Kuzey Esintisi

By Defnevans

7.7K 502 54

İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bu... More

Ayakkabılar Sorunsalı
Kız Görme Timi
Hain Planlar
Ava Giderken Avlanmak
Hepimiz Medet'iz
Öpücük
Kaçan Kovalanır
Kuzey Meselesi
İzmir Yolculuğu
Aşkın En Saf Hali
Söyleyemedim
Defne'ye Ait
Doktor Sorunsalı
Ne Yaptın Süleyman
Hep Destek Tam Destek
Ulusoy Çıkartması
Özlem
Kuzey'den
Kuzey'li Bir Gün
Seninle Evlenebilir Miyim?
Kuzey Gelemeyecek
İsteme
Ayrılık
Diren Defne
Klasik Bir İş Günü?
Lina
Sherlock Defne
Al Beni Hatun
Kuzenler
Yüzüklerin Efendisi
Bir Defo'nun Dramı
Kaynanatör Dürdane
Dövme
Sürün Kuzey
Dostum Münü
Gelinlik Mi?
Sıçrayan Yılanlar
Toplantı Basmak
Bulutların Üzerinde
Nikah

Stalkerlık Davası

65 7 0
By Defnevans

Babamdan ilk defa kolayca izin almıştım. 26 yaşında koca kadın oldum hala babamdan izin alıyorum evet. Ve sevgili babacığımın da bu izni bu kadar kolay vermesinin sebebi artık sözlü olmam. Belki Kuzey izin vermez diye bile düşünüyordur. Olabilir yani. Şu yaşlıların kafasını ne yaparsanız yapın değiştiremiyorsunuz maalesef.

Bilmiyor ki Kuzey'den izin almayacağım. Yani söylemeden uzaklaşmayacağım tabi. Bara gittiğimiz gece aldım ben boyumun ölçüsünü..

Merve dediği gibi yarım saat içinde yanında Damla'yla kapımda bitti. Minik ama ağır çantamla bindim arabaya. Gidene kadar uyurum da ben şimdi oh mis.

"Dertliyum kederliyum da her nedensa ağlarum, moduna mı giriyoruz aşkım?" Karadeniz gelini olacağım diye her laf atışları bu tarz olduğu için alıştım artık.

"Ağlamak için çok güzel bir nedenim var yalnız! Ee nereye gidiyoruz?" Konu değiştirme uzmanlığım genelde kızlara pek sökmez ama hadi inşallah diyelim.

"Ağva'ya kaçırıyorum sizi rezervasyonu bile hallettim. Ama sen Kuzey'i bi ara istersen. Haberi olsun." Kızlar durumu bildikleri için üzerime gelmemeyi seçmişlerdi anlaşılan. Yoksa bu canavarlar üzerinde hiç bir taktik işe yaramaz.

"Arayacağım zaten." İçimden hiç gelmeyerek telefonu çıkartıp aradım Kuzey'i.

"O değilde bir de şimdi Lina açıp Kuzey müsait değil ne vardı falan diyormuş?" Damla'ya sövecektim ki Kuzey'in sesi kulağıma ulaştı.

BENİ GAZA GETİRMEYİN BEEE!

"Güzelim.. günaydın."

"Sana da günaydın. Nerdesin sen? Hafta sonu neden bu saatte uyandın?"

"Uyuyamadım ki... Esas sen niye uyandın bu saatte?" Aramız şu sıra o kadar tuhaftı ki gerginliğimiz sesimize yansıyordu resmen.

"Kızlarla çıktık. Bu hafta sonu Ağva'ya gideceğiz. Biraz kafamı toplamam lazım..."

"Defne neden ayrılık konuşması yaptığını hissediyorum?..."

" Ayrılık konuşması değil... Sadece... Bilmiyorum Kuzey, benim gerçekten kafamı toplamaya ihtiyacım var. Etrafta barut fıçısı gibi geziyorum. Sokak ortasında eski sevgilini.. pardon eski nişanlını tartakladım, trafikte sürekli kavga ediyorum, işte desen insanlar bana bir şey söylemeye çekinir oldu. Ben kendimi tanıyamıyorum! Tamam çokta sevgi kelebeği değildim önceden. Ama seninle öyle oldum. Yine seninle sinir hastası oldum gerçi.. Neyse işte boşver. Biraz kız kıza vakit geçirmeye ihtiyacım var."

