AGORAFOBİ🍓 |Jikook

By jikookunbuzpateni

324K 24K 8.9K

Jeon Jungkook ilk kez birinin yanında titremedi... Park Jimin ise ilk kez birine korkuyla yaklaştı... -TAMA... More

^1^
^2^
<3>
<4>
<5>
<6>
<7>
<8>
<9>
<10>
<11>
<12>
<13>
<14>
<15>
<16>
<17>
<18>
<19>
<20>
<21>
...Bilgilendirme...
<22>
<23>
<24>
<25>
<26>
<27>
<28>
<29>
<30>
<31> (M) 🔥
<32>
<33>
<34>
<36>
<37>
<38>
<39>
<40> (M)🔥
<41>
<42>
<43>
<44>
<45>
<46>
<47> (M)🔥
<48>
<49>
<50> (Final)

<35>

5.1K 397 197
By jikookunbuzpateni

    Gözlerimi açtığımda hâlâ elim Jungkook'un sargılı kolundaydı.

    Gözüm saate kaydığında çoktan derslerin bitmiş olduğunun gerçekliği yüzüme çarptı.

    Jungkook'a dönüp dudağına öpücük bıraktım.

  "Kook, kalk sevgilim."

    Bana iyice sokularak kafasını boynuma soktu.

  "Biraz daha uyuyalım. Hem böyle çok güzel."

    Mırıldanarak söylendiğinde gülümseyip koltuktan kalktım.

    Ellerini tutarak zorla kaldırdım.

    Jungkook ise bıkkınlıkla benim taklidimi yapmaya başladı.

  "Jingkiik kilk ikili gidiciğiz."

    Gözlerimi devirdim.

  "Jingkiik kilk kihvilti yipiciğiz"

  "Jingkiik kilk ivi gidiciğiz."

    Stüdyonun kapısını kilitlerken hâlâ taklidimi yapıyordu.

    Jungkook koluma yapışıp koluma girdi.

  "Ya Jimiiin. Benim evimde kaaal. Lüüütfeeen."

    Gülümseyerek saçını okşadım. Bende onunla kalmayı çok isterdim ama evde yüzleşmem gereken bir annem vardı.

    Umarım bu yüzleşmeden sağ çıkabilirdim.

  "Çok isterdim ama olmaz sevgilim. Annem beni öldürmezse daha sonra kalırım. "

    Jungkook'da dehşetle bana bakıp gözlerini açtı.

  "Jimin benimde gelmemi ister misin?"

    Kafamı hayır anlamında salladım.

  "Hayır. Ben hallederim sevgilim"

    Evin önüne geldiğimizde yolların bu kadar kısa olmasına lanet savurdum.

    Aniden kapının açılmasıyla annemle göz göze gelmiştik.

    Jungkook bana sarılacağı zaman annemi görmesiyle sarılmaktan vazgeçip annemin önünde saygıyla eğildi.

    Ardından bana dönüp benim önümdede eğildiğinde ikimizde ne yaptığımızı sorguluyorduk.

    Jungkook saçmaladığını farkettiğinde el sallayarak evine gitti. Bende anneme gülümseyerek eve girdim.

    Kapıdan içeri girip anneme gülümseyerek hiç bir şey olmamış gibi yaptım.

  "Selam anne. Bugün çok güzel görünüyorsun. Saçların çok güzel olmuş. Çok uykum var yatacağım. İyi geceleeer."

    Arka arkaya hızla konuşmamı okul gömleğimin yakasından çekilerek salona doğru sürüklenmem bozdu.

    Salonda sadece Jihyoon vardı. Babam henüz eve gelmemiş olmalıydı.

  "Selam Jihyoon. Bugün ayrı bir salak görünüyorsun. Eee şey. Yapmam gereken çok fazla ödevim var odama çıkmam lazım."

    İkiside dediklerime kulak asmayıp bana bakabilecekleri en sert şekilde bakıyorlardı.

    İyice gerilmeye başlamıştım.

  "Hey, neden öyle bakıyorsunuz bana? Konuşsanıza artık."

    Jihyoon oturduğu koltuktan kalkıp üzerime doğru yürüdü.

    Normalde Jihyoon'dan korkmazdım ama bugün bir değişik görünüyordu.
Üzerime gelmesiyle çekingence koltuğa oturup ellerime baktım.

  "Bize açıklaman gereken bir şey yok mu Hyung?"

    Dudaklarımı dişleyip gergince parmaklarımı kıtlattım.

  "N-ne? Y-yani ne olabilir k-ki?"

    Bu sefer annemde yanıma gelip başımda dikildi.

    Acıyla bağırıp ellerimle saçlarımı çekiştirdim. Daha fazla bu baskıya dayanamayacaktım.

  "Yeter artık. Kesin şunu!"

    Bağırmamla annem kaşlarını kaldırıp daha kötü bakmaya başladı.

    Ellerimi saçlarımdan çekip gergince gülümsedim.

  "B-bence konuşarak a-anlaşabiliriz."

    Annem çenemden tutup kafamı kaldırdı.

    Ortaya çıkan morluklarla gözlerimi kapattım. Boku yemiştim.

  "Bunlar nasıl oldu Jimin?"

    Bilmediğimi anlatacak şekilde omuzlarımı kaldırdım.

  "Jimin. Bunlar. Nasıl. Oldu?"

    Kelimelerin üzerine basarak söylediğinde gözlerimi korkuyla kapattım.

    Öldüreceklerdi beni.

  "Seviştiniz mi?"

    Jihyoon'un sorusuyla bacağına tekme attım.

  "Terbiyesiz velet."

  "Seviştiniz mi?"

    Bu sefer aynı soruyu annem sorduğunda şaşkınlıkla anneme baktım.

  "Annee, sende mi?"

  "Cevap ver Jimin"

    Korkum gittikçe artıyordu. Doğruyu söylemeye karar verdim. En azından yalan söylemek yerine doğru söylediğim için ölürdüm.

  "E-evet."

  "Yani seviştiniz?"

    Jihyoon tekrar sorduğunda sinirle ona baktım. Zaten korkuyordum.

  "Evet dedim ya!"

    Annem ve Jihyoon birbirine baktı. Ardından annem beni kendine çekip sarıldı.

    Ben daha ne olduğunu anlayamadan annem beni bırakıp Jihyoon'a sarıldı.

  "Ne oluyor ya?"

    Annem oturduğum koltuğun karşıdaki koltuğa oturup merakla bana baktı.

    Bense hâlâ ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

  "Anlat hadi. Nasıldı?"

    Şaşkınlıkla gözümü açtım.

    Ne diyordu bunlar?

  "Hyung, kim üstteydi?"

    Gözüm imkanı varmış gibi daha da açıldı. Bayılmama gerçekten çok az kalmıştı.

  "Böyle soru mu olur Jihyoon. Jungkook her anlamda Jimine göre daha baskın görünüyor. Geldiğinde küçük bir hareketinde bile gözüken kaslarını görmedin mi sen?"

  "Yoo ben o sırada onun yüzüne bakıyodum. Dalmışım herhalde."

    Bayılacaktım gerçekten. Bayılmasam bile kafayı yemem garantiydi.

    Ben yokmuşum gibi sevgilimin kaslarından yakışıklılığından konuşuyorlardı. Birde o yetmezmiş gibi kimin aktif kimin pasif olduğunu soruyorlardı.

    Pasifsem ne olmuş yani?

"İyi o zaman siz konuşun. Ben gidiyorum."

    Annem beni koltuğa geri oturttuğunda hâlâ bana merakla bakıyordu.

  "Hyung, sert mi davrandı?"

    Madem bu kadar çok merak ediyorlardı bende onlara kısaca anlatırdım.

  "Hayır, aksine çok... ç-çok nazikti."

    Annem idolune bakan hayran gibi bakmaya başladı.

  "Böyle sanki hemen kırılacak çok değerli bir cam eşya gibi... Kendimi kötü ya da kirlenmiş hissetmedim. Daha çok... -"

    Derin bir nefes aldım.

  "-... Daha çok artık ona aitmişim gibi. Her zaman onun tarafından korunup saklanacakmış gibi hissettim. Ben ona o bana aitmiş gibi... "

  "Yhaaa."

    İkiside aynı anda bağırınca Jihyoon kendini yerlere atmaya başlamıştı.

    Bende utangaç bir hareketle ensemi kaşıdım.

  "Bir zorunluluk hissetmedim. Tamamen kendi isteğimle olmuş bir şeydi. Onunda kendi isteğiyle yaptığına eminim çünkü eğer öyle olmasaydı dayanamazdı. Yani en  azından ben öyle düşünüyorum."

    İkiside anlamamıştı ama anlamış gibi yapıp başlarını salladılar. Anneminde Jihyoon'un da her şeyi bilmesine gerek yoktu.

  "Her şey çok güzel geçti. Hatta bir ara rüya olduğunu bile düşündüm."

  "Rüya olması imkansız. Rüyalarda insanlar acıyı hissetmez. Eminim sen hissetmişsindir."

    Kafasına vurmamla acıyla tıslayıp başını ovuşturdu.

