Kısa ama sınavlardan dolayı anca bu kadar yazabildik
Yeni kapak için SuluklerinEfendisi'ne teşekkürler
*TANEM*
Sabahın köründe kalkıp okula gitmek daima nefret ettiğim birşeydi. Mavi kareli gömleğimi, siyah dar kotumu içine sokarken sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. 3 aylık tatilde, şu erken kalkmalara son verip bütün gün yatmayı planlıyordum ki şu okulda düzenlenen geziyle bu zor gözüküyordu.
''Anne ben kaçıyorum''
Dedim kotumun paçalarını siyah botlarımın içine tıkıştırırken. Hava güzelmiş ama akşama doğru yağmur yağacakmış. Yaz yağmuru.. Annem elinde tuttuğu cevizleri ağzıma tıkıştırdığında itiraz etmeye vakit bile bulamamıştım.
''Ya.... an..... ne yapıyoğğğsun.!""
''Ye kuzum doğal bunlar. GDO'suz ceviz.''
Çantamı omzuma takıp annemin diğer avucunda tuttuğu cevizlerden kaçarken evden çıktım. Kadın beni boğarak öldürmek istiyordu ki başarmak üzereydi. Durağa doğru yürürken hala çiğnemekte olduğum cevizleri yuttum. Çantamdan çıkardığım suyu kafama dikerek boğazımdan geçmesine yardımcı oldum.
''Tanem.!""
Arkamdan gelen tanıdık ses ile refleks olarak hemen döndüm. Yağız dağılmış bir şekilde bana bakarken içim yana yana arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim. Numaramı değiştirsem bile bulması 1 saati geçmemişti. Ergenler gibi sürekli msj atıp arıyordu. Bana ''olgunlaş'' diyene bakın.!
''Tanen." Dur, bekle.!""
Tabikide beklemedim. Aksine adımlarımı daha da hızlandırdım. Ve sonra n oldu? Yere düştüm. Evet yere düştüm.!
''Tanem iyi misin?""
Endişeli sesi ile yaklaşıp yanıma çömelince ayağa kalkmaya çalıştım ama beceremeyince tekrar olduğum yere oturdum. Kolumdan tutup bana yardımcı olmaya çalıştığında onu ittirerek bağırdım.
''Sakın bana dokunma.!""
Gözlerimin içine acıyla bakıp ellerini yavaşça çekti. Yanıma oturup bağdaş kurduğunda anlamayarak ona baktım.
''Madem burada oturacaksın. İyi! Beraber otururuz.'
Uzaylı görmüş masum köylü gibi ona bakmaya devam ederken bakışları benimle buluştu. Hemen kafamı çevirip başka yere bakmaya başladım. Böyle durumlarda salağa yatmak en iyisiydi.
''2 haftadır benimle konuşmuyorsun Tanem. O gün olanlar için....''
''Uzatma Yağız.! Bitti.! Sen bizi bitirdin.
Gözlerim tekrar dolmaya başladığında derin bir nefes verdim. Şimdi sırası değildi. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde bu sefer beni geri oturtan ayağım değil, Yağızın eli oldu. O elini alıp.... tövbesst...
''Tanem böyle yapma. Sinirlendim o kadar. Ağzımdan saçma kelimeler çıktı. Ama bu senin benim olduğunu değiştirmez.! ''
Sonlara doğru tıslamaya benzer sesine karşılık gözlerimi devirdim.
''Vaktini benimle boşuna harcama. Çünkü sen benim için artık bitti.! Feyza veya başka biri. Git onlarla vaktini harca.!""
Dedim gayet soğuk çıkan sesim ile. Artık şu manita olayını kapatmam gerekiyordu ancak sanırım kalbimdeki bu sızlamayla da uğraşmalıydım. Rahatça ayağa kalkıp elini bana uzattı. Onu umursamayarak yerden destek aldım ve ayağa kalktım. Ayak bileğim biraz sızlasa da ilk düştüğüm kadar acımıyordu. Çantamı da yerden alıp silkeledim. Yaklaşmak üzere olduğum duraktan iki otobüs kalkmıştı bile. Adımlarımı hızlandırıp birsonraki otobüse yetişmek için haraketlendim.
''Otobüs yolculukları uzun oluyor''
Bir dakika.! Yağız dah gitmemiş miydi? Üstelik otobüse binmekten bahsediyordu.!
''Otobüse binmeyi aklından bile geçirme.! Defol git buradan.! ''
Yanımda otobüs bekleyen yakışıklı yaratığa sinirle baktım.
''Sanane. Belediye otobüsü bu.''
Ellerini cebine sokup kentkartını çıkarttı ve gözümün önünde salladı. Yanaklarımı şişirerek gelen kırmızı otobüse elimi kaldırdım. Otobüs durup kapıları açıldığında Yağızla kısa bir bakışma yaşadık.
''Bayanlar önden''
Dedi ondan beklenmeyecek bir nezaketle.
''Yaşlılara daima öncelik.''
Dedim pis pis sırıtarak. Göt oldun gülümse Yağız Bey.!
''''Binmeyecekseniz niye bekliyorsunuz gardaşım.!""