"Tamam güzelim nasıl istersen öyle olsun. Bundan sonra seni üzmek yok. Git dinlen sen. Bende hafta sonumu seni özleyerek geçireyim..." Üzgün bir ruh hali içinde olsam da gülümsemiştim bu söylediğine. Özler beni değil mi? Benden başkasını düşünmez? "Güzelim.. sıkıldığımda arasam. Yani rahatsız etmezsem?"

"Saçmala Kuzey tabiki arayabilirsin..."

"Tamam o zaman size iyi dinlemeler. Seni seviyorum güzelim.."

"Ben daha çok..." Kuzey'in gülümseyen sesini duymak içime işlemişti ve kesinlikle bana iyi gelmişti. Telefonu kapatıp arka koltuğa ayaklarımı garip bir şekle sokarak uzandım. Tavanlarla olan garip ilişkimi devam ettirip arabanın tavanını kestim bir süre.

....

"Ne uyudun be Defo yuh kalk hadi." Merve'nin sesini duysam da gözlerimi açamıyordum. Uyku o kadar tatlı ki.

"Dur kardeşim çekil sen ben hallederim şimdi. AY NE DEMEK KUZEY VE LİNA BAŞ BAŞA KAHVALTI YAPIYOR?" Bir anda sinirle gözlerimi açıp doğruldum. Uykumun açılması ve oyuna geldiğimi anlamamla arabadan fırladığım gibi kovalamaya başladım Damla'yı. Merve gelip ikimizi de azarlayana kadar koştuk durduk.

"Oh bee şu temiz havayı çekin içinize çekin."

"Dalağım şişti kuzu nefes almayı beceremiyorum." Damla'nın isyanıyla gülerek yere attım kendimi.  Çimenlerin üzerine Damla'yla boylu boyunca uzanmışken üzerimize atılan çantalarla çığlığı bastık.

"Zalımsın Mevo!"

"Kalkın hadi tembeller. Gidip kahvaltı yapalım ölüyorum açlıktan. Gerçi önce giriş yapıp eşyaları bırakmak lazım. Hadi ya kalkın."

Merve'nin söylenmeleriyle kalkarak çantalarımızı aldık. Giriş işlemlerini halledip odamıza geçtik. Çok tatlı bir suit odaydı. Alt katta şömine önünde ikili bir koltuk vardı. Hemen çaprazında tekli bir koltuk ortada ise bir sehpa vardı. Üst katta ise geniş bir yatak ve gömme dolap vardı. Eşyaları gelişi güzel fırlatıp odadan çıktık. Nehrin kenarındaki masalardan birisine kurulup keyifle kahvaltımızı yaptık. Kahvelerimizi içerken malum konular açıldı.

"Senin durumda ne Kuzey'le ne Kuzey'siz oldu resmen. Görmeyince köpek gibi özlüyorsun görünce de köpek gibi ısırıyorsun adamı."

"Yalnız ben bunu ayakta alkışlarım. Güzel gömdün."

"Kuzu Merve haklı şimdi trip atma hiç. Lina kim ya? Sen bi paçoz şıllık yüzünden ortalığı ayağa kaldırdın. Eylül'den öğrendik ki o gün hatta yıllardır Lina şirkete uğramamış."

"Tamam o gün görüşmemiş olabilirler. Ama sonuçta ikisinin bağını simgeleyen bir dövmeleri var. Kuzey madem Lina'yı sevmiyordu sildirseydi dövmesini. Hadi diyelim ki dövmenin durmasını ya da silinmesini umursamıyordu. Tamam kalsın. Ama bana aşık olduğu an sildirmesi gerekliydi. Hadi aşık olduğu an sildirmesin. Ona da tamam. Yahu sözlendik biz. Evleneceğiz. Kimse kusura bakmasın ama ben kasığının biraz üzerine başka bir kadını simgeleyen bir dövmesi olan adamla evlenmem." Sinirle önümdeki suyu tek dikişte bitirdim.

"Ya tamam kızım unutmuştur işte ya dellenme."

"Unutmayacak Merve! Eğer bu unutacak kadar basit bir meseleyse beni de unutsun."

"İçmeden sarhoş oldu bu uçuyor. Bari içelim de sarhoş olalım. Pardon bakar mısınız? Bize 3 tane muzlu süt getirebilir misiniz?" Damla'nın siparişiyle kahkahayı bastık. Normalde kafayı sek sütle buluruz ama çok çarpsın istemiyor demek ki hayırlı arkadaş.

