Uğraşmayı bırak artık dünle ve dündekilerle.
Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene.
Cemal Süreya
Genç kız, sonunda söyleyeceği şey için kalbi kuş olmuş, heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştı. Sabah erkenden kalkarak hazırlanmış, yüzünde kocaman gülümsemeyle odadan çıkarak mutfağa gitmişti.
Aynı heyecan ve yüzünden gitmeyen gülümsemeyle kahvaltıyı hazırlamış, havanın güzel olması ile sofrayı bahçeye kurmuştu.
" Gülistan!
Genç kız duyduğu ses ile hızla arkasını dönerek gülümsemiş, elindeki domates dolu tabağı yer sofrasına bırakarak ayağa kalkmıştı.
" Hayırlı sabahlar teyze. " demişti gülümseyerek bakan teyzesine.
" Hayırlı sabahlar kızım. Niye bu kadar erken kalktın? "
" Uyku tutmadı. Eniştem kalktı mı?"
" Kalkmadı ama senin erken kalkman iyi olmuş, seninle konuşacaklarım vardı. "
Genç kız, yerdeki mindere oturarak elini uzatan teyzesine anlamayan gözlerle bakmış, elini tutarak yanına oturmuştu.
" Gülistan'ım! Güzel kızım. Zaman ne kadar da hızlı geçiyor. "
" Teyze iyi misin? "
" İyiyim kızım. Hem de çok iyiyim. Çünkü dün enişten bana bir şey söyledi, senin ile alakalı. " demişti Bedia hanım yüzündeki gülümseme ile yeğeninin elini iki elinin arasına almış; " Dün Bari Karahan hayırlı bir iş için enişteni görmeye gelmiş. Oğlu Ahmed'e istiyormuş seni. "
Genç kız, duyduğu şey ile irice açılan gözlerle buz kesmiş, aldığı nefes yarım kalkarak bakmıştı teyzesine. İçindeki ağlama isteğini bastırmaya çalışarak başını eğmiş;
" Eniştem verdi mi? " demişti zor çıkan sesi ile.
" Sana sormadan bir şey dememiş. Ama çok hayırlı bir kısmet bu! "
" İstemiyorum teyze! " demişti bir anda başını kaldıp dolu gözlerle teyzesine bakmıştı.
" Neden kızım? "
" Ben başkasını seviyorum. " demişti çekinerek.
Bedia hanım, tebessüm ile elini yeğeninin yanağına koymuş;
" Kimmiş bu gül tanemin kalbine giren şanslı? " demişti.
Genç kız korkarak söylediği şey ile teyzesinin olumlu yaklaşımıyla mutlu olmuş, kocaman gülümseyerek;
" Ciwan! Ciwan Dağlı! " demişti.
" Ciwan, Bari ağanın asker arkadaşı Kadir'in oğlu değil mi? "
" Evet teyze o. "
" O da seni seviyor mu? "
" Evet. Eğer iznin olursa bugün benimle konuşmak istemişti, gidebilir miyim? "
" Tabi ki git ama dikkatli ol. Kimseye görünme! Ben, bu evliliği istemediğini eniştene söylerim. O delikanlıya da söyle öyle uzaktan falan olmaz, seviyorsa gelip eniştenden seni istesin. "
Genç kız, kocaman gülümseyerek teyzesine sıkıca sarılmış, yanaklarını öpmüştü. Ardından eniştesi ve kuzenlerinin kalkması ile beraber kahvaltılarını yapmış, eniştesinin işe gitmesi ile teyzesinin izin vermesi üzerine o da evden çıkmış, Dicle'nin kıyısına gitmişti.
İçindeki büyük mutlulukla yerinde bir türlü duramamış, duyduğu ayak sesleri ile hızla arkasını dönerek gelene bakmıştı.
" Hoş geldin Ciwan. " demişti kocaman gülümseyerek atağa kalkmıştı.
" Gülistan! Senin burada ne işin var? "
Genç kız, heyecanla tam konuşacağı sırada hızla yanlarına gelen kişi ile gülüşü yüzünde solarak gelene bakmıştı.
Genç adam yüzünde kocaman gülümsemeyle genç kızın önünde durmuş, aşık olduğu kahve gözlere hasretle bakmıştı.
