını asla beklemezdi. Birbirlerini hiç tanımayacaklarını düşünmüştü. Acaba birbirlerini hiç tanımamış olmaları mı iyiydi yoksa nefret etmeleri mi? Sanırım kader değişmiyordu. İnsanlar hala birbirine bağlıydı. Belki arkadaş değillerdi ama yine de beraberdiler.

"Son olarak en gizemlisi var. Sezgin diye bir çocuk. Sanırım konuşamıyor. Asla konuştuğunu duymadım ama ne zaman görsem diğerleriyle birlikte gülüp eğleniyor. İşaret dilini kullandığını da görmedim. Nasıl anlaşıyorlar,bilmiyorum."

Kayra biliyordu. Nasıl anlaştıklarını gayet iyi biliyordu. Hala Pamir'le birlikte olmalıydılar ama bunu Cemre'nin bilmesine ihtimal yoktu. Herkesten gizlediklerine emindi. Sezgin'le karşılaşırlarsa ne yapacaklarını Işık'la uzun uzun konuşmuşlardı. Işık'ın anlattığına göre düşünceleri Sezgin'den saklamanın bir yolu vardı. Sezgin eğer onun zihnine girerse yaşanan her şeyi öğrenmesi içten bile değildi ve Kayra kimsenin öğrenmemesini istiyordu. Çünkü zaman şimdi olduğu gibi kalacaktı.

"İşte böyle Kayra. Boşverelim onları. Gidip ikna etmen gereken bana benzeyen inatçı bir keçi var. Hadi kalk. Emre'nin nerede olduğunu biliyorum."

Cemre koltuktan kalkıp eteğini düzeltirken Kayra kendi üstüne baktı. Üstünü değiştirmeye gerek görmeden evden çıktıklarında Cemre'nin arabasına bindiler. Kayra kızla birlikteyken sanki hiçbir şey değişmemiş gibi hissediyordu. Çünkü Cemre hala aynıydı. Kayra onun aralarındaki en güçlüsü olduğunu biliyordu. Araba hareket ettiğinde annesine mesaj atıp Cemre'yle olduğunu yazdı. İyi olan şeylerden biri de buydu. Annesi ile eskisinden çok daha yakınlardı. Annesi hatırladığı gibi değildi. Babasının yanında adeta yokmuş gibi davranan sessiz kadın gitmiş kendi düşünce ve fikirlerini savunan bir kadın gelmişti. Kayra doğduktan sonra bırakmak zorunda kaldığı işe tekrar başlamıştı. Kayra annesiyle gurur duyuyordu.

"Sence beni affeder mi,Cemre?"

"Eminim şu an senden bir adım bekliyor. Zaten sana zarar verdiği için kendini yiyip bitiriyordur. Sen de birkaç duygu sömürüsüyle Emre'ye her şeyi yaptırabileceğini biliyorsun. Eskisi gibi,"dedi göz kırparak.

"Eskisi gibi."dedi Kayra düşünceli bir şekilde. Her şey eskisi gibi olabilir miydi? İyi de o eskisi gibi olmasını istemiyordu ki. Eskiden olan bazı şeylerin değişmesi lazımdı. Araba durduğunda Kayra bakışlarını dışarıya çevirdi. Gördüğü bina ile gözleri şokla büyürken neden her şeyin sonunda bu barın çıktığını anlayamıyordu. Bu bardan nefret ediyordu. Bu bardan ve içindekilerden nefret ediyordu. Emre'nin burada ne işi vardı?

"Geldik. İnelim." Cemre arabadan inerken Kayra barın kapısına bakmakla meşguldü. Sonunda o da arabadan indiğinde kararan hava yüzünden insanlar bara giriş yapıyordu.

"Artık barlarda takılan birisi mi oldu yani?"

Birlikte girişe geldiklerinde Kayra ister istemez sormuştu.