Yarısı bile bitmemiş kahveleri sütün hayaliyle kenara ittik. Şaşkın garson bardakları alarak yerine muzlu sütlerimizi verdiğinde hevesle içmeye başladık. Koca koca kadınlar olduk ama hala muzlu sütün köpeğiyiz işte...

....

"Pek sevgili dostlarım bin bilmem kaçıncı stalkerlık davamızı başlatmış bulunuyorum. Defne dosyaları getir her detayı okumamız lazım. Damla sende şıllığın instagram hesabına gir de sonra bi detaylı inceleme yapalım."

Odaya girer girmez göreve koyulmuştuk. Kuzey ve Lina'nın dosyalarını ayrı ayrı saatlerce gözden geçirmiştik.

Artık Kuzey (Asım) Ulusoy'un tüm haltlarını biliyordum!!

Dediği gibi ayrı oldukları bir nişanlılık dönemi geçirmişler. Kuzey yurtdışında okurken Lina hanım burda Ulusoy'culuk oynamış, sevgili anneciğimle o davet senin bu davet benim gezmiş durmuş.

Kuzey'le yan yana geldiklerinde de benim sevdiceğim genel olarak uzak durmuş Lina ona yapışmış. Durum böyle olsa da içim soğumuyor. O kızın Kuzey'ime baktığı dokunduğu resimleri gördükçe kan beynime sıçrıyordu.

"Oha! E bu kız çok güzel ya!" İnstagram da Lina'nın resimlerine bakarken şaşkınca söylendi Damla. Şokla irice açılmış gözlerimle ona döndüm.

"Cidden ciddili bir şekilde ciddi misin sen? Bak önce o kızı sonra sizi sonra Kuzey'i sonra da kendimi keserim! Bu ne bee!"

"Aşkım saçmalama be senden güzel falan değil. Dudaklara bak kocaman! Ne o öyle hava basmışlar gibi!"

"Valla bence kesin hava basmışlardır. Burnu da yamuk zaten baksana. Hem ben zaten buna güzel demedim ki. Bak yanındaki kıza dedim."

Kızların beni sakinleştirip Lina'yı gömmeleri bile içimi soğutmadı.

"Lina'da mavi gözlü.... Kuzey bunu unutamayıp da bende mavi gözlüyüm diye sevgiliyse benimle?"

E yuh artık diyerek ürettiğim tüm felaket senaryolarını çürüttüler. Hatta beni birazda dövdüler. Neymiş aklım başımda değilmiş dayak yiyince biraz akıllanırmışım.

Teorilerini sevdiklerim.

....

Hafta sonunun tam manasıyla keyfini çıkarmıştık. Kafamı dağıtmış ve eski şen şakrak Defne olmuştum yine. Tabi arada sırada Kuzey'le konuşmuştuk. Ve ben bu adamdan ciddi manada ayrı kalamadığımı fark ettim. Çok özlemiştim yaa...

Ama şimdi dönüş yolunda olmamız da bir yandan içimi kemiriyor. Hep orda kalsak olmaz mıydı? Dert yok tasa yok Lina yok! Gerçi benim sevdiceğimde yok oluyor böylece.

"Eve gidip üzerimizi değiştirelim mi direk şirkete mi süreyim?" Damla sorduğunda hepimiz birbirimize baktık. Kıyafetlerimiz çok fazla tatil modunda olduğundan eve gitmeye karar verdik.

İki buçuk saatlik bir yolculuğun ardından aynı sitede oturmanın nimetlerinden birisini yaşadık yine. Hızlıca giyinip arabaya binerek şirkete gittik. Şey..garajda yeni arabamla bi beş dakika kadar muhabbet edip halini hatrını sormuş olabilirim.

Aslında bu tuhaf bir şey değil.

Aynı annelerimizin yetiştirdiği çiçeklerle konuşması gibi.

"Elif yapılacakları listeleyip getirebilir misin?"

"Tabi ki Defne Hanım. Ve yanına bol bol çikolata koyarak kahve getiriyorum." Ağzımı tekrar açmadan kahveyi söyleyen Elif'e minnetle gülümseyip odama girdim.

Ve onu gördüm.

Gülümsemesiyle aklımı başımdan eden o güzel adamı...