Otobüs şöferi söylenerek otobüsü haraket ettirmeye yeltenince beklemeden bindim. Kentkartı basarken biran şöföre ''bu adam sapık. Beni taciz ediyor'' demek istesemde çenemi tutup arka tarafa doğru yürüdüm. Otobüs fazla kalabalık değildi. Boş koltukları es geçip otobüsün en arkasına doğru ilerledim. Gözüme kestirdiğim yere hızlıca ilerleyip oturdum. Yağız bana öldürecekmiş gibi bakarken onu umursamadan sırıtmaya devam ettim. Yağız arkama oturup saçımı çeksede onu umursamadan kulaklığımı taktım. Dışarıya bakar gibi yapıp camdan yanımda oturan tatlı çocuğun yansımasını izliyordum. Çocuğun bikere masmvi gözleri vardı lan. Ayy küpeside böyle yuvarlak dikenli olanlardandı. Çok tatlı lağğn.. telefonumun titremesi ile gözlerimi zarzor camdaki yansımadan alıp telefona baktım. Mesajın yağızdan geldiğini gördüğümde açmaya tenezzül bile etmeden kafamı yana çevirdim ve bu sefer çocuğu açık açık kesmeye başladım. Telefonum ard arda titrerken ben çocuğa bakmaya devam ediyordum.
''Daha ne kadar bakacaksın?""
Çocuğun edikleri ile kızararak hemen önüme döndüm. Telefonumla ilgileniyormuş gibi yaparken göz ucuyla beni süzdüğünü görüyordum. TElefonumun birkez daha titremesi ile msjları açtın.
Tanem seni öldürürüm. Camdan çocuğa baktığının farkında değilmiyim lan ben.!
Ulan taksana beni.!
Tanem oyarım o gözlerini
Gözlerinle yedin ulan çocuğu
Lan şurdan bir inelim dizime yatırıp döveceğim seni.
O çocuk senlemi konuştu? Yemin ediyorum uçarım buradan ona
Ana.! O piç senimi süzüyor.
''Kalk lan hemen orda.!
Otobüsün durması ile hızla inip durağın arkasındaki çimenlere doğru ilerledim. Ortadaki banka kurulup kızları beklemeye başladım. Yağız en son otobüsten inmişti. Gözlerimde onu takip ederken öndeki tatlı çocuğu kolundan tutup kendine çevirdi ve kafayı gömdü. Ben şaşkınca olduğum yerde onlara bakarken çevredeki adamlar şöförler Yağızın elinden çocuğu kurtarmaya çalışıyorlardı. Yağız en sonunda çocuğu bırakıp kızgın bir şekilde bana doğru gelmeye başlayınca korkuyla etrafıma bakındım. Bana doğru el ele tutuşmuş gülerek gelen almi ve özgürü görünce tek umudumun onlat olduğuna karar verdim ve koşarak onlara doğru ilerledim.
''Özgür.! Maviş enişte kurtar beni.!""
**SİMAY**
''Ne var Albay?"
''Bu ne sinir Simay hanım. Yolda giderken gördüm bir selam vereim dedim''
Gözlerimi sinirle devirip ona cevap vermeden durağa doğru ilerlemeye başladım.''
''Aaaa.! Çok ayıp Simay. Artık Allah'ın selamınıdamı almıyorsun''
''O selam senden gelince olsa olsa şeytanın selamı olur''
Durakta bineceğim otobüsü görünce hızlandım ve cebimden kentkartımı çıkardım. Otobüse binip kartı bastım ve en arkaya doğru ilerledim. Boş koltuklardan birine oturup kulaklığımı düzelttim ve cem adriandan-unutursun şarkısını açtım. Kulaklığımın çekilmesi ile sıkıntıyla Albaya baktım.
''Ne istiyorsun Albay?""
''Sıkıldım''
''Lan siktir git başımdan.! Otobüsün ortasında döverim seni. Nasılsa yapmadığım şey değil!
Alayla söylediğim laflar üzerine Albay sinirden kızarırken çalan telefonum ile kulaklığımı çıkarıp telefonu açtım..
''Efendim tanem''
''Kanka nerdesin?""
''""Basmanedeyim''
''Ne.! Hastanemi! Kanka noldu? İyimisin.! Hangi hastane? Hemen geliyoruz.! İyimisin. Almiii gittiiii Simayımız gitti. Dağ gibi badigartımız gitti.! Şimdi kim korucak bizi kim kollucak totoşumuzu toplucak. Kim yağızı dövcek annem gitti gitti gitti gitti bak bak bakbakbak '
Tanemin dedikleri ile kendimi tutamıyıp otobüste sesli bir kahkaha attım. İşte basmaneyi hastane anlayan üstün zekalı kardeşim (bu olay gerçek)
Tüm otobüsün bana bakması ile kendimi tutup Taneme döndüm.
''Lan kapat telefonu basmane diyom basmane.!""
''Haaaa öyle desene lan. Bi dakika hahahahahaha ben basmaneyi hastanemi anladım.ahahahah bu arada araflarda burda''
Telefonu tanemin suratına kapatıp derim bir nefes aldım. Özgür yağız araf ve bir adet Albay. Offf offff