  "Acı hissetmedim ki gerizekalı."
 
    Jihyoon elini alaycı bir yüz ifadesiyle salladı.

  "Hadi oradan. Mutlaka acımıştır"

    Düşünüyormuş gibi yaptım. Aslında evet biraz acımıştı. Hatta başlarda çok acımıştı ama daha sonra geçti.

  "Yani evet biraz acıdı. Ama sonra geçti. Asıl acıdığı zaman sabahtı."

    Jihyoon gerçekten mi der gibi baktı.

  "Ee sabah nasıl davrandı?"

     Annemin sorusuyla gözlerimi Jihyoon'dan çekip anneme baktım.

    İç geçirerek devam ettim.

  "İlk uyanan oydu. Saçlarımın okşanması ve yüzümün ve boynumun hafif hafif öpülmesiyle uyandım."

    Nefes almak için duraksadım. Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

  "İlk başta çok utandım. Ama sonra sorun etmedim. Yani gece olanlar yüzünden değil, onun güzel bakışları yüzünden utandım. Jungkook konuşkan biri değildir. Ama bakışlarından her şey anlaşılıyor."

   Sırıttığıma emindim.

   Annemin gözlerinin dolmasına aldırmadan devam ettim.

  "Bana canın yanıyor mu diye sorduğunda ilk başta hayır diyecektim ama evet dedim çünkü benimle ilgilenmesini istedim. Gerçi hayır deseydim de ilgilenirdi.
    İkimizde mosmorduk. Ama sorun etmedik çünkü izler daha iyi hissettiriyordu.
    Beni kucaklayıp banyoya götürdü. Saçlarımı yıkadı. Sonra ben giyinirken bana kahvaltı hazırladı. Onun kıyafetlerinden giydim."

    Jihyoon kendini yere atmayı bırakıp yanıma geldi.

  "Nee! Birlikte banyo mu yaptınız?"

    Başımı salladım.

  "Aslında o sadece beni yıkayacaktı ama ben yanıma gelirse yaralarını öpeceğimi söyledim ve geldi."

    Annemin kaşları çatıldı.

  "Yaralarını mı?"

     Ne dediğini anlamaya çalıştım.

  "Ne yarası?"

  "Bende sana soruyorum Jimin ne yarası? Yaralarını öperim demişsin ya."

    İçimden kendime ve boş boğazlığıma küfür ederken bir yandanda durumu nasıl kurtarabileceğimi düşünüyordum.

    Nasıl ağzımdan kaçırabilmiştim?

    Annemde, kardeşimde bana kaşlarını kaldırarak şüpheli bir tavırla baktığı için bir türlü bahane üretemiyordum.

    Dediklerimi dizginlemeyi ne zaman öğrenecektim ben?

  "Ne yarası ya. Yanlışlıkla yara demişim heheh. Ş-şey o morluk falan. Ondan bahsediyorum yani. Yoksa ne yarası olabilir ki?"

    Jihyoon inanmıştı. Ama annem hâlâ şüpheyle bakıyordu. Takmamaya karar verdim.

  
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Selaaaam. Bu bölümde çok fazla Jikook yoktu. Genel bir anlatım yaptım. Umarım beğenirsiniz. ❤️❤️

Nasılsınız?

Kitapla ilgili bir tavsiye ya da öneriniz, isteğiniz varsa bana buradan ya da özel mesajlardan ulaşabilirsiniz... Önerileriniz ve istekleriniz benim için çook değerli bunu unutmayın... 😚😚👍😘💚💙💗

Eğer bölümü beğendiyseniz alttaki yıldıza basar mısınız? Basarsanız çoook sevinirim... ⭐⭐⭐

Daha sonraki yblerde görüşmek üzereee... Sizi çoook seviyoruuum... ❤️❤️😘😘😍😍💜💜👋👋😚😚😊😊

Continue Reading

You'll Also Like

3.2K 214 11
[ Mini Fic ] Başlangıç tarihi: 25.08.22 Bitiş tarihi: 26.08.22 Ficte zaman atlamaları vardır, bunu bilerek gelin. ( Bts / Fake love'dan esinlenilm...
4.9K 573 8
'Seni sikik herif, sen ve statün uslanmazsınız.' "Feromonların çok güzel Jimin-shii. Böyleyken seni bir türlü ciddiye alamıyorum güzelim, kahretsin."...
28.4K 2.1K 26
[TAMAMLANDI] Jungkook en yakın arkadaşının en yakın arkadaşına ilk görüşte tutulmuştu.
180K 14.4K 30
"Sana bir hediye gönderdim Chimmy, eline ulaştı mı?"