[countryhumans] - Telafisi Ol...

By Karmanomia

109K 7.8K 27.5K

İnsanlık, teknolojinin gücünü bu sefer bir şeyler yok etmek için değil, bir şeyler var etmek için kullanma ka... More

-Lütfen Dikkat!-
-Cinsiyet Listesi-
-Detaylı Açıklamalar-
-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-Soru (1)-
-50-
-51-
-53-
-54-
-55-
-56-
-57-
-58-
-59-
-60-
-61-
-62-
-63-
-64-
-65-
-66-
-67-
-68-
-69-
-70-
-71-
-72-
-73-
-74-
-75-
-76-
-77-
-78-
-79-
-80-
-81-
-82-
-Soru (2)-
-83-
-84-
-85-
-86-
-87-
-88-
-89-
-90-
-91-
-92-
-93-
-94-
-95-
-96-
-97-
-98-
-99-
❣100❣
-İkinci Kitap-

-52-

928 64 395
By Karmanomia

Rusya, dizüstü bilgisayarında işini yapmak dışında her şeyi yapıyordu. 

İlk başta Counter Strike oynuyordu. Sonra sıkıldı ve Youtube'a girip panda videoları izlemeye başladı. 

Pandaların öyle bir su içişi vardı ki Rusya'nın canı acayip derecede su çekti. 

Üşengeçliğini kısa sürede yenmeyi başaran Rusya, şarjı bitmek üzere olan dizüstü bilgisayarını masaya bıraktı. Sessizce esnedi ve "Hiç uyumak istemiyorum ama bütün gece boyunca uyumak dışında yapacak bir şeyim yok." diyerek kendi kendine dert yandı. 

Rusya yavaşça mutfağa ilerledi. Uzun süredir hiç televizyonda bir film izlemediğini hatırladı ve kendi kendine gülüp "Bende işlerin içinde kayboluyorum tabii ki." dedi. 

Elini karanlık mutfağın duvarındaki tuşu bulmak üzere duvarda gezdirdi ve başarılıda oldu.

Mutfak kısa sürede tamamen aydınlandı.

Rusya'nın koliyle getirdiği yedek votkalar hala yerlerini korurken her yerinden bulaşık fışkıran mutfakta hiçbir anormallik yoktu.

Çin hariç.

Çin, son derece utanmış bir şekilde Rusya'ya bakarken ne diyebileceğini düşünüyordu.

Gece yarısıydı ve Çin az önce Rusya'nın mutfağında Rusya tarafından yakalanmıştı! Hemde elma kemirirken!

Rusya ve Çin arasında anlamlı ve sessiz bir bakışma gerçekleşti. Rusya hiçbir şey demedi ama gözlerini Çin'den ayırmadı. Buzluğu açtı ve içinden tamamen donmuş bir kütle çıkarttı. Kütleyi tezgaha vurdu ve kırılan parçalarını eline alıp sıktı. 

Çıkan taze ve soğuk suyu böyle ilginç bir şekilde içmekte olan Rusya'yı şaşkınlıkla izleyen Çin hala çok utangaç ve ürkmüş duruyordu. 

Rusya en sonunda dayanamadı ve "Seni gece atıştırmalığı yerken bastım diye mi böyle duruyorsun?" diye sordu. Çin başıyla onayladı. Rusya omuz silkti ve pekte önemsemez bir tavırla "Afiyet olsun." dedi. Sonra da kileri işaret etti ve "Orada az mandalina olacaktı. Türkiye beni sahillerinden kovalamak için mandalina fırlatırken topladım onları." dedi.

Çin duygudan duyguya geçir yaparken "Yani... Beni bu yüzden yargılamayacak mısın?" diye sordu. Rusya, tezgahtaki en bütün buz parçasına kafa attı ve "Niye yargılayım ki?" diye soruya soruyla yanıt vermeyi tercih etti. 

Utangaçlığını hala yenemeyen Çin "Akşam yemeği sırasında bolca yemek yedim. Ve şimdide burada elma yerken yakalandım. Hemde iznin yoktu. Bu gerçekten seni rahatsız etmedi mi? Yada... Bana olan düşüncelerini negatif bir yola çekmedi mi?" diye sordu. Rusya güldü ve "Fazla endişeleniyorsun Kitay. Az rahat ol. Yoldaşız biz." dedi.

