Lina

127 9 0
                                    

Bölüm yayınlamayı unutmuşum. Tüüü bana. İnstagram sağ olsun reels videolarında Jamie canım çıktı karşıma. Adamı görünce direk aklıma Kuzey geliyor artık en sonunda şükür bölümü yayınlamayı akıl ettim.

Bir nevi bugün ev sahibi sayıldığım yalıya hatırı sayılır bir saatte damlamıştım. Saat sabahın 6'sıydı. Ne var yani ben buraya geleceğim diye yalıda kalan sevgilimi görmek için azıcık erken geldiysem. Şu yalıdan içeri ilk girdiğim gün abim için diyordum bu gözler senin bu kapıları aşındırdığını da görecek diye ama maşallah ben aşındırır oldum.

"Defne'cim hoşgeldin." Sıkıca sarıldık sevgili annecimle.

"Hoşbulduk Nebahat Hanım." Bir anda kaşları çatıldı.

"Niye yine hanıma döndük bakalım? Ben sana kızım diyorsam sende bana anne de. Yoksa bende seni gelin diye çağırırım bak."

"Peki.. anne." Ay töbe ya rabbim. Arkasından demek kolaydı da yüzüne yüzüne söylemek pek bir zormuş. Anneme ihanet ediyormuş gibi hissetmem normal mi?

"Bir daha söylesene." İlerde merdivenlerin dibinde durmuş aşık aşık bakan sevgilimi gördüm. Yine tıraş olmuş zalım. Kalbim tekledi.

Hızla yanımıza gelip kollarının arasına aldı beni. Adam bırak annen yanımızda farkında mısın sen? Ayıp ayıp!

"Çok özledim ya. Annem çoktan gitti yanımızdan kaçmaya çalışma. Defne'm.. Ben seninle evlenene kadar hasretinden kuruyup gideceğim galiba ya."

"Defne Hanı.. ay çok özür dilerim ya ben yine daldım. Fark etmedim özür dilerim. Hemen gidiyorum." Elif'e basılmamızla ayrıldık. Kızcağız elinde vazolarla görmemiş tabi benim ahtapotun kolları arasında olduğumu.

Çağırmamla geri geldi Elif. Yol üzerinde olduğu için çiçekleri o almıştı. Elindeki vazoları alıp içeriye koyarak onu uğurladım. Elif bugün yapılacak lansmanların birinin başında duracaktı. Bu kız benden daha çok çalışıyor resmen.

"Baban da burada mı?"

"Yok o erkenden çıktı arkadaşlarıyla buluşacakmış." Oh iyi aynı anda iki tanesiyle ilk savaşımı vermeyeceğim.

Kuzey kahvaltısını yaparken bahçede düzenleme yapıyorduk ki beni birazdan işe gideceği için sevgilimin yanına geri postaladılar. Kahvaltısı bitene kadar kırk tane şey sordu. İtinayla cevap vermedim. Bugün burada işimiz bitince alışverişe çıkacaktık. Şu baya aileyle yapılan büyük alışverişten bahsediyorum.

Söz alışverişi.

O değilde ben hala nasıl tamam dediğimi sorguluyorum...

"Kalk hadi beni kapıya kadar geçir de prova yap." Kuzey sırıtarak masadan kalktı. Kuzey'in kalkmasıyla kızlar gelip sofrayı toplamaya başladı. Bu ne hız be. Annem olsa size aşık olurdu. Kızı tembelin teki olunca tabi..

"Yalnız Kuzey yıldızım şöyle bir şey varki bende seninle aynı zamanlarda evden çıkacağım. Neyin provasını yapayım?"

"Hemen cevap ver zaten! Defne'm yaa sen saçını böyle kıvırcık yapmasan mı bir daha?" Elleri saçlarımı üstten üstten okşuyordu.

"Neden beğenmiyor musun?" Gözlerimi kısıp pis pis baktım ona. Vereceği cevaba göre ellerim belime gidecekti.

"Ondan değil. Hem sana çok yakışıyor. Baya fazla yakışıyor. Hemde ben böyleyken saçlarınla oynayamıyorum. O kadar güzel duruyor ki bozmaya kıyamıyorum." Bende ne zannettim. Rahatlamanın verdiği etkiyle bir kahkaha attım. Kuzey bana sarılırken kolları arasında olmanın mutluluğunu yaşadım.

Kuzey EsintisiWhere stories live. Discover now