"Hasretinden yataklara düşmek üzereydim." Sandalyeden kalkarak yanıma gelip kollarının arasına aldı beni. Sıkı sarılmasına karşılık verirken burnumu boynuna gömüp derin nefesler çektim. Ağva iyiydi, evet havası temizdi, etraf sessizdi, her yerinden huzur akıyordu. Ama sanırım ben bu hayatta şu an olduğum kadar hiç bir yerde huzur bulamam. Bundan başka hangi kokuyu içime çekersem çekeyim yetmez bana.

"Bir ara her şeyi boş verip yanına gelmek istedim. Ama cesaret edemedim." İstemeden de olsa biraz uzaklaştım. Güzel yüzünü doya doya seyretmenin keyfini yaşadım.

"Eee evdekiler nasıl? Babaannen gitti Trabzon'a inşallah." Kuzey konuyu değiştirme çabamı boş görmeden kahkaha attı. İşte özlenen hareketler bunlar Kuzey Ulusoy.

"Gitti gitti rahat ol. Evdekiler seni özledi. Aynı benim gibi. Sena, gelse de alışverişe çıksak dedi. Babam, gelse de düğün tarihini konuşmak için Defne'lere gitsek dedi. Annem, gelse de düğün mekanı gezsek dedi. Bende gelse de doya doya sarılsam dedim hep. Sen sadece beni değil tüm ailemi kendine aşık ettin sanırım."

"E madem sarıl bakalım doya doya." Sırıtarak boynuna gömdüm kendimi. Kuzey'de seve seve sarıldı tabi. Bir yandan saçlarımı koklayıp öpücükler konduruyordu. İyi ki üzerimi değiştirmeden önce banyo yapmışım yahu.

"Kahveler geldi. Ay Defne Hanım özür dilerim kapıyı çalmayı unuttum." Elif utançla bize bakarken Kuzey'le ayrıldık.

"Sorun yok Elif. Alıştın artık bizi basmaya." Kuzey'in lafıyla ben kahkaha atarken Elif yanakları domates olmuş şekilde odayı terk etti.

"Niye öyle diyorsun ya utandı kız?"

"Güzel anlarımızın katili oluyor bu kız sürekli farkında mısın?" Gülerek masamın önündeki tekli koltuklardan birisine oturdum. Kuzey'in oturmadığını görünce ona bakış attım da...

ADAM SOYUNUYOR YAHU!

İki gram içtiğim kahve boğazımda kalırken öksürük krizine girmiştim. Kuzey baya bildiğin gömleğinin düğmelerini açmış! Yetişin komşular adam niyeti bozdu!

"Geçenlerde şirketimi basıp da bana soyun diyen kadını nerde bıraktın güzelim? İki düğme açtım diye ne hallere girdin."

"İki düğme... Var olan tüm düğmeleri açmışsın ve iki düğme diyorsun. Yok ben sana iyi gelmiyorum yaktık senin beyni de!"

"Sana göstermek istediğim bir şey var." Kuzey'in eli pantolonuna giderken sertçe yutkundum. Yok adam niyeti hepten bozdu. "Tecavüzcü Coşkun'u görmüş gibi bakmaz mısın güzelim?"

Kuzey pantolonun düğme ve fermuarını açtığı an başımı çevirdim. O manzarayı görmeyi isterim ama yeniden dövmesini görüp sinir harbine girmeme hiç gerek yok.

"Defne'm bana bakar mısın?"

"Hayır."

"Ama bakman lazım."

"Hayır."

"Defne delurtme beni bak şuraya da!" Sinirden dolan gözlerimi gözlerine çevirdim.

"Kuzey sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun? Yeter artık bitir şu saçmalığı!" Titreyen ellerimle kahvenin yanındaki çikolataları hunharca sömürdüm. Manyak adam.

"Dövmeyi sildirdim." Demesiyle şok içinde ona baktım. "Belki diyeceksin ki daha önce aklın neredeydi. Deme. Çünkü ben seni gördüğümden beri aklımı da kalbimi de sende bıraktım. O dövmeyi görmek, varlığını bilmek zorunda kaldığın için özür dilerim Defne'm. Bundan sonra seni üzmek yok." Gözlerim açıkta duran kasığının üzerine kaydı. Dövmeden geriye minik bir kızarıklık kalmıştı sadece.

