Seni Unuttuğumu Hatırlamıyoru...

De SelinBaytak

1.9M 93.7K 13.3K

Mais

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
Duyuru
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
Duyuru
21.bölüm
LÜTFEN OKUYUN
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
Önemli

20.bölüm

55.7K 3.3K 374
De SelinBaytak

Karnımda hissettiğim ağırlık uykumun içine sıçmıştı.

"Noluyoruz lan?" diye bir tepki versemde çok geçmeden ağırlığın kaynağının ne olduğunu anladım.

Bir adet bacak. Evet evet bacak.

Millet sevgilisinin kollarının arasında, öpücüklerle uyanır, ben ise Özlem'in bacağının altında onun horlamasıyla uyanıyorum.

"Çek kız ayağını." deyip dürtsemde bir işe yaramadı.

Hayır yani, bu nasıl bir yatış şeklidir? Sen hangi ara bu hâle geldin? Neden insan gibi uyuyamıyorsun?

"Kızım çeksene ayağını."

Bir kez daha dürttüm ve yine bir işe yaramadı.

Ayağını itmeye çalışsamda başarılı olamadım.

Bu kız hangi ara bu kadar kilo almıştı da bu kadar ağırlaşmıştı böyle?

Özlem'e baktığımda hâlâ uyuduğunu görünce aklıma gelen hainliği yapmaya karar verdim.

Üçe kadar saydım ve "Bismillah." diyerek iman gücüyle Özlem'i yataktan attım.

Normal bir insanın küfür ederek uyanması gerekirken Özlem hiçbir şey olmamış gibi uyumaya devam etti. Buradan da Özlem'in normal olmadığını anlıyoruz.

Ne yapsam da şu kızı uyandırsam diye düşünürken aklıma gelen diğer hainliği uygulamaya karar verdim.

''Ulaş ne işin var senin burada?'' 

Cümlemi tamamladıktan kısa bir süre sonra Özlem'e jeton düştü ve gözlerini birden açıp ''Ulaş mı geldi?'' diye sordu.

''Hıı geldi geldi.''

Uyku sersemliği hala üzerinde olacak ki ''Hani nerde?'' diye sordu. Cidden inanmış mıydı Ulaş'ın geldiğine. Hem de sabahın bu saatinde.

''Ne Ulaş'ı ya. Kalk bir yüzünü yıka. Uyanman için yaptım.''

''Benim uykumla senin ne derdin var Günce?''

''Okula senin yüzünden geç kalmak istemiyorum.''

''Ökölö sönön yözöndön göç kölmök östömöyöröm.'' diyerek taklidimi yaptı. Kafasına yastık fırlattığımda sustu. Susmak zorunda kaldı daha doğrusu.

''Bir dakika ya.'' dedikten sonra boş boş etrafına bakındı. ''Benim yerde ne işim var?''

''Aaa sen yerde miydin? Söylemesen farketmezdim.''

''Beni iteklerkende farketmedin heralde.''

''Aynen öyle. Hadi şimdi kalk ve hazırlan.''

*****

Uzun bir süre Özlem'in hazırlanmasını bekledikten sonra nihayet evden çıkabilmiştik.

Her zamankinden farklı hissediyordum bugün. İddiayı ben kazanmıştım ve Doruk'tan bir şey isteme hakkım vardı. Ne isteyeceğime nihayet karar vermiştim ama beni asıl heyecanlandıran Doruk'un ne tepki vereceğiydi.

İsteyeceğim şey ona biraz tersti. Belki kabul etmeyecek ama mecbur yapmak zorunda. Ne de olsa kuralları önceden belirlemiştik.

İddiaları seviyorum.

Daha doğrusu kazanmayı seviyorum.

Ha bir de Doruk'u seviyorum. 

''Of mal gibi görünüyorum.''

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp Özlem'e baktım ve ''Her zaman ki halin.'' diye karşılık verdim.

''Sen bugün dayak istiyorsun sanırım.''

''Aaa kim? Ben mi? Başkasıyla karıştırdın heralde.''

''Hep senin yüzünden Günce.''

''Ne benim yüzümden?' diye sorduğumda kendini gösterdi.

Anlamsızca baktıktan sonra ''Sen mi benim yüzümdensin?'' diye saçma bir soru sordum. ''Hayır hayır bu imkansız. Ben senin annen değilim Özlem.''

Cümlemi tamamladığımda Özlem'in yüzünü buruşturduğunu gördüm.

''Seninle neden arkadaş oldum ki ben?'' diye sordu. Daha çok kendine sorar gibiydi.

''Ah tatlım, kendini suçlama. Herkes benimle arkadaş olmak ister.''

''Çok mütevazisin canım arkadaşım(!) Her neyse. Nerde kalmıştık? Hah tamam hatırladım. Hep senin yüzünden. Şu halime bir bak. Saçımı yapamadım bile.''

''Özlem sen önceden bu kadar takmazdın nasıl göründüğüne. Şimdi ne değişti?''

Neyin değiştiğini ikimizde çok iyi biliyorduk ama yinede gıcıklığına sormuştum.

''Hmm bir düşünelim bakalım ne değişmiş? Hıh buldum. Mesela artık bir sevgilim var.''

Son söyledği cümle beynimde bir kaç kere yankılandı. Şaka maka derken Özlem sevgili yapmıştı. Artık onunda bir sevgilisi var. Sevgili. SEVGİLİ.

Efe'nin de sevgili vardı. Yani bu demek oluyor ki gruptaki tek sap benim.

Bu cümlede bir kaç kez yankılandı beynimde.

Sap Günce

Sap

SAP

Ne kadar itici.

