Kuzey Esintisi

By Defnevans

8.1K 547 57

İki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bu... More

Ayakkabılar Sorunsalı
Kız Görme Timi
Hain Planlar
Ava Giderken Avlanmak
Hepimiz Medet'iz
Öpücük
Kaçan Kovalanır
Kuzey Meselesi
İzmir Yolculuğu
Aşkın En Saf Hali
Söyleyemedim
Defne'ye Ait
Doktor Sorunsalı
Ne Yaptın Süleyman
Hep Destek Tam Destek
Ulusoy Çıkartması
Özlem
Kuzey'den
Kuzey'li Bir Gün
Seninle Evlenebilir Miyim?
Kuzey Gelemeyecek
İsteme
Ayrılık
Diren Defne
Klasik Bir İş Günü?
Lina
Sherlock Defne
Al Beni Hatun
Kuzenler
Yüzüklerin Efendisi
Kaynanatör Dürdane
Dövme
Sürün Kuzey
Dostum Münü
Stalkerlık Davası
Gelinlik Mi?
Sıçrayan Yılanlar
Toplantı Basmak
Bulutların Üzerinde
Nikah
Ara Bozan Şıllık

Bir Defo'nun Dramı

62 8 0
By Defnevans

Ben gazla çalışıyorum. Evet kesinlikle gazla çalışıyorum. Kendimi de çok güzel gaza getiriyorum. Ama keşke boşa yapmasam. Yine boş yere dellenmişim. Kuzey'le konuşan o kız Ekin'miş.

Nerde alkışlarım!

Kuzey beni bir güzel sakinleştirip halimle de iyice dalga geçmişti. Ve sıkı durun ama bir bomba vermem lazım.

Sevgili kayınpederim karşımda duruyor. Tabi bu gayet normal bir şey biliyorum. İşin bomba olan kısmı bu değil zaten.

Adam beni dansa kaldırıyor yahu!

Oğlu da örnek alsa keşke...

"Aslında seni dansa kaldırma sebebim seninle özel bir şey konuşmak istemem. İki saniye yalnız bırakmıyorlar konuşalım değil mi?" Dansa kaldırdığı anda bana bunları söyleyip güldü Mehmet babam. Ama ben tırstım şu an. Benimle ne konuşmak istiyor? Ne olur yeşil çam filmlerindeki zengin babalar gibi oğlumu bırakmak ne kadar istiyorsun falan demesin.

VALLA KESERİM KENDİMİ BAK! Masadan aldığım ilk bıçakla harakiri yaparım!

"Ne konuşmak istemiştin baba?" Babacım mı deseydim? Babam yapma babam etme babam ayırma bizi!

"Ben bir şey duydum. Sen annenin yüzüğünü takmak istemiyormuşsun. Doğru mu?" Haydee yine mi bu yüzük meselesi? Ulan bende adamdan ne bekledim. Pamuk bu pamuk der mi hiç oğlumdan ayrıl diye. Demez değil mi? Ay demesin! Birde şimdi o yüzüğü takmazsan oğlumla evlenmene izin vermem falan diyormuş.

O zaman Defne, Aragorn'dan Gollum'a dönüşür kıymetlimisss diye o yüzüğe yapışır! İşin ucunda Kuzey var dostlarım.

Allah'ım kafayı yedim hepten.

"Aslında takmayacağım değil...yani takmak istemiyorum ama. Bunun sizin aileyle bir ilgisi yok. Lütfen yanlış anlamayın. Şu Lina... Onun söylediklerinden sonra ben biraz rahatsız oldum. Nasıl anlatsam bilm.."

"Sakin ol kızım. Anladım ben seni. Ama senden bir şey rica edecektim. Sözünüz için annem Trabzon'dan gelecek onun yanında takmazsan biraz üzülür. Özel günlerde ve annemin yanında takarsan sevinirim. Onun haricinde takıp takmamak sana kalmış." Gördünüz değil mi? Bir adamın dediklerine bakın bir benim düşündüklerime...

Biriniz ordan fırıncı küreği alıp ağzımın orta yerine vurabilir mi?

"Tabi ki baba. Ben zaten sözde takacaktım. Ama sürekli olarak takmak istemiyordum. Siz benden bunu rica etmişken sizi kıracak değilim."

"Hay yaşa sen. Beni dertten kurtardın. Annem biraz eski kafalıdır. Geleneklere adetlere önem verir. Bu da benden sana büyük kayınvalidenle ilgili bir tavsiye olsun. Şimdi seni şu sabırsıza bıraksam iyi olur." Memocum beni Kuzey'in ellerine teslim etmeden önce sıkıca sarıldı. Bende ne gevşek insanım değil mi?

