Yer: Koala Bar
"Namjoon ben senin ayarladığın yeri de.. seni de-" Jungkook un sözünü kesen şey yine Namjoon un eli olmuştu.
"Çek lan elini YAR-" yine el..
"Kes sesini gerizekalı, ne bileyim adamların sahne adının farklı olduğunu? Yapacak birşey yok, en öndeyiz. Kalkmaya çalışsak bile anlaşılır. Sus ve otur" diye fısıldadı Namjoon, Jungkook un kulağına.
Ardından elini çekerek izlemeye başladı.
Sahneye havalı bir giriş yapmışlardı ve gelir gelmez müziğe başlamışlardı.
Jimin dans ederken, Hoseok rap söylüyordu.
Yoongi nin gözü sadece Hoseok un üzerindeydi.
Anlından çıkan ter damlacıklarında gözü takılmıştı, rap söylerken ki kaşlarının çatılmasında.. ve yaptığı el kol hareketlerinde..
Jimin yanında dans ediyor ve vokal yerlerde destek veriyordu.
"Tanrım.."
"Taehyung birşey mi dedin?" Dedi Namjoon.
Taehyung birşey demeyerek bakışlarını tekrar sahneye çevirdi.
Jungkook ise sohbetine kaldığı yerden devam ediyordu.. hunharca bağırarak..
Yan masada oturan Jin en sonunda rahatsız olarak eliyle Jungkook u dürttü.
"Pardon.. acaba biraz sessiz olur musunuz?"
Jungkook kafasını sağ masadan gelen sese doğru çevirdi.
"Sessizim zaten"
Jin gözlerini devirdi "Evet, bir dinazor çiftleşmesinden daha az sesiniz çıkıyor haklısınız" dedi arkasına yaslanarak.
Jungkook ağzı açık bakarken, Namjoon ise Jungkook un sırtına kaya yumruklarını vurarak kahkaha atıyordu.
Jin kahkaha sesi ile tekrar o tarafa döndü.
Namjoon un gülerken ki gamzelerine doğru baktı ve istemsiz o da güldü.
Şarkı bittiğinde sahneye dönerek alkışladı ve ıslık çalmaya başladılar.
Hoseok gözleriyle Jin i ararken, Yoongi yi fark etmesiyle gözünü kısarak hatırlamaya çalıştı.
Tanrım.. Bu o gün ki çocuk..
Yoongi de Hoseok a sırıtarak bakıyordu.
Jimin bütün masalarda göz gezdirerek el sallarken, Taehyung un ona gülerek baktığını gördü.
Kim lan bu? Tanıyor mu ki beni? Bak bide el sallıyor, ırıspı diyerek uzunca baktı ve müşteri sonuçta diyerek gülümseyip el salladı.
"HEY! EĞLENDİNİZ Mİ?!" Diye bağırdı Jimin mikrofona doğru.
Herkesten kıyamet kopunca gülerek kulaklarını kapattı ve şirin tepkiler vermeye başladı.
Herkes 'birdaha, birdaha' diye bağırırken Jimin mikrofonu tekrar dudaklarına getirdi.
"NEY BİRDAHA? MULTİ ŞİRİNLİĞİM Mİ YOKSA DANS MI?" Diyerek güldü hızlı nefesler alırken.
Herkesten ufak kahkaha çıkarken Taehyung gülümsedi.
"Pekiii, hangi şarkı?!" diye bağırdı mikrofona Hoseok.
"Just Dance! Just Dance! Just Dance!"
Hayranların aynı anda olan bağırışı ile Hoseok "OKEY!" Diyerek arkasını döndü ve müziğin başlamasını bekledi.
O sırada Jimin sahne arkasına gitmişti, bu şarkıda ona gerek yoktu.
Hoseok şarkıya başladığında Yoongi tekrar onu izlemeye koyulmuştu.
"Hey Taehyu- lan" arkaya ve sağa sola baktı Namjoon "nere gitti bu at siki"
Yer: Koala Bar, sahne arkası
"Acaba burada kim varmış~" diyerek perdenin arkasında Jimin olduğundan emin olarak perdeyi açtı Taehyung.
