Aşk Sürgünü...( Sürgün Serisi...

By EvindarCangle

352K 33.2K 4.6K

Aşk için, nelerden vazgeçersin? Ya da; Aşk, her şeyin üstesinden gelebilir mi? Aşk uğru... More

Leyla...
Azad...
Bölüm 1 - ilk Bakış...
Bölüm 2 - Seçim...
Bölüm 3 - Vazgeçmem...
Bölüm 4 - Yeni Hayat...
Bölüm 5 - Leyla adında bir kızım yok!
Bölüm 6 - Seni Seviyorum...
Bölüm 7 - Binevş'a Narin...
Bölüm 8 - Benimle Gel...
Bölüm 9 - Düğün...
Bölüm 10 - Mutluluk...
Bölüm 11 - Acı...
Bölüm 12 - Kimsesizlik...
Bölüm 13 - Mutluluğumuz Kefaret Olmalı...
Bölüm 14 - Sessiz Veda...
Bölüm 15 - İncir Kavurması...
Bölüm 16 - Düne değil, Yarına Bak...
Bölüm 17 - Geçmişin İzi...
Bölüm 18 - Cennetimsin...
Bölüm 19 - Misafirsin...
Bölüm 20 - Sır...
Bölüm 21 - Neden?
Bölüm 22 - Güzel Bakan Senin Gözlerin...
Bölüm 23 - Aşka Düşen Gölge...
Bölüm 24 - Benim Evim...
Bölüm 25 - Gerçeğin Korkusu...
Bölüm 26 - Senin Eserin...
Bölüm 27 - Geçmişten Gelen...
Bölüm 28 - Yarının Umudu...
Bölüm 30 - Buruk Mutluluk...
Bölüm 31 - İstek...
Bölüm 32 - Kızım İçin...
Bölüm 33 - Sevdanın Sen Hali...
Bölüm 34 - Tehdit...
Bölüm 35 - Geç Gelen Mutluluk...
Bölüm 36 - Kızımız...
Bölüm 37 - Kaza...
Bölüm 38 - Ölüm...
Bölüm 39 - Eksik...
Bölüm 40 - Umursamamak...
Bölüm 41 - Varis Vermen Gerek...
Bölüm 42 - Katil olursun...
Bölüm 43 - Bırakmam...
Bölüm 44 - Salacak...
Bölüm 45- Oyun...
Bölüm 46 - Ronyam...(Gün Işığım)
Bölüm 47 - İmkansızı İstemek...
Bölüm 48 - Dönülmez Yanlış...
Bölüm 49 - İhanet...
Bölüm 50 - Vazgeçiş...
Bölüm 51 - Günahın Zaferi...
Bölüm 52 - Ya Seninle, Ya Sensiz...
Bölüm 53 - Kalbin Seçimi...
Bölüm 54 - Marsilya...
Bölüm 55 - Narin...
Bölüm 56 - Akıp Giden Zaman...
Bölüm 57 - Kir...
Bölüm 58 - Korkunun Soğuk Nefesi...
Bölüm 59 - Final...
Yemin...

Bölüm 29 - Saklanan Gerçek...

4.8K 496 75
By EvindarCangle


" BENİMSİN " demeden önce,
" SENİNİM " diyebilmeli insan…

      Cemal Süreya






Leyla, yüzünden gitmeyen tebessüm ile omzuna attığı yün şala daha da sıkı sarılarak merdivenleri çıkmıştı. Üst terasa geldiğinde Azad'ın elleri ceplerinde karanlığa baktığını görmüştü.

Hafif meltemin ona getirdiği Azad'ın kokusunu içine uzunca çekerek aralarındaki mesafeyi kapatmış, kollarını Azad'ın beline sarmıştı.

" Xate hala, Şerwan ile gitti. Bu gece onun evinde kalacakmış. "

" Anne oğul konuşsunlar tabi! " diyerek Leyla'yı kollarının arasına almıştı Azad. Yüzüne yayılan gülümsemeyle aşık olduğu gözlere bakarak burnunun ucunu öpmüş; " Hasta olacaksın. " demişti.