Doruk gibi bir öküzü sevmeseydim şimdiye kaç tane sevgilim olurdu. Ama ben gidiyorum nerde imkansız varsa onu seviyorum. Aferim bana. Kendimi tebrik ediyorum.

Neyse Günce. Gerçek Dünya'ya dön.

''Özlem.'' dediğimde ''Hmm?'' diye bir ses çıkardı.

''Bir şey söyleyeceğim.''

''Söyle.'' dedi eliyle saçına şekil verirken.

''Bu çocuk, yani Ulaş senin dış görünüşüne önem verse okula mal gibi gittiğinde sana bakmazdı. Demek ki neymiş? Güzel görünmen gerekmiyormuş.''

''Ben okula mal gibi mi gidiyordum Günce? Çarpacağım şimdi bir tane ha.''

''Zaten ne desem suç. Susuyorum ben ya.''

''Okula geldik zaten.Sus bir zahmet.''

Önüme baktığımda cidden okula geldiğimizi gördüm. Bahçe kapısından içeri girdiğimizde gözlerimle etrafı taramaya başladım.

Ulaş'ın kocaman bir gülümsemeyle bize doğru geldiğini gördüm. Tabi bu sırada Özlem' de tıkpı Ulaş gibi gülümsüyordu.

''Günydın.'' dedi Özlem'i yanağından öpmeden önce.

''Doruk nerde?'' diyerek direkt konuya girdim. 

Eliyle gösterdiği tarafa baktığımda sırtını duvara yaslamış olan Doruk'u gördüm. Göz göze geldiğimizde, ,iddiayı kazandığımı bir kere daha hatırlayarak sırıtmaya başladım.

Ulaş Özlem'in elinden tutmuş yürüyordu. Ben ise tek başıma sap sap yürüyordum.

Doruk'un yanına gittiğimde sırıtışım yüzüme daha da yayılmıştı.

''Bu halin.'' dedi yüzümü göstererek ''Hiç hoşma gitmedi.''

''Neden ki?'' diye sordum masum görünmeye çalışarak.

''Çok sinsi bir gülümseme.''

''Sana bir yerlerden tanıdık gelmiş olmalı.'' dedim kendisini kastederek.

Elini belime koydu ve kendisine doğru çekti. ''Söyle hadi.'' dedi kulağıma fısıldayarak.

''Neyi?'' diye sordum. ''İddiayı kazandın. Karşılık olarak ne istiyorsun?''

''Öncelikle.'' dedim ve kendimi geri çektim. ''İddiayı kazandığımı sizden duymak harika bir his bayım.''

''Geç bakalım dalganı.''

''Tadını çıkarmama izin ver Doruk. Unutma ki ben kazandım.''

''Kararımı değiştirmeden söyle ne söyleyeceksen.''

''Tamam tamam söyleyeceğim.''

Ulaş ve Özlem'e baktığımda bizimle ilgilenmediklerini gördüm. Bu işime gelirdi. Onlar üzerinden iddiaya girdiğimizi öğrenmeleri hoş olmazdı. Bu yüzden kimse bilmeyecekti bu durumu.

Ve bu da işi daha eğlenceli bir hale getiriyoru. Doruk'tan isteyeceğim şeyin bir iddia olmadığını bilmeleri daha keyifli olacaktı.

''Hazır mısın?'' diye sordum.

''Hı hı.''

''O zaman söylüyorum.''

''Hadi Günce. Sinirimi bozuyorsun. Söyle hemen.''

''Bir günlük kölem olmanı istiyorum.''

Cümlemi tamamladığımda Doruk'un gözleri fal taşı gibi açılmıştı. ''Pardon?'' dedi kaşlarını kaldırarak.

''Duydun işte. Bir gün boyunca kölem olacaksın. Ben ne istersem yapacaksın. İtiraz etmek gibi bir şansın yok. Unutma iddiayı ben kazandım ve kuralları önceden belirlemiştik.''

Doruk'un boynundaki damar belirginleşirken sinirle nefesini dışarı verdi. Onu böyle görmek beni korkutsada Doruk'un istediğim her şeyi yapma düşüncesi bu korkuyu yok ediyordu.

Şunu söyleyebilirim ki, bugün çok eğleneceğiz.


Hepinize kocaman merhaba SUH ailesi.

Bir aranın ardından tekrar birlikteyiz. Aslında bu bölümü yazmak gibi bir düşüncem yoktu. Yani bugün yazmayı düşünmüyordum ama birden aklıma geldi ve wattpade girdim. Bir sürü mesaj gelmiş. Birazdan hepsini okuyacağım ama çok fazla mesaj olduğu için cevap veremeyeceğim. Bu yüzden özür diliyorum.

Hikayeye ara verdiğimde bile beni desteklediğiniz için hepinize gerçekten çok teşekkür ediyorum.

Okuyucu kaybedip kaybetmediğimi cidden bilmiyorum. Her şey bu bölümde belli olacak. Eğer hala benimleyseniz vote ya da yorumlarınızla bunu gösterin. 

Yazmayı özlemişim. Ve yorumlarınızı okumayıda özledim. Kısaca sizi özledim.

Bu aralar derslerime ağırlık vermem gerekiyor. Ve dersler dışındada birkaç sorunum var. Bu yüzden diğer bölüm ne zaman gelir hiçbir fikrim yok.

Sizden istediğim tek şey sabretmeniz.

Hepinizi çoook seviyorum.

Continue lendo

Você também vai gostar

168K 11.4K 20
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
567K 25.1K 16
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
Çilek Kız De Lara

Ficção Adolescente

849K 55.3K 47
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1.5M 50.6K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...