"İşte bu da nefret ettiğim yeni hobilerinden biri."dedi Cemre bıkkınlıkla. Onun da bu durumu onaylamadığı belliydi. Kapının girişinde normalin aksine sadece tek bir güvenlik vardı ve o da sadece kimlik kontrolü yapıp insanları içeri alıyordu. O sıkı güvenlik sistemlerine ne olmuştu? Işık'la en son geldiklerinde girmek için sahte isim söylemeleri gerekmişti. Kimliklerini aldıktan sonra içeri girdiklerinde müzik sesi tüm barda yankılanıyordu. Kayra etrafı incelemeye başladığında barın aynı göründüğü fark etti. Cemre önden yürürken Kayra onu takip ediyordu. İlk günden geldiği bu yere inanamıyordu. Emre'nin böyle bir barda ne işi vardı?

Cemre bar tezgahına yaklaştığında yüksek sandalyelerden birine oturmuştu. Barmenin birinin kulağına eğilip bir şey sormuştu. Kayra da onun yanındaki sandalyeye yerleştiğinde hala etrafı inceliyordu.

"Emre birkaç dakikaya gelirmiş. Dışarı çıkmış. Bekleyelim."

Kayra onu onaylayıp barmene baktı. Barmen de onlara bakıyordu.

"Ee sormayacak mısın?"dedi Kayra.

"Neyi?"dedi çocuk şaşırarak.

"Kırmızı mı mavi mi saçmalığını?"dedi Kayra tek kaşını kaldırarak. Buraya her geldiğinde karşılaştığı soruyla tekrar karşılaşmayı beklemişti.

"Neden bahsettiğinizi bilmiyorum,efendim. Soracağım tek şey ne içmek isteyeceğiniz."

Kayra kendisine kuşkuyla bakan Cemre'yi görmezden gelerek çocuğa bir şey istemediğini söyledi. Çok fazla açık veriyordu. İlk Pamir'i tanıdığını belli etmişti. Şimdi de bu bara daha önce geldiğini.

"Ben bir lavaboya gideyim."dedi Cemre'nin bakışlarından kurtulmak için. Ayağa kalkıp dans pistinin kenarından geçerken birkaç insana çarpmıştı ama görmezden geldi. Dar koridora girdi. Attığı her adımda burada yaşadığı olaylar aklına geliyordu. Hiçbir şey bilmeden Pamir'i takip edip gelmişti. Bu barın da değişimden etkilendiği belliydi. Peki ama neden etkilenmişti? Tanıdığı hiç kimsenin bu barla öyle bir ilişkisi yoktu ki. Nasıl olmuştu da burası garip halinden sıyrılmış ve gayet normal bir gece kulübü haline gelmişti.

Koridorun sonundaki tuvalete girdiğinde içeride birkaç kişi vardı. Onlar da sarhoş oldukları her hallerinden belli olan kişiler olduğundan zar zor tuvaletten çıkabilmişlerdi. Kayra aynanın karşısına geçip kendine bakarken gözü aynanın yansımasından tuvalet kabininin kapısına çarpmıştı. Bu gizli geçitten girdiğinde çıktığı tuvaletti. Hala gizli geçitin olup olmadığını merak ediyordu. Bu yüzden kabinin önüne doğru yürüdü. Elini kapıya atıp yuvarlak tokmağı çevirdi ama hiçbir şey değişmemişti. Kapı açılmıyordu. Daha önce hiç bu geçiti çıkmak için kullanmamıştı. Belki de kapı sadece içerden açılıyordu.

Daha fazla oyalanmamaya karar vererek tuvaletten çıktı. Gidip kendini Emre'ye affettirmeliydi. Tekrar dans pistinin kenarından geçmeye çalışıyordu. Cemre'nin oturduğu yere geldiğinde genç kız orada yoktu.

"Cemre Hanım sizi üst kattaki locada bekliyor."

Barmenin ona söylediği cümleyle adımlarını merdivenlere yöneltti. Daha önce localara çıkmıştı. Genelde maddi durumu çok iyi olan insanların burada bulunabildiğini biliyordu ve Cemrelerin durumu o kadar da iyi sayılmazdı.

El sallayan Cemre'yi gördüğünde arkasında oturan Emre'yi de görmüştü. Emre onu görmemişti. Çünkü karşısında oturan İlker'le ilgileniyordu. Kayra hepsinin orada olduğunu gördüğünde adımlarını ister istemez yavaşlattı. Emre'nin sabahki hali aklından çıkmıyordu. Hala sinirli olabilirdi.