"Ne konuştunuz babamla? İzledim sizi hiç susmadınız." Kuzey ellerini belime koyup aramızda boşluk kalmayacak şekilde yakınına çekti beni ve öylece sallanmaya başladık.

"Bugün efsane görünüyorsun sevgilim." Sırıtşıma karşılık oda bana sırıttı. Yav adam ısıracağım bak şöyle tatlı tatlı gülme!

"Ben mi? Esas efsane görünen sensin güzelim. Defne'm.. ben seni normal elbiseler içinde görünce bu kadar heyecanlanıyorsam gelinlikle gördüğümde kalp krizi geçiririm heralde." Onca insanın içinde vuramam belki. Ama çok güzel cimciklerim!

"Manyak manyak konuşma be! Birlikte uzun bir ömür geçirmeden nereye Kuzey Bey."

"Haklısın sevgilim. Daha boy boy çocuklarımız olacak. En az 4 tane yapmalıyız bence." Şokla büyümüş gözlerimle baktım ona.

"4 mü? Kuzey yıldızım biraz daha zorlayıp basketbol takımı kuralım bari!"

"Takım kuracaksak futbol takımı olsun ya nolur." Çocuksu bir mutlulukla bakıyordu yüzüme. Ama kusura bakmayında damızlık mıyım ben bee?!

"Sevdicek iyi misin sen? Çok erken değil mi bunları konuşmak için? Hem ben biraz seninle hayatımı yaşamak istiyorum belki?" Alnını alnıma yaslayıp gözlerini kapattı. Bende ona uyup kapattım gözlerimi.

"Ben sana bir kavuşayım da. Korkmadan öpeyim, seveyim seni. Gerisini sonra düşünürüz sevgilim. Olur mu?" Birlikte uzun uzun dans ettik. Birbirimizin kollarında olmanın keyfini sonuna kadar çıkarttık.

Kuzey bir ara annesini dansa kaldırmıştı. Bizde tekrar Mehmet babamla dans ettik o sıra. Kuzey daha fazla dayanamayıp babasına eş değişimi teklif edene kadar kısa bir süre ayrı kalmıştık sadece.

"Yoruldum ve acıktım. Seni kaçırsam gidip yemek yesek bir yerde olmaz mı?"

"Sen istersin de olmaz mı be Kuzey yıldızım. Kalk hadi kaçalım." Yanıma bir tek küçük el çantamı aldım ki kendisine anca 3 5 makyaj malzemesi ve telefon zor sığıyordu. Kızlara görünmeden otelden çıktığımızda kahkahalarla gülüyorduk ki karşımıza ellerinde kamera ve mikrofonlarla magazinciler çıktı.

Hay Legolas'ın bitmeyen okları! Ben bunu nasıl unuttum. Aklımı başımdan alma be adam.

Her yerden deli gibi sorular gelirken ben istemsizce dudağımı ısırıp Kuzey'e bakakaldım.

"Kuzey Bey evlilik haberleri doğru mu?"

"Evet doğru." Kısa ve net cevabıyla magazinciler coşarken benim kalbim de aynı hızda coştu.

"Düğün tarihiniz belli mi?"

"Defne Hanım kendiniz mi organize edeceksiniz?"

"Çırağan sarayını tuttuğunuz konuşuluyor Kuzey Bey doğru mu?"

"Bu evliliğin daha özel sebepleri olduğu söyleniyor buna ne diyeceksiniz?"

Sorular bir bir geliyordu ve ben kendimi kaybetmek üzereydim. Bir sakin olun yahu!

"Arkadaşlar sakin olalım lütfen. Hepsini yanıtlayacağım ama daha fazla soru almayacağım. Tarih henüz belli değil ama bu hafta sonu söz yapacağız aile arasında. Henüz tarih belli değilken ne mekan ne de diğer detaylar belli olamaz değil mi? Size iyi akşamlar arkadaşlar." Elimden çekerek bizi magazincilerin arasından çıkarmaya çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü kapana kısılmış gibiyiz. Çıkamıyoruz!

"Kuzey Bey, Defne Hanımla ikinizi bir kaç poz alabilir miyiz efendim?" Kuzey bana ne dersin dercesine bakınca bende ona bıraktım. Gülümseyerek belimden tutup dudaklarını saçlarıma götürdü. Yüzümde istemsizce gülümseme oluşurken ardı ardına patlayan flaşlar bile rahatsız etmiyordu. Bir kaç poz resim çekince bizi cidden rahat bıraktılar. Yanlarından geçtiğimiz insanlar bizi tebrik ediyordu ve Kuzey hepsine içten gülümsemeler vererek teşekkür ediyordu.