Hızla gidip odamın kapısını kilitledim. Kuzey çatık kaşlarla bana bakarken kendimi kollarına attım. Hiç beklemeden dudaklarımızı birleştirdiğimde hasretle sertçe karşılık verdi Kuzey. Dudakları dudaklarımı ezerken elleri belimi buldu. Belinde olan ellerimle çıplak göğsünü okşayarak ensesine kadar ulaştım.

"Seni çok seviyorum Kuzey yıldızım."

"Ben seni daha çok seviyorum güzelim."

Dudaklarımız tekrar birleşirken Kuzey'in belimdeki eli kalçalarımı buldu. İyice ateşim yükselirken beni kaldırmasıyla bacaklarımı beline doladım. Kuzey odamdaki büyük koltuğa ilerlemeye çalışırken eli de dudakları da çalışıyordu.

Ve tam sırada hiç beklemediğimiz bir şey oldu.

Yere düştük!!

Kuzey'in fermuarını indirmesi sebebiyle ayaklarına kadar inen pantolonu yürümesini engellediğinden çok fena yapıştık yere. Kuzey'in elleri sayesinde fazla hasar almamıştım ama kafamı çarpmıştım sehpaya.

Bütün darbeleri ben alayım Kuzey Beyin koca kafası benim boynuma iniş yapsın. Adalet bu mudur yani?

"Budala herif kalk üstümden."

"Bence burda devam edebiliriz. Bak hazır baya baya da çıplağım. Değerlendir bence fırsatı. Hadi namusumu kirlet ki beni almak zorunda kal." Kahkaha atarak Kuzey'i ittim üzerimden. Mesajı alan sevgilim kalkarak pantolonunu olması gereken şekilde düzeltti. "Fırsatı kaçırdın."

"Sus be kafamı kırdın zaten. Ayı yavrusunu severken öldürmüş oluyorduk tam!" Az önce kalktığım koltuğa geri oturup başımı tuttum. Kan akarsa şaşırmam. Tamam biraz abartıyorum..

"Dur çek ellerini bir bakayım." Kuzey dibimde hafifçe eğilerek başıma bakarken ben kaslı göğsüyle kesişiyordum. Sen bakmamak için onca eziyete gir getirsin adam gözüne soksun. Hülyalı hülyalı Kuzey'i dikizlerken sol göğsünde gördüğüm karartıyla kalbim sıkıştı.

Bu kimden kalma bir izdi Allah bilir.

Gözde mi?

Ayça mı?

Esin mi?

Kuzey'in hayatına giren tüm kadınları öldürmek istiyorum!!!

Kuzey benden hafifçe uzaklaşırken elim gömleğine gitti. Korkuyla yutkunarak gömleği kenara çekip kendime daha fazla görüş alanı açtım.

Sol gözümden bir yaş akarken öylece bakıştım dövmesiyle.

Bu hayatımda gördüğüm en güzel şeydi.

Sol göğsünün, tam kalbinin üzerinde Defne tacının içinde bir D harfi bulunuyordu.

Yaş dolu gözlerimi kaldırıp ona baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu.

"Hayatımda sadece sana yer var güzelim. Bundan sonra sadece ama sadece sen. Tabi birde çocuklarımız." Ağlayarak güldüm. Kuzey itinayla göz yaşlarımı silerken ben yerine yenileri gönderiyordum. Başımı göğsüne yaslayıp sıkı sıkı sarıldım ona.

"Seni seviyorum. Bunu söylemekten hiç bıkmayacağım sevgilim. İyi ki hayatıma girdin. Sevginle beni sardın. Bir kadın bir adamdan başka hiç bir şey isteyemez. Sen bana her şeyi verdin. Hep beni sev. En çok beni sev. Çünkü ben hep en çok seni seveceğim." Kuzey yıldızımın gözlerindeki mutluluk parıltıları beni daha da mutlu etmişti. "Şu an benim için o kadar değerli ki..hiç bir şeye değişmem."

Ve size benden nacizane bir tavsiye.

Hayatınızda ne olursa olsun, günün sonunda size kendinizi değerli hissettirecek o adamı asla bırakmayın.

Ben öyle yapacağım...

Continue Reading

You'll Also Like

72.1K 1.6K 33
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...
Atlas By m

Romance

46K 4K 20
Bir mantık evliliği hikayesi.
723K 27.7K 90
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
3.6M 130K 72
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...