" Olmam. Hem, olursam sen bana bakarsın. "

" Bakarım tabi. Başımın üstünde taşırım hem de! "

" İnanayım mı? "

" Şüphen mi var? "

" Yok. Ben kendimden çok sana güveniyorum. Sen bu siyah desen ama ben onun beyaz olduğunu görsem bile silah olduğuna inanırım! Benim senden başka güvenebileceğim kimsem yok ki. "

" Ömrümün sonuna kadar bu güvenini boşa çıkartmayacağım. "

" Öyle olsa iyi olur Azad ağa. Yoksa bırakır giderim seni! "

" Bağlarım seni de gitmene izin vermem. Ha yine de giderim diyorsan, beni öldürmen yada benim ölmüş olmam gerek! "

Azad'ın söylediği tek kelime olan ölüm, Leyla'nın yüzündeki gülüşün solmasına neden olmuştu. Bu kelime onun için acının adı iken, tekrardan buna yaşamak düşüncesi bile içinin ürpermesine yetmişti. Gözlerinin dolmasına engel olamayarak başını Azad'ın göğsüne koyarak gözlerini kapatmıştı.

Azad, Leyla'nın sessizleşerek başını göğsüne koyması ile kollarını sıkılaştırarak daha sıkı sarılmıştı.

" Leyla'm! "

" Uyuyalım mı? " demişti Leyla başını kaldırarak.

Azad, başını sallayarak Leyla'nın elini sıkıca tutmuş, merdivenlere yönelerek odalarına gitmişlerdi.

Leyla, sabah gözlerini açtığında âdeta Azad'ın üstünde olduğunu fark etmiş, gözleri kocaman açılmıştı. Ardından yüzüne yayılan gülümsemeyle Azad'a bakmış, nasıl bu hale geldiklerini anlamaya çalışarak bacağını Azad'ın üstünden yavaşça kaldırmıştı ki, Azad birden onu altına almış, başını boyun girintisine koyarak uyumaya devam etmişti.

" Azad sabah oldu. " demişti Leyla, elini Azad'ın saçlarına götürerek oynamaya başlamıştı.

" Olsun boş ver! "

" Bugün duruşman yok mu?

" Yok! Geç gideceğim. "

Leyla, Azad'ın cevabı ile gülünseyerek iki kolunuda Azad'a sarmış, tekrardan gözlerini kapatmıştı. Son sınavlarını verdiği için onun da okula gitmesine gerek yoktu. Bir kaç dakika sonra aklına gelen şey ile hızla gözlerini açmış;

" Şirkete gitmem gerek. " demişti sesinin yüksek çıkmasına dikkat etmeyerek.

Azad, Leyla'nın yüksek sesinden dolayı yüzünü buruşturarak gözlerini açmış;

" Ne şirketinden bahsediyorsun sen? " demişti.

" Unuttun herhalde, dün itibari ile şirkete geçiş yaptım ya ben! "

Azad, bir süre Leyla'nın gözlerine bakmış, sırt üstü dönerek uyumaya devam etmişti. Leyla'nın onu evde bırakıp gitmesı canını sıkmıştı.

Leyla, dudaklarını büzerek doğrulmuş, iki elini Azad'ın yanlarına koyarak dudaklarını küçük bir öpücük bırakmıştı. Yüzüne yayılan gülümsemeyle ağırlığını vererek Azad'ın üstüne uzanmış, başını boyun girintisine koyarak kokusunu uzunca içine çekmiş, öpmüştü.

Azad, gülümseyerek kollarını Leyla'nın beline sararak sıkıca sarılmış;

" Kalkmak yerine, başka planların var sanki! " demişti ki, aynı anda çalan kapı ve duyduğu küçük yeğeninin sesi ile kaşlarını çatmış; " Dün gece odamızda bile rahat vermediklerini söylemiştim değil mi? " demişti memnuyetsizce.

" Kaldırma işlemi başarıyla tamamlanmıştır! " diyerek Azad'a göz kırparak hızla yataktan kalkmıştı Leyla. Ardından kapıyı açmıştı.

Ömer Azad, kapının açılması ile Leyla'ya bakmış, dudaklarını büzerek Leyla'nın bacaklarına sarılmıştı.

" Günaydın. " demişti Leyla, Ömer Azad'ın saçlarını karıştırarak.

" Hiç gün aymadı Leyla! Biz artık burada kalmayacakmışız. Anneme söyle ben gitmek istemiyorum. "

" Neden boş yere kendini üzüyorsun ki? Her zeman gelirsin. " demişti Leyla Ömer Azad'ın önünde diz çökerek.

" Ama her zaman seni göremeyeceğim. "

" Ömer buraya gel. "

Leyla, tam konuşacağı sırada Azad'ın sesi ile küçük çocuk ile beraber Azad'a bakmıştı. Ömer Azad'ın mutsuz adımlarla yatağa yönelmesi ile beraber o da dolaba yönerek kendine kıyafet almış, banyoya girmişti. Ardından dayı yeğeni odada bırakarak aşağıya inmişti.

Mutfağa indiğinde şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlayan Ceylan'ı görmüş, yüzüne yayılan gülümsemeyle içeri girmişti.