Nihayet arabaya ulaştığımız da Kuzey bizi hızla otelden uzaklaştırdı. Yol üstünde gördüğümüz ilk seyyar köftecinin yanında durduk. Üzerimizde düğünden fırladığımızın kanıtı gösterişli kıyafetlerimizle küçük iskemlelere kurularak yarım ekmeği mideye indirdik. Ben çaya geçiş yapmışken hala doymayan Kuzey ikinci yarımını yedi.

Size bir tavsiyede bulunabilir miyim sevgili dostlarım?

Tabiki bulunabilirim.

Sevdiğiniz adamla aklınıza gelen her türlü etkinliği yapın. Araba yarışı, uçurtma uçurmak, piknik yapmak, sahil kenarında seyyar da köfte ekmek yemek... Hayatınız bir anında daha önce yaptığını tüm eylemleri sevdiğiniz adamla tekrar yapın. İnanın bana onunla geçirdiğiniz her an saçma bir şekilde efsanevi güzel oluyor.

Tecrübeyle sabit.

....

Bir cumartesi gününden hepinize merhaba sevgili dostlarım. Gününüzün kıymetini bilin. Bakın benim gibi yarın sözünüz olabilir. Hani kendisine dair sadece alışveriş yaptığınız bir söz!

Evet kaç gündür işlere elimi süremedim. Madem öyle Kuzey'in evinde kalmayıp da işinle gücünle uğraşaydın demeyin lütfen. Yarın öbür gün bu durum sizin de başınıza gelirse bende sizinle dalga geçerim bak.

"Defne baksana bi bu bohça olmuş mu böyle? Yoksa çiçekler fazla mı kaçmış?" Hepimiz acemiye bağladık bu arada. Her şeyi birbirimize soruyoruz. Yetmiyor anneme video ya da resim atıyoruz. Ya da Kuzey'e... Ya da sevgili kayınvalideme.

ÇÜNKÜ YARIN SÖZÜM VAR!!

Ve ben panik atak bir insana dönüşüyorum.

"Ay bilmem ki fazla mı olmuş? Ya bana sormayın işte ya!"

"ULAN BOK MU VARDI YALIYA GELİN GİDİYORSUN! ÖZEL OLSUN DERKEN GÖBEĞİMİZ ÇATLADI BURDA!" Sabahtan beri kararsızlığımla kızları delirtmiştim. Yani Derya Uluğ'nun da dediği gibi kendime bir canavar ediniverdim. O şarkı onundu değil mi? Ne olmuş Derya'yla Simge'yi karıştırıyorsam! İtiraf edin sizde karıştırıyorsunuz.

Konumuz da buydu değil mi Defne!

"Aşkım ne kızıyorsun ya ben mi dedim Kuzey'e ananlar yalıda oturmazsa ben gelin gelmem diye." Hem suçlu hem güçlü dedikleri ben olsam gerek. Birde kızlara trip atıyorum iyi mi. Sen kim köpek deyip o itinayla kırk defa değiştirdikleri bohçaları kafamda paralayacaklar az kaldı.

Korkuyorum a dostlar can güvenliğim yok!

"Sakin Mevo başkan sakin... O bizim kız kardeşimiz. Onu öldüreyemeyiz... Hadi sakinleş." Damla'nın telkinleriyle sakinleşti Merve. Merve delirirse Damla sakinleştiriyor. Damla delirirse Merve...

Kızların ayarlarıyla oynadım resmen.

"Aşkımlar baksanıza masa bu şekilde iyi mi? Yoksa şunu mu seçsek? İkisi arasında kararsız kaldım ben."

"Tek seferde karar verebilseydin şaşardım be Defo!"

"Ama bak çok yükleniyorsunuz valla ağlarım!"

O sırada az biraz uzaklardan bir ses geldi.

"Ağla." Arkamızı dönünce muhteşem üçlünün bize doğru geldiğini gördük. Ciddi surat ifadesiyle ağla diyen Dergah'tı. Ulan kızı zaten zor alıyorsun hiç paylaşasım yok bir de bana takılıyorsun. Ah be Dergah sıkmayaydın topuklarına iyiydi.

"Ben seni şimdi bir ağlatırım varya." Son anda sevgilisine gitmeye çalışan Merve'yi yakalayıp koala gibi yapıştım. Damla fırsattan istifade edip Süleyman'a kaçmaya çalıştı. Onu da yakaladım. Şu yoğunluktan onun ifadesini alamamıştık bi türlü. Süleyman'ı o affetmiş olabilir ama kız kardeş konseyinden geçemedi daha.