"Selam."dedi çekingen bir şekilde. Bu sefer hepsinin bakışları onu bulmuştu. İlker şaşkınlıkla ona bakarken Emre onun burada ne işi olduğunu anlayamamış gibi bakıyordu.

"Kayra?"dedi İlker. Daha sonrasında ise ayağa kalkıp kollarını Kayra'ya dolamıştı. Kayra gördüğü tepkiyle afallasa da o da sarılışa karşılık vermişti. Bir arkadaşından daha böyle tepki olmak onu mutlu etmişti. İlker ayrıldığında elleri hala Kayra'nın omuzlarındaydı. Aslında düşündüğünde İlker Kayra'ya çok da yakın hissetmiyor olmalıydı. Çünkü onlar lisede tanışmıştı.

"Nasılsın İlker?"

"Asıl sen nasılsın oğlum? Kaç yıldır haber alamadık senden."

"Kaçıp gittiği içindir."

Emre'nin tok sesi ortama yayıldığında hepsinin suratı düşmüştü. Müzik sesi buraya çok fazla gelmediği için herkes onu duymuştu. Kayra Emre'nin suratına baktığında bile ona ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordu. En son hatırladığında yine kavgalıydılar ama Emre ona hiç böyle davranmamıştı.

"Kayra sen otur. İlker biz de seninle dans pistine gidelim. Hadi!"

Cemre İlker'in kolundan tuttuğu gibi aşağıya sürükledi. Kayra onun bilerek böyle yaptığını biliyordu. Emre ile yalnız konuşup sorunu halletmelerini istiyordu. Kayra biraz çekinse de Emre'den çok da uzakta olmayan bir yere oturdu. Emre ona bakmak yerine elindeki içki bardağına bakıyordu.

"Seni hiç bu kadar içerken görmemiştim."

"Beni en son 16 yaşında gördüğün içindir."

Kayra oflayarak Emre'ye biraz daha yaklaştı. Aptal seni en son 16 yaşında görmedim demek istiyordu ama işte bazı şeyler söylenmiyordu. Önceden Emre ona kızdığında kendini nasıl affettirdiğini hatırlamaya çalıştı.

"Özür dilerim. Yaptığım aptallıktı. Sizi yalnız bıraktım. Yaptığımın hiçbir telafisi yok ama benim yaptığımı yapıp beni yalnız bırakma Emre."dedi Emre'ye doğru. Emre sonunda bakışlarını ona çevirmişti. Kısılan sesi ve dolan gözlerinin hile olduğunu biliyordu ama Emre'nin kendisini affetmesini istiyordu. Kendi yapmadığı hatanın sorumluluğunu üstlenemezdi.

Emre elindeki bardağı bırakıp Kayra'ya döndü. Kayra onun biraz da olsa yumuşadığı biliyordu. Kayra'ya kızamazdı. Onlar kardeş gibi büyümüştü.

"1 yıl hiçbirimizle iletişimde bulunmadın. 1 yıl sonra hiçbirimize haber vermeden yurtdışına gittin. Üstelik benim sana ne kadar ihtiyacım olduğunu biliyordun. Sen sadece babanı kaybederken ben hem annemi hem de babamı kaybettim. Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi kardeşim dediğim adam beni bırakıp gitti. Sen benim yerimde olsan ne yapardın?"

"Ben senin yerinde olamam Emre ama biliyorum sen benim yaptığımı yapıp beni kardeşimden etmezsin."

Bir süre sessiz kaldılar. Kayra onun düşündüğünü biliyordu. Elinden gelen buydu. Emre ya onu şimdi affederdi ya da asla etmezdi. Emre'nin bakışları Kayra'nın kızarmış boynuna döndü.

"Özür dilerim. Gözüm döndü resmen. Asla yapmayacağım bir şey yaptım."dedi parmakları Kayra'nın boynuna dokunduğunda.

"Hepimiz asla yapmayacağımız şeyler yaptık."