" Günaydın Ceylan. "

" Günaydın gelin ağam. "

" Ne yapıyorsun? Bu ne? " diyerek ocağın üstünde duran tencerenin kapağını açmış, tüm mutfağı dolduran  kavrulmuş incir kokusu ile midesi bulanmıştı.

" İyi misiniz? "

" İyiyim yok bir şey. " diyerek aldığı kokuyu savurmak için elini sallamıştı.

" Leyla iyi misin? " demişti Hivda elinde ceviz ile mutfağa girdiğinde.

Leyla, Hivda'yı görmesi ile akına gelen şey ile gülümsemiş, Hivda'nın koluna girerek hafifçe omzu ile Hivda'nın omzuna vurarak;

" Birisi için mi yapıldı bu incir kavurması? " demişti.

" Yoo canım istedi yaptım. " diyerek hızla tezgaha yönelmişti Hivda.

Leyla,gülümseyek; " Kesin ondan! " diyerek mırıldanmış, ardından yanlarına giderek kahvaltı hazırlamalarına yardım etmişti.

Ahmed ağa ve diğer aile üyelerinin gelmesi ile masaya geçilmiş, sessizlik içinde kahvaltılarına başlamışlardı. Sessizlerdi çünkü, Berva'nın aldığı kararı hâlen hiçbiri hazmedememişti. Üst üste yaşadıkları Berva'nın kararı ile daha da acı verir bir hal almıştı.

Hepsi Ahmed ağanın gece Şerwan ile ne konuştunu, Ayşin'i gitmeye nasıl ikna ettiğini merak etmişti. Ama kimse sormaya cesaret edememişti.

Azad, uzun süre gözlerini masanın ortasında duran incir kavurmasından çekmemiş, hiçbir şey yiyememişti. Aslında Şerwan gibi çok severdi incir kavurmasını. Ama bir elden çıktığı zaman doyasıya yerdi. Sıkıntıyla nefesini vererek bakışlarını sessizce kahvaltılarını yapan ailesinin üstünde gezdirmiş;

" Size afiyet olsun. Benim çalışmam gerek. " diyerek daha fazla dayanamayarak masadan kalkmıştı.

Leyla, Azad'ın masadaki rahatsızlığını fark etmişti ama anlam verememişti. O da Azad'ın arkasından kalkmış, odasına gitmişti. Odaya girdiğinde Azad'ın banyoda olduğunu görmüş, yatağı toplamaya başlamıştı.

" Leyla'm neden kahvaltını yapmadın? " demişti Azad odaya girdiğinde Leyla'yı görmesi ile.

" Sen neden yapmadın? "

" Canım bir şey istemiyordu da ondan. "

Leyla, yüzüne yerleştirdiğini zoraki gülümsemeyle Azad ile aralarındaki mesafeyi kapatarak elini aşık olduğu mavi harelere bakarak Azad'ın yanağına koymuş;

" Canın neye sıkkın böyle? " demişti.

" Bir şey yok! "

" Seni tanıyorum Azad. Gözlerin böyle bakınca bir şey var demek. Ne oldu? "

Azad, sıkıntıyla nefesini vermiş, kollarını Leyla'nın beline sararak sarılmış, saçlarından öpmüştü. Konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki, vazgeçerek içine huzurun dolmasına sağlamıştı.

" Anneni özlüyorsun değil mi? " demişti Leyla başını hafifçe kaldırarak Azad'ın gözlerine bakmıştı.

" Bu da nereden çıktı? "

" Buradan! " diyerek elini Azad'ın kalbinin üstüne koymuştu. " Annene her ne kadar şu an kızgın olsan da, bir o kadar da özlem duyuyorsun. Her ne olursa olsun, anne işte! Ona karşı duyduğun özlem kızgın kalmana izin vermiyor. "

" Özlem duyduğum doğru ama yaşananlar çok ağır Leyla'm. Hivda'nın yaşadığı koca dört yılın acısı aklıma geldikçe içimdeki özlem, öfkeye dönüyor. "

" Ama böyle devam edemez Azad. Babam da Gülistan anneyi özlüyor. Bence gidip getirmelisin. "

" Bu ev babama ait. Gitmesini babam istedi. Gelmesi de ancak o isterse olur. "

" Öyle ama onunla konuşabilirsin. "

" Neyse, bunları konuşmak istemiyorum. Sen şirkete gitmiyor muydun? "

Konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu. Annesini özlediği bir gerçekti ama yaşananlar özleminden çok daha büyük ve ağırdı.

" Evden mı kovuyorsun? Öyle olsun bakalım! " diyerek kaşlarını çatarak dolaba yönelmişti Leyla. Çantasını alarak Azad'a bakmadan odadan çıkmıştı.