"Kuzey al bunları götür hemen." Evet muhteşem üçlünün üçüncüsü benimkiydi. Ay böyle söyleyince içim bir tuhaf oldu. Benimki... Avvv Kuzey buraya gelsene seni mıncırmam gereken bir mesele var.

"Seni alıp kaçırsam güzelim?" Güzel plan hadi kaçalım diyecektim ki başımı arkaya çevirdim. Hüzünlü gözlerle bakarak kavuşamayacağımızı anlatmaya çalıştım sevdiğime.

"Sevgilimi alabilir miyim acaba? Ya kendi sevgilin oldu hala aramızdasın kara kedi."

"Enişte dedim bağrıma bastım yemin ederim fos çıktınız ya nankörler. Ulan siz bu kızları üzünce zırlamalarını ben çekiyorum be! Siz sevgili olana kadar da tüm eziyeti de ben çektim! Her derdi tasayı çek ama ilişkiye burnunu sokma öyle mi? Dergah bak taş olursun!"

"Ay o zaten taş!" Diyen Merve'ye baktım hüzünle. Bu mudur yani? Resmen satılmalara doymuyorum be!

Yıllarımı verdiğim babam damatcı olur!

Yıllarımı verdiğim anam hem damatcı hem dünürcü olur!

Yıllarımı verdiğim dostlarım sevgilileri karşısında beni terk eder!

Yok mu arttıran? Satılmalara doyamadım da...

Merve'yi kolumun altından çıkarıp Dergah'a iteledim. Aynı şekilde Damla'yı da Sülo'suna. Eh siz bana ağlayarak gelirsiniz.

O zaman bende Dergah gibi ciddi surat ifademi bozmadan "AĞLA" diyeceğim size köpekler!

Sinirle gidip bohçadaki fazla gözüken süsleri söktüğümde belime sarılan kolları hissettim. Kokusu yine kendisinden önce gelmişti Kuzey'imin.

"Arkadaşlarımı öldürsem kaç yıl yerim sence?"

"Sıfır. Seni anında Avustralya'ya kaçırırım bir ömür mutlu mesut yaşarız." Sevinçle biraz sola doğru kayıp başımı zor da olsa Kuzey'e çevirdim.

"Vallaha de! O zaman Medet'le Sevda'yı da öldüreyim n'olur. Hatta amcamla yengemi de. Biz gittikten sonra babamların da kafası rahat eder bari." Kuzey başını saçlarıma gömüp büyük bir kahkaha attı.

"Katil ruhlu sevgilim benim. Bundan sonra sana içinde silah bulunan bir film bile izletmem." Kendimi zorla kurtardım Kuzey'in kollarından.

Hayallerimin kırılış sesini duydunuz değil mi?

"Çok konuşma da şu masalardan birisine karar ver. Yoksa içimdeki katil dışarı çıkar falan." Kuzey gülümseyerek zorla şakağıma bir öpücük kondurdu.

Sonra sanki dünyanın en önemli işiymiş gibi masalara bakmaya başladı. Aslında bizim için şu anlık bu mesele dünyanın en önemli meselesiydi. Yani en azından benim için öyleydi.

Masalardan bir tanesinin üstü sırf aynaydı ve üzerinde iki yanda olacak şekilde gri örtü vardı. Boş olan orta kısıma kare jardinyer setin ortasını, kumaşların biraz üzerine çıkacak şekilde de diğer iki parçasını koymuştum. Kenar kısımda cam kutularla yükseltilmiş gümüş vazoların içine büyük beyaz tüyler vardı. Hemen yanında gümüş şamdamlar ve şamdanların içinde siyah mumlar. Arka fon olaraksa düz beyaz tülün üzerinde küçük ve az çiçekler vardı.

Diğeri ise beyaz bir masaydı. Bu sefer yanlarına beyaz olan örtülerden koymuştum. Örtülerin üzerine yani masanın yanına, jardinyer setin kenar kısımlarını en öne hemen arkasında içinde beyaz mum gümüş şamdanlar onunda arkasına uzun ince ve yine gümüş olan vazolarda beyaz tüyler koymuştum. Bu masa diğerine göre biraz daha kalabalık biraz daha süslüydü. Orta da kumaş olmayan kısımda içinde yüzüklerin olacağı ferforje bir tepsi onun hemen arkasındaysa ayaklı üçlü pasta sunum seti vardı. Arkadaysa sadece beyaz bir tülün olduğu bir fon kullanmıştım.

Ve benim ikinci seçeneği kesinlikle daha çok beğenmiştim. Tabi Kuzey'in beğenisine göre baştan başlamam da gerekebilirdi.