Çin buna rağmen oldukça mutsuz ve utanmış duruyordu. Rusya kendisini tezgaha yasladı ve sırtına değen buzun soğukluğu ile istemsizce kıkırdadı. Çin'e ve elmasına bakarken "Ama yinede seni rahatlatacaksa sana resmi bir izin verebilirim. Böylece bu evde çekinmeden istediğin bir şeyler yiyip içebilirsin." diye başladı. Sonra da ciddi bir ifade ile "Ama evde kalan son votkayı içersen bozuşuruz." diye uyardı. 

Öksürerek sesini kuvvetleştirmeye çalışan Rusya, hazır ol pozisyonuna geçti ve başını biraz yukarıya kaldırıp "Ben, Rusya Federasyonu olarak Çin Halk Cumhuriyeti'nin kendi evimde sınırsızca istediği her şeyi istediği saatte istediği gibi istediği yollarla yemesine izin veriyorum." diye açıkladı. 

Çin gerçekten biraz rahatlamıştı.

"Bunu yapmak zorunda değildin Rusya. Ama yinede yapmış olman sana olan müttefiklik durumumu oldukça pozitif bir yöne çekti." dedi Çin. Rusya her ne kadar Çin bu şekilde konuşunca kendisini tuhaf hissetsede bu hislerini görmezden geldi ve "Sen bana evinde istediğim zaman votka içmeme izin veriyorsun Kitay. Sende burada kafana göre takılabilirsin." diyerek konuyu kapattı.

Başıyla onaylayan Çin "Teşekkürlerimi sunarım." dedi ve elmasını yemeye kaldığı yerden devam etti. 

Çin oldukça memnun görünse de Rusya biraz huzursuz hissediyordu. 

Sanki bundan fazlasını yapması gerekiyor gibi hissediyordu.

Rusya düşünmek için bir kez daha buza kafa attı. Ama bu sefer buz kırılmadı. Hatta Rusya'nın kafası acıdı ve elinde olmadan hafifçe ciyakladı.

Gitti güzelim karizma.

Çin, Rusya'nın ciyaklamasını duyar duymaz hızla yerinden kalktı ve Rusya'nın yanına geldi.

Rusya daha bir şey diyemeden Çin, Rusya'nın anlını okşadı ve "Sen iyi misin? Canın çok yanıyor mu? Her şey yolunda mı? Sana yardım edebilir miyim?" diye sormaya başladı. 

Rusya, yanaklarının kızarmakta olduğunu kolaylıkla fark etmiş ve bunu fark ettiği an yanakları daha da kızarmıştı. Çin ise duruma o kadar adapte olmuştu ki utanacak hali yoktu. 

Çin, tezgahtan eline geçen ilk buz parçasını hafifçe Rusya'nın anlına bastırdı ve "Bu acısını bir süre sonra alır." dedi. Bir sorun olmadığından emin olmak isteyen Çin, Rusya'nın gözlerine bakarken "Neden normal bir şekilde su içmek yerine buz kırıp onu sıkarak çıkan damlasını içmeyi tercih ettiğini merak etmekteyim." diye sordu.

Rusya da "Çünkü canım öyle istedi." dedi. Çin hafifçe öfledi ve "Ah şu Ruslar." diye fısıldadı. Çin kasıtlı olarak özellikle Rusya'nın elini kavradı ve elini anlına götürüp buzu tutmasını söyledi. Rusya onayladı ve Çin de Rusya'nın elini -pek istemese de- bıraktı.

Çin kararlı bir şekilde tezgahta duran buza baktı ve "Ölümü seçmiş olman gerçekten gülünç." dedi. 

Buzu aldı.

Havaya kaldırdı.

Sonra ise hızla tezgaha indirdi.

Buz tezgaha değemeden Çin durdu.

Buzu hafifçe tezgaha bir kaç kere vurdu, tıpkı yumurta kırar gibi.

Ve buz anında beş parçaya bölündü.

Rusya neye uğradığını şaşırmış bir şekilde buza bakarken Çin "Bir dahaki sefere buza kafa atmadan önce onu tezgaha vurmayı dene." diye uyardı. 

Rusya, altı kırışmış gözlerini kapatıp güzel bir gülümseme ile "Teşekkür ederim Kitay. Harikasın." dedi. Çin'e utanma hisleri yavaş yavaş gelmeye başlarken Rusya aniden "Hadi spagetti yiyelim." dedi.