Azad'ın annesine olan özlemini çok biliyordu. Her ne kadar kızgın olduğunun söylese de, yanında olduğunda onu sarıp sarmalayacağını çok iyi biliyordu. O annesine bu kadar çok özlem duyarken, Azad'ın da bunu yaşamasını istemiyordu.

Aşağıya indiğinde Ahmed ağanın salondan çıktığını görmüş, gülümseyerek yanına gitmişti. Ardından beraber konaktan ayrılmışlardı. Ama Leyla okulda bazı işleri olduğunu söyleyerek günlerdir aklını meşgul eden şey için şirkete gitmemişti. 

Leyla, bindiği taksi ile vakit kaybetmeden hastahaneye giderek sorusuna cevap bulmak için test yaptırmıştı. Dakikalarca çantasını askısını sıkıca tutmuş, yüreği ağzında çıkacak sonucu beklemişti. Sonunda hemşirenin adını söylemesi ile beraber artan heyecanı ile doktorun odasına girmişti.

" Buyrun Leyla hanım. " demişti doktor eli ile masasının önündeki sandalyeyi göstermişti.

" Sonuçlar çıktı değil mi Seda hanım? " diyerek sandalyeye oturmuştu Leyla.  İçindeki mutluluğu engel olamıyordu.

" Çıktı. "

" Sonuç ne? " demişti heyecandan sesinin titremesine engel olamayarak.

" Hamilesiniz. "

Leyla'nın duyduğu şey, mutluluktan ağzından küçük bir çığlığın kaçmasına neden olmuştu. Gözleri dolarak doktora bakmış;

" Özür dilerim çok heyecanlandım. "

" Sorun değil! Gelin bebeğinize bakalım. "

" Görür müyüz ki? "

" Tabii. "

Leyla, gülümseyerek kalkan doktor ile beraber perdenin arkasına giderek sedyeye uzanmıştı. Aklında Azad'ın öğrendiğinde nasıl tepki vereceğine dair senaryolar dönmeye başlamıştı. Azad ile sevgili olarak bir yola çıktıklarından beridir Azad sürekli bir sürü çocuk istediğini söylemişti ona. Azad'ın nasıl tepki vereceğini bilemese de, çok mutlu olacağından emindi. Karnında hissettiği soğuk jel ile beraber düşüncelerinden sıyrılarak bakışlarının siyah ekrana çevirmişti.

" İşte bebeğiniz burada. " diyerek doktor ekranda küçük bir nokta göstermişti Leyla'ya. " Bebeğiniz altı haftalık. "

" Nasıl peki? " diyebilmişti Leyla mutluluktan gözlerinden akan yaşlarla zor da olsa.

" İyi görünüyor ama çok dikkatli olmalısınız. Daha önce yaşadığınız düşük, bu gebeliğinizde sizi biraz zorlayacaktır. "

Leyla, duyduğu şey ile şaşkınca bakışlarını doktora çevirmiş, anlamayan gözlerle bakmış;

" Anlamadım? " demişti gözlerini silerek.

" Karnınızda ölen dört aylık bebeğinizden bahsediyorum. Ama yine de bir yıl içinde tekrar hamile kalarak şanslısınız. Böyle bir durum, bazı kadınlarda imkansıza neden olabiliyor ne yazık ki. Bu durumu eşinize söylediğimiz zaman, bunun umrunda olmadığını sizi iyileştirmemizi söylemişti. " diyerek yüzünde tebessüm ile Leyla dönmüştü doktor hanım. Leyla'nın allak bullak olan yüzünü görmesi ile anlamayan gözlerle bakmıştı. Ardından aklına gelen şey ile oturuşunu düzelterek; " İlk hamileliğinizi bilmiyor muydunuz? " demişti zor çıkan sesi ile.

Leyla, gözlerinden sicim gibi akan yaşlarla başını iki yana sallayarak doğrulmuştu. Doktorun vermiş olduğu peçetelerle karnını silmiş, duyduklarının altında ezilerek hızla odadan çıkmıştı ardından seslenen doktoru duymayarak.











Sevgiler💕

Continue Reading

You'll Also Like

300K 19K 59
Bade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste...
71.5K 6.4K 39
Narin, adını babasının çok sevdiği ve annesine büyük bir aşk ile anlattı hikayeden almıştı. Binevş Narin'den... Binevş Narin'in hikâyesindeki ölümsüz...
8M 374K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
4.5K 211 23
Her şey babam ölünce başladı. Ama babam bana göre ölmemişti. Hala yaşıyordu. Çünkü cesedi...