Emre'nin bakışları Kayra'nın arkasındaki bir noktaya döndüğünde o da arkasına baktı. Gördüğü insanlarla yutkunmakta zorlandı. Ela ve Mert el ele önlerinden geçip giderken onlarla pek ilgilenmemişti. Zaten Kayra'nın asıl ilgisi onlarda değildi. Pamir üzerine geçirdiği siyah deri ceket ve pantolonla onlara doğru yürüyordu. Simsiyah giyinmişti. Saçlarını öne doğru taramamış alnını tamamen açıkta bırakmıştı. 15 yaşındaki o görünüşünden utanan çocuk yoktu. Tüm özgüveniyle yürüyordu. Sol gözü ve etrafındaki beyazlık onu selamladığında Kayra içinin gittiğini biliyordu. Pamir yanlarına geldiğinde Kayra hala utanmaz bir şekilde onu izliyordu. Nasıl göründüğünü umrunda bile değildi. Pamir ise maalesef ona baktığı bile yoktu. İlgisi tamamen Emre'nin üzerindeydi.

"Sabah boğazına yapıştığı insanla gecesinde birlikte içmek de sana yakışırdı."

Kayra,Pamir'in kurduğu cümleyle ona hayranlıkla bakmayı kesti.

"N'oldu? Seni mi gerdi?"

Kayra ortamdaki gerginliğin arasında kaldığında ne olduğunu anlayamıyordu. Daha önce onlar bir kere bile tartıştığını görmemişti. Pamir ona cevap vermek yerine Kayra'ya bakmıştı. Göz göze geldiklerinde Kayra keşke gözlerimden her şeyi anlasa diye düşündü. Ne yazık ki Pamir sadece bakmakla yetinmişti. Yanlarına gelen kişilerle Kayra iyice gerilmişti. Işıl'ın gözleri Emre'nin üzerindeydi. Kızın saçları sapsarı ve tıpkı 15 yaşındaki hali gibi upuzundu. Kayra onun varlığını çok önemsemedi. Çünkü asıl hedefi Sezgin'di. Çocuk ortama geldiğinden beri düşüncelerine sahip çıkmaya çalışıyordu. Işık'ın ona öğrettiği şeyleri yapmaya çalışıyor somut şeylere odaklanıyordu.

Diğerleri gelince Pamir onlara dönmüştü. Sonra Kayra'nın asla görmek istemeyeceği bir şey oldu. Pamir boyu ondan kısa olan Sezgin'in omzuna kolunu atıp onu kendine çekti. Sezgin de bu duruma alışık olduğunu belli edercesine tepki vermedi. Uzaktan bakan biri onları iki yakın arkadaş gibi görebilirdi ama Kayra öyle olmadıklarını hissediyordu. Demek hiç ayrılmamışlardı. Peki Kayra ne yapacaktı? Birbirini seven insanları mı ayıracaktı yani? Kendisini mutlu etmek için yapacağı şey bu muydu?

"Gidelim Pamir."dedi Işıl. Sonra da yanlarından uzaklaşmışlardı. Ansızın başlayan gerginlik anında bitmişti. Kayra düşüncelerine hakim olmak için o kadar uğraşmıştı ki başı ağrıyordu. İlk günde yaşadığı şeyleri düşündüğünde gelen günlerin nasıl bir şiddetle geleceğini kestiremiyordu. Tüm bunlara dayanabilecek miydi?





-T

Continue Reading

You'll Also Like

57.1K 6.9K 29
Nilüfer için hayat hiç kolay değildi. Otuz beş yıllık ömrü boyunca sadece Görkem'le olduğu on ay boyunca mutlu olabilmişti. Hepi topu on ay. Ne önces...
27.7K 372 22
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
46.5K 3.3K 33
Alcanlı Köyü'nde bir garip meczuptu Ali oğlan. Çoban Hasan'la yolu kesişmeden önce taşlanır, saçları kırpılır, gönlü yumuşaklar tarafından bir parça...
6.4K 1.8K 163
Tüm şiirler şahsıma aittir. Bu benim ilk şiir kitabım olması nedeniyle biraz eksiklerim olabilir, lakin bunları siz okurlarımın göremeyeceğini umuyo...