Çin şaşırdı ve "Neden?" diye sordu. Rusya ise yanıt olarak "Çünkü ikimizde açız." dedi. Çin "Sende mi açsın?" diye soruverdi. Rusya başıyla onayladı.

Açıkçası aç falan değildi.

Ama Çin yalnız olursa kendisini mutsuz hissedebilirdi.

Ve Rusya buna asla izin vermemeliydi.

Rusya başıyla onayladı ve hızla mutfak dolaplarından birisine uzanıp ondan bir spagetti paketi çıkarttı. Paketi Çin'e verdi ve ardından dolapları biraz daha karıştırarak bir tencere buldu. 

Birlikte tencereye su doldurdular ve su dolu tencereyi ocağın üstüne koyup altını yaktılar. Şimdi yapmaları gereken şey suyun kaynamasını beklemekti.

O sırada Çin tezgahtaki bulaşıkları gözleriyle inceliyordu. "Sen böyle nasıl yaşıyormuşsun Rusya?" diye soran Çin kıyafetinin kollarını sıvadı ve "Birilerinin buraya temizlik reformu getirmesi gerekiyor." dedi.

Rusya ilk başta karşı çıktı ve "Lütfen Kitay. Sen buraya misafir olmaya geldin, iş yapmak falan olmaz." dedi. Bunun üzerine Çin "Gayette olur." diye karşı geldi. Rusya bu seferde Çin'i hafifçe tutup çekiştirmeye çalıştı ve "Kitay..." diye mızmızlandı.

Çin eline süngeri aldı ve deterjanı sıkıp süngeri hafifçe suya tuttu. Rusya hala mızmızlanırken Çin "Bana yardımcı olmayı tercih edersen sevinirim." dedi. Rusya her ne kadar diretirse diretsin Çin'in vazgeçmeyeceğini biliyordu. 

"Pekala Kitay..." diye mırıldandı Rusya. Sonra ise "Ama senin evinde de ben bulaşıkları yıkayacağım." dedi. Çin, meydan okurcasına "Eline imkan geçerse engel olmam. Ama eline imkan geçmesine engel olurum." deyip bulaşıklarla uğraşmaya başladı.

Çin gerçekten çok hızlıydı. Çok ve çok hızlıydı.

Kısa sürede ikili, bütün bulaşıkları yıkama görevini başarıyla tamamladı.

Ve Çin aniden durup "Bir dakika." dedi. Rusya ona dikkatle bakarken Çin, bulaşık makinesini işaret etti ve "Şu şey düşündüğüm şey mi?" diye sordu.

Rusya ilk başta önemsemeden "Bulaşık makinesi mi? Evet?" dedi.

Ama sonradan o da olayı anladı.

Orada güzelim bulaşık makinesi dururken Çin ve Rusya, ülkedeki su tasarruf projelerinin içinden geçmişti.

Rusya ve Çin düşünceli bir şekilde bulaşık makinesine bakmaya devam ediyorlardı.

Çin kendi kendine "Nasıl bu kadar aptal olabildim ki?" diye sordu.

Sanki bu sorunun cevabını hiç bilmiyormuş gibi davransa da aslında sorunun cevabını gayet iyi biliyordu.

"Spagetti yapmaya başlayalım mı Kitay?"

"Olur."

"Bu arada... Evde senin için ayırdığım şu tahta... Neydi... Şeylerden-"

"Chopstick mi?"

"Evet. Onlardan var evde. Senin için hemde."

"..."

"..."

"Beni mutlu edebilen nadir kişilerdensin."




Continue Reading

You'll Also Like

55.2K 3.9K 48
Yanlışlıkla aradığım numarayı hiç tanımadığımı düşünürken, aslında tüm kirli çamaşırları gözümün önünde olan biriydi o. Ve ben beş ay boyunca ona kat...
21.3K 1.2K 66
DC hakkında bilgiler... Kapak bana ait, evet ben yaptım jsndjdmks
3K 129 39
Tamam, sanırım bu sefer gerçekten de ne yapacağımızı bilmiyorum. Olaylar o kadar saçma ki bu gelişmiş teknoloji bile dikkatimi- O üst düzey bir Meg-e...
908 101 7
" Bir daha asla dans etmeyeceğim. "