Gülistan, şok olmuş gözlerle Ahmed'e bakmış, Ciwan'ın sorusu ile anlamayan gözlerle ona dönmüştü.
" Kevser nerede? "
'' Bilmiyorum! " demişti zor çıkan sesi ile genç kız.
" Ben, Tacdin'e o notu Kavser'e ver demiştim. Salak! Bir işi doğru düzgün yapamıyor. " diyerek söylenmiş; " Ben de nerede diyordum. Meğersem notu sana vermiş. " demişti elini sinirle beline koyarak bakışlarını Dicle'nin sularına çevirmişti.
Gülistan dolan gözlerine engel olamayarak bakmıştı Ciwan'a. Gözünden bir damla usulca akarken hızla arkasını dönmüş, görmelerini engellemişti.
Olanlara inanamıyordu. Günlerdir bakışları, konuşması, aldığı not yalan mıydı? Kalbine tonlarca ağırlık binmişti sanki nefes alamıyordu.
" Benim açımdan çok iyi oldu. Seni görmüş oldum. "
" Bu konuda da ballısın Ahmed. Neyse, o zaman ben sizi yalnız bırakayım, siz konuşun ben beriye gidiyorum. Belki Kevser'i beriden dönmeden yakalarım. " diyerek tam arkasını dönmüştü ki, tekrardan Gülistan'a dönmüş; " Bu arada kusura bakma yenge! Tacdin'in salaklığı işte. " demiş, gülümsemiş koşarak yanlarından ayrılmıştı genç adam.
" Gülistan, neden o notun kimden geldiğini bildiğin halde buraya geldin? " demişti Ahmed kaşlarını çatarak.
" Ben, senden geldini biliyordum çünkü. " diyerek yalan söylemişti. Şu an gerçeği söylemek doğru gelmemişti ona.
Genç adam, duyduğu şey ile mutlulukla gülümsemiş;
" Nereden anladın? " demişti.
" Anladım işte, boş ver. " diyerek kıyıya yaklaşmış, yere oturarak Dicle'yi izlemeye başlamıştı.
Ahmed, Gülistan'ın yanına giderek oturmuş, bir süre sessizliğine ortak olarak Dicle'nin sularını izlemişti. Ardından;
" Dün babam size gelmiş, biliyor musun? " demişti genç kıza dönerek.
" Biliyorum. "
" Peki Cevabın ne? "
Gülistan, derin bir nefes alarak gözlerini kapatmıştı. Ardından Ahmed'e dönmüş;
" Karın olmayı kabul ediyorum! " demişti ruhu çekilmiş gibi düz bir ses ile.
~~~~~~~~~~~~
Kapının açılması ile Gülistan hanım düşüncelerinden sıyrılmış, hızla akan yaşlarını silmişti. Ardından duyduğu ses ile hızla gözlerini kapıya çevirmişti.
" Anne iyi misin? " demişti Şilan odaya girerek.
Gülistan hanım, Şilan'ı görmesi ile tekrardan içini saran ağlama isteğine zor da olsa engel olarak gülümsemiş, başını sallamıştı.
" Misafirler kalkacaklarmış, Xate hala gelsin dedi. "
" Gidelim kızım. " diyerek sıkıntıyla nefesini vermiş, ayağa kalkarak odadan çıkmıştı.
Şilan, duyduğu şey ile ne düşüneceğini bilemeden bakmıştı Gülistan hanımın ardından. Duydukları unutup, kabullenecek türden değildi. Çoktan aklında türlü senaryolar dönmeye başlamıştı.
Küçüklüğünden beridir babasının annesine olan sevgisine hep tanık olmuş, hep onların sevgisine İmrenmişti. Ama şimdi duydukları farklı düşünmesine yol açmıştı aynı zamanda.
Birden yüzüne yayılan gülümsemeyle komidinin üstünde duran Gülistan hanım ve Ahmed ağanın düğün resmine bakmıştı. Ardından duyduğu Gülistan hanımın sesi ile düşüncelerinden sıyrılmış, yüzünden gitmeyen gülümsemeyle derin bir nefes alarak odadan çıkmıştı.
Sevgiler 💕