Gülerek perdeyi açtığında dev gibi bir adamın kalçası ile karşılaşmıştı.
"Ceee-OHA!"
Çünkü adam, Taehyung un iki katıydı.
"Hayırdır bilader? Birine mi baktın?"
Taehyung birşey demeden geri adımladı.
"Evet birine baktım ama emin olun o kişi sizin bacağınız kadar"
Adam gülerek duvara yaslandı.
"Bacağım kadarsa doğru geldin" diyerek bir kahkaha patlattı Hulk.
Taehyung anlamayarak bakarken adam kendi aletini işaret etti.
"Pis herif, seni şimdi burada döşerdim ama dua et gitmem gerek. Domuz pipisi suratlı"
Adam şaşkınlıkla Taehyung un özgüvenine hayret ederken Taehyung çoktan oradan tüymüştü.
En sonunda kapısında yıldız işareti olan bir odanın önüne geldiğinde ağlamaklı suratıyla tanrıya dua etti.
"Tanrım lütfen.. bir dev daha kaldıramam"
Kapıyı tıklatırken gözlerini kapadı.
"Girme"
İçerden ince bir ses gelince Taehyung rahatca nefes verdi "şükür"
Daha sonra kapı kolunu indirecekti ki geri adım attı ve ellerini beline koyarak "lan bu az önce girme mi dedi?"
Sonra tekrar kapıyı çaldı.
"Girme diyorum işte, andaval."
Taehyung ağzı ve burnunu kapatarak gülerken, Jimin in sinirli halini merak etmişti.
"Biraz kızarsa sorun olmaz sanırım" daha sonra yan dönerek "Evet sorun olmaz Taehyung adamım" demişti kendi kendine konuşurken.
Kapıyı tekrar tıklattı.
"Kapıyı kim çalıyorsa burdan çıktığım an o kafasını tuvalete sokacağım!" Ardından kolyesini çıkardı Jimin "hangi orospu çalıyor ki, ULAN KİMSİN SEN? UZAY BOŞLUĞU SENİ! KAFATASININ İÇİ TAM BİR UZAY BOŞLUĞU GİBİ! Buradan bir çıkayım bak gör seni orada ağzını burnunu dağıtmıyor muyum lan göt!"
Taehyung un gülmesi kesilmişti. Ulan yanlış kapıya falan mı vurdum acaba? Sahnedeki ponçik bu olamaz! Tanrım lütfen..
Jimin sinirle kapıyı açtı gömleğinin düğmelerini bağlarken.
"Ne var lan ne v-"
Taehyung u görmesiyle sözü kesilmişti.
"Demek kafamı tuvalete sokacaksın?"
Jimin birşey demeden eliyle onu gösterdi "sen.. Şu bana el sallayan.."
"Ta kendisi" diyerek, dibindeki Jimin e el salladı Taehyung
Ardından hayretle saçlarını savurarak kafatasını gösterdi
"Demek kafatasımın içi uzay boşluğu gibi he?" Ardından yaklaştı Jimin e "Yanlız birşeyi unutuyorsun Park Jimin. Uzay boşluğunda da milyonlarca gezegen var. Ve milyonlarca yıldız.."
Jimin biraz düşündü, lafın altında kalacak gibi görünmüyordu.
"O zaman kafatasının içi bir tuvalet gibi. Sadece mikrop var, senin gibi"
Taehyung eliyle ağzını tuttu.
"Ne mikropluğumu gördün be? Aa şuna bak, sırf şu tatlı suratının hatrı için susuyorum, yoksa o TUVALETE değil senin ağzına sıçardım"
"Övdün mü sövdün mü belli değil, ayrıca benim tatlı suratım yok tamam mı?"
Taehyung hah diyerek eliyle Jimin in kafasını gösterdi
"Çok tatlısın"
"Değilim amınakoyim değilim"
•
Selaaammm
Uzun bir ara olmuş olabilirr, sorry🙈
Diğer bölümün gelmesi için sınır koymak istemiyorum ama +5 Vote olursa gerçekten çok sevinirim 💙