"Bence bu daha güzel. Daha dolu daha hoş duruyor. Ama sen diğerini beğendiysen o da olur tabi. Benden çok senin seçimin önemli."

SİZE BU ADAMIN RUH EŞİM OLDUĞUNU DAHA ÖNCE SÖYLEMİŞ MİYDİM?

En az bin kere falan söylemişimdir tamam biliyorum.

"Bende bunu beğenmiştim aslında ama yine de her şeye kararsızım işte." Kuzey gülümseyip kollarının arasına aldı beni. Küçük bir sarılmaydı bu. Küçücük. Hiç bir şeye yetmeyecek kadar küçük.

"Başka kararsız kaldığınız konu varsa diye yardıma geldim zaten güzelim."

....

Tüm her şeyi benim kararsız kalmalarıma rağmen halletmiştik. Saat akşamın sekizi olduğunda bitap düşmüş bir halde çıkmıştık şirketten. Kuzey sözlenmemizin bir ön kutlamasını yapmak isteyerek bizi yemeğe götürmüştü. O yorgunluğun üzerine aşırı iyi gelmişti itiraf ediyorum.

Tabi bu sırada boş durmamış Süleyman'ı sorguya çekmiştik Mevo başkanla. Çünkü o kim oluyor ki biz tamam demeden, senin işkencen bitti demeden bizim kardeşimize evlenme teklifi ediyordu? Edemez! Ettirmeyiz!

Ama etti. Ehem. Orasını karıştırmasak mı?

"Neymiş kızgınmış bana? Attım Damla'yı omzuma bindirdim zorla arabaya. Sonra sürdüm arabayı Kocaeli'ne. Orda bir ye.."

"Kocaeli'nde ne aradınız acaba Süleyman?"

"Kesmezseniz anlatıyorum aslında. Neyse. Orda ballıkayalar diye bir yer var. Hani siz bir ara bana işittirmiştiniz Damla'ya evlenme teklifi etmek istersen falan tazı kanyonuna götür diye. Aslında niyetim oraya götürmekti de işten izin alamadım. Gün içi gidip dönelim desen yol uzun. Bende yakında bir yer buldum. Ballıkayalara gittik tepeye çıkarttım bu inatçıyı zar zor. Orda çöktüm önüne evlenme teklifi ettim. Çünkü öküzlük yapmıştım yani hata bendeydi. Durduk yere sevgilimden mi olsaydım. Kızlar ben Damla'yı cidden çok seviyorum ya."

Eh Damla da eriyip bittiğine göre bize de aradan çekilip Adana'da kız isteme törenine seve seve katılmak düşer.

O değilde bu geceden anladığım benim baya ucuza gittiğim oldu. Kuzey hiç bir zahmete girmeden olduğu yerde evlenme teklifi etmişti bana. İnsan bir organizasyon yapardı bee.

Peki bu düşüncemi ona söylediğimde ne yaptı?

Kahkahalarla güldü. Evet evet yanlış duymadınız. Kahkahalarla güldü. Yüzüme yüzüme... Küfür etseydi daha az kızardım heralde. Sonra Defne oluyor eli maşalı!

SEN BU DEFNE'YE KURBAN OL BEE!

Tamam günlük dozaj atarımı da yaptım. Huzurla uyuyabilirim artık. Huzur demişken....

Yarın geçmişin deli Salim'i şimdilerin pamuğu olan dedem gelecek. Çocukluğumu geçirdiğim güzel insandır dedem. Anneannemle birlikte sözüm için gelecekler. Gelecekler gelmesine ama 'siz bana sormadan kızımı nasıl verirsiniz?' diye çıkışmış bizimkilere. Her şey ani geliştiği için dedemlere haber vermeyi unutmuş annemler. Kısacası ölüm fermanlarını imzalamışlar yani. Severdim annemle babamı. İyi insanlardı yani. Allah haklarında hayırlısını versin ne diyeyim.

Yakın zamanda iyi bilirdik diyeceğiz gibi arkalarından....

Continue Reading

You'll Also Like

2M 59.4K 71
Çiçek serisi 1 Zengin , güçlü ancak bir o kadar da sert ve soğuk bir adam . Adeta çelikten bir duvar. Hayatında yeniliklere , aşka ve kadınlara asla...
54.7K 4.9K 24
"Delibal, hem şifa hem zehir."
184K 9.1K 36
Aşkın barut kokan hâli... UYARI! → İncelemekte olduğunuz kitap 16 yaş ve üzeri için uygundur. Olumsuz örnek oluşturabilecek unsurlar içermektedir. →...
4M 150K 85
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyo...