güneşin oğlu geceye tutulmuş]...

By staywnini

46.3K 6.4K 2.8K

"Beni sevmiyorsun." Kana bulanmış ellerinden tekini farkında olmadan sarı tutamlarının arasından geçirdi. O b... More

giriş // melez kampının önemli isimlerini tanıyalım
1 // apollon'a adanan patates kızartmaları
3 // sen canımı yakmazsın
4 // kehanet babamın işi, senin değil
5 // jongin'in gülümsemesi
6 // benimle güvende olurdun
7 // yeraltı yolcuları
8 // zalim ebeveyn apollon
9 // sarışın
10 // halhal
11 // sarışın melezlerle sehunun dertte olan başı
12 // kimse özlemek zorunda kalmamış
13 // jongdae'nin hançeri
14 // kayınpeder ile sevgi dolu karılaşma
15 // senin gibi korkak olmayacağım
16 // dik dur, yüzleş, senin bir yüreğin var
17 // bir gecede ne kadar kalp kırılabilirse o kadar
18 // nasıldı jongin'in gözleri
19 // içimdeki çiçekler bırak solsun ben yenisini ekerim
20 // sana yenik düşmekten dizlerimdeki yaralar iyileşmiyor
21 // sarı laleler ve beyaz güller
22 // tilkinin kürkçüye olan aşkı bitmez elbet bulur dükkanı
23 // ne kadar siyah olursan ol güneşim sensin benim
24 // yixing herzaman haklıdır
25 // arka cebimizde taşımamız gereken hançerler
26 // yaraların için başkalarına gitme ben sararım hepsini
27 // ailem sensin
28 // jongin'in gözlerini ezberlemek
29 // bana ne yaptığını buldum
30 // tanrılar iyi ebeveynler değildir
31 // tanrının tanrılara inanmayan oğlu
32 // (m)inseok'un yeni kitaplığı
33 // seni seviyorum diyebilenler ve diyemeyenler

2 // ben seni unutmak için sevmedim

1.4K 235 61
By staywnini

Bölüm 2 // Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim

"Otur artık, iyiyim ben." Jongin telaşla nabzını ve yaralarını kontrol ederken Hades'in oğlu onu izliyordu. Normal insanlar gibi olsalar bu endişesini normal karşılayabilirdi fakat değildiler. Üstelik Jongin sıradan bir doktor değildi, tanrının yardımını alıyordu. Sehun'u insanların hastanesine getirseler şu an hayatta olacağını kimse garanti edemezdi bile.

Jongin sevdiği sese karşı duraklayıp yukarıdan yaralar içindeki yüze baktı. Elmacık kemiklerinin sağ tarafta olanında dikilmiş ve kapanmakta olan bir yer vardı. Alt dudağı patlamıştı, sarışın olan yine de ondan daha güzel bir şey gördü mü emin olamadı. "Seninle ilgilenmek benim görevim." Tatlı sesi usulca çıktı dudakları arasından. Heyecanını gizlemesini ne de iyi biliyordu.

"Anladım." Sehun üstelemedi. Onun yerine Jongin'i işini yaparken dümdüz bir ifadeyle izlemek daha işine gelmiş olsa gerekti. Koluna bağlı olan serumun ayarını dikkatle kısarken tatlı görünüyordu.

Jongin işini tamamladıktan sonra yapacak bir şeyinin kalmamasıyla utancı geri geldi. Çok fazla utangaç biri değildi fakat onunla ilk defa böylesine yakın olmak yanaklarının kızarmasına neden oluyordu. "Evet..." dedi manasızca. Maalesef konuşacak hiçbir şeyleri yoktu. "Nasıl hissediyorsun?"

"Yorgun." Hades'in oğlu konuşurken duraklamak zorunda kalmasından dolayı kaşlarını çatmıştı. "Nefes alırken bir şeyler batıyor." Jongin başını anlayışla sallayıp kenardaki koltuğuna oturdu. Biraz ötede de yatağı vardı. "Beklediğimden erken uyandın. İki gündür bilincin kapalı..." İki gündür canım en az senin kadar yanıyor. Yüzüne bunları söyleyebilse güzel olurdu. "Yaran çok derindi. Elimden bu kadarı geldi ancak."

Mütevazı tavrı takdirlikti Jongin'in. Parmakları arasındaki mucizeden sıradan bir şeymiş gibi bahsetmesi diğerinin de hoşuna gitmişti. "Teşekkür ederim." Fakat hoşnutluğunu dile getirmek için fazla süslü kelimeler bilmiyordu. Hayatını kurtaran bu Apollon oğluna teşekkür edebilirdi şimdi, onun yüzünden yorgun olduğu belliydi. İsmi dışında bildiği pek bir şey yoktu fakat kampta hakkında kötü bir şey de duymamıştı bu zamana kadar.

"Kendini konuşmak için zorlama, uyu hatta." Bakışlarında ilk defa dikkat görüyordu Jongin, ama yine de yorgunluğunun arkasına gizlenmişti duyguları. Muhtelemen kendisini tanımaya çalışıyordu şimdi. "Ben yanında olacağım." Herzaman yanındayım, kimsenin olmadığını düşündüğün anda bile sıcak nefesin kadar yakınım sana. Sarışın aklından geçirdikleriyle gülümsedi kendi kendine sonra.

Sehun tepki vermedi. En yakın arkadaşları bile kendisini ne kadar severlerse sevsin yaydığı soğuk auradan dolayı böylesine sıcak gülümseyemezlerdi. Bu elinde olan bir şey değildi, babasının hatasıydı işte. Ama diğer taraftan gösteriş meraklısı bir babaya sahip olan diğer çocuğun böylesine sade ve sıcak gülümseyebilmesi beklenmedikti işte.

Sözleriyle anlatmayı tercih etmese de Jongin'e güvendiğini belli edercesine kirpiklerini örttü. "Uykum yok hiç ama."Gözleri kapalı söylemişti bunu. Sarışın olan bu haline gülmeden edemedi, küçük bir çocuk gibi çıkmıştı sesi. "Olduğuna eminim Sehun."

"Hayır, daha yeni uyandım." Gözbebeklerini görmezken daha küçük duruyordu. Zaten Sehun çok da büyük değildi, bu kamptaki hiçkimse çok büyük değildi. On yedi yaşındaydı henüz. Ölümle burun buruna gelmek için fazla erken bir sayı.

Jongin cevap vermek için bir süre bekledi. Siyah saçlarında ve ince örtüyle birazı örtülmüş çıplak göğsünde gözleri oyalandı. Çocuğu izlerken zamanın nasıl geçtiğini farketmek zordu onun için. "İyileşmen için uyuman lazım."

Fakat cevap alamadı, Sehun uyumuştu.

--

Jongin gecenin ikisine doğru ilerleyen bir saatte sıkıntıyla başını geriye doğru yaslayıp ofladı. Okuduğu kitap hoşuna gitmemişti ve asla uyku tutmuyordu gözünü. Şimdi bir telefon veya bilgisayar için nelerini vermezdi! Ama bu tür cihazlar melezler için tehlikeliydi. Kendilerini peşlerinde olan tatlı ve iştahlı canavarlara açık hedef hâle getirmekten başka bir şey değildi onlar için, yine de insanın arada bir film izleyesi gelmiyor değildi.

"Sevilmek için severiz." Kitabın yazarı o kadar yanılıyordu ki! Anlattığı şeyler saçmalıktan ibaretti, ona bu kitabı getirdiği için Chanyeol'e çok kızacaktı. Kendisi Sehun tarafından sevilmeyi arzulasa da onu bunun için sevmiyordu, böylesine basit değildi. Hayır.

"Bu odada sıkılmamak elde değil sahiden." Az eşyalı odada kalın ses yankı yaparak kulaklarına ulaştığında sarışın korkuyla irkildi. Sesin geldiği yere döndüğünde, Sehun'un camdan vuran ışıkla birlikte parlayan gözlerinin onunkilere baktığını görebilmişti. Rahatlamayla birlikte derin bir nefes verdi, ne zamandır onu izliyordu ki?

"Beni korkuttun." Tatlı sesi onun da karanlığa karıştı. "Üzgünüm." Fakat sesi hiç üzgün gibi değildi, hatta hoşuna gitmiş olduğunu düşündü Jongin. Parlak kahverengi gözleri onun kömür karası gözlerinin hareketli parıltılarını yakalamıştı.

"Ne okuyorsun?" Sarışın olan soruyla birlikte gözlerini elindeki kitaba çevirdi. Dudakları yine memnuniyetsizlikle bükülüvermişti. "Sevdiği kadın kendisini sevmediği için ondan nefret eden bir adamın öyküsü. Tamamen zaman kaybı bir kitap."

"Neden zaman kaybı olduğunu...düşündün?" Cümlesinin arasında hafifçe öksürdü. Zaten oldukça yavaş konuşuyordu ama yine de zorlanıyor olmalıydı. Jongin onunla konuşmaktan ne kadar hoşlanmış da olsa çabucak uykuya dalmasını diledi.

"Karşılık beklediğinde bunun sevgi değil alışveriş olduğunu düşünüyorum." Sehun'un ona baktığının farkındaydı ama biraz utanmıştı, bu nedenle bakışlarını kitaptan kaldırmadı. "Öyle olacaksa, sevgiyi görmediğin anda sözde aşkından öldüğün insanı unutmaya mahkum oluyorsun." Cesaretini toplayıp bakışlarını kaldırdı ve Sehun'a baktı. Ne kadar utanırsa utansın dışarıya bunu yansıtmıyordu ve Hades'in oğlunun düşünceleri bunu kanıtlarcasına, ne kadar cesur göründüğü yönündeydi.

"Unutmak için sevmek olur mu hiç?" Ben seni unutmak için sevmedim. Bakışları aynı böyle diyordu, karanlıkta seçebildiği kadarını seçebilirdi ama Sehun.

"Sevginin gerçekten bu kadar kudretli bir duygu olduğunu mu düşünüyorsun?" Bunu alayla değil de, gerçekten de merakla sormuştu ki haklıydı da. Melezler zaten hayata ailelerinin yarısı kayıp başlarlardı. Dünyalı olan anneleri veya babaları da herzaman ilgili olmuyordu. Hele Jongin...Jongin'in annesi ölmüştü. Dünyada bir kardeşi yoktu, babasınıysa iki kere görmüştü sadece. Sevgiden öylesine mahrum büyümüştü ki, bu kavrama inanıyor olması bile şaşırtıcıydı aslında.

Ama kulübedeki kardeşleri vardı, özellikle Jongdae. Chanyeol vardı, Yixing vardı. Yine bir abi olarak gördüğü Junmyeon da onu seviyordu. Kyungsoo ve Minseok çok fazla meşgul olsa da varlardı ya...yeterliydi. Sevgisizlik önüne sunuldu diye öyle yaşamak gerekmiyordu demek ki.

"Elbette. Hangi duygu sevginin önüne geçebilir ki?"

"Nefret." Sehun hiç beklemeden cevapladı. Sesi bir bıçak gibi keskin çıkmıştı. "Biri seni seviyorum derken yalan söyleyebilir." Devam etmeden önce dinlendi birkaç saniye. Jongin onun böylesine ciddileşmesine şaşırmış, hatta biraz da irkilmişti. "Ama nefreti gizleyemezsin. Bu yüzden sevgiden çok daha güçlüdür."

Sarışın olan sevdiği çocuğun keskin yüz hatlarını izledi bir süre, ne cevap verse bilememişti. Sehun da cevap beklemiyordu zaten. Jongin'in içi çocuk dolup taşan kulübede nasıl sevgi gördüğünü ve haliyle buna değer verdiğini tahmin etmişti. Kendisinin tek kardeşi bile bulunmayan kulübesiyle kıyaslayınca ikisinin düşüncelerinin gece ve gündüz kadar zıt olması normaldi.

"Bu iki duyguyu kelimerle anlatmak etki etmiyor demek ki." Jongin geçen süre içinde bir şeyler söylemeye karar vermiş gibiydi. "Hissetmek lazım."

Hades'in oğlu ciddi ifadesini bu cümleyle kaybeder gibi oldu. Dudaklarında yeniden halsiz bir gülümseme belirmişti şimdi. "Hissettirecek biri lazım desene."

"Öyle olmalı." Jongin tatlı tatlı başıyla onaylanmıştı çocuğu. Sonrasında gelecek sorudan bi' haberdi ve hazırsız yakalanması işten bile olmadı.

"Peki sana kim hissettiriyor Apollon'un oğlu?"

---

bunu yazmak için o kadarrrrrr hevesliyim ki gerçekten:") lütfen görüşlerinizi bildirin♡

Continue Reading

You'll Also Like

26.4K 1.5K 14
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
159K 16.8K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
445K 36.4K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
129K 